10-06-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanli'da Ahşap Sanati
OSMANLI’NIN SANAT ÜSLUPLARI
14 yüzyılda Anadolu’da giderek hakimiyet kazanan Beylikler dönemi, Osmanlı sanatına bir geçiştir Selçuklu ve Beylikler döneminde özellikle mihrap, cami kapısı, kapı ve pencere kanatları gibi mimari elemanlarda kullanılan ahşap işçiliği, Osmanlı döneminde çok daha geniş bir uygulama alanı kazanır 15 yüzyılda Fatih Sultan Mehmed tarafından Edirne’de temelleri atılan ve 15 yüzyılın sonlarında Sultan II Bayezid döneminde Topkapı Sarayı’nda tamamlanan Ehl-i Hiref ve Hassa Mimarları Ocağı gibi meslek örgütlenmesi Osmanlı ahşap işçiliğinin sanat üsluplarının belirlenmesinde etkili olur
Yapı faaliyetlerini yürütmek ve denetlemekle görevli Hassa Mimarlar Ocağı’nda yetişen Mimar Sinan’ın mimarlıktan önce marangozluk, Mehmed Ağa’nın ve Dalgıç Ahmed Çavuş’un sedefkârlık öğrendiği düşünülürse Osmanlı sanatında ahşap işçiliğine verilen önem daha iyi anlaşılır
Ahşap işçiliğinin üslup ve teknik açıdan en güzel ve görkemli örneklerini 16 ve 17 yüzyılda görmekteyiz Selçuklu geleneğinde sürdürülen rumî-palmet ve kıvrım dal kompozisyonlarından oluşan girift bitkisel bezemeye hatayi ve diğer naturalist üsluplu çiçek motiflerinin de katılmasıyla zengin bir düzenleme ortaya çıkar O zamana kadar çini ve kumaş desenlerinde görmeye alışkın olduğumuz Uzakdoğu etkili çintemani ve Çin bulutu motiflerinin bu kez ağaç işçiliği üzerinde görülmesi ilginçtir
Yine bu dönemde daha geniş yüzeylere uygulanan kündekâri tekniğinin yanında küçük ölçekli ahşap eşyada kakma tekniği kullanılmaya başlanır
‘Tarsi’ olarak da adlandırılan bu teknikte, ahşabın üzerine ince bir kalemle çizilen desene göre açılan yuvalara, yine desene uygun hazırlanıp kesilen sedef, fildişi, bağa, abanoz veya gümüş teller gömülür veya yapıştırılır
Bu resım kucultulmustur Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın Orjınal boyut 790x800
This image has been resized Click this bar to view the full image The original image is sized 790x800 and weights 81KB
|
|
|