Osmanlı Padişahlarının Peygamber Aşkı

**Prof. Dr. Sinsi** · 10-06-2012

Niyet-i harbimiz; İslamın sancağını ötelere dikmek idi

Asker, tarik-ı harbe koyulmada n evvel,

Babussaad enin önünde en güzel sesli hafızlard an Kur-an’ı Kerim tilaveti dinler idi

Sure-i fetih bitmeden haşmetli padişahım, peygamber sancağını serdar-ı ekremine vermez idi

Sonrası…“Ya Allah, Bismillah, Allahuekb er”ler idi

“Nasrun minallah” inancıyla ordu-yu humayün tozu dumana katar idi

“Allah allah”lar Asakir-i Mansure-i Muhammedi ye’nin vird-i zebanları olmuş idi

Peygamber aşkı nasıl da yakardı yürekleri ni,

Bunca hatm-i şerif, bunca yolda ne için idi

Kimdi gelen, getirilen ne idi?

Mısır yolundan gelen mübareğin hırka-i şerifiydi

Okunan hatimler, salat-u selamlar Efendim içindi

Osmanlı, Nebiye hürmette de azami dikkatliy di

Her şey onun gül hatırına yapılır idi

Sultan Fatih düşündükç e gönlünün fatihini, gül koklayıp durur idi

Ulu padişahım, Hacer-ül Esvedi kaplatırk en kırılan minik taş parçaları nı kıymetli camilerim izin kapıların a ziynet yapmış idi

Beytullah’ın avlusunu süpürttür düğü tavus kuşundan olan süpürgeni n tüylerind en birini de tacında taşımış idi

O’na hürmeten bayram tebrikler inde sadece nakibu’l-eşraf ayakta karşilanı r idi

O yüce aşktan, O’nun nadide soyundan gelen seyyid ve şeriflere “nakibu’l-eşraf” buyurmuşl ar idi,

Nakibu’l-eşraf’a ne izzet-i ikramlar yapılmış idi

Bir de alay vardı hicaz yolunda, adı Surre olan

Nice develer gönderilm işti haremeyne süslenip bezenip

Ne samimi, ne hoş hediyeler ulaşirdı Medineli’ye kafile kafile

Ne büyük bir hürmetle, ne itinalı bir törenle, ne ince bir hassasiye tle,

Ne muazzam bir kalabalık yolculard ı alay-ı surreyi ümmetinde n olan

Ne Kur’an’lar okunurdu, ne dualar edilirdi, ne aminler yükselird i arş-ı alaya!

İstikamet Mekke, istikamet Medine,

İstikamet rıza-yı İlahi, istikamet muhabbet-i Muhammed!

İdi her daim

****

Fahr-i Kainat Efendimiz de bu hürmete bu muhabbete lakayd kalır mıydı?

Hiç mümkün müydü Efendimiz bu sevgiye karşilık vermesin?

Sina çölünde padişahım ıza rehberlik yapan yüce Peygamber im, Sultan Süleyman’a dahi camiisini n inşasında rehberlik yapmış idi

Bizzat mübarek eliyle, tek tek tarif etmiş “Süleyman! Minberi buraya, Mihrabı şuraya” buyurmuşt u

****

Ne tarih imiş

Tükler ne kadar da muhteşem imiş

Efendimiz in türbesini n inşasında biriken tozları dahi kutsal emanet kabul eden emsali görüşmemi ş, müstesna ve muazzam bir tarihimiz var imiş

****

Az…

Sana indirilen kitabı ne kadar okusak az

Kur-an’ı ne kadar başımızda taşısak az

Sana ümmet olabilmiş sek ne kadar şükretsek az

Cennet-ül firdevste seninle buluşabil mek için ne etsek az

Her gün, her dakika, her an bile niyaz,

Sana vasıl olmak için ise yine az

Ne olur…

Bizleri de ümmetine yaz

Selam olsun size Ey Peygamber aşıkları,

Bizler de umutla bekliyoru z yakın yarınları

Ve de umum dostlarım ıza, ahbabları mıza, mahbubumu za kavuşmayı

10-06-2012	#1
Prof. Dr. Sinsi	Osmanlı Padişahlarının Peygamber Aşkı Niyet-i harbimiz; İslamın sancağını ötelere dikmek idi Asker, tarik-ı harbe koyulmada n evvel, Babussaad enin önünde en güzel sesli hafızlard an Kur-an’ı Kerim tilaveti dinler idi Sure-i fetih bitmeden haşmetli padişahım, peygamber sancağını serdar-ı ekremine vermez idi Sonrası…“Ya Allah, Bismillah, Allahuekb er”ler idi “Nasrun minallah” inancıyla ordu-yu humayün tozu dumana katar idi “Allah allah”lar Asakir-i Mansure-i Muhammedi ye’nin vird-i zebanları olmuş idi Peygamber aşkı nasıl da yakardı yürekleri ni, Bunca hatm-i şerif, bunca yolda ne için idi Kimdi gelen, getirilen ne idi? Mısır yolundan gelen mübareğin hırka-i şerifiydi Okunan hatimler, salat-u selamlar Efendim içindi Osmanlı, Nebiye hürmette de azami dikkatliy di Her şey onun gül hatırına yapılır idi Sultan Fatih düşündükç e gönlünün fatihini, gül koklayıp durur idi Ulu padişahım, Hacer-ül Esvedi kaplatırk en kırılan minik taş parçaları nı kıymetli camilerim izin kapıların a ziynet yapmış idi Beytullah’ın avlusunu süpürttür düğü tavus kuşundan olan süpürgeni n tüylerind en birini de tacında taşımış idi O’na hürmeten bayram tebrikler inde sadece nakibu’l-eşraf ayakta karşilanı r idi O yüce aşktan, O’nun nadide soyundan gelen seyyid ve şeriflere “nakibu’l-eşraf” buyurmuşl ar idi, Nakibu’l-eşraf’a ne izzet-i ikramlar yapılmış idi Bir de alay vardı hicaz yolunda, adı Surre olan Nice develer gönderilm işti haremeyne süslenip bezenip Ne samimi, ne hoş hediyeler ulaşirdı Medineli’ye kafile kafile Ne büyük bir hürmetle, ne itinalı bir törenle, ne ince bir hassasiye tle, Ne muazzam bir kalabalık yolculard ı alay-ı surreyi ümmetinde n olan Ne Kur’an’lar okunurdu, ne dualar edilirdi, ne aminler yükselird i arş-ı alaya! İstikamet Mekke, istikamet Medine, İstikamet rıza-yı İlahi, istikamet muhabbet-i Muhammed! İdi her daim ** Fahr-i Kainat Efendimiz de bu hürmete bu muhabbete lakayd kalır mıydı? Hiç mümkün müydü Efendimiz bu sevgiye karşilık vermesin? Sina çölünde padişahım ıza rehberlik yapan yüce Peygamber im, Sultan Süleyman’a dahi camiisini n inşasında rehberlik yapmış idi Bizzat mübarek eliyle, tek tek tarif etmiş “Süleyman! Minberi buraya, Mihrabı şuraya” buyurmuşt u Ne tarih imiş Tükler ne kadar da muhteşem imiş Efendimiz in türbesini n inşasında biriken tozları dahi kutsal emanet kabul eden emsali görüşmemi ş, müstesna ve muazzam bir tarihimiz var imiş ** Az… Sana indirilen kitabı ne kadar okusak az Kur-an’ı ne kadar başımızda taşısak az Sana ümmet olabilmiş sek ne kadar şükretsek az Cennet-ül firdevste seninle buluşabil mek için ne etsek az Her gün, her dakika, her an bile niyaz, Sana vasıl olmak için ise yine az Ne olur… Bizleri de ümmetine yaz Selam olsun size Ey Peygamber aşıkları, Bizler de umutla bekliyoru z yakın yarınları Ve de umum dostlarım ıza, ahbabları mıza, mahbubumu za kavuşmayı