Konu
:
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz
Yalnız Mesajı Göster
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz
10-07-2012
#
9
Prof. Dr. Sinsi
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz
MUSTAFA AKSOY
Çan - Halilağa Köyü'nden
Ben Mustafa Aksoy
309'luyum (1893)
88 yaşındayım
Seddülbahir'de bulundum
9
Fırka 26
Alay 3
Tabur'daydım
Fırka kumandanımız Yüzbaşı Ali İhsan Bey'di
Takım zabitlerimizden de Yusuf Efendi Ayin Efendi vardı
Piyadeydim
Mevziilerdeydik Seddülbahir'de
Beşli mavzer tüfeğim vardı
Osmanlı mavzeri 4-5 ay durduk mevzilerde
Düşman asker çıkardı bize doğru geliyor
Düşmanın askeri talim terbiye görmemiş
Sıçrama filan bilmiyorlar
Öyle geliyorlar bize doğru
Bizde makinalı tüfek var
Basıyoruz kurşunu döşek gibi döşeniyorlar
Bizim arkadaşlar tutuveriyorlar makinalıyı arayıp duruyor makinalı
Düşen kalıyor dediler ki "Arap askeriymiş bunlar
İngiliz bilmeden getirmiş bunları" diye konuşuluyor mevziide
Bilmiyoruz ki onlarla muharebe yaptık çarpıştık adam gibi
Önce düşmanın zırhlıları denizden üzerimize ateş yağdırdılar
Attılar attılar
Baktılar bizim taraftan karşılık yok zırhlıları biraz daha solkuldular karaya
Tekrar ateş yağdırdılar
Bizden bir kıpırtı yok
Daha da yaklaştı tekrar ateşe başladı
Bu defa bizim topçular da ateşe başladılar
Zırhlıların ateşi bizim topları susturdu
Geldi doğru bizim önümüze Seddülbahir'e asker çıkardı
Zırhlısı vapuru geldi oraya oturdu
Ben "Bu gavur geçemez emme hadi hayırlısı" dedim kendi kendime
Mayınlar denizin altında gömülü
Dışarıdan görünmüyor ama dışarda deniz kıyısında adamları var ellerinde fitilleri
Gavurun zırhlıları geçerken fitili ateşleyecek
Kaç yerde var böyle adamlar
Bekleyip duruyorlar
Gavurun zırhlıları yürüdüler boğaza doğru
Biraz daha ilerleyince bizim topların mesafesine girdiler
Çimenliktekiler Kirtedeki toplar ateş etmeye başladılar gavura
Çanakkale'deki koca toplar filan
Gavurun zırhlısının üzerine yukarıdan indiriverdiler
Biri de yaralandı
Hoop devriliverdi gavurun zırhlısı
Biz de istihkamlardan görüyoruz bunları
Depinemedi gavurlar geçemediler boğazı geri döndüler çekildiler geriye
Orada yaralandım Seddülbahir'de
Hücuma kalkmıştık
Yüzbaşı Şerafettin Bey emir verdi
Bir konuşma yaptı önce mevziilerde
Besmele çekti baştan
Sonra "Ananız sizi bu günler için doğurdu
Hadi bakalım! Ben sizin önünüzden siz benim arkamdan
Sakın geriye çekileyim demeyin düşmandan korkup da
Öldüreceğiz düşmanı denize dökeceğiz
" dedi
Yüzbaşımız İstanbullu idi
"Süngü tak
Muharebe fişengiyle doldur kapat" emrini söyledi
Birer de bomba var her birimizde
"Hadi bakalım oğlum ateş!" diye bağırdı
Gavur da askerlerini çıkarıyor deniz kıyısından
İki yere iskele etmiş
Boyuna askerini boşaltıyor
"Şiddetli ateş!" diye bağırdı yüzbaşımız
Mevziilerdeyiz
At bakalım at bakalım
Gavur bizi görmüyor
Biz gavuru görüyoruz mevziilerimizden
Biz hep ateş ediyoruz
Gavur zığındere tarafından çevirmiş
Yüzbaşı : "Düşman bize ateş yapacak geri çekilelim
Esir olacağız yoksa" dedi
Ben o sırada mevzide vuruldum bacaklarım tutmuyor
Kurşun delmiş iki ayağımı da dizlerimin bir karış altından
Sol kulağımın dibinden de bir kurşun geçti
Kafama bir de parça denk geldi
Şarapnel gibi bir şey
Ufak ama yardı attı
Bir çok arkadaşlar şehit oldular gözlerimin önünde
Yaralananlar oldular
İsimlerini pek hatırlayamıyorum
Aklımda kalmadı ki
Vurulanlardan Kayserili Ahmet Çavuş vardı
Bir de Balıkesirli Nebi Çavuş
Yaralandık geri çekiliyoruz
Anaca- babaca günü
Kanlı Dere'nin içine indik
Katırları atları da derenin içine indirmişler
Onlar da titreşip duruyorlar
Sıhhiye filan yok
Bacaklarım da soğudu kaldı
Yavaş yavaş hayvanların bacaklarının aralarından yukarı doğru Kirte'ye çıktık
Kirte'de kaldım gidemedim
Takviyeye gelen birliklerden birinin zabiti geldi yanıma eliyle işaret etti
- Otur otur dedi
Sıhhiye yok
Bir şey yok
Götürecek insan da yok beni bayırın başı
Baktı bana zabit
- Ne oldu? dedi
- Yaralıyım efendim dedim
Atından indi yanıma geldi çöktü
Bana düşmanın nerelerde olduğunu sordu
Ben de gördüklerimi düşmanınnerlerde olduğunu olduğu gibi söyledim
O zabit geriden kendisine yetişen askerlerine silah çattırdı
İki askere emir verdi :
- Bunu Maydos'a (Eceabat) götüreceksiniz
Hastaneye teslim edeceksiniz
Bir de teslim kağıdı alığ getireceksiniz bana dedi
" Oh
Hele Yarabbi şükür" dedim
Aldı o iki asker beni Maydos'ta hastaneye yatırdılar
Maydos'a hastanede de pek tutmadılar
Karabiga'ya gönderdiler
Karabiga'da da at arabasına bindirdiler
Biga'ya hastaneye yatırdılar
29 gün Biga'da hastanede yattım
Hastaneden çıktım
Tekrar cepheye gönderdiler beni
Bizim tabur yerinden oynamış
Bulamadık taburu
Taburumuz Arıburnu civarında Semertepe'ye geçmiş
Oralardaymış
Maydos'ta bize silah cephane verdiler
Haydi bakalım tekrar cepheye birliğimize Semertepe'ye
26
Alaya
Ben 26
Alayın 4
Bölüğündeyim
3
Takım 3
Mangadayım
Beni ve benim gibi olan hastaneden gelen arkadaşları muayene ettiler
Askerlik yapamaz dediler
Karadeniz Boğazı'nda İstanbul'da 6 saat ileride Ağaçlı denen yerdeki maden ocaklarına gönderdiler
3 ocak vardı
Orada asker olarak madende çalıştırdılar
Madende kömür çıkarıyorduk
İstanbul'a gidiyordu kömürler
25 sene kaldım madende
75 sene geldim köyüme
Madalyam yok 2 senedir maaş alıyorum
Askerden gelince evlendim
Bayramiç'in Dongurlu köyünden
Adı Tayyire idi
6 sene önce öldü
1 kız 2 erkek çocuğum var
Oğlumun yanında kalıyorum burada köyde
Gece talim yapardık
Gündüz düşmana ateş ederdik
Gündüz pek talim yapamazdık
Düşmanın tayyaresi tepemizde gezerdi
Gördüğü zaman ateş yağdırırdı gavur üstümüze
Büyük kumandanlardan göremedik
Bizim gibiler nerde görecek onlar?
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul