10-06-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale Savaşindan Anilar (Cesaret Marşi)
Azman Dede Balıkesir`de son gömdüğümüz Çanakkale gazisi İvrindi'nin
Mallıca
>köyünden 104 yaşında Azman Dede idi Gençliğinde iki metreyi aşkın
boyu,dev
>görünümüyle insan azmanı sayılmış herkes ona azman demeye
başlamış,soyadı
>kanunu çıkınaca da Azman soyadını almıştı Esas ismi adeta
>unutulmuştu Yıllar önce bir yerel araştırma sırasında Mallıca köyü
>kahvesinde kendisiyle görüştüm Kulakları ağır işitiyordu Köylülerden
biri
>yardımcı oldu Benim sorduklarımı kulağına bağıra bağıra söyledi Onun
>sesine alışkın olduğundan anladı Sordukları mı cevapladı Söz
>Çanakkale`ye geldiğinde o koca ihtiyar sarsıla sarsıla, hıçkırıklar
içinde
>ağlamaya başladı Kendi zor duyduğu için kan çanağına dönen gözleriyle
bize
>de duyurmak için bağıra bağıra anlatmaya başladı :
>
>-"Bir hücum sırasında bölük erimişti Yüzbaşı telefonla takviye
istedi
>Gece yarısı siperleri takviye için istediğimiz askerler geldi Hepsi
askere
>alınmış gencecik insanlardı Ama içlerinde daha çocuk denecek yaşta
üç-dört
>asker vardı ki hemen dikkatimizi çekti Bölüğü düzene soktum Yüzbaşı
>gelenlerle tek tek ilgileniyor, karanlıkta el yordamıyla
>üstlerini başlarını düzeltiyor, sabah yapılacak olan süngü hücumuna
>hazırlıyordu
>
>Sıra o çocuklara geldiğinde, o cıvıl cıvıl şarkı söylerek gelen
çocuklar
>birden çakı gibi oldular Yüzbaşı sordu;
>"Yavrum siz kimsiniz?",içlerinden biri; "Mektebi Sultanisi
talebeleriyiz
>Vatan için ölmeye geldik! " diye cevap verdi Gönlüm akıverdi o
çocuklara
>Bu savaş için çok küçüktüler Daha süngü tutmasını bile bilmiyorlardı
>Onlarla ilgilendim "Mermi böyle basılır Tüfek şöyle tutulur Süngü
böyle
>takılır
>Düşmana şöyle saldırılır! " diye Onları karşıma alıp bir bir
gösterdim
>
>Siperlerin arkasında ay ışığında sabaha kadar talim yaptık Gün
ışımadan
>biraz dinlensinler diye siperlere girdik Ortalık hafif aydınlanır
gibi
>olunca hep yaptıkları gibi düşman gemileri gelip siperlerimizi
bombalamaya
>başladı lar Yer gök top sesleriyle inliyordu Her mermi düştüğünde
minare
>gibi alevler yükseliyor birgün önce ölenlerin kol, bacak, el, ayak
gibi
>parçaları havaya kalkan toprakla siperlere düşüyordu Mermiler
üzerimizden
>ıslık çalarak geçiyordu Siperler toz duman içinde kalmıştı Bir ara
>yüzbaşı "Azman yandık! " diye
>siperin köşesini işaret etti O şarkı söyleyerek sipere gelen, sanki
çiçek
>toplarmış gibi neşeli olan o çocuklar siperin bir köşesinde sanki bir
yumak
>gibi birbirine sarılmış tir tir titriyorlardı Çocuklar harbin gerçeği
ile
>ilk defa karşılaşıyorlardı
>Ürkmüşlerdi Yüzbaşı yandık demekte haklıydı
>Muharebede bir ürküntü panik meydana getirebilirdi Tam onlara doğru
>yaklaşırken içlerinden biri avaz avaz bir marş söylemeye başladı! 
>
>Annem beni yetiştirdi bu yerlere yolladı
>
>Al sancağı teslim etti Allah'a ısmarladı
>
>Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana
>
>Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana
>
>Baktım hemen biraz sonra ona bir arkadaşı daha katıldı Biraz sonra
biri
>daha  Marş bitiyor yeniden başlıyorlar Bitiyor bir daha
söylüyorlar Avaz
>avaz! Gözleri çakmak çakmak  Hücum anı geldiğinde hepsi süngü
takmış,
>tüfeklerine sımsıkı sarılmış, gözleri yuvalarından
>fırlamış dişler kenetlenmiş bekliyorlardı 
>
>O an geldi Birden yüzbaşı "Hücum! "diye bağırdı Bütün bölük, bütün
>tabur, bütün alay cephenin her yerinden fırladık İşte tam o anda, tam
o
>anda, o çocuklar kurulmuş gibi siperlerden fırlayıverdiler
>İşte o an Tam o an bir makinalı yavruları biçiverdi Hepsi sipere
geri
>düştüler Kucağıma dökülüverdiler Onların o gül gibi yüzleri gözümün
>önünden gitmiyor Hiç gitmiyor! İşte ben ona ağlıyorum, o çocuklara
>ağlıyorum! "
>
>Azman dede ağlıyordu Ben ağlıyordum Kahvede kim varsa ağlıyordu
>
>Kahveci gözyaşları içinde bize çay getirdi Eğildi; "Azman dede hep
ağlar
>Niye ağladığını bugün ilk defa anlattı " dedi
ALINTI
|
|
|