Prof. Dr. Sinsi
|
'Osmanlı Tarihi'
EYÂLET ASKERLERI
Osmanli kara ordusunun ikinci kismini meydana getiren, devletin büyümesinde, gelismesinde ve sinirlarini genisletmesinde önemli derecede rolü bulunan askerî kuvvet, eyalet askerleridir Bunlan : Yerli Kulu, Serhad Kulu, ve Timarli Sipahiler olmak üzere 3 grup halinde ele alabiliriz
YERLIKULU
Yerli Kulu piyadesi, eyalet pasalari ile sancak beylerinin komuta ve idaresinde bulunan, komutanlari da bunlar tarafindan tayin olunan muntazam ve disiplinli bir askerî siniftir Rikab-i Hümayûndaki askere Kapikulu dendigi gibi, devlet merkezinin disinda bulunan bu askere de Yerli Kulu denmekteydi Hizmet gördükleri müddetçe maas alabilen bu askerî sinifin iasesi, eyalet veya sancak beyi vasitasiyle veyahutta devlet hazinesinden verilirdi Bu sinifa dahil askerleri de gördükleri hizmetlere göre:
1 Azepler,
2 Sekban ve tüfekçiler,
3 Icareliler,
4 Lagimcilar,
5 Müsellem'ler olmak üzere bes gruba ayirmak mümkündür
Azepler
Yerlikulu askerinin ilk sinifini meydana getiren azepler, harplerde büyük hizmetler görüyorlardi Ordunun ön saflarinda yer almalarindan dolayi düsman taarruzuna en çok onlar maruz kaliyorlardi
Kelime olarak "bekâr" demek olan azep tabiri, Osmanli askerî teskilâtinda: bekâr, güçlü ve kuvvetli olan gençlerden meydana getirilmis bir askerî sinif için kullanilmaktaydi
Klasik Osmanli ordusunda azepler, Anadolu'daki Müslüman Türklerden kurulu hafif piyade askerî birligidir Bununla beraber yine ayni adi tasiyan ve 1450'den sonra Fâtih Sultan Mehmed tarafindan teskil olunan kale azepleri de vardir
Osmanlilarin ilk dönemlerinden itibaren XVI asrin yarisina kadar meydana gelen harplerde hafif okçu kuvvetlerine ihtiyaç vardi Bu bakimdan, harp esnasinda ne kadar azebe ihtiyaç varsa tesbit edilirdi Tesbit edilen miktar, sancaklara taksim edilirdi Böylece ihtiyaca göre 20 veya 30 hâne (ev)den bir azep istenirdi Istenilen azebin bekâr, güçlü ve kuvvetli olmasi lazimdi Sancaga bagli kazalardan seçilen her azebin ücret ve masrafi onu seçen yere ait olup bu, XV asrin sonu ile XVI asirda her azeb için 300 akça tutmakta idi Her azebin, askerden kaçmamasi için bir kefili vardi Kaçtigi takdirde masraf bu kefilinden alinirdi Azeplere verilecek para, azeb alinan yer ile halkinin servetine göre tahsil edilirdi Sefer hazirligi esnasinda azeplerin toplanmasina "Azep çagirtmak" denirdi Bunlarin maaslari olmadigindan harp zamanlarinda bütün vergilerden muaf sayilirlardi
Ok, yay ve pala gibi hafif silahlarla donatilmis olan azepler, ordunun ön saflarinda bulunduklarindan ilk olarak onlar düsman hücumuna maruz kalirlardi Bunlarin gerisinde toplar, onlarin arkasinda da yeniçeriler yer alirdi Savas basladigi zaman azepler saga sola açilmak suretiyle topçunun rahat ates etmesine imkan saglarlardi
Bahsimize konu teskil eden ve iki asirdan fazla büyük hizmetler ifa eden hafif piyade azepleri, XVI asir ortalarinda, Kanunî Sultan Süleyman saltanatinin sonlarina dogru ilga edildiler Kale azepleri ise 1826 senesine kadar hizmetlerine devam ettiler
Sekban ve Tüfekçiler
Yerlikulu piyadelerinden olan sekbanlar, askere ihtiyaç hasil oldugu zaman, gönüllü olarak toplanan köy halkindan olduklari için, diger birlikler gibi saglam bir askerî egitime sahip degillerdi "Salyâne"den kurtulmak için zaman zaman Hiristiyanlar bile bu birlige istirak edebiliyorlardi Bunlar, bulunduklari bölgenin pasasindan baskasini tanimazlardi Hizmet gördükleri müddetçe ulûfe alirlardi Sekbanlar, "Bayrak" ismi ile siniflara ayrilirlardi Sekban bölükbasisi ve Bayraktar adinda subaylari vardi Bunlar, silah olarak kiliç kullanirlardi
Zamanla sekbanlarin önemleri azalinca bunlarin yerini "Tüfekçi" adi ile yeni bir piyade sinifi aldi Her elli-altmis tüfekçi bir bayrak kabul edilerek, "Gönüllü zabiti" adi verilen bir subayin komutasi altinda bulunurdu Her sancak veya eyaletteki tüfekçi bayraklari, "Tüfekçi basi" adi verilen bir subayin komutasina verilirdi Önemli eyaletlerden üçer veya beser tüfekçi basi varsa, bunlardan biri bas seçilerek adina "Serçesme" denirdi
İcareliler
Hudud boylarinda bulunan sehir ve kalelerde istihdam edilen yerli topçulardan meydana getirilen bir siniftir Ücretle vazife gördüklerinden dolayi kendilerine bu isim verilmistir Komutanlari, topçulugu iyi bilen ve "Topçu agasi" adi verilen bir kimsedir Topçu agasi, eyalet pasalarinin komutasinda bulunmak üzere payitahttan gönderilirdi
Lağımcılar
Yerlikulu askerinin bir bölümünü teskil eden bu sinif, hududa yakin bulunan önemli bazi kalelerin aniden muhasara edilmesi düsünülerek kurulmus bir siniftir Ayrica düsman tarafindan kazilacak hendek ve tünellere mukabil hendek ve tünel kazmak suretiyle harbi kazanmak gayesi güdülmüstü Kapikulu ocaklarindan olan Lagimcilarla ayni vazifeyi görmelerine ragmen bunlarin durumlari daha farkli idi Zira bunlar, baris zamanlarinda da bagli bulunduklari kalelerde bulunuyor ve genellikle Hiristiyan tebeadan meydana getiriliyorlardi Bunlar, devlet merkezinden gönderilen ve "Lagimcibasi" denilen bir subayin komutasina verilmislerdi
Müsellemler
Osmanli Devleti'nde, pek çok görevi yerine getiren müsellemler, harp zamanlarinda ordunun geçecegi yollan temizlemek, köprüleri tamir etmek ve yol açmak gibi hizmetlerle de mükellef idiler: Buna karsilik baris zamanlarinda bütün vergilerden muaf sayiliyorlardi Zaten bu ismi bu yüzden almislardi Rumeli'de genellikle Hiristiyan tebeadan olan müsellemlere karsilik, Anadolu'da Müslüman tebea istihdam olunurdu Bunlara "Yörük" ismi verilirdi
|