Prof. Dr. Sinsi
|
Mineraller Nelerdir? Minerallerin Görevleri - Minerallerin İnsan Vücudundaki İşlevi
MİNERALLER VE MİNERALLERİN İNSAN ÜZERİNDEKİ ETİKLERİ
İnsanlar ve hayvanlar normal bir büyüme ve çeşitli biyolojik fonksiyonlar için besinler arasında vitaminler yanında inorganik elementlere de ihtiyaç duymaktadırlar Bu elementler ikiye ayrılırlar;
1 Bol bulunan elementler
2 Eser elementler
1- Bol bulunan elementler
Bu elementlere ihtiyaç fazladır
Çoğunlukla birden fazla fonksiyon gösterirler
Bu elementlere örnek olarak;
Kalsiyum Fosfor
Magnezyum Klor
Sodyum Potasyum
a) Kalsiyum ( Ca )
Kemiğin yapısal elementidir
Hücre zarı geçirgenliği ve kan pıhtılaşması için önemlidir
Bunun yanında kalp işlevleri ve sinir sisteminin düzenlenmesinde rol oynar
Hücre sitoplâzmasında önemli bir düzenleyicidir
Kan kalsiyum miktarı ile depo kalsiyum miktarı arasındaki dengeyi “parathormon” adındaki hormon sağlar
D vitamini; bağırsaklardan kalsiyum emilimini ve kemiklerde birikmesini hızlandırır Bu yüzden az miktarda D vitamini raşitizme, aşırı D vitamini ise kireçlenmeye neden olur
Bunun yanında; ıspanak, kakao gibi besinler ve sitrat, tartarak gibi bileşikler kalsiyum emilimini arttırır
Oksalik asit ve tahıllarda bulunan “Phytin” kalsiyum emilimini önler
Ani kalsiyum azalmaları kramplara neden olur
Sürekli kalsiyum azlığı;
Büyümede durgunluğa,
Beslenmede isteksizliğe,
Metabolizmanın artmasına,
Raşitizme,
Bacakta uyuşmalara ve felce,
Hemoroite,
Güçsüzlüğe ve sonuçta ölüme neden olur
Aniden verilen fazla miktarda D vitamini kalsiyum emilimini arttırır ve tetanos benzeri belirtilere neden olabilir Çocukların ilkbaharda zaman zaman kasılması bu nedene dayanır
b) Magnezyum ( Mg )
Bitkilerde klorofilin temel taşı olduğu için bitkisel besinlerde daha bol bulunur
Besinlerde magnezyumun %20-30 ’u ince bağırsağın üst kısmında emilir, %60-70 ‘i ise dışkıyla atılır
Kanda proteine bağlı halde bulunan magnezyum, albümin ve globülinlere bağlanır
ATP ’den bir fosfat alıcısına fosfat taşımasını katalize ederek ADP ve fosforlaşmış bir yapı oluşturan enzimlerin aktivasyonunda rol alır
Magnezyum, ATP ’ye gerek duyulan glikoz kullanımı, yağ, protein, nükleik asit sentezi ve kas kasılmasında önemli görevler alır
Magnezyum tarafından etkinleştirilen enzimler beynin fosfolipid, pirüvik asit ve glikoz metabolizmasına girmektedir
Mitokondride oksidatif fosforilasyon için de magnezyum istenir
Magnezyumun vücuttan esas atılım yolu böbrekler olup terle de önemli atılımı söz konusudur Uzun süren ateşli hastalıklar ve kas egzersizlerinde toplam magnezyum atılımının %10 –15 ‘i terle gerçekleşir
Magnezyum emilimini besinlerdeki laktoz, protein (özellikle serbest aminoasitler), fosfat, kalsiyum, lipidler engeller,
Magnezyum eksikliğinde;
Damar genişlemesi,
Kan miktarında artma,
Aşırı duyarlılık
Küçük beynin bazı hücrelerinde bozukluk,
Böbrek bozuklukları,
Kramplar,
Büyümede durgunluk,
Saç dökülmesi,
Ödem ortaya çıkar
Bu arazlar ancak çok uzun süre magnezyum alınmazsa meydana gelir
Gebeliğin son üç ayında, diabetik komanın insülinle tedavisi sırasında, hipertiroidizmde, bazı sindirim sistemi ve böbrek hastalıklarında hipermagnezami görülür
c) Sodyum ve Klor ( Na ve Cl )
Sodyum kas liflerinin uyarılmasında ve sinirlerdeki iletimde önemli rol oynar
Klor mide salgısında bulunur
Klor ayrıca amilaz enziminin aktivatörüdür
Sodyum eksikliğinde deride, gözün bağ dokusunda ve üremede bozukluklar görülür
Klor eksikliğinde sindirim ve büyüme bozuklukları ortaya çıkar
NaCl eksikliğinde, kramplar, baş dönmesi ve baygınlık görülür Vücut sıvılarının dengesi bozulur
d) Potasyum ( K )
Sodyum gibi sinirsel iletimde ve kasların uyarılmasında rol oynar
Bitkisel besinlerden alınır
Vücutta Na-K oranının sabit tutulması gerekir
Büyüyen hayvanlarda günlük potasyum gereksinimi artar
Eksikliğinde bazı metabolik bozukluklar görülürken fazlalığı Na-K dengesini bozacağından NaCl ihtiyacını arttırır
e) Fosfor ( P )
Tüm organizmaların bulundurmak zorunda olduğu elementlerin başında gelir
Nükleotitlerin yapıtaşı olan fosfatların oluşumu için kullanılır
Karbonhidratların ve yağların yıkımında; RNA ve DNA yapısına girerek kalıtsal bilginin taşınmasında rol alır
Fosfolipitlerde fosfat, proteinlerle birlikte embriyonun beslenmesi için salgılanır
Organik fosfat; hızlı büyüyen ve hızlı iş gören dokularda (kas ve sinir gibi) bolca bulunur
Omurgalı hayvanların kemik ve dişlerinde büyük miktarda vardır
Kandaki fosfat miktarı kalsiyum miktarına oranlanarak sabit tutulur
Fosfat verilmesi zihin ve vücut işlerini arttırır
Fosfat azlığında büyüme durur
İskelet bozuklukları görülür
Kanda kalsiyumun artması kemiklerden fosfor çekilmesine ve böylece kemiklerin yumuşamasına yol açar
Kanda fosforun artması ise kemiklerden kalsiyum çekilmesine neden olur Ancak bu daha yavaştır
2- Eser elementler
Eser elementlere günlük ihtiyaç fazla değildir
Enzim tepkimeleri için esas olanlar eser elementlerdir Bu tepkimelerde üç farklı şekilde yer alırlar
i Enzim tarafından katalizlenen kimyasal tepkimenin yapısında yer alır ve enzimin reaksiyon hızını arttırır
ii Substrat veya enzimin aktif merkezi ile kompleks yapar Bu durumda ikisi de aktif hâle gelir
iii Bazı hallerde katalitik faaliyetin bir safhasında elektron alırlar
Eser elementlere aşağıdakilere örnek verebiliriz;
Demir Krom
Bakır Arsenik
İyot Silisyum
Manganez Kalay
Çinko Nikel
Molibden Vanadyum
Selenyum Kobalt
Flor
a) Demir ( Fe )
Oksijen taşıyan proteinler olan hemoglobin ve miyoglobinin yapısında yer alır
Mitokondrial proteinlerin yapısında görülür
Bundan başka; demir emilimi için önemli, demirli bir protein olan “Ferritin” in yapısına katılır
Demir ihtiva eden enzimlere örnek olarak;
H2O2 ‘nin yıkımında görev alan katalaz,
Peroksitlerle organik bileşiklerin tepkimelerini hızlandıran peroksidaz,
Besinlerden gelen elektronla oksijenin suya redüksiyonunu katalizleyen sitikrom oksidaz verilebilir
Demir-sülfürlü enzimlerse hayvanlar, bitkiler ve bakteri hücrelerinde elektron taşınmasında görevlidirler
Demir eksikliği; fazla miktarda kuvvetli karbonhidrat (şeker, nişasta gibi) ve sütlü beslenmede, kan parazitlerinde ve aşırı kanamada görülür
Bu durum; kansızlığa, halsizliğe ve zeka geriliğine neden olur
b) Bakır ( Cu )
Sitikrom oksidaz enziminin aktivitesinde demirle birlikte rol oynar Bu aktivitedeki görevi Cu+ ve Cu++ haline dönüşerek elektronu oksijene taşımaktadır
Lizil oksidaz enziminin aktif grubunda yer alır Bu enzim, “kollajen” ve “elastin” polipeptitleri arasında çapraz bağlar yapılmasına yardım eder
Bunun yanında; katalaz, feniloksidaz ve aksorbik asit oksidazın yapısına katılır
Demirin vücutta düzenli bir şekilde kullanılması için de gereklidir Bakır olmazsa demir hemoglobine bağlanmaz
Yumru ve yapraklı sebzeler, süt, karaciğer, nohut, bakla, ceviz, fındık önemli derecede bakır içerir
Bakır ince bağırsaktan emilir
Vücutta en çok bakır içeren dokular sırasıyla karaciğer, kalp, beyin ve böbrektir
Hayvanlarda bakır eksikliğinde kollajen ve elastin polipeptitleri arasındaki bağlar yapılamayacağından damarlarda kopma ve çatlama görülür
Bağırsaktan bakır emiliminde bir hata oluşursa “Menkes Sendromu” ortaya çıkar Bu hastalıkta plazmada bakır ve bakır oksidaz düzeyi düşüktür Büyüme yavaşlar, vücut ısısı düşer, saçlar ağarır ve beyinde dejenerasyon meydana gelir
Bakır eksikliği kalp hastalığı riskini azaltır
Bağırsaktan bakır emilimi artarsa “Wilson hastalığı” görülür Bakır, beyin ve karaciğerde yığılır Normalde dışkıyla ve çok azı idrar ile atılır
Bakır içeren kapların yemek hazırlanmasında ve servisinde kullanılması “bakır zehirlenmesi” ne neden olabilir Bulantı, kusma, midede yanma ve diare bakır zehirlenmesinin belirtileridir
c) İyot ( I )
Tiroid bezinden salgılanan tiroksin hormonu için gereklidir
Deniz ürünlerinde; özellikle süngerlerin spongiolinden yapılmış iskeletlerinde bulunur
Brom, klor, nitrat, perklorat ve rhodanid, iyodun yerine geçerek fizyolojik iyon noksanlığına neden olur
Thioüre, thiourasil, sulfaguanidin ve lahanadaki thiokasalidan, tiroid bezindeki tirozin oksitlenmesini ve iyotlanmasını önleyerek rahatsızlıklara sebep teşkil eder
Bu durumlarda tiroid aşırı büyüyerek guatr hastalığını meydana getirir
Embriyonik ve gençlik devrelerinde iyot eksikliği cücelik ve zeka geriliğini (keratinizmus) ortaya çıkarır
Ergenlerde iyot eksikliğinde ise “miksödem” hastalığı görülür
Fazla iyot “Gravez (Basedow) hastalığı” nı ortaya çıkarır
d) Manganez ( Mn )
Manganez, bağ ve kemik dokusu oluşması, büyüme ve üreme fonksiyonları, karbonhidrat ve lipid metabolizması, protein sentezi, mukopolisakkarit üretimi ve fosforilasyonda rol oynar
Ceviz, fındık, tahıl ve sebzelerde oldukça yaygın; et, balık gibi besinlerde düşük miktardadır Bu bakımdan insan ve diğer memeliler manganezi daha çok bitkisel besinlerle alırlar
Özellikle çay manganez bakımından zengindir
Manganez, en yaygın biçimde mitokondrilerde yer alır Bu nedenle, mitokondrice zengin hücreler fazla manganez içerirler
Manganezin aktivite ettiği enzim grupları arasında hidrolazlar, kinazlar, dekarboksilazlar ve transferazlar bulunur
Manganez başlıca arginaz, pirüvatkarboksilaz, süperoksit diomütaz, fosfataz adlı enzimler için yapı taşıdır
Manganez, dişide normal fertilite için gerekli olup erkekte manganez eksikliği spermatogenezi bozarak kısırlığa yol açar
Bundan başka manganez eksikliğinde gözlenen başlıca bulgular; kan pıhtılaşma kusurları, hipokolesterolemi, dermatit, hipokalsemi, hiperfosforomi ve alkalen fosfataz aktivitesi yükselmesidir
Madenciler, ilaç endüstrisi çalışanları, seramik ve cam işçileri ve gıdasına manganez eklenenlerde görülen kronik mangan zehirlenmesi şizofreniye benzer psikiyatrik etki yapar Parkinson hastalığına yakın nörolojik bozukluklar ortaya çıkarır
e) Çinko ( Zn )
Çinko yaklaşık yüz enzimin yapısal komponentidir
Bu enzimlerden bazıları; karbonik anhidraz, alkalen fosfataz, RNA ve DNA polimerazlar, timidin kinaz, karboksipeptidazlar ve alkol dehidrojenazdır
Bu enzimler incelendiğinde, çinko genelde enzimin aktif bölgesinde bulunmuştur
İki yüzyıldan bu yana bilinen ve sayısız araştırmanın kanıtladığı bir bulgu, çinkonun önemli bir yara iyileştirici olduğudur Bu araştırmalar, çinkonun bağ doku biyosentez ve bütünlüğünde önemli bir eleman olduğunu kanıtlamıştır Bu nedenle, gıda ile yeterli çinko alınması, özellikle cerrahi girişim sonrası olgularda önem taşır
Çinko, protein ve nükleik asit yapılarını moleküler düzeyde stabilize eder
Subsellüler organellerin bütünlüğünü korur
Taşıma olaylarına katılır
İnsülin hormonu vücutta çinko olarak depolanır
Dildeki tat alma reseptörlerinin ve nazal boşluktaki koku alma reseptörlerinin düzenli bir şekilde çalışmasını sağlamak çinkonun görevidir
Vücutta çinkosu fazla dokular arasında prostat, semen, karaciğer, böbrek, retina ve kemik başta gelir
Et, balık ve süt ürünleri gibi proteinli besinler, çinko bakımından zengindir
Fazla protein çinko emilimini arttırırken, yetersiz protein engeller
Bitki ve tahıl tanelerinin fitatları, selüloz, hemiselüloz çinko emilimini azaltırlar
Bunun yanında kalsiyum, fosfor, flor ve bakır fazlalığı çinkonun bağırsaktan emilebilecek miktarını azaltır
Gebelikte fetüs anneden çokça çinko çeker Bu anne adayına koruyucu olarak folik asit ve vitamin B12 verilmesi, çinko emilimini azaltarak çinko eksikliğini daha da ağırlaştırır
Yanıklarda çinko yiter ve bu yüzden yanığın iyileşmesi gecikir
Travma ya da önemli ameliyatlarda da çinko kayıpları önem kazanır
ve bu gibi hallerde çinko eksikliği ortaya çıkabilir
Çinko eksikliğinde gözlenecek başlıca bulgular şöyle sıralanabilir;
Çocuk ve gençte büyüme geriliği
Erkekte hipogonadizm
Hafif dermatit
İştahsızlık ve kilo kaybı
Yaraların geç iyileşmesi
Karanlığa uymada anormallik
Zayıflamış bağışıklık
f) Molibden ( Mo )
Ksatin oksidaz, nitrat redüktaz ve hidrojenaz gibi flavinli enzimlerin yapısına katılır
Azot bakterilerinde havadaki azotun bağlanmasını sağlar
Geviş getirenlerde işkembe bakterilerinin gelişimi için önemlidir
Molibden her gün yeterli miktarda alınır; eksikliği hemen hemen söz konusu değildir
Fazla alındığında anemi, iskelet ve kas bozuklukları görülür
Molibden demirin hemoglobin yapımında kullanılmasını önler
|