Prof. Dr. Sinsi
|
Arkadaşlar Size Tarih Ders Notlarını Veriyorum !
Türk Dünyası I
A TÜRKLERİN İSLÂMİYETİ KABULÜ VE İSLÂM DEVLETLERİNDEKİ HİZMETLERİ
İlk Türk Arap İlişkileri
Hz Osman zamanında Kafkasya'ya yönelen İslâm orduları Hazar Türkleri tarafından durdurulmuştur
Maveraünnehir bölgesini alan Emeviler, Orta Asya'ya girmek istediklerinde Türgişler tarafından engellenmiştir
Abbasiler iktidara geçtiklerinde Türgişler yıkılış sürecine girmişti Uygurlar ise henüz yeni kurulmuştu Uygurlar Çin'e karşı durabilecek güçte değildi
Talas Savaşı (751)
(Araplar ve Türkler X Çinliler)
Doğudan batıya ilerleyen Çinliler ile Ön-Asya'dan doğuya ilerleyen Araplar, Talas ırmağı kıyılarında savaştılar Bu savaşta, Orta Asya'nın Çin egemenliğine girmesini istemeyen, Karluk ve Yağma Türkleri, Arapların yanına geçmişler ve savaşı Arapların kazanmasını sağlamışlardır
Nedenleri:
Çin'in, Batı Türkistanda egemenlik kurmak istemesi
Çin'e karşı koyacak durumda olmayan Batı Türkistan'daki Türklerin Abbasilerin, Horasan Valisi Ebu Müslim'den yardım istemesi
Sonuç:
İslâm ordusu Çin ordusunu Talas Savaşı’nda yenilgiye uğrattı Karluk Türkleri bu savaşta Çin'e karşı etkili biçimde savaştı
Önemi:
Orta Asya'nın Çin egemenliğine girmesi engellenmiştir Çin'in, Orta Asya'daki baskısı bitti Bu durum, Uygurların kuvvetlenmesine ve Batı Türkistandaki Türklerin rahatlamasını sağladı
Türkler, bu savaştan sonra guruplar halinde İslamiyet'i kabul etmeye başlamışlardır (Önce Karluk, Yağma ve Çiğil Türkleri)
Esir alınan Çinlilerden kâğıt yapım tekniği öğrenilmiştir
Türklerin İslamiyet'i Kabul Etme Nedenleri
İslamiyet’teki tek tanrı (Allah) inancı ile Gök Tanrı inancı arasında pek fark bulmamaları
Türk toplumunda bulunan Ozan ve Kam'lar ile İslam Evliyaları ve Dervişlerinin birbirine benzerlik göstermesi
Cihad fikriyle, fetih fikrinin birbiriyle bağdaşması
İslamiyet'in öngördüğü doğruluk, dürüstlük, temizlik, konukseverlik gibi ahlak kurallarının, Türk ahlak anlayışına uygun olması
Ahiret inancı ve Kurban Kesme benzerlikleri
Bilimsel ve ticari ilişkilerin etkileri
Türklerin İslam Dünyasındaki Etkinlikleri ve Hizmetleri:
Abbasiler döneminden başlayarak Türkler'in etkinlikleri artmıştır Abbasilerde Türkleri devlet hizmetinde görevlendiren ilk halife "Mansur" dur
Harun Reşid döneminde Saray Muhafızları Türklerden oluşturulmuştur Bizans sınır boylarında (Uc), Türklere görevler verilmiştir
Me'mun ve Mu'tasım dönemlerinde Türkler'in askeri etkinlikleri arttı Mu'tasım döneminde Türkler için "Samerra" şehri kuruldu
Azerbaycan'da başlayan ve devleti (Abbasileri) tehdit eder hale gelen Babek isyanı, Mu'tasım döneminde Türkler tarafından bastırılmıştır
Büyük Selçuklular, Abbasi Halifesini Büveyhoğullarının baskısından kurtardılar
Batı'da Bizans ve Haçlılara karşı, doğuda Moğol tehlikesine karşı İslam dünyasını Türkler korumuşlardır
Değişik bölgelerde kurmuş oldukları devletler yoluyla İslamiyet'i batı ve doğu'da yaydılar
İslam uygarlığının gelişmesine büyük katkıda bulundular (Farabi, İbn-i Sina, Biruni, Harezmi, İbn-i Türk önemli Türk Bilim adamlarıdır )
Eğitim ve Öğretim Kurumları açısından İslam dünyasının gelişmesini sağladılar (Nizamiye Medresesi)
İslam Sanatına' da katkıda bulunmuşlardır
Özetle:
İslamiyet'i her türlü iç ve dış tehlikelerden korumuşlardır
İslamiyet ' in yayılmasına ve bir dünya dini olmasına katkıda bulunmuşlardır
İslam dünyasına önemli devlet, bilim ve sanat adamları kazandırmışlardır
İslam Kültürünü geliştirerek batıya tanıtmışlardır (Büyük Selçuklular ve Osmanlılar)
Bugün, İslam bilim ve kültürünü laik devlet yapısı içerisinde geliştirmektedirler (Türkiye Cumhuriyeti)
B TÜRK - İSLAM DEVLETLERİ
Tolunoğulları (868 - 905)
Abbasilerin merkezi otoritesinin zayıflaması üzerine, Tulunoğlu Ahmet Bey kendi Devleti’ni kurdu
Mısır 'da kurulan ilk Türk-İslam devletidir
Tarım, bayındırlık, ticaret ve mimari alanda önemli çalışmalar gerçekleştirildi Bu çalışmalarla Mısır'daki sosyal yaşayışı ve ekonomik yaşayışı ileri seviyeye ulaştı Abbasilerin saldırısıyla Tulunoğlu devleti yıkılmıştır
İç karışıklıklar sonucu, Abbasiler son vermiştir
Abbasilerin Mısır'daki Türk kökenli valilerinden Mehmet Bey tarafından kuruldu Bu devlet Türklerin Mısır'da kurduğu ikinci devlettir
Mısır 'da kurulan ikinci Türk-İslam devletidir
Devletin egemenlik alanı Hicaz'ı ve Suriye'yi de kapsamıştır Bu sırada Tunus'ta kurulan Fatimiler İhşitleri yıkarak, Abbasi devletine son vermeyi amaçladılar
Fatimilerin güçlü saldırıları sonucu yıkıldılar
Not: Tolunoğulları ve Ihşıdîler’in yönetici ve orduları Türk, halkı ise Araplardan oluşmaktaydı Bu nedenle uzun ömürlü olamamışlardır
Yorum: Bir bölgede etkin ve uzun ömürlü olabilmek için sadece yönetim ve askeri güç yeterli olamamaktadır Halkın desteği alınmalıdır
Karahanlılar (840–1212)
Karluk Yagma Çiğil adlı Türk toplulukları tarafından kurulmuştur
Bilinen ilk hükümdar Bilge Kül Kadir Han'dır
Başkentleri, Balasagun’dur
Satuk Buğra Han (Abdülkerim) zamanında devleti oluşturan topluluklar arasında, İslamiyet benimsenmeye başlamıştır Talas Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan bu durum nedeniyle, Karahanlılar ilk müslüman Türk devleti sayılmıştır
Samanoğulları devletine son vererek Maveraünnehir bölgesine sahip oldular
Devleti oluşturan boylar iç işlerinde serbest olduğundan, devlet konfederatif bir özellik göstermiştir
Gaznelilerle komşu olunca, onlarla mücadele etmeye başladılar
En parlak dönemlerini Yusuf Kadır Han zamanında yaşamışlardır
Yusuf Kadır Han'ın ölümünden sonra, taht kavgaları ve Gaznelilerle mücadele devleti yıpratmış, doğu ve batı olarak ikiye ayrılmışlardır Doğunun merkezi Kaşgar, batının merkezi Semerkant olmuştur
Doğu Karahanlılara, Karahıtaylar; Batı Karahanlılara Harzemşahlar son vermiştir
Arapça ile karşılaşmalara rağmen, resmi dil olarak Türkçeyi kullanmışlardır Bundan sonraki Türk devletleri Arapça ve Farsçayı resmi dil yapmışlardır
Bu nedenle Karahanlılar, resmi dili Türkçe olan ilk Türk devleti sayılmıştır
Uygur alfabesi ile yazışmışlardır
Türk edebiyat tarihinin iki önemli eseri olan Divan-ı Lügati’t Türk ve Kutadgu Bilig bu devlet zamanında yazılmıştır
Gazneliler (963–1180)
Samanoğulları Devleti’nin Gazne şehri valisi Alp Tekin tarafından kurulmuştur
Hükümdar Sebük Tekin zamanında Samanoğullarından ayrılıp tamamen bağımsız olmuşlardır
En parlak dönemlerini Sultan Mahmut zamanında yaşadılar Sultan unvanını ilk kullanan hükümdar olan Gazneli Mahmut, Hindistan'a 17 sefer yapmış, kuzey bölümlerine İslamiyet'in girmesini sağlamıştır
Selçuklularla yaptıkları Nesa (1035), Serahs (1038), Dandanakan (1040) savaşlarını kaybettiler
Dandanakan Savaşı’ndan sonra Selçuklu egmenliğine girdiler
İdari ve askeri güç Türklerdi Türkler nüfus olarak azınlıkta idi Nüfus olarak Afganlılar ve İranlılar çoğunlukta idi
Devletin resmi dili Arapça ve Farsçaydı
Gazne ordusunda merkezi gücü oluşturan Gulâmlar denilen askerler devşirme usulüyle yetiştirilmiştir Bunlar devletten maaş alırlardı
Sanatta İran ve Hint tesirlerinin altında kalmışlardır
Büyük Selçuklu Devleti yıkılınca Afganlılar (Gurlar) isyan ederek bu devlete son vermişlerdir
Büyük Selçuklular ve Onlara Bağlı Devletler
Oğuzlar
Oğuzlar, Türklerin en kalabalık ve tarihte en etkin rol oynayan koludur
Oğuzlara, Araplar Guz, Bizanslılar Uz, Ruslar Tork demişlerdir Oğuzlara Müslüman olduktan sonra " Türkmen " (Yörük) denilmiştir
Oğuzların Tarihte Kurdukları Devletler
Büyük Selçuklu Devleti
Anadolu Selçuklu Devleti
Harzemşahlar
Karakoyunlular
Akkoyunlular
Anadolu Beylikleri
Osmanlı Devleti
Türkiye Cumhuriyeti
Oğuz Boyları
24 Oğuz Boyu vardır
Büyük Selçuklu Devleti, Oğuz Türklerinin Üçok koluna mensup olan Kınık boyu tarafından kurulmuştur
Büyük Selçuklu Devleti (1038 – 1157)
Tarihteki Önemleri
Adını Selçuk Bey'den almış, devleti Tuğrul ve Çağrı Bey kurmuştur
İslamiyet'i dış saldırılara karşı korumuşlar, İslam ülkelerini bir yönetim altında birleştirmişlerdir
Anadolu'nun Türkleşme sürecini başlatmışlardır
Türk - İslam kültürünü sentezlemişlerdir (Birleştirmişler, harmanlamışlardır)
İslam uygarlığını geliştirmiş ve yaymışlardır
9 yy da doğuda Seyhun Irmağı, batıda Akdeniz ve Marmara, güneyde Mısır ve Basra Körfezi'ne kadar sınırlarını genişletmişlerdir
Devletin Kuruluşu
Devlete ismini veren Selçuk Bey, Oğuzların Üçok kolunun Kınık boyundandır
Aşağı Seyhun ile Hazar denizi arasındaki geniş bozkırlarda yaşayan oğuzlar' da ordu komutanı (Subaşı) olarak görevli olan Selçuk Bey, Oğuz Yabgu'su ile anlaşmazlığa düşmüş ve çevresiyle birlikte Seyhun Irmağının aşağı ve doğusunda bulunan " Cent " şehrine yerleşmiştir
Oğuzlar Devletine karşı, Samanoğulları'ndan yardım istemiş ve çevresiyle birlikte İslamiyet'i kabul etmiştir
Samanoğulları Devleti’nin Karahanlı ve Gaznelilerle mücadelesi sonucu yıkılmasıyla ve Selçuk Bey'in ölmesiyle dağılan Oğuz boylarını Arslan Bey toparladı ise de, Gazneli Sultan Mahmut oğuzların kendisi için tehlikeli olduğunu anlamış ve Arslan bey ve ileri gelenleri tutuklatmıştır
Selçuk Bey 'in torunlarından Tuğrul ve Çağrı Bey kardeşler, Selçukluları yeniden toparlamayı ve devleti kurmayı başarmışlardır
Tuğrul ve Çağrı Beyler Dönemi
Horasan bölgesi için, Gaznelilerle; Nesa (1035), Serahs (1038) ve Dandanakan (1040) savaşlarını yapmışlardır
Tuğrul Bey, Nişabur'u Gaznelilerden alarak, kendisine merkez yapmış ve bağımsızlığını ilan etmiştir (1038)
Dandanakan Savaşı (1040)
(Büyük Selçuklular X Gazneliler)
Nedeni: Gazneliler' in Selçuklu gücünü Horasan'dan atmak istemesi
Önemi: Selçuklular, bu savaştan sonra sürekli gelişme aşamasına girerken, Gazneliler zayıflama ve yıkılış sürecine girmişlerdir
İran, Irak, Azerbaycan ele geçirilmiştir
Merkez Nişabur'dan Rey şehrine taşınmıştır
Oğuzların Anadolu'ya akınları Çağrı Bey'in keşif seferiyle başlar (1016) Anadolu' ya yapılan seferlerin artması üzerine, Pasinler savaşı yapılır
Pasinler Savaşı (1048)
(Büyük Selçuklular X Bizans + Gürcü Kuvvetleri)
Nedeni:
Selçuklular' ın Anadolu'ya yönelik akınlarının artması
Bizans'ın, Türklerin Anadolu'ya girme girişimlerini durdurmak istemesi
Bizans'ın Anadolu otoritesini koruma isteği
Önemi: Türkler’in Anadolu'nun fethi için Bizans'la yaptıkları ilk büyük savaş ve kazandıkları ilk büyük zaferdir
Not: Anadolu'nun fethinde üç önemli savaş görülür;
Pasinler – Malazgirt – Miryokefalon
1048 – 1071 – 1176
Pasinler Savaşı, Bizans'ın Anadolu'daki otoritesini sarsmıştır
Doğunun ve Batının Sultanı
Abbasi Halifesinin, Şii Büveyhoğulları'nın baskısı üzerine Tuğrul Bey'den yardım istemesiyle, Tuğrul bey iki defa Bağdat seferi düzenlemiş, Büveyhoğullarına son vermiştir Tuğrul Bey, Abbasi Halifesi tarafından doğu ve batının sultanı ilan edilmiştir
Önemi: İslam dünyasının koruyuculuğu ve liderliği Selçuklulara geçmiştir
Tuğrul Bey döneminde (1040 – 1063), sınırların Ceyhun'dan Fırat'a kadar genişlediği; devletin sağlam temeller üzerine oturtulduğu; Anadolu yönünde gelişmelerin başladığı görülmektedir
Alp Arslan Dönemi (1064 – 1072)
Azerbaycan, Kafkasya ve Türkistan seferlerine çıktı
Döneminde komutanları tarafından doğu Anadolu'ya seferler düzenlenmiştir
Fatımi devletine son vermek ve Mısır'ı fethetmek için, Mısır seferine çıkmışken Bizans İmparatorunun Doğu Anadolu'ya doğru sefere çıkması üzerine geri döndü
Malazgirt Savaşı (26 Ağustos 1071)
(Büyük Selçuklular X Bizans)
Sebepleri
Selçuklular'ın, kendilerine gelen göç dalgalarını yerleştirecek alan için Anadolu'ya yönelmeleri, Anadolu'yu yurt edinme isteği
Bizans'ın, Anadolu'dan Türkleri çıkarma isteği
Sonuçları
Anadolu kapıları Türklere açıldı Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'ya göç etmeye başladılar
Anadolu Türk Tarihi başladı, Anadolu'da ilk Türk beylikleri kuruldu
Hristiyan Bizans'ın İslam dünyası üzerindeki baskısı sona erdi
Türklerin batıya ilerleyişleri üzerine Bizans'ın Papa'dan yardım isteği, Haçlı Seferlerine sebep olmuştur
Önemi
Türk milletine yeni bir yurt, yeni bir gelecek, yeni bir tarih hazırlayan önemli bir zaferdir
Melikşah Dönemi (1072 – 1092)
Büyük Selçukluların en geniş sınırlara ulaştığı, kültür ve uygarlık alanında en parlak düzeye ulaştığı dönemdir
Amcası Kavurd' un Sultanlığını tanımaması üzerine, mücadele etmiş ve onu öldürtmüştür
Karahanlı ve Gaznelilere egemenliğini kabul ettirdi
Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Tutak ve Artuk beyleri, Anadolu'nun fethiyle görevlendirmiştir
Suriye, Filistin ve Arabistan'da fetihler yapmıştır
Sultan Melikşah bütün müslüman ülkeleri yönetimi altına alma politikası izlemiştir
Dönemin en önemli iç olayı "Batınilik" propagandasıdır Hasan Sabbah, Selçukluları içten parçalama ve yönetimi ele geçirmek için batınilik mezhebini yaygınlaştırmaya ve ileri gelen Türk yöneticilerini öldürtmeye başlamıştır
Nizamiye Medresesi bu dönemde önemli bir eğitim-öğretim kurumuna dönüşmüştür
Sultan Melikşah adına " Celali Takvimi " düzenlenmiştir
Devletin Dağılışı
Melikşah'ın ölümünden sonra oğulları arasında taht kavgaları çıkması (Berkiyaruk-Mehmet-Mahmut-Sencer), devleti yıpratmıştır
Son selçuklu sultanı Sencer’dir Sencer’in, Katvan Savaşı’nda (1141) Karahıtay'lara yenilmesi ile devletin dağılış dönemi hızlandı
Sultan Sencer'in ölmesiyle Selçuklu Devleti parçalandı (1157)
Selçukluların Parçalanma Nedenleri
Veraset anlayışı (Ülkenin, hanedanın ortak malı sayılması)
Yönetime küstürülen Oğuzların (Türkmenlerin) ayaklanmaları
Haçlı Seferleri (Dolaylı)
Doğudan gelen Moğol akınları
Batınilerin çalışmaları (Batınilik; Şii mezhebinin radikal siyasi hareketinin doğurduğu hareket)
Abbasi Halifelerinin egemenlik gücünü geri almak için yaptığı olumsuz çalışmalar
Atabeylerin, merkezi otoritenin zayıflamasıyla, bağımsızlık ilanları
Büyük Selçuklu Devletine Bağlı Devletler
Horasan Selçukluları
Irak Selçukluları (1119 – 1194)
Kirman Selçukluları (1048 – 1187)
Suriye Selçukluları (1069 – 1118)
Türkiye (Anadolu) Selçukluları (1075 – 1308)
Atabeylikler
Atabey: Selçuklu şehzadelerini eğitmekle görevlendirilen tecrübeli devlet adamlarına atabey denir
Atabeyler, merkezi otoritenin zayıflamasıyla bulundukları bölgelerde bağımsızlıklarını ilan ettiler
1 Salgurlular (Fars Atabeyliği) (İran) (1148 – 1286)
2 İldenizliler (Azerbaycan Atabeyliği) (1146 – 1225)
3 Beğteginoğulları (Erbil Atabeyliği) (1144 – 1232)
4 Böriler (Şam Atabeyliği) (1128 – 1154)
5 Zengiler (Musul Atabeyliği) (1127 – 1259)
Harzemşahlar (1097–1231)
Harzem yöresi, Aral Gölü ile Hazar denizi arasında kalan yerdir Burada yaşayanlara Harzemşahlar denilmiştir
Harzemi yöneten Atsız adlı Türk beyi, Büyük Selçukluların zayıflamasından yararlanarak bağımsızlık hareketini başattı
Sultan Sencer’in Oğuzlara esir düşmesinden sonra Atsız bağımsızlığını ilan etti
Harzemliler zamanında İran'ı, Horasan'ı ve Afganistan'ı alarak Cengiz İmparatorluğuna sınır oldular
Harzemliler Cengiz Han'ın gönderdiği dostluk kervanını casuslukla suçlayarak imha edince, Moğol-Harzem savaşları başladı Cengiz Han'ın başlattığı savaşlarla Harzemliler yıkılış sürecine girdi
Moğol istilası sonucu Harzem yöneticiler bir kısım halkla birlikte Kafkasya'ya ve Doğu Anadolu'ya çekilmek zorunda kaldı Anadolu Selçuklu hükümdarı I Alaaddin Keykubat, Harzemlilere Moğollara karşı bir ittifak kurulmasını önerdi Harzemliler bunu reddederek Doğu Anadolu'yu almaya çalıştılar Bu durum Yassı Çemen Savaşına neden oldu
Harzemliler, Yassı Çimen Savaşı’nda yenildi (1230) ve tarihten silindi
Eyyubiler (1174–1250)
Haçlı saldırısına uğrayan Fatimi Devleti’ne, yardım için gönderilen ordunun komutanı olan Selahattin Eyyubî, Fatimi Devleti’ni yıkarak kendi Devleti’ni kurmuştur
Selahattin Eyyubî I Haçlı Seferi’nde kurulmuş olan Kudüs Haçlı Krallığı’nı, Hittin Savaşı’nda yendi ve bu devleti yıktı (1187) Bunun üzerine III Haçlı seferi yapıldı Selahattin Eyyubi III Haçlı seferinde Kudüsü başarıyla savundu
Devletin egemenlik alanı Hicaz'ı ve Güneydoğu Anadolu'yu kapsamıştır
Selahattin Eyyubi’den sonra başarılı hükümdarlar iktidarda görülmedi
Devlet iç isyanlar ve haçlı saldırılarıyla zayıfladı
Memluklu adı verilen askerlerin isyanları sonucu Eyyubi devleti yıkılmıştır
Eyyubiler devlet ve askerlik alanında Büyük Selçukluları ve Abbasileri örnek almışlardır
Memluklar (Kölemenler) (1250–1517)
Eyyubi ordusunda devşirme usulü ile yetiştirilen Memluklu adı verilen askerlerin komutanlarından Aybey, Eyyubi Devleti’ne son vererek Memluklu Devleti’ni kurdu
Aybey, Mısır'a yönelik olan VII Haçlı Ordusunu Mansura Savaşı’nda yenilgiye uğrattı
Sultan Kutuz zamanında, Arabistan'ı ve Akdeniz kıyılarını almayı amaçlayan Moğol ordularını (İlhanlıları) Suriye'de Ayncalut Savaşı’nda yenilgiye uğrattı (1260) Böylece Suriye, Mısır, Arabistan ve Akdeniz kıyıları Moğol istilasından korundu Memluklular, Moğol istilasını durduran tek devlet oldu
Sultan Baybas, Abbasilerin yıkılışıyla sona eren Abbasi halifeliğini yeniden kurdu Amaç, İslam dünyasının liderliğidir
Memlukluların egemenlik alanı Hicazı, Güneydoğu Anadoluyu ve Çukurova'yı kapsamıştır
Fatih döneminde bozulan ilişkiler, II Bayezıt döneminde savaşlara dönüştü
Yavuz Sultan Selim Memlukluları Mercidabık (1516) ve Ridaniye (1517) savaşlarında yenilgiye uğrattı ve yıktı
Hükümdarlık, hanedanlık anlayaşına göre sürdürülmüş-tür Buna rağmen çok yetenekli komutanlar da iktidara gelebilmiştir Bu durum çok sayıda hükümdar değişimine neden olduğu gibi başarılı kişilerin de hükümdar olabilmesini sağlamıştır
Resmi dil Arapça idi Buna rağmen sarayda Türkçe kouşulurdu Bunun nedeni devlet teşkilatında Türklerin bulunmasıdır
TÜRK-İSLÂM DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE
UYGARLIK
1 Devlet Yönetimi
Türkler Müslüman olduktan sonra da devlet yönetimi ile ilgili geleneklerine devam ettiler Hükümdarlar, Allah’ın yeryüzündeki temsilcileri durumunda idi
Hükümdar, töre ve yasalara aykırı olmamak koşulu ile uygulamada mutlak hâkimdi Ülke, hanedanının ortak malı sayılır ve hanedan üyeleri tarafından sultana bağlı olarak ortaklaşa yönetilirdi Taht kavgaları bu sistemin bir sonucudur
Hükümdarların yasama, yürütme ve yargı yetkileri vardı Orduya komuta etmek, halkın huzur ve refahını sağlamak, görev ve sorumlulukları arasındaydı
Karahanlılarda hükümdara han, kara, Gaznelilerde sultan adı verilirdi
Sultan ünvanını ilk kullanan Türk Hükümdarı Gazneli Mahmut (Sultan Mahmut) olmuştur
Moğol hükümdarlarına kağan denirdi Devlet işlerinin görüşüldüğü ve karara bağlandığı yere de kurultay adı verilirdi Ordu komutanlarına ise noyan adı verilirdi
Selçuklular da önce yabgu daha sonra sultan ünvanı kullanıldı
Selçuklularda ilk divan teşkilatı, Melikşah döneminde Nizam-ül Mülk tarafından kuruldu
Devlet işleri Büyük Divan denilen yerde görüşülüp karara bağlanırdı Divanın alt kademeleri vardı Her alt kademede ayrı bir iş görülürdü Gazneliler, divan teşkilatını Abbasilerden örnek aldılar
Ülkeler kolay yönetim için eyaletlere ayrılmıştı Eyaletlerde melikler görev yapardı
Eyaletlerin başında hanedana mensup kişiler (melikler) bulunurdu Meliklerin genç ve tecrübesiz olmaları halinde yanlarına Türkmen beyi (atabey) verilirdi
Not: Ülkenin hükümdar ailesinin ortak malı sayıldığı düşüncesi bütün Türk Devletlerinde kabul görmüş ortak bir düşünce idi Bu anlayış taht kavgalarına ve Türk devletlerinin kısa sürede yıkılmalarına neden olmuştur
2 Adalet İşleri ve Hukuk
Türk-İslam Devletlerinde hukuk, Şer’i ve Örfi olmak üzere ikiye ayrılırdı:
Şer’i Hukuk: Şeriat, din kuralları
Örfî Hukuk: Gelenekler, töre
Şer’i hukuk ile ilgili davalara kadı bakardı
Örfi hukuk ile ilgili davalara bakan yüksek bir mahkeme vardı Bu mahkemenin başı emir-i dad idi
Ordu içindeki anlaşmazlıklara “kadıasker” (kazasker) bakardı
3 Ordu
Türk Devletlerinde ordu sürekli olarak önemini korumuş bir kurumdur Türk devlet anlayışında ve Türk Milleti’nin kültüründe ordu kavramı her zaman için büyük önem taşımıştır
İslam öncesinde olduğu gibi, İslam sonrası da Türk Devletleri ‘nde ordu büyük önem taşımaya devam etti
Karahanlı Devleti’nde ordu çeşitli Türk boylarından oluşuyordu (Karahanlı Devleti kuruluş itibari ile tamamen Türk özelliği taşıyan bir devlettir )
Gazneliler Devleti’nde ise durum biraz daha farklı idi Gazneliler Devleti’nin kuruluş itibari ile çok milletli bir yapıya sahipti Bu durum orduda da kendini göstermişti Gazneli ordusu birçok milletten oluşuyordu
Büyük Selçuklu Devleti’nde Türk ordusu çok daha gelişmiş ve büyümüştür Büyük Selçuklu ordusu altı ayrı bölümden oluşuyordu Bunlar:
Gulemân-ı Saray: Çeşitli milletlerden toplanan kölelerin özel bir eğitimle saray için yetiştirilmesi ile oluşmuş askerlerdir
Hassa Askerleri: Çeşitli Türk boylarından oluşan atlı askeri birliklerdir
Melik ve Vali askerleri: Melikler ve valilerde savaş zamanı emrindeki askerlerle Sultan’ın ordusuna katılırdı
Bağlı Devlet ve Beyliklerin Askerleri: Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlı devlet ve beylikler de savaşa zamanı Büyük Selçuklu Devleti’ne asker verirlerdi (Ermeni ve Gürcü krallıkları gibi)
Türkmenler: Göçebe olarak yaşayan Türkmenler savaş ortamına her an hazır bulunurlar ve gönüllü olarak Sultan’ın ordusuna katılırlardı
Sipahiler: İkta (toprak sahibi) olanların, gelirlerinin bir bölümü ile beslemek zorunda oldukları askerleridir Buna göre ülke toprakları vergi gelirlerine göre bölümlere ayrılırdı bu bölümlere İkta denirdi
Bu toprakları işleyen çiftçiler, devlete vermeleri gereken vergiyi “Sipahi”ye verirlerdi Sipahi de gelirinin bir bölümü ile atlı asker yetiştirirdi Bu sisteme Osmanlı Devleti döneminde “Tımar “adı verilmiştir
Not: İkta sistemi ilk defa Büyük Selçuklu Devleti veziri olan Nizamül- Mülk tarafından uygulanmıştır
4 Din ve İnanış
Türkler İslam dinine girdikten sonra bu dinin liderliğini üstlenmişlerdi İslam dinini geniş alanlara yaymak için fetih hareketlerine girişmişler ve Türkler sayesinde İslam dini çok geniş alanlara yayılmış ve bir dünya dini haline gelmiştir
Bugün, Pakistan, Hindistan, Afganistan, Balkanlar gibi coğrafyalarda İslam dininin yayılması Türkler sayesinde olmuştur
Türkler İslam dininin daha çok Sünni- Hanefi ekolünü benimsemişlerdir Hanefi mezhebine Türk mezhebi de denmektedir Sünni İslam anlayışı yaymak ve korumak için mücadele etmişlerdir
Not: Nizamül- Mülk’ün açmış olduğu Nizamiye medreselerinin amacı Sünni İslam anlayışını korumak ve geliştirmekti
Tarikatlar
Türkler arasında sûfîlik (tasavvuf) anlayışı da oldukça gelişmiştir Sûfilik hareketi sonucunda birçok tarikat ortaya çıkmıştır
Bunların başlıcaları; Rifailik, Kadirilik, Kübrevilik, Yesevilik, Ekberilik’tir
Bunlardan Yeseviliğin kurucusu bir Türk-İslam alimi olan Hoca Ahmet Yesevi ‘dir Hoca Ahmet Yesevi İslam Dini’nin Türkistan’da (Orta Asya) yayılmasında çok önemli bir role sahiptir Bugün dahi Türkistan’da Hoca Ahmet Yesevi, bütün Türk boyları tarafından saygıyla anılmaktadır
5 Ekonomik Hayat
Türk-İslam devletlerinde ekonomik hayat Büyük Selçuklu Devleti zamanında büyük bir gelişme gösterdi Ticaret yolları üzerine hanlar ve kervansaraylar inşa edildi
Toprak Yönetimi
Türk-İslam devletlerinde ülke toprakları yönetim bakımından dört ayrı bölüme ayrılmıştı Bunlar;
Has Toprakları: vergi gelirleri Sultan’a ait topraklardır
İkta Toprakları: Gelirleri, Hizmet ve maaş karşılığı olarak kumandanlara, askerlere ve devlet adamlarına bırakılan topraklarıdır (İkta sahibi olan devlet adamı veya komutan belirli sayıda devlete asker yetiştirmek zorundaydı )
Mülk Toprakları: Kişilere ait topraklardır Sahibi toprağı istediği gibi kullanma hakkına sahiptir
Vakıf Toprakları: Okul, hastane gibi sosyal kurumların ihtiyaçlarını karşılamak için devlet tarafından bu kurumlara verilen topraklardır
Timur Devleti zamanında Tarım ve ticaretle uğraşanlardan alınan vergiye tamga adı verilmiştir
6 Dil ve Edebiyat
Karahanlı Devleti’nde resmi dil Türkçe idi Resmi yazılar Uygur alfabesi ile yazılıyordu Karahanlı Devleti’nin bu milli kimliği sayesinde bu dönemde Türk kültürü oldukça gelişmiş ve Türk kültürü açısından çok önemli olan birçok eser yazılmıştır
Gaznelilerde ve Büyük Selçuklu Devleti’nde ise durum biraz daha farklı idi Bu devletlerde bilim dili Arapça idi Resmi dil olarak da Farsça kullanılıyordu Halk ise Türkçe konuşuyordu Bu dönemlerde Türk kültür tarihi için önem taşıyan belli başlı eserler ve yazarları şunlardır
Divan-ı Lügat-it Türk ®Kaşgarlı Mahmud: Türkçe ‘nin zengin bir dil olfuğunu göstermek ve Araplara Türkçe öğretmek amaci ile yazılmış bir eserdir
Şehname ® Firdevsi
Divan-ı Hikmet ® Hoca Ahmet Yesevi
Atabet’ül Hakayık ® Edip Ahmet
Kutadgu Bilig ® Yusuf Has Hacip
Moğollar kültür ve medeniyet alanında Türklerden önemli ölçüde etkilenmişlerdir Bu dönemde Çağatay lehçesi bütün Orta Asya da etkinliğini arttırmıştı
Timur Devleti döneminin en ünlü yazar ve şairi Ali Şir Nevai’dir Ali Şir Nevai, Türkçe’nin Farsça’dan üstün bir dil olduğunu göstermek amacı ile Muhakemet-ü’l Lugateyn adlı bir eser yazmıştır
Babür Şah da Çağatay lehçesi ile şiirler yazmıştır Özbek Hanlıklarından Hive Han’ı Ebu’l Gazi Bahadır Han’ın yazmış olduğu Secere-i Türki ve Secere-i Terakkime dönemin ünlü diğer eserleridir
Bilim ve Sanat:
Türk hükümdarları âlimleri korudular İlim, edebiyat ve sanatın hamisi olarak büyük hizmetler yaptılar Ülkeyi; cami, medrese kütüphane, hastane, imaret ve kervansaraylarla donattılar, Bunlara bağlı vakıflar kurarak varlıklarının devamını sağladılar
Karahanlılar döneminde Türkistan’da bulunan Semerkant, Buhara, Kaşgar gibi şehirler öenmli bilim ve sanat merkezleri olmuştu
Selçuklularda ilk medrese, Tuğrul bey zamanında Nişabur'da açıldı
Alp Arslan döneminde medreseler devlet himayesi altına alındı Nizam-ül Mülk'ün gayreti ile nizamiye medresesi kuruldu (1067)
Daha sonra nizamiye medreseleri birçok ilde açıldı Bu medreselerde İslami bilenlerin yanında müspet bilimlerde okutuldu
Büyük Türk-İslâm Bilginleri
Farabi > Felsefe
İbn-i Sina > Tıp
Uluğ Bey > Astronomi
Biruni > Matematik
Barani > Trigonometri
Ali Kuşcu > Astronomi
Sanat
Türk-İslam devletlerinde gelişen başlıca sanat dalları, çinicilik, minyatür, tezhip, ebru, süsleme, hat, oymacılık, kakmacılık ve mimaridir
|