Yalnız Mesajı Göster

Türk Tarihine Genel Bir Bakiş

Eski 10-07-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tarihine Genel Bir Bakiş




Müslüman Türklerde Toplum Hayatı:
Müslüman Türklerde sınıfsız bir toplum hayatı vardı Köle vardı, fakat Osmanlı ülkesinden alınmazdı Kölelik devamlı değildi Âzad edilip hürriyete kavuşarak devlet kademesinde görev alabilirdi Köylü hür olup, serflik (toprağa bağlı kölelik) yoktu Bütün dünya Müslümanlarını ilgilendiren halifelik makamı da 1516 yılından itibaren, Osmanlı padişahları eliyle Türklere geçti Osmanlılar devrinde Türklere ve gayri müslimlere verilen, kendi din ve dillerinde mabed ve okul açıp ibadetlerini yapabilme hürriyet ve hoşgörüsü günümüzün hiçbir liberal, kapitalist, komünist ve dikta rejiminin imkân tanımadığı ölçüde serbestti
Müslüman Türklerde İslam ahlâkı hakimdi Umumî kaideler dahil, herkes, İslam ahlâkına ve örfe uymak zorundaydı Vatanseverlik, vakar, büyüğe hürmet, küçüğe şefkat, vefa ve sadakat, hayırseverlik, cömertlik, merhamet ve hoşgörü, namus, temizlik, hayvan ve bitki sevgisi, his, kıymet ve idealleri başlığı altında toplanabilen ahlâk ölçülerine titizlikle riayet edilirdi Güzel ahlâk ve bu değer ölçüleri sayesinde, Türk toprakları emniyet ve huzur içindeydi ve kardeşlik havası hakimdi II Abdülhamid Han zamanında Osmanlı ülkesinde bulunan Edmondo da Amicis, Constantinopoli adlı eserinde:
"Paşasından sokak satıcısına kadar istisnasız her Türkte vakar, ağırbaşlılık ve asillik ihtişamı vardır Hepsi, derece farkları olmasına rağmen, aynı terbiyeyle yetişmişlerdir Kıyafetleri farklı olmasa, İstanbul'da bir başka tabakanın olduğu belli değildir İstanbul'un Türk halkı, Avrupa'nın en nazik ve kibar cemaatidir En ıssız sokaklarda bile, bir yabancı için küçük bir hakarete uğrama tehlikesi yoktur Namaz kılınırken bile bir Hristiyan camiye girip, Müslüman ibadetini seyredebilir Size bakmazlar bile, küstahça bir bakış değil, sizinle ilgilenen mütecessis bir nazar dahî göremezsiniz Kahkaha ve kadın sesi duyamazsınız Fuhuşla ilgili en küçük bir olaya şahit olmak imkân dışıdır Sokaklarda bir yerde birikmek, yolu tıkamak, yüksek sesle konuşmak, çarşıda bir dükkânı lüzumundan fazla işgal etmek, ayıp sayılır" demektedir

Rum isyanının baş planlayıcısı Patrik Gregoryus, Rus Çarı Aleksandr'a yazdığı mektupta, Müslüman Türk'ün ahlâk ve seviyesini çok güzel ifade etmektedir Bu ibret verici mektup şöyledir: "Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak mümkün değildir Çünkü Türkler, çok sabırlı ve mukavemetli insanlardır Gayet mağrurdurlar ve izzet-i iman sahibidirler Bu hasletleri, dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, an'anelerinin kuvvetinden, padişahlarına, devlet adamlarına, kumandanlarına, büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir Türkler, zekîdirler ve kendilerini müsbet yolda sevk ve idare edecek reislere sahip oldukları sürece de çalışkandırlar Gayet kanaatkârdırlar Onların bütün meziyetleri, hattâ kahramanlık ve şecaat duyguları da an'anelerine bağlılıklarından, ahlâklarının düzgünlüğünden gelmektedir Türklerde evvelâ itaat duygusunu kırmak ve manevî bağlarını parçalamak, dinî sağlamlığı zayıflatmak gerekir Bunun en kısa yolu, millî gelenekleriyle maneviyatlarına uymayan yabancı fikirlere ve hareketlere alıştırmaktır Maneviyatları sarsıldığı gün, Türklerin, kendilerinden şeklen çok kudretli, kalabalık ve zahiren hakim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve onları maddî vasıtaların üstünlüğüyle yıkmak kolay olacaktır Bu sebeple, Osmanlı Devletini tasfiye için, yalnız harp meydanlarındaki zaferler kâfi değildir Hattâ sadece bu yolda yürümek, Türklerin haysiyet ve vakarını tahrik edeceğinden, hakikatlerine nüfuz etmelerine sebep olabilir Yapılacak şey, hissettirmeden, bünyelerindeki tahribi tamamlamaktır"
Türkler, Müslüman olduktan sonra her gittikleri yere adalet, fazilet ve medeniyet götürmüşlerdir Bugün, medenî olduklarını söyleyen Avrupa ülkeleri, medeniyeti Müslüman Türklerden öğrenmişlerdir
Türk milletini ve devletlerini asırlarca ayakta tutan, yaşatan büyük ve başlıca kuvvet inanç, adalet, iyilik, doğruluk ve fedakârlıktır
Türkler ve Spor:
Büyük ve mükemmel devletler kuran Türkler, millî tarihlerini askerî zaferlerle süslemişlerdir Barış zamanlarında da çok iyi sporcu olmaları, başarı sırlarından biridir Bedenî kabiliyetlerinin üstün şekilde gelişmesi, her cins harp silahlarını kullanmadaki maharetleri sayesinde, çoğu zaman bire iki, bire üç nisbetindeki kalabalık düşmanlarına karşı parlak meydan savaşları kazanmışlardır
Türklerin meşgul olduğu sporlar, daima savaşla ilgilidir Ata binmek, cirit oynamak, güreş, okçuluk, kılıç, gürz ve matrak talimi, hışt atmak, koşu, tokmak oyunu, av gibi sporlar bunların başlıcalarıdır Ata binmek, çok eski çağlardan beri, Türkler için yürümek kadar doğal bir şeydi Türkler, adeta at sırtında doğar ve at sırtında ölürlerdi Orta ve Ön Asya'da yetişen cüsse itibariyle biraz küçük, ancak yorgunluğa, sıcak ve soğuğa, her türlü eziyete, sıkıntıya fevkalade dayanıklı, çok süratli ve eğitilme yeteneği yüksek Türk atları, sahiplerini Çin Seddi'nden Orta Avrupa'ya kadar şerefle taşımışlardır Nitekim bütün Türk devletlerinde sefer gücünün esasını süvari teşkil etmiş ve bunlar savaşların kazanılmasında büyük rol oynamışlardır Osmanlı Devletinde de, gerek Kapıkulu süvarisinin ve gerekse Timarlı Sipahinin önemi çok büyük olduğu gibi, vezir ve beylerbeylerinin kapı halkı hemen hemen tamamen atlıydı
Ata ve biniciliğe çok önem veren Türkler, eskiden beri at yarışları ve at üzerinde silah kullanma müsabakaları tertip ederlerdi Cirit, bunların en önemlisiydi Cirit, bir kol boyunda, ucunda temren denilen, demirden delici kısmı olan bir silah olup, kurutulmuş kayın veya şimşir ağacından yapılırdı Savaşta süvari hücum ettiği vakit, ciridi düşmana fırlatırdı Ciridi, uzun mesafeye atmakta Türkler pek hünerli olup, görenler hayrette kalırdı
Güreşse, Türklerin çok eski millî sporuydu Göğüs göğüse yapılan savaşlarda, güreş bilenin daima üstün çıkacağı kuşkusuz olduğu için, bu spor dalı Türkler arasında çok rağbet görmüş ve gelişmiştir Türklerin asıl millî güreşi, yağsız karakucak güreşi idi Sonraları, Rumeli'ye mahsus olan yağlı güreşlere de yer verilmiştir
Okçuluk, Türklerin ünlü sporlarındandır Çok eski zamnlardan beri harp sahasında kendileriyle karşılaşanlar, Türklerin ok atmadaki ustalıklarından hayranlıkla söz etmişlerdir Türkler, kısa fakat çok kuvvetli yaylar kullanırlardı Oku gerek piyade ve gerekse süvari olarak kullanmakta emsalleri yoktu Süratle giden bir atın üzerinden, hedefe isabetli ok atarlardı Okmeydanı'nda kurulan meşhur kemankeşler oağı, 15 ve 16 asırlarda emsalsiz üstadlar yetiştirmiştir Bu arada lodos, poyraz, gündoğusu, batı, kıble, karayel, yıldız gibi yönlerde esen rüzgârlara atılan kamış ve tahta oklarla kurulan menziller, yani kırılan rekorlar, erişilemeyecek kadar yüksektir
Türkler, kılıç kullanmakta da ustaydılar Bu, şimşirbazlık denilen bir sporun, yani bugünkü eskrim sporunun doğmasına sebep olmuştur Türk kılıçları, başlıca yatağan ve pala olmak üzere iki kısımdı Yatağan, yeniçeri silahlarından olup, meşhur kıvrık Türk kılıcıydı Pala ise daha ziyade bahriye askeri ve süvariler tarafından kullanılırdı Pala, düz, genişliği ucuna doğru biraz artan ve bu yüzden hafifçe öne kıvrık gibi görünen bir silahtı Türklerin gürzleri de ünlüydü Bunlar yekpare saplı veya zincir saplı olurdu Spor için ise somak veya mermer gürz kullanılırdı Talim gürzleri, ikiyüz okka (2565 kg) kadar olurdu Bununla müsabakalardan önce çok idman yapılırdı Gürz, sağ ve sol elde, değişik yönlerde, belli kaidelerle çevrilip sallanarak, kaldırılıp indirdilerek kullanılırdı
Türklerin en dikkat çeken sporu, muhakkak ki tokmaktır Bu oyun, bugünkü futbolun babası olup, Orta Asya'da çok makbul bir spordu Meşhur Ali Kuşçu'nun kısaltarak Türkçeye çevirdiği Tarih-i Hata ve Hoten adlı, aslı o taraflara giden İranlı bir tüccar tarafından yazılmış eserde; Türklerin öküz ödünü şişirip, ayak topu oynadıkları, yahut ata binerek değnekle bu topa vurmak suretiyle müsabakalar düzenledikleri nakledilmektedir Tokmak, aslında, tabanı kösele olmayıp, üstü gibi deriden yapılmış kısa konçlu bir çeşit çizmenin adıdır Öküz ödünden yapılmış top oynanırken, ayağa bu giyildiği için adına tokmak oyunu denilmiştir

Bütün bu sporlarda muvaffak olmanın en büyük ödülü, kazanılan nam ve şandı Bu sporlar, Türk milletini ve özellikle askerî kuvvetleri, güçlü, çevik, mahir, meşakkate dayanıklı, iyi silahşör, soğukkanlı, mükemmel savaşçılar haline getirmiş, onlar da kendilerini her zaman zaferden zafere götüren bu hassalarını muhafaza için, sulh zamanlarında da talim ve sporu terk etmemişlerdi İdmanlarını her zaman seve seve yapan Türkler, bu sayede iyi bir spor terbiyesine ve bunun temin ettiği maddî ve manevî faydalara sahip olmuşlardır
Türk Devletlerinin Kuruluş ve Yıkılış Tarihleri
Büyük Türk Devletleri
-Büyük Hun İmparatorluğu/MÖ 4 asır - MS 48
-Avrupa (Batı) Hun İmparatorluğu/374-496
-Ak Hun (Eftalit) İmparatorluğu/4 asır sonları - 577
-Birinci Göktrük İmpararorluğu/552-582
-Doğu Göktürk İmparatorluğu/582-630
-Batı Göktürk İmparatorluğu/582-630
-İkinci Göktürk İmparatorluğu/681-744
-Uygur İmparatorluğu/744-840
-Avrupa Avar İmparatorluğu/6 asır - 805
-Hazar İmparatorluğu/7 asır - 965
-Karahanlılar Devleti/840-1042
-Gazneliler Devleti/962-1187
-Büyük Selçuklu Devleti/1038-1194
-Harezmşahlar Devleti/1097-1231
-Osmanlı Devleti/1299-1922
-Timurlular Devleti/1370-1506
-Bâbürlüler (Gürgâniyye) Devleti/1526-1858

Devletler
-Kuzey Hun Devleti/48-156
-Güney Hun Devleti/48-216
-Birinci Chao Hun Devleti/304-329
-İkinci Chao Hun Devleti/328-352
-Hsia Hun Devleti/407-431
-Kuzey Liang Hun Devleti/401-439
-Lov-lan Hun Devleti/442-460
-Tabgaç Devleti/386-557
-Doğu Tabgaç Devleti/534-557
-Batı Tabgaç Devleti/534-557
-Doğu Türkistan Uygur Devleti/911-1368
-Liang Şa-t'o Türk Devleti/907-923
-Tana Şa-t'o Türk Devleti/923-936
-Tsin Şa-t'o Türk Devleti/937-946
-Kan-çou Uygur Devleti/905-1226
-Türgiş Devleti/717-766
-Karluk Devleti/766-1215
-Kırgız Devleti/840-1207
-Sabar Devleti/5 asır - 7 asır arası
-Dokuz Oğuz Devleti/5 asır sonu - 6 asır sonu
-Otuz Oğuz Devleti/5 asır sonu - 6 asır sonu
-Basar-Alan Türk Devleti/1380-?
-Doğu Karahanlı Devleti/1042-1211
-Batı Karahanlı Devleti/1042-1212
-Fergana Karahanlı Devleti/1042-1212
-Oğuz-Yabgu Devleti/10 asrın ilk yarısı - 1000
-Suriye Selçuklu Devleti/1092-1117
-Kirman Selçuklu Devleti/1092-1307
-Türkiye Selçuklu Devleti/1092-1307
-Irak Selçuklu Devleti/1157-1194
-Eyyubîler Devleti/1171-1348
-Delhi Türk Sultanlığı/1206-1413
-Mısır Memlûk Devleti/1250-1517
-Karakoyunlu Devleti/1380-1469
-Akkoyunlu Devleti/1350-1502
Beylikler
-Tulûnlular/868-905
-İhşidîler/935-969
-İzmir Beyliği/1081-1098
-Dilmaçoğulları Beyliği/1085-1192
-Danişmendli Beyliği/1092-1178
-Saltuklu Beyliği/1092-1202
-Ahlatşahlar Beyliği/1100-1207
-Artuklu Beyliği/1102-1408
-İnaloğulları Beyliği/1098-1183
-Mengüçlü Beyliği/1072-1277
-Erbil Beyliği/1146-1232
-Çobanoğulları Beyliği/1227-1309
-Karamanoğulları Beyliği/1256-1483
-İnançoğulları Beyliği/1261-1368
-Sâhib Atâoğulları Beyliği/1275-1342
-Pervâneoğulları Beyliği/1277-1322
-Menteşeoğulları Beyliği/1280-1424
-Candaroğulları Beyliği/1299-1462
-Karesioğulları Beyliği/1297-1360
-Germiyanoğulları Beyliği/1300-1423
-Hamidoğulları Beyliği/1301-1423
-Saruhanoğulları Beyliği/1302-1410
-Aydınoğulları Beyliği/1308-1426
-Tekeoğulları Beyliği/1321-1390
-Eretna Beyliği/1335-1381
-Dulkadıroğulları Beyliği/1339-1521
-Ramazanoğulları Beyliği/1325-1608
-Doburca Türk Beyliği/1354-1417
-Kadı Burhaneddin Ahmed Devleti/1381-1398
-Eşrefoğulları Beyliği/13 asır ortaları - 1326
-Berçemeoğulları Beyliği/12 asır
-Yarluklular Beyliği/12 asır
Atabeylikler
-Böriler/1117-1154
-Zengîler/1127-1259
-İl-Denizliler/1146-1225
-Salgurlular/1147-1284
Hanlıklar
-Büyük Bulgarya Hanlığı/630-665
-İtil (Volga) Bulgar Hanlığı/665-1391
-Tuna Bulgar Hanlığı/981-864
-Peçenek Hanlığı/860-1091
-Uz Hanlığı/860-1068
-Kuman-Kıpçak Hanlığı/9 asır - 13 asır
-Özbek Hanlığı/1428-1599
-Kazan Hanlığı/1437-1552
-Kırım Hanlığı/1440-1475
-Kasım Hanlığı/1445-1552
-Astrahan Hanlığı/1466-1554
-Hive Hanlığı/1512-1920
-Sibir Hanlığı/1556-1600
-Buhara Hanlığı/1599-1785
-Kaşgar-Tufan Hanlığı/15 asır başları - 1877
-Hokand Hanlığı/1710-1876
-Türkmenistan Hanlığı/1860-1885
Cumhuriyetler
-Âzebaycan Cumhuriyeti/1918-1920
-Batı Trakya Türk Cumhuriyeti-I/31 Ağustos 1913
-Batı Trakya Türk Cumhuriyeti-II/1915-1917
-Batı Trakya Türk Cumhuriyeti-III/1920-1923
-Türkiye Cumhuriyeti/1923-
-Hatay Cumhuriyeti/1938-1939
-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti/1983-
-Âzerbaycan Cumhuriyeti/1991-
-Kazakistan Cumhuriyeti/1991-
-Kırgızistan Cumhuriyeti/1991-
-Tacikistan Cumhuriyeti/1991-
-Özbekistan Cumhuriyeti/1991-
-Türkmenistan Cumhuriyeti/1991-

TÜRK MİLLİ KÜLTÜRÜ

Alıntı Yaparak Cevapla