10-06-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Karısını Döven Sadrazama Bir Araba Sopa. . .
UŞAKLARDAN DAYAK YEDİ
Yediği tokat Şah Sultan'ı daha da celállendirir, "Benim gibi bir hünkár kızına el kaldırırsın haaa? Seni ahláksız"! deyip feryáda başlar, konakta ne kadar haremağası, hizmetkár ve uşak varsa hepsini çağırır, "Vurun şu mel'una!" diye emredip kocasına güzel bir meydan dayağı çektirir Gayet uzun süren dayak faslından sonra hırsı hálá geçmeyince, her tarafı mosmor olmuş Paşa'yı önce kapıdışarı eder, sonra hemen kardeşi Sultan Süleyman'ın huzuruna çıkar, hüngür hüngür ağlayıp "Benim kocam, senin de vezirin olacak deyyus bana el kaldırmaya cür'et etti Herifi ben tepeledim ama sen de tepele!" der
Gazaba gelme sırası bu defa hükümdardadır: Kanuni Süleyman, kızkardeşini Lütfi Paşa'dan hemen boşatır, Paşa'yı veziriázamlıktan atıp Dimetoka taraflarındaki bir çiftliğe sürgüne yollar, üstelik nikáh sözleşmesinde geçen ve "mihr" denilen tazminat için Paşa'nın mallarını sattırır ve satıştan gelen paraları da Şah Sultan'a verir Şah Sultan bir daha evlenmeyecek ve büyük bir şeyhe mürid olup hayatını hayır işlerine vakfedecektir
Lütfi Paşa, "Asafnáme" isimli eserinde azledilmesi meselesini "İkiyüzlü ve kötü niyetli bazı herifler aleyhimde dedikodu yaptılar" sözleriyle geçiştirecektir Paşa, yediği dayaktan ise hiç bahsetmeyecek, "Kadınların hilelerinden kurtulabilmek ve onlara mağlup olmamak için gönül rahatlığıyla çiftliğimde inzivaya çekildim ve Allah'a dua etmekle meşgul oldum" diye yazacaktır
|
|
|