Prof. Dr. Sinsi
|
Tarihte Kurulan Türk Devletleri
Hazar İmparatorluğu (Hazarlar)
Hazarlar, İdil kıyıları ve Kırım yarımadası arasında imparatorluk kuran bir Türk boyudur (468-965)
Önceleri, Hazarların kaynakları ve hangi soydan geldikleri, kesin olarak bilinmiyordu Bu konuda, değişik görüşler ileri sürülüyordu Daha sonra incelenen Musevî, Bizans ve Arap kaynaklarına göre, Hazar ülkesinde yaşayan halkın büyük çoğunluğunun uygur, Hazar, Bulgar, Sabir ve pecenek gibi türk boyları olduğu açıklandı
Hazarların, batı hun devleti'nin yıkıntıları üzerinde devlet kurdukları (468), göktürk imparatorluğu'nun batı kolu olarak gelişme gösterdikleri, Göktürkler ile eş kaynaktan geldikleri anlaşıldı Türk adını almaları da bu yüzdendir
Hazarlar, Sasanîlerle sık sık savaşırlardı Bizans'la aralarında daha çok barışa dayanan bağlantılar vardı 627 yılında yapılan Bizans-İran savaşında Hazarlar, Sasanîler'e karşı Bizans'ı tuttular VII yüzyıl sonlarına doğru, Arran Hıristiyanlarının Hazarlar üzerindeki dinî baskıları arttı Yavaş yavaş eski dinleri olan Şamanlığı bıraktılar İslâmın doğuşundan sonra hızla gelişen Arap saldırıları, kısa bir süre içinde Âzerbaycan'a yayıldı İstanbul'u kuşatan Emevî ordularına karşı Bizans; Hazar ve Bulgar Türklerinden yardım istedi (718) Bizans'ın yardımına koşan Hazarlar, Arapların tepkisini üzerlerine çektiler Bu yüzden, bu bölgeyi ele geçiren Araplar, 721-723 yıllarında Hazar topraklarına saldırdılar, başkent Belencer'i aldılar Bunun üzerine Hazar hanı, İdil ırmağı kıyısındaki Akkale ilini başkent edindi Daha sonra Mervan bin Muhammed, bir ordu ile Belencer'e kadar geldi, şehri yaktı Derbend'e Arap birlikleri yerleşti Araplar, bu saldırıların bir süre ardını bırakmadı 737 yılında, gene Mervan bin Muhammed, yüz elli bin kişilik büyük bir ordu ile Etil şehri üzerine yürüdü Oldukça korkulu yollardan, derin vadilerden geçen Mervan, bu ordu ile Kür nehri kıyısındaki Kasak şehrinden Hazarların, Dağıstan'daki büyük ili olan Semender üzerine yürüdü Orduyu, biri Derbend, biri de Daryal geçidi olmak üzere iki ayrı yoldan geçirerek birdenbire Hazarlara saldırdı Hazarlar, bu beklenmedik saldırı karşısında pek tutunamadılar Mervan bin Muhammed, ordusunu kolayca Etil'e gönderdi, şehri kuşattı Hazar hakanı, İdil nehrinin öteki kıyısına geçerek, tarhanlardan kurulu 40 000 kişilik bir ordu ile, Arapların nehri aşmalarını önlemek istedi Mervan, bu çarpışma sonunda, 20 000 aileyi esir alarak Derbend taraflarına sürdü Anberi adlı kumandanın yönetimi altına verdiği 40 000 kişilik seçme Arap ordusunu da tulumlara bindirerek nehrin doğu yakasına geçirdikten sonra, Hazar Tarhanının ordusunu dağıttı, Tarhanı öldürttü Bunun üzerine Hazar hakanı, barış istemek ve antlaşma imzalamak zorunda kaldı Mervan bin Muhammed, Hazar hakanına, Etil'e dönme izni verdi Ayrıca, İslâm dinini Hazarlar arasında yaymak amacıyla Sabit el-Esadî ve Abdurrahman Hulânû adlı iki Arap hukukçusunu, Hazar hakanının yanında bıraktı Araplar karşısında başarısızlığa uğrayan Hazarlar, VII ve VIII yüzyıllarda Avrupa ve Bizans ülkelerinde durumlarını korudular Kırım ve Azak ülkelerinde daha da güçlendiler Kırım Gotları, bu yüzyıllarda Hazarlara bağlıydılar Başlarında Hazar hakanı tarafından tayin edilen bir vali bulunurdu Bu genel valilere, Göktürk ve Hazar devletlerinin öteki bölgelerinde olduğu gibi, Kırım'da da tuyun adı veriliyordu Gotlar, kendi içlerinde bağımsızdı Daha sonraki yıllarda Hazarlar, yavaş yavaş Gotların bağımsızlıklarına son verdiler (787) Bu arada Hazarlar, Don ırmağı üzerinde, bozkır kavimlerinin saldırılarını önlemek amacıyla, Sarhil adını verdikleri bir kale yaptılar Ukrayna'nın başkenti olan Kiev'de, Hazar hakanına bağlı üç kardeş tarafından yaptırılmıştı
Bu ağır yenilgiden sonra, Hazarlarla Araplar arasındaki gerginlik arttı Ast Tarkan kumandasındaki 100 000 kişilik bir Hazar ordusu, Kafkas dağlarından hızla güneye indi Daha önce Arapların saldırısına uğrayan Ermeniye ve Âzerbaycan'a girdi (765) Bütün şehirleri yağma etti 100 000 Müslümanı esir alarak götürdü Bununla, Hazar kumandanı, otuz yıl önceki ağır yenilginin öcünü aldı Güneyde Araplara yenilen Hazarlar, batıda, özellikle Avrupa devletleri karşısında önemli bir varlık olarak kaldılar 787 yılında Gotların Kırım'daki kalelerini alarak, oradaki hakimiyetlerine son verdiler Araplar gibi, Bizanslılar da Hazarlarla birtakım akrabalıklar kurma yoluna gittiler İmparator II Justinianus, Hazar hakanının kızkardeşiyle; İmparator V Konstantinos, bir Hazar prensesiyle evlendi Halife Harun Reşid zamanında, Hazar hakanı ve yakınları Musevî dinine girdiler
Hazar İmparatorluğu, bir yandan Norman-Rus, bir yandan selcuklu ve Kıpçak saldırıları sonucu sarsıldı Gittikçe kuvvetlenen Ruslar, Kiev'i Hazarların elinden aldılar (866) Bu olaydan sonra Rusların, Hazar topraklarına yaptıkları akınlar sıklaştı 965 yılında Svyatoslav kumandasındaki bir Rus ordusu, bütün Hazar şehirlerini yakıp yıktı Dağılan Hazar halkı, bazı adalara sığınmak zorunda kaldı Hazarlar, bir süre sonra Azak ve Kırım'da küçük prenslikler kurarak yaşamaya başladılar Bizans'ın yardımıyla Ruslar, buraları da kendi topraklarına kattılar (1016) Aynı yıllarda, Aşağı İdil ve Terek'teki Hazar devletleri de Oğuz (Selçuklular) ve Kıpçakların saldırıları sonunda ortadan kalktı Geniş bir alana yayılan Hazarlar; kıpçaklar, Peçenekler, oğuzlar gibi yeni Türk boylarına karıştılar Altınordu hakanı Sürbidey Noyan, Etil şehrinde bağımsız yaşayan Hazarların hakimiyetine son verdi (1299), şehrin yakınlarında, altın ordu'ninin başkenti olan Saray'ı kurdu Hazar kağanları, sırasıyla şunlardır: Bulan (620-?); Ubaca; Hızkiya; Menaşe I; Hanuka; İshak; Sabulon; Menaşe II; Nisi; Harun I; Menahem; Benyamin; Harun II (?-931); Yusuf (931-965)
|