Yalnız Mesajı Göster

“Alkali Su” Ve &Quot;Su&Quot;Yun Sirlari Üzerine Derleme...

Eski 10-07-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

“Alkali Su” Ve &Quot;Su&Quot;Yun Sirlari Üzerine Derleme...



Suların özellikleri
Doğa da tam olarak saf suyun bulunması hiçbir zaman mümkün değildir Doğadaki sularda yabancı madde, erimiş tuzlar, gazlar, kimyasal bileşikler, hastalık yapan veya yapmayan organizmalar, toprak kil vs bulunur Bunların bir kısmı mikroskopla ve bakteriyolojik muayeneler, bir kısmı kimyasal deneylerle, bir kısmı gözle, bir kısmı da tat ve kokularıyla teşhis edilebilir

Fiziksel özellikleri
Su bulunduğu şartlara bağlı olarak katı, sıvı ve gaz hallerinde bulunabilir Yoğunluğu büyük ölçüde sıcaklığa bağlıdır Suyun fiziksel özelliklerinden sıcaklığı, bulanıklığı, rengi lezzeti, kokusu, geçirgenliği ve pH'sı önemlidir İçilebilir nitelikteki su fiziksel açıdan en az aşağıdaki nitelikleri taşımalıdır:
a) Suların bulanık olmaması,
b) Renksiz olmalı
c) Kokusuz, kendine has bir tat bulunmalı,
d) İçilebilir suyun sıcaklığının 15°C den daha aşağı sıcaklıkta olması arzu edilir

Suyun sıcaklığıSuyun kendine özgü lezzeti özellikle sıcaklığa bağlıdır Genel olarak içme suyunun sıcaklığının 7-12 °C 'ler arasında olması istenmektedir Daha sıcak sular ağza yavan gelebildiği gibi 20°C'den fazla sıcak sular mide bulantısı vermektedir Bunun tam aksi soğuk sular mide ve bağırsak mukozasını tahriş ettiği gibi bağırsak hareketlerini durdurmakta ve sancı oluşturmaktadır İçilebilir su, derinden gelen toprak tabakalarından çok yavaş süzülerek yer üstüne çıktığından daima soğuktur Bu yavaş süzülme suyu kirliliğinden büyük ölçüde arındırır

Suyun bulanıklığıSuyun bulanıklığı içerdiği asılı ve kolloidal haldeki organik ve inorganik maddelerden ileri gelir Organik maddeler arasında patojen mikroorganizmaların bulunabileceği de ayrıca unutulmamalıdır Bulanık sular daima şüpheli sular olarak kabul edilmelidir İçme ve kullanma sularının berrak olması su hijyeni yönünden önemlidir Kaynağı ne olursa olsun önceden ne gibi temizleme işlemi görmüş bulunursa bulunsun bulanık suların içilmemesi, işletme ve ev işlerinde kullanılmaması gerekir Hatta borularda tortu bırakmaları dolayısıyla endüstride bile kullanılmamalıdır

Bulanıklık tayininde “turbidimetre” denilen alet kullanılır Bu aletin esası, 1 metre uzunluğunda 2 cm çapında bir cam borudur Bir ucunda ortasında 4 mm siyah bir çizgi bulunan beyaz bir tıpa ile kapatılır Bulanıklığı ölçmek için cam borunun içine tıpadaki siyah çizgi, üsten bakıldığında kayboluncaya kadar numune suyu konulur 60 cm yüksekliğinden daha fazla su konulduğunda çizgi görülürse suyun berrak olduğuna karar verilir30-60 cm arası hafif bulanıklığa ve 30 cm'den aşağı olursa bulanıklılığa karşı gelir Muayene gündüz ışığı ile (Güneş ışığında değil) yapılmalıdır

Suyun rengi
Suyun rengi hakkında karar verebilmek için suya süzüldükten sonra bakılmalıdır Çünkü suyun rengi genellikle suda kolloidal halde bulunan organik ve inorganik maddelerden Bazen de endüstri sularında erimiş kimyasal maddelerden ve boyalardan ileri gelir

Az miktardaki su renksiz olmasına karşılık kalın tabaka halinde doğal olarak mavimtırak renktedir Fakat demir bileşikleri, koloidal organik maddeler ve özellikle de bitkisel kaynaklı maddeler süspansiyon halinde bulunduklarında suyu renklendirirler İçinde demir tuzları (Ferro) bulunan sular sarı renkte olup havalandırılınca kırmızımtırak çökelek verirler Granitli kayalardan gelen sular hafif esmerimtrak bir renk taşırlar Ayrıca suda yosunların ve mikroorganizmaların üremesi de suya yeşilimsi bir renk vermektedir

Suyun kokusu
Genellikle iyi nitelikli su kokusuzdur Suyun kokulu oluşu birçok nedenden ileri gelir Bu nedenler genellikle mikroorganizmaların fermentasyonu, dışkı, idrar karışması, organik maddelerin ayrışması, endüstriyel artıkların ve çeşitli artıkların karışması şeklinde sayabiliriz Ayrıca derin yeraltı sularında sülfatların ayrışmasıyla oluşan kükürtlü hidrojen, suların içinde yaşayan algler, protozoonlar ve çeşitli mikroorganizmalar ve bazen de suların nakledilmelerinde kullanılan boru ve kaplarda kokunun oluşmasına neden olur Ayrıca suların dezenfeksiyonunda kullanılan klor ve iyotta suya kendilerine özgü kokularını verir Koku muayenesi için şişenin kapağı çıkarılarak hemen koklanır Ayrıca su bir beherglas’a konur, ağzı saat camı ile kapatılır ve 95°C'ye kadar ısıtıldıktan 5 dakika sonra koku muayenesi yapılır

Suyun lezzeti
Suyun lezzeti, suda erimiş oksijen ve karbondioksit gazlarına, içerdiği diğer kimyasal maddelere ve suyun sıcaklığına ve soğukluğuna göre değişmektedir Suyun lezzeti doğal ve hoş içimli olmalıdır Aksine ekşi, acı, tuzlu, madeni veya kekremsi lezzetli olmamalı, lezzetini değiştirmemeli, içildiği zaman boğazda kuruluk, buruşukluk ve midede de şişkinlik hissi vermemelidir İçilen suyun, istenilen taze su lezzeti içerdiği oksijen ve karbondioksit gazlarından oluşmaktadır Suyun ısıtılması halinde bu gazlar buharlaşarak uçacağından suda yavan ve tatsız bir lezzet oluşur Suda bulunan mineral maddelerin oranı az ise suda kabul edilebilir bir lezzet vardır Mineral maddelerin çokluğu suyu içilemez bir hale getirebilir

Geçirgenlik
Suyun elektrik akımına direnci saf olduğu zaman çok şiddetlidir Çözünmüş madensel tuzları içerdiği zaman ise elektrik akımı direnci azalır İyi kaliteli su, elektrik akımına karşı sabit bir direnç gösterir

pH derecesi
Suyun pH'sı suda kalsiyum bikarbonat ve alkali tuzlar bulunursa alkali, fazla karbondioksit varsa asit reaksiyon gösterir Suyun fazla alkali olması kokuşmanın varlığını gösterir Asiditesi karbondioksitten başka asitlerden oluşan suların korrosif özellikleri vardır Suyun pH'sı nötr veya hafif alkali olmalıdır Kaynak sularında pH 70-85, içme ve kullanma sularında pH 65-92 sınırları içinde olmalıdır

Kimyasal özellikleri
Hijyen bakımından alimentasyon suyunun kimyasal analizi; erimiş gazlar (Özellikle CO2 ve O2), sertlik derecesi, organik maddeler, amonyak, nitrat ,nitrit , klorür, deterjan bulunup bulunmadığı ve miktarlarının tayinleri üzerinde yapılır Gereğinde Fe, Pb, Zn, pestisidler ve radyoaktif serpintiler araştırılır

Suda erimiş oksijen
Oksijen, erimiş halde hava ile temas eden sularda bulunmaktadır Bulunan oksijen oranı, suyun yüzeysel veya derin olmasına, kokuşmuş maddelerin bulunup bulunmadığına, sıcaklığına, hava basıncına, bulunan madensel tuzlara, suda yaşayan canlılara ve suyun dalgalı, çarpıntılı olmasına göre değişir Genellikle dalgalandıkça ve aktıkça havadan oksijen alan temiz sular, litresinde 12 ml kadar oksijen içerirler Bu sularda kokuşma maddeleri bulunduğunda, oksijen bu maddeler tarafından sarf olduğundan miktarları çok azalır Bununla beraber hiçbir kirliliğe bağlı olmadığı halde yeraltı sularında oksijen miktarı litrede 6-7 ml' ye düşebilir Derinden gelenlerde ise hiç yoktur Fakat bu yokluk bir kirlilik anlamını taşımaz Bu sular yeryüzüne çıkıp da hava ile temas edince az çok oksijen alırlar İçme sularında oksijen bulunmasının sağlık üzerine doğrudan bir tesiri yoktur Ancak suyun lezzetini etkilediğinden az miktarda bulunması gerekir Fazlası ise sulara agresiv özellik kazandırmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla