Konu
:
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz
Yalnız Mesajı Göster
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz
10-07-2012
#
5
Prof. Dr. Sinsi
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz
ALİ DEMİREL
Biga-Gündoğdu Bucağı'ndan
1301 ( 1885 ) doğumluyum
96 yaşındayım
Köyden bir çıktım 8 senede geldim
Arıburnu Cephesinde 27
Alaydaydım
Sonra Arabistan cephesine gittim
İngiliz' e 2 yıl da esir kaldım
Arıburnu Cephesinde 27
Alay'ın o meşhur aynalı tüfeklerini ben yapardım
Marangozdum
Makinalı tüfekçi yazmışlar beni
Benimle beraber 5 kişi var daha bizim köyden
Çanakkale'ye varınca piyadeye çevirdiler
Beni verdiler 27
Alaya Mevzilerimiz Arıburnu'nun üzerlerindeydi
ALİ DEMİREL
Ben 27
Alay 2 Tabur 1
Bölükte bulundum
Alay Kumandanımız Şefik Bey Tabur Kumandanımız Kör Hali Bölük Kumandanımız Hasan Efendi Takım Kumandanımız Kara Mahmut ( Mülazım'ı evvel)'di
Mevzilerde 9 ay durdum
9 ay çakmak çaldım
Bizim bölük Karatepe'deydi
Düşmanın çıktığı sabah 1 ve 3
Taburlar Maydos (Eceabat)'taydılar
Biz yalnız ikinci tabur vardık Arıburnun'da
Arkadan 1
Ve 3
Taburlar da yetiştiler
Gavur bizim üzerimize çıktı
Bütün Alayca hücum ettik düşmana
Bizim bölükte bütün subaylar vuruldu
Lapsekili Eyüp Sabri kaldı bölüğün başında Başçavuş'tu
Düşman mevzileri bize çok yakındılar
Bomba atarlardı bizim mevzilerimize
Soğan filan da attılar
Sonra bizim mevzilerin üzerine teller gerdiler de düşmanın attığı bombalar bir daha mevzilerimize düşmedi
Tellere çarpıp geri düştü
Düşman kaçarken tünel kazıp içine dinamit doldurmuş
Patlatınca bizden bir bölük gitti
Hiç kimse kurtulamadı
Toprak minare gibi havaya çıktı
27
Alay'ın aynalı tüfeklerini ben yaptım
Marangozum demiştim ya
Sivillikte marangozluk bildiğimden tüfeklere ayna takma işini ben yaptım
Bölükte piyadeydim esasında
Bir gün düşmandan düşman mevzilerine yaptığımız bir hücumdan bir aynalı tüfek ele geçirmiştik
Bizim mevzilerin yanında bir tünel vardı
O tünelin içinde düşmandan ele geçirdiğimiz tüfeğe baka baka bizim tüfeklerede ayna takmıştım
Her mangaya bir tana aynalı tüfek dağıtılmıştı benim yaptıklarımdan
Tüfeğin namlusuna önlü arkalı iki tane ayna koyardım
Siperden kafanı çıkarmadan aynalara bakıp düşmanı görürdün
18 Mart'ta düşman zırhlılarının boğazı zorladıkları zaman ben Arıburnu'ndaydım
Boğazdan geçemeyince kafir Mortu Limanı'a Seddülbahir'e zorladı
Oralardan da söktüremeyince Arıburnu'na çıkardı
Daha sonra Tuzla'ya da çıkardı
Macaristan'dan getirdikleri kısa ağır otobüsler çok işe yaradı
Dik atıyor
Olduğu gibi gemilerin üzerine düşürüyordu o toplar Biz istihkamlardan görüyorduk Gemiye mermi düşünce duman içinde kalıyor ortalık
Gemideki gavurlar kendilerini denize atıyorlardı
Gavur bizim üzerimize çıkınca biz de hücum etmiştik
O hücumda katırların yanına kadar vardık
O sırada yan ateşine tuttu bizi kafir
Elimdeki tüfeğin kundağı filan paralandı da bir demiri kaldı elimde
O gün kalçalarımdan yaralandım
Bak şimdi yürüyemiyorum
Paralandı her yanım benim
Şarapnel parçaları denk geldi bana
Yaralanınca Demetoka Hastanesi'ne yolladılar
Üç ay hastanede yattım
Sonra çıkınca tekrar eski birliğime mevzilere döndüm
Hastaneden dönünce ben hep aynalı tüfek işine baktım
Alay kumandanı beni mevziye sokmadı da aynalı tüfek işine ayırdı
Arıburnu'nda Atatürk'ü gördüm
Öteki kumandanlarla beraber dikilmişlerdi
Alaylar onların önünden geçtiler
Yürüyüş yaptılar
O zaman gördüm
Heybetli adamdı
Önünden geçtik resmi geçitle
Öyle gördüm
Harbiye Nazırı Enver Paşa da gelmişti
Onu da gördüm
Yaralandım dedim ya
Hasta da oldum
Hava değişimine gönderdiler köye
Üç ay sonra tekrar Çanakkale'ye gittim
Beni bu sefer 24
Fırkaya verdiler
İstanbul'a gittik
Giydirdiler kuşattılar Haydarpaşa'dan bindirdiler trene
Kapattılar kapaklarını trenin
hadi bakalım Arabistan'a
Gavur dağlarından sonra tren yok 70 gün yol gittik
Yürüye yürüye
Tell el Şehir'e geldik
Ben yürüyemiyorum
Zaten bacaklarımdan yara almıştım Çanakkale'de
44
Seyyar Hastane'ye yatırdılar
Hastanede 1 ay kalmadık bile
İngilizler hücuma geçtiler
Hastaneye geliyor ateş
500 kişi bıraktık hastanede çadırlarda
Başladı çadırlar yanmaya
Beni verdiler hayvanların başına
Kaçtık oralardan herkes kaçıyordu
Bizim alay gitmiş Kudüs tarafına
Biz de Kudüs tarafına gittik
Oralarda bir yerde Sultan Hamid'in bir sarayı varmış
O sarayı hastane yaptık
İngilizler tekrar hücum ettiler
Bozulduk geri çekildik
Almanlar orada bir nehir üzerine köprü kuruverdiler de o köprüden geçtik geri çekilirken
Şam'a doğru geri geliyoruz
Şam'a kadar geldik
Şam'da 50 bin kişi esir düştük
İngiliz Şam'ı kuşatmış
Bizi öyle esir aldı
Şam'da bir açlık bir açlık
Ekmek yokaş yok
Ben açıkgözlük yaptım da hastanenin ekmekleri vardı o ekmeklerden doldurdum çuvallara
Öyle idare olduk
Bir Osmanlı altınına bir ekmek sattım orda
Gavur sonra ekmek getirdi
Millet hücum ediveriyor
Ne yaptı bu sefer kafir geçirdi bizim askeri manga koluna öyle dağıttı
Birine konserve birine ekmek verdi
Biner kişilik kafileler halinde 8 gün yol yürüdük vardık Mısır toprağına
Kanala İsmailiye'ye
12 tel örgü vardı
Üçerbin kişi vardı her tel örgüde
Ben 4
Tel örgüdeydim
İki sene esir kaldım İngiliz'in elinde
Tel örgülere geldiğimiz ilk günlerden biriydi
Bir İngiliz yüzbaşısı
Biz ayakta dizili bekliyoruz
O İngiliz yüzbaşısı bastonla geziyor topallıyor
Yanında tercümanı var tecüman başladı bağırmaya:
-27
Alay2dan kim var burada?
"Öldürecek değiller ya"dedim
Çıktım ileriye
-Ben varım dedim
Bastonlu gavur topal topal geldi yanıma
Ellerimden gözlerimden öptü beni
O topal gavur esirlerin başında kumandan filandı heralde
Çok rahat ettim o gavurdan
Allah razı olsun
Bana ayrı bir çadır kuruverdi
"Yanına iki de arkadaş al" dediler
Bir rahat ettim ama Sorma
Arıburnu'nda yaralanmış gavur da
Çok korkmuş gavurlar Arıburnu'ndan
"Türkler bir kişi kalmayasıya öldüreceklerdi İngilizleri" dedir
Tercüman öyle söylerdi
Her ay bana 20 İngiliz Lirası maaş verirdi
Her hafta 80 paket Filli cigaralarından verirdi
"Sat bunları da para yap" derdi
Kendi de benim çadırımdan çıkmazdı
Hep yanımda dururdu
Ben de o topal gavura Alaman kaputlarından içi kadife kaplı bir sandık yaptım
Hani bizim buralarda vardır ya çeyiz sandığı gibi öyle bir şey
Bir de İngiliz potinlerini söküp 2 çift yarım potin yaptım
Elle yaptım
Çivilerini filan hep ellerimle yapmıştım
İki Osmanlı altını hediye etmişti bana
Sandığın üzerine de "Esirler yapmıştır" diye yazdırıp İngiltere'ye götürmüştü
Çok az konuşurdu İngiliz yüzbaşısı
Tel örgülerde 1000 kişi kalıncaya kadar beni bırakmadı
Sonra gemilerle İstanbul'a geldik
İstanbul'dan köye geldim
Çok beygir atı yedik
İngilizler bir kere bize koyun eti verdiler
Geri kalan zamanda hep at eti yedik tel örgülerdeyken
Askere gitmeden evlenmiştim
Gelince baktım ben askerdeyken Nuriye ölmüş
Zatiye'yi aldım
Zatiye öleli 13 sene oluyor
3 çocuğum oldu
Hepsi yaşıyorlar
Oğlum bakıyor bana burada
Madalyam da yok maaş da
Kırık çıkıkta üzerime yoktur
Hala yaparım
Gözlerimin ikisi de görmüyordu birini açtırdım
Şimdilerde açtırdığım da duman yapıyor
Bir torunum İzmir'de subay
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul