Yalnız Mesajı Göster

'Osmanlı Tarihi'

Eski 10-07-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

'Osmanlı Tarihi'



Ekonomik ve Politik Duraklama Dönemi ve Son Başarılar






II Mustafa (1695-1703), Viyana bozgunu ve ardından gelen toprak kayıplarını önlemek amacıyla üç kez Avusturya'ya sefer düzenledi, ilk iki seferde kısmen başarı sağlandıysa da son seferde Osmanlı ordusu Zenta denilen yerde bozguna uğradı Bunun üzerine İngiltere'nin araya girmesiyle Osmanlılar, ittifak güçleriyle Karlofça Antlaşması'nı imzalamak zorunda kaldı (26 Ocak 1699) 25 yıl için geçerli olacak bu anlaşma sonunda, Avusturya'ya Macaristan'ın büyük bir bölümü ve Erdel, Venediklilere Dalmaçya kıyıları ve Mora, Lehistan'a ise Podolya ve Ukrayna bırakılıyordu Rusya ile yapılan üç yıllık ayrı bir anlaşma ile de Azak Kalesi Ruslara terk ediliyor ve onların İstanbul'da daimî bir elçi bulundurmaları kabul ediliyordu Karlofça Antlaşması, Osmanlıların toprak kaybıyla neticelen şimdiye kadar imzaladıkları en ağır anlaşma idi
IEdirne Vakası adı verilen bir ayaklanma ile Osmanlı tahtına III Ahmet geçirildi (1703-1730) Rusya bu dönemde hem Doğu Avrupa hem de Karadeniz istikametinde topraklarını genişletme gayesini gütmekteydi Poltova yenilgisinden sonra Osmanlılara sığınan İsveç Kralı XII Şarl, iki ülke arasında yeniden bir savaşın başlaması için bir vesile oldu Bu savaş ile Osmanlılar, Karlofça'da kaybettikleri toprakları tekrar kazanma fırsatını bulacaktı Nitekim Prut'ta sıkıştırılan Ruslar (1711), anlaşma yaparak, Azak'ı terk etmek zorunda kaldılar Karadağ'da isyan çıkartan Venedik'e karşı açılan savaşlarda ise işgal altındaki Mora kurtarıldı (1715) Bu başarılar üzerine, sıranın kendisine geldiğini düşünerek harekete geçen Avusturya, Osmanlıları yenilgiye uğrattılar
Temeşvar ve Belgrat düştü Osmanlılar Pasarofça Antlaşmasını imzalayarak (1718), Temeşvar ve Belgrad ile birlikte Küçük Eflâk ve Kuzey Sırbistan'ı Avusturya'ya bıraktı Dalmaçya kıyılarındaki bazı kalelerin Venedik'e terki mukabilinde Mora muhafaza edildi Osmanlılardın Balkanlar ve Orta Avrupa seferleri için staratejik bir mevkiide olan Belgrat'ın düşmesi, ağır sonuçlar doğurmuştur Avusturya, Belgrat'tan Balkan içlerine sarkmakta daha başarılı olacaktır






Lâle Devri

Pasarofça Antlaşması neticesinde ortaya çıkan barışı iyi kullanmak isteyen Osmanlılar, artık Avrupa karşısında savunma durumunda kalacağını anladığından, Balkanlardaki sınır kalelerini tahkim etme, bölge halkını yanında tutmak için vergileri azaltma siyaseti uygulamaya ağırlık vermekteydi Damat İbrahim Paşa, Osmanlılara üstünlük kurmuş olan Avrupa'yı her yönüyle tanımak için Avrupa başkentlerine elçiler göndertti 1718-1730 yılları arasındaki bu dönem, sanatta lâle motifinin işlenmesi sebebiyle "Lâle Devri" adıyla anılmaktadır Bu dönemde matbaa açılması, çini ve kumaş fabrikası kurulması gibi bazı müspet yenilikler yapılmışsa da, III Ahmet ve saray çevresinin şaşalı eğlenceleri ve harcamaları huzursuzluğu artırmaktaydı Damat İbrahim Paşa'nın, İran'a karşı başlatılan savaşta (1722) kesin netice alamaması ve uzayan savaş esnasında Tebriz'in sadrazamın gizli emriyle İran'a terk edildiği haberi, muhalefetin harekete geçmesine yetti

Patrona Halil Ayaklanması'nın patlak vermesiyle bu dönem sona eriyordu Damat İbrahim Paşa ve yakınlarıyla Sultan III Ahmet asiler tarafından katledildiler (1730)Bu olayın ardından III Ahmet'in yeğeni IMustafa hükümdarlığa getirildi (1730-1754) Kafkaslardaki sınır olaylarını bahane eden Rusya, Kırım Tatarlarına karşı büyük bir saldırı başlattı Azak ve Bahçesaray Rusların eline geçti (1739) Fransa'nın da teşvikiyle Osmanlılar, Rusya'ya karşı savaş ilân etti Rusya'nın yanında savaşa katılan Avusturya da, Eflâk ve Boğdan'a girmişti Osmanlılar iki cephede de büyük başarılar kazandılar Prusya, Fransa ve İsveç'in Osmanlılara yakınlaşması, Osmanlılar karşısında ummadıkları bir yenilgi tadan Rusya ve Avusturya'yı barış yapmaya zorladı Bu savaş sırasında tekrar Osmanlıların eline geçen Belgrat'ta bir anlaşma imzalandı (18 Eylül 1739) Belgrat Anlaşmasıyla, Avusturya, Pasarofça barışıyla elde ettikleri tüm topraklardan geri çekildiler Ruslar da Azak'ı terkederek bölgedeki kıyı ve deniz ticaretinin Osmanlı gemileriyle yapılmasını kabul etti Bu anlaşma geçici de olsa Osmanlıların toparlanmasını sağlamıştır Savaşta Türklerin tarafını tutan Fransa'yla, Kanuni döneminde tanınan imtiyazları genişleten ve süre tahdidi koymayan yeni bir kapitülâsyon antlaşması imzalanmıştır (1740) Damat İbrahim Paşa zamanında başlayan İran savaşları Lâle Devri'nden sonra da devam etmekteydi Ruslar, çöküş dönemine giren Safavilerin elindeki Azerbaycan ve Dağıstan'ı işgal etmişlerdi

Şirvan halkının talebi üzerine Osmanlılar duruma müdahale etmiş, iki ülke arasında çıkabilecek savaş Fransa'nın araya girmesiyle önlenmişti Rusya'nın kuzeydeki işgaline karşın Osmanlılar da Güney Azerbaycan'ı topraklarına kattılar Şah Tahmasp 1732'de Osmanlılar ile barış yaptı Bu durumu kabullenemeyen Afşar Nadir Bey, Şah Tahmasp'ı devirerek kendi hâkimiyetini ilan etti (1736) Osmanlılar bazı toprakları Nadir Han'a bırakmaya razı oldu Her iki taraf için de yıpratıcı olan bu uzun savaşlar, Kasr-ı Şirin antlaşmasıyla çizilen sınırların aynen kabul edildiği 1746 anlaşmasıyla son bulmuştur
IMahmut döneminde, başarılı savaşların yanı sıra, ordu içinde de yeni düzenlemelere gidilmiştir Aslen Fransız olup Osmanlı hizmetine girerek beylerbeyi olan Ahmet Paşa, Humbaracı Ocağı'nı kurarak (1734), batı savaş tekniklerini burada hayata geçirmiş idi IMahmut'un üvey kardeşi IIIOsman'ın (1754-1757) yerine geçen, amcaoğlu III Mustafa (1757-1773) zamanında da ordu içerisinde bazı ıslahatlar devam ettirilmiştir Nitekim onun döneminde Tophane ıslah edilerek yeni ve güçlü toplar dökülmüş, donanma yenilenmiştir Ancak, Rusya ile başlayan harpler bu yeniliklerin yeterli olmadığını gösterecektir






Gerileme Dönemi ve Gerilemeyi Durdurdurma Çabaları

1764 yılında Rusya, Osmanlıların toprak bütünlüğünü garanti ettiği Lehistan'ı işgal etmiş ve kaçan mülteciler Osmanlı sınırını geçen Ruslar tarafından katledilmiştir Bu olay üzerine Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş ilân etmiştir(1768) Ruslar, Baserabya ve Kırım'ı işgal ettikleri gibi, İngilizlerin de yardımıyla, Baltık filosonu Akdeniz'e göndererek, Mora Rumlarını isyana teşvik etmişler ve Çeşme'de demirli Osmanlı donanmasını gafil avlayarak, gemileri yakmışlardır Bu arada Mısır'da da bir isyan hareketi başlamıştır Ruscuk ve Silistre önlerinde Osmanlı kuvvetlerinin mevzii başarılar kazanmasının ardından II Katerina, Lehistan işini halletmeyi plânladığından Osmanlılarla anlaşma yapmayı kabul etmiştir IAbdulhamit'in (1773-1789) başa geçmesinden sonra imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile (21 Temmuz 1774) Kırım Hanlığı Osmanlıdan kopartılarak sözde bağımsız bir devlet olmuş, Baserabya, Eflâk, Boğdan Osmanlılarda kalmış, ancak Azak ve Kabartay bölgesi Rus hâkimiyetine geçmiştir Ruslar bu anlaşmayla İngiltere ve Fransa'ya tanınan kapitülâsyonları da kazanmış ve her yerde konsolosluk açma hakkını elde ederek, Osmanlının iç işlerine karışabileceği bir ortamı kendine hazırlamıştır Nitekim 1783'te Kırım'ı işgal ve ilhak eden Rusya, Karadeniz'e hâkim olarak, sıcak denizlere inme politikasını gerçekleştirme yönünde büyük bir adım atmış, Ortadoksları himaye bahanesiyle de Balkanlardaki nüfuzunu kuvvetlendirmiştir
Rusya'nın nihaî amacı, İstanbul'u ele geçirerek Bizans'ı yeniden diriltmek idi İşte bu maksatla, Osmanlı Devleti'ni taksim etmek üzere Avusturya ile gizli bir anlaşma yapıldı Bu anlaşmayı haber alan Osmanlı Devleti, Prusya ve İngiltere'nin de tahrikiyle Rusya'ya karşı savaş açtı Halkın infialine neden olan Kırım'ı geri almak Osmanlının en büyük arzusuydu Ancak bu savaşa Rusya'nın müttefiki olan Avusturya'nın da katılmasıyla, Osmanlılar iki cephede birden mücadele etmek zorunda kaldılar(1788) Avusturya'ya karşı iki kez savaş kazanıldı Belgrat ve Banat ele geçirildi Ancak Rusya'ya karşı doğu cephesinde başarı sağlanamadı Bu tarihlerde Osmanlı tahtına III Selim çıkmıştı (1789-1807) III Selim İsveç ile bir anlaşma yaparak Rusya'ya karşı bir müttefik kazanmıştı Ancak Rusya Bükreş ile Küçük Eflâk'ı almış, ardından da Belgrat ve Bender düşmüştü 1790'da Avusturya İmparatoru IIJoseph ölünce iç ayaklanmalar baş göstermiş ve Fransız ihtilalinin etkileri bu ülkede de hissedilmeye başlanmıştı Bunun üzerine yeni İmparator IILeopold, Ziştovi anlaşmasını imzalayarak Osmanlılarla olan savaşı sona erdirdi (1791) Bu anlaşma mevcut statükoyu muhafaza eden maddelerden ibaretti Rusya ile de, İspanya'nın aracılığıyla Yaş Barış Antlaşması imzalandı (1792) Rusya'nın savaş sırasında işgal ettiği yerlerden sadece Özi, anlaşmayla verilmiş oluyordu Hem Avusturya hem de Rusya bu anlaşmalarla, Fransa ve Lehistan'daki gelişmelere dikkatlerini verirken, Osmanlı Devleti de gerekli ıslahatları yapmak için bir soluklanma zamanı bulabilecekti






19 yy Osmanlı Devleti'nde Islahat Çabaları
Nizam-ı Cedit

İyi bir eğitim görmüş olan III Selim bu barış döneminden faydalanarak, devlet içinde, özellikle askerî alanda, ıslahatlar yapmak istiyordu Bu maksatla, Nizâm-ı Cedit adı verilen ilk ıslahat hareketiyle, yeni bir ordu kurdu(1793) Yeniçeri Ocağı'nı kaldıramayacağını bildiğinden, öncelikle Nizâm-ı Cedid denilen bu orduyu batılı tarzda düzenleyip, başarısını kanıtlamak gerekliydi Ancak bundan sonra Yeniçeri Ocağı lağvedilebilirdi Fakat kendileri aleyhine ortaya çıkan gelişmelerden endişe duyan Yeniçeriler, bazı devlet adamlarını da yanlarına çekerek yeniliklere karşı çıktılar ve isyan ettiler Üstelik bu arada Napolyon Bonapart, bir orduyla Mısır'ı işgale başlamıştı (1798) Osmanlılar, Rusya, İngiltere ve Sicilya'nın da menfaatlerine dokunan Fransız işgaline karşı harekete geçti Ehramlar savaşıyla, Mısır'ı ele geçirip, kuzeye yönelen Bonapart, Akka'da Osmanlı savunmasını geçemedi (1799) Kuşatmayı kaldıran Napolyon geri dönerken, yerine bıraktığı ordu komutanları da mağlûp edildiler Neticede Fransızlar Mısır'ı terk etmek zorunda kaldı(1801) Fransa'yı barışa zorlayan önemli bir sebeplerden birisi de, Akdeniz'de Rus ve Türk donanmalarının iş birliği yapmaları, İngiltere'nin Fransız savaş ve ticaret gemilerini taciz etmesiydi Fransa'nın Akdeniz ve Orta Doğu'daki ticarî menfaatlerinin zedelenmesi onları barışa zorlamaktaydı

1802'de imzalanan anlaşmayla Fransa bölgede yine ticaret yapma güvencesi almış ve kapitülâsyon hakkını elde etmiştir Bu olayı bahane ederek Akdeniz'e inen Rus donanması, Osmanlı donanmasıyla birlikte Fransa'nın elindeki bazı adaları ele geçirmiş idi Fakat halk, ebedî düşman olarak gördüğü Rusya ile iş birliği yapılmasına büyük tepki göstermiş ve bunun sonunda III Selim'e ve ıslahatlarına karşı cephe genişlemişti Üstelik Napolyon'un, Orta Doğu'da Araplara yönelik propagandasının da etkisiyle bölgede bazı isyanlar çıkmıştı Böylece Bulgaristan ve Sırbistan'da çıkan isyanlara bir de Suriye'de ve Hicaz'da çıkan isyanlar eklenmiş oluyordu Vehhabiler ayaklanarak, 1803-1804'te Mekke ve Medine'yi ele geçirmişlerdi Osmanlıların tekrar Fransa ile yakınlaşmaları, İngiliz ve Rusları harekete geçirmiş ve sonunda Rusya Eflak ve Boğdan'ı işgal etmişti Bu savaş sürerken Nizâm-ı Cedit'in Rumeli''ye de kaydırılmasından memnun olmayan isyancılar Şehzade Mustafa'nın tahrik ve teşvikiyle birleşerek İkinci Edirne Vak'ası denilen büyük bir ayaklanma başlatmışlardı (1806) Neticede İstanbul'da patlak veren Kabakçı Mustafa İsyanı III Selim'in sonunu hazırladı Saraya giren isyancılar III Selim'i tahttan indirerek yerine IV Mustafa'yı tahta geçirdiler (29 Mayıs 1807) Nizâm-ı Cedid lağvedildi Fakat IIISelim'e bağlı olan Ruscuk bayraktarı Mustafa, yenilik taraftarlarıyla birleşerek, karşı darbede bulundu Amacı III Selim'i yeniden tahta çıkarmaktı IV Mustafa'nın, sabık padişahı öldürttüğünün öğrenilmesi üzerine, kardeşi IIMahmut başa geçirildi (28 Temmuz 1808)






Alemdar Mustafa Paşa sadareti üslenerek, III Selim'in başlattığı ıslahatları devam ettirmeye çalıştı Nizâm-ı Cedit'i, Sekbân-ı Cedit adı ile yeniden canlandırdı Ancak ulemayı ve yeniçerileri memnun edemeyen Alemdar Mustafa Paşa, 1809'da çıkan bir isyanda öldü
IIMahmut ve Islahat Hareketleri; II Mahmut devri (1808-1839), hem gerçekleştirilen yenilik hareketleri ile hem de etnik ve siyasî isyanlarıyla Osmanlı Devleti'nin yol ayrımına girdiği bir dönemi ifade eder IIMahmut, öncelikle orduyu baştan aşağı düzenlemek ile işe başladı Yeniliklere karşı çıkan Yeniçeri Ocağı bir nizamname ile ortadan kaldırıldı Vak'a-yı Hayriye olarak adlandırılan bu köklü değişiklikle (15-16 Haziran 1826), yeni bir ordu oluşturuldu Ancak yeniçeriler bu düzenlemeye boyun eğmeyerek isyan ettiler Sadrazam'ın sarayını basan yeniçeriler sadrazamın ve ıslahatçıların başlarını istediler Ancak At Meydanı'nda toplanan yeniçeriler dağıtıldı, ocakları bombalandı Böylece Avrupa tarzında yeni bir ordunun kurulması yönündeki en büyük engel ortadan kaldırılmış oluyordu II Mahmut hükûmet teşkilâtında da değişikliklere giderek kabine ve nezaret (bakanlık) usulünü benimsedi 1836 yılında Dahiliye ve Hariciye Nazırlıkları kuruldu Avrupa devletleri ile ABD ile ticarî anlaşmalar yapıldı İktisadî ve adlî sistemde değişikliklere gidildi Avrupa tarzında eğitim veren rüştiyeler, Harbiye ve Tıbbiye okullarının açılması vb gibi eğitim alanında da ıslahatlar gerçekleştirildi
Fakat, kimi şeklî, kimi öze yönelik bu yenilikler devletin içinde bulunduğu zorlukları aşmasına yetmediği gibi, Osmanlı coğrafyasındaki parçalanma IIMahmut döneminde daha da hissedilir hale geldi
Sırp ve Yunan İsyanları; Fransız İhtilâli'nin getirdiği milliyetçi fikirlerle temellendirilen ancak, daha ziyade arkasında Rusya ve diğer Avrupa devletlerinin teşvik ve tahriki olan etnik ve mahallî isyanlar bu dönemde alevlendi IIISelim zamanında isyan eden Sırplar, 1812 Bükreş Antlaşması ile bazı imtiyazlar almalarına rağmen, yeniden ayaklandılar Yeniçeri Ocağının kaldırıldığı tarihlerde Sırplarla kısmî bir anlaşmaya varıldı Ancak 1830'da bir hatt-ı şerif ile Sırbistan'ın Osmanlı hâkimiyetinde bir prenslik olarak varlığı kabul edildi Rusya'nın XIX yüzyıla girerken Osmanlıya karşı sürdürdüğü savaşların altında Balkanları ve özellikle Rumları Osmanlı Devleti'nden koparmak yatıyordu Nitekim Odessa'da yeniden örgütlendirilen Etnik-i Eterya adlı cemiyetin başkanlığına Yunan İsyanı sırasında Çar IAlexsandre'ın yaveri Prens İpsilanti getirilmişti Yapılan plana göre Yunanistan, Yanya ve Tuna civarında isyanlar çıkarılacaktı İpsilanti 1821'de Romanya'ya geçerek Ortodoksları ayaklandırmaya çalıştı fakat başarılı olamadı Çar, Türklere yenilerek Macaristan'a kaçacak olan İpsilanti'yi desteklemekten vazgeçti Bu sırada Mora'da da Patras başpiskoposu isyan etmişti (25 Mart 1821) 1822'de Yunanlılar bağımsız olduklarını ilân ettiler, Mora'da ve adalarda çok sayıda Türk'ü katlettiler Rusya ve Avrupa bu isyanı gayriresmî yollardan desteklemekteydiler



Girit ve Mora valiliğinin kendisine verilmesini IIMahmut'a kabul ettiren Mehmet Ali Paşa bu isyanı bastırmakla görevlendirildi 1822'de Girit'e, 1824-25'te Mora'ya girildi Bu gelişme karşısında Rusya, Fransa ve İngiltere aralarında anlaşarak (1827), Yunanistan'ın özerk bir prenslik olarak kabul edilmesi hususunda Osmanlıları sıkıştırmak istediler Türkler bu olayı iç işlerine müdahale olarak kabul edip, teklifi reddetti Bunun üzerine Osmanlı ve Mısır donanması Navarin'de, bir kaza sonucu(!), yok edildi Üç ülkeyle ilişkiler kesildi ve 1828'de Rusya, müttefiklerinin desteğiyle Osmanlı Devleti'ne savaş ilân etti Rus ordusu doğuda Erzurum'u ele geçirdi Batıda ise Edirne işgal edildi Padişah, Prusya, Fransa ve İngiltere elçilerini araya sokarak, Londra Protokolünü kabul edeceğini bildirdi Böylece Edirne Antlaşması(1829) ve ardından Londra Konferansı (1830) imzalandı Antlaşma ile Prut iki ülke arasında sınır oluyor, Eflâk, Boğdan ile Sırbistan'ın özerkliği kabul ediliyordu Girit'in Osmanlılarda kalması şartıyla Yunanistan'ın bağımsızlığı da tasdik ediliyordu
Mehmet Ali Paşa İsyanı ve Mısır Meselesi; Mora'nın elden çıkmasıyla, oğlu İbrahim'in Mora valisi olma ümidini kaybeden Mısır Valisi MAli Paşa, IIMahmut'tan, yardımlarına karşılık, Suriye'nin idaresini istedi Bu isteğin reddedilmesi üzerine MAli Paşa harekete geçti ve Filistin ile Suriye'ye girdi (1831) Akka ve Şam, oğlu İbrahim tarafından ele geçirildi İbrahim Paşa, kısa zamanda Anadolu'ya kadar ilerledi

Konya yakınlarındaki savaşta Osmanlı ordusunu yenilgiye uğrattı Her birinin ayrı hesabı olduğu büyük devletler, telâşlanarak araya girmek istediler Fransa ve İngiltere'nin anlaşamaması üzerine, Rusya durumdan faydalandı Zor durumdaki IIMahmut, Rus ordusunun ve donanmasının İstanbul yakınlarına gelmesine müsaade etti Rusya'nın kârlı çıkmasından endişelenen Fransa ve İngiltere, IIMahmut ile anlaşma yapması için MAli Paşa'ya baskı yaptılar Neticede Kütahya Antlaşması imzalandı (1833) Bu anlaşmayla, Mehmet Ali Paşa, Mısır ve Girit'ten başka Şam ve oğlu İbrahim de, Cidde valiliği yanı sıra Adana'yı uhdelerine alacaklardı Rusya, yardımlarına karşılık IIMahmut ile Hünkar İskelesi Antlaşması diye bilinen bir anlaşma yaparak, İstanbul'daki durumunu kuvvetlendirmeyi başardı (1833) Anlaşmaya göre Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünün garantisi ve gereğinde Osmanlının yardımına koşulması karşılığında Rusya, Boğazların bütün yabancı savaş gemilerine kapatılmasını kabul ettiriyordu IIMahmut, Kütahya anlaşmasından memnun değildi Bu sebeple MAli Paşa'ya karşı yeniden harekete geçti Fakat Osmanlı ordusu Nizip'te bir kez daha yenildi (1839) Üstelik Kaptan Paşa, Osmanlı donanmasını Mısır'a teslim etmişti Bu arada II Mahmut ölmüş ve yerine IAbdulmecit geçmişti (1839-1861) Mısır Meselesi'nin Çözümü ve Boğazlar Meselesi; Rusya'nın Hünkar İskelesi Antlaşmasına dayanarak duruma tek başına müdahale etmesini uygun bulmayan İngiltere ve Fransa yeniden devreye girdiler Avusturya ve Prusya'nın da katılmasıyla Londra'da bir konferans toplandı (1840)
Toplantıda Mehmet Ali Paşa'nın veraset yoluyla Mısır valiliğine sahip olması karşılığında, Suriye'den ve elinde tuttuğu Osmanlı donanmasından vazgeçmesi istendi Konferans kararlarını MAli Paşa'nın tanımaması üzerine İngiltere Suriye limanlarını donanması ile topa tuttu Nihayet MAli Paşa durumu kabul etti IAbdulmecit de iki ferman yayımlayarak onun valiliğini onayladı Ardından İngiltere kendileri aleyhine olan Hünkar İskelesi Antlaşması'nın yürürlükten kaldırılmasını öngören uluslararası bir konferansa ev sahipliği yaptı Londra Antlaşması ile (Temmuz 1841), İstanbul ve Çanakkale boğazları'nın barış zamanında savaş gemilerine kapalı tutulmasının kararlaştırıldığı bir Boğazlar Sözleşmesi imzalandı Böylece İngiltere, Rusya'nın elinden inisiyatifi almış oluyordu

Alıntı Yaparak Cevapla