Yalnız Mesajı Göster

“Alkali Su” Ve &Quot;Su&Quot;Yun Sirlari Üzerine Derleme...

Eski 10-07-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

“Alkali Su” Ve &Quot;Su&Quot;Yun Sirlari Üzerine Derleme...



Alkali Su Cihazı
Alkalite vücut hücrelerince kolayca absorbe edilen iyonize durumdaki minerallerin varlığına ve sudaki yüksek oksijen (OH-) varlığına bağlıdır Oksijen OH- formundadır Vücut tarafindan kolayca kullanılır Oksijenin bu formu ayrıca serbest radikallerin nötralize edilmesini sağlar OH- ile oksijen kaynağınız kesilse bile kısa bir süre de olsa yaşayabilirsiniz Bu sebeple ne kadar OH- alınırsa o kadar da dayanım süresi olacaktır

Aktive edilmiş su güçlü bir Antioksidandır Alkali su cihazı, musluk suyunu yaşlanmayı geciktiren negatif ORP’Ii (- yuklü elektronlar) ihtiva eden, likit Antioksidan haline dönüştüren bir cihazdır Kısaca, vücudumuzda negatif ORP nin arttırılmasi olayı, oksidasyon nedeniyie oluşan hastalıkların oluşumunu önleyen ye yaşlanmayı geciktiren çok önemli bir faktördür Genel olarak Aktive edilmiş su vücudumuzun hücre seviyesinde yenilenmesine yardımcı olur

Aktive edilmiş su, vücuda bol miktarda oksijen ye enerji sağlar Aktive edilmiş suyun diğer Antioksidan özelliği hidroksil (-OH) iyonlarını içermesidir Bu iyonlar Vitamin A, Vitamin C ve Vitamin E de olduğu gibi, ekstra elektron ihtiva eden Oksijen molekülleridir Bu hidroksil (-OH) iyonları, bünyelerinde stabil olmayan Oksijen molekülleri nedeniyle hastalıklara neden olan “Serbest Radikaller” i temizlerler Hidroksil Antioksidanları ile Serbest Radikaller, karşılaştıklarında birbirlerini imha ederler, bunun sonucunda vücuda bol miktarda Oksijen ve enerji sağlanır

ANTİOKSİDAN VE SERBEST RADİKALLER
Bütün Serbest Radikaller hücrelerimizden elektron çalarlar Genel olarak yaşlanma prosesi serbest radikallerin hücrelerimiz ve DNA’ mıza verdiği zararlardan oluşur Serbest Radikaller, vücudumuza ve hücrelerimize saniyede 100000 kez hücum ederek elektron çalmak isterler Şayet vücudumuzda yeteri kadar anti-oksidan yok ise direk olarak hücrelerden alırlar Bütün anti-oksidanlar değişik biçimde elektron verirler, örneğin vitamin C elektron verir; ancak kendisi okside olarak serbest radikal haline dönüşür ve eiektron çalma güdüsüne sahip olur

Kendi elektronunu verdiği halde serbest radikal haline dönüşmeyen yegane antioksidan (H) olup elektron verir, oksijeni yakar ve çok güçlü bir anti-oksidant haline geçer Çok küçük olduğundan vücuttaki her yere gidebilir Taze organik yiyeceklerde de yüksek miktarda (H) vardır, ancak pişirme işlemi negatif iyonların büyük bir kısmının kaybolmasına neden olur İnsan kanı, salyası ve idrarında yapılan testlerde tüm insanlarda (özellikle yaşlandıklarında) düşük miktarda (H) bulunmuştur Yani herkes aşırı derecede okside olmuş durumdadır İşte bu elektron eksikliği çeşitli hastalıklara neden olur Insan vücudunu olutşuran hücrelerde biyolojik savunma olayı geçerlidir, virüsler, bakteriler, mantarlar ve parazitler, hücrelerimiz sağlıklı ise hücre savunmasını geçemezler ve menfi etkileyemezler Vücudumuzdaki elektron miktarını artırarak, zararlı organizmaların yaşamasını engelleyebileceğimiz gibi bağışıklık sistemimizi iyileştirerek, serbest radikallerin, toksinlerin ve zehirlerin atılmasını sağlayabiliriz Tıp ilimi bağışıklık sistemine hücum eden virüsler için büyük araştırmalar ve masraflar yapmaktadır Oysa yapılacak şey biyolojik savunmayı güçlü hale getirmektir İdeal olarak insan vücudunun alkali olması gereklidir Ancak yediğimiz yiyecekler ile aşırı asidik hale gelmektedir Örneğin kanser hastalarının vücutlarında fazla miktarda amonyak bulunur Hastalıklara sebebiyet veren mikrop ve virüslerin en çok tercih ettikleri ortam asidik ortamdır Ortamın pH’ ının yükseltilerek Alkali hale getirilmesi lie mikrop ve virüslerin yaşayamayacağı ortam yaratılarak hastalıkların önüne geçilebilir Kanser hücrelerinde hemen hemen hiç hidrojen bulunmaz, vücuda bol miktarda elektron alınarak kansere karşı dayanıklılığını artırmak mümkündür

Hidrojen, vücudun ihtiyaci olan en önemli besindir Hücrelerinize yeteri kadar su götürerek, sıhhatli hale getirebilir; yapıcı rnetabolizmayı daha iyi çalıştırabilirsiniz Normal suyun yarısı kadar molekül hacmine sahip olan aktive su ile hücrelerinize fazla miktarda su ve besini taşıyabilirsiniz Günde 8-10 bardak Aktive edilmiş su içerek, egzersiz yaparak, iyi beslenerek, uzun, sağlıklı ve mutlu bir hayatın anahtarını elde etmiş olursunuz Aktive edilmiş suyun düzenli olarak içmeye başladıktan en geç iki hafta sonra, onun şaşırtıcı ve harika etkisini hissetmeye başlarsınız

Alıntı Yaparak Cevapla