Yalnız Mesajı Göster

Edebi Sanatlar - Edebi Sanat Yıllık Ödev Edebi Sanatın Şiirleri Üzerinde Örnkleri

Eski 09-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edebi Sanatlar - Edebi Sanat Yıllık Ödev Edebi Sanatın Şiirleri Üzerinde Örnkleri



311 İstidrak
Sözcük anlamı : Yetişme, erişme, nail olmadır Terim anlamı : Birisini övüyormuş gi*bi yapıp yermek, yeriyormuş gibi yapıp övmektir
Örnek:
Öyle nâzik ki eğer şapkalı bir kunduracı
Evine gelse eder tâ kapudan istikbâl
Ziyâ Paşa
(Öyle nazik ki eğer şapkalı bir kunduracı evine gelse, onu tâ kapıdan karşılar)
Şair burada sözünü ettiği kişiyi över gibi görünüyor, ancak yermektedir
312 Tekrir
Sözcük anlamı : Tekrarlama Terim anlamı : Anlamı güçlendirmek için aynı sözcük veya sözcük gruplarını tekrarlamaktır
Örnek:
Her zulmü, kahrı boğmağa bir parça kan yeter
Ey şark uyan yeter, ey şark uyan yeter
Ali Canip
313 Nidâ
Sözcük anlamı : Çağırma, bağırma, seslenme Terim anlamı : Şairin aşırı bir şekilde heyecanlanması ve duygulanması sonucunda”‘ey”, “hey”, “eyvah” gibi ünlemlerle seslenmesidir
Örnek:
Eyvâh !… Beş on kâfirin îmânına kandık
Bir uykuya daldık ki cehennemde uyandık!
Mehmet Akif Ersoy
314 İstifham
Sözcük anlamı : Sorma Terim anlamı : Yanıt alma amacı gütmeden sözün anlamını güçlendirmek için soru sormadır
Örnek:
Nerde olsam çıkıyor karşıma bir kanlı ova
Sen misin, yoksa hayâlin mi, vefâsız Kosova
Mehmet Akif Ersoy
315 Rücu
Sözcük anlamı : Dönme, geri dönme Terim anlamı : Söylenen bir sözden vazgeçer gibi yapıp, ondan daha güzel ve güçlü bir düşünceyi ifade etmektir
Örnek:
Erbâb-ı teşâür çoğalıp şâir azaldı
Yok öyle değil şâirin ancak adı kaldı
Muallim Nâcî
(Şairlik taslayanlar çoğalıp gerçek şairler azaldı Yok öyle değil, şairin ancak adı kaldı)
Burada rücu, “Yok öyle değil” ifadesiyle yapılmıştır
316 Tefrik
Sözcük anlamı : Ayırma Terim anlamı : İki unsurdan birinin üstünlüğünü vurgula*mak için, aralarındaki farkları belirtmektir
Örnek:
Seni Kisrâ’ya adâlette muâdil tutsam
Fazladır sende olan devlet ü dîn ü îmân
Bâkî
(Seni adalet konusunda Kisra’ya denk, eşit tutsam; sendeki devlet, din ve iman fazla gelir)
Şair “sen” dediği kişiyle “Kisra”yı karşılaştırır ve onun Kisra’dan üstün olan özellik*lerini vurgular
317 Kat
Sözcük anlamı : Kesme, kesilme, biçme Terim anlamı : Sözü, ifadeyi tamamlanma*dan bir noktada kesme Bunun sonunun, arkasının okuyucu tarafından getirilmesi ya da söylenmese de anlaşılması beklenir Geri kalan kısmın söylenmemesinin, sözün etkisini artıracağı için söylenmesinden daha iyi olacağı düşünülür
Örnek:
Ey kimsesiz âvâre çocuklar…
Hele sizler, Hele sizler…
Tevfik Fikret
Burada kat sanatı, ikinci mısradaki “Hele sizler” ifadesinde yapılmıştır
318 Terdit
Sözcük anlamı : Reddetme, geri çevirme Terim anlamı : Sözün, muhatabı önce me*rakta bırakıp, sonunun ne olacağını hissettirmeden sürdürüp, daha sonra hiç umul*mayan çarpıcı bir sonla noktalanmasıdır
Örnek:
Lades
Vaktiyle yazdığım gibi:
Uzayacağa benzer
Tutuştuğumuz lades
Bak, kaç sene geçti:
Aldatamadın beni
Ölüm kardeş !
Behçet Necatigil
Şairin son mısraya kadar kiminle konuştuğu belli değildir Son mısrada bunun”ölüm” olduğu çarpıcı bir şekilde belirtilir
319 İltifat
Sözcük anlamı : Dönüp bakma, dikkat, hatır sorma, sözü başka bir kişiye çevirme Terim anlamı : Bir konu devam ederken, anîden bir duygunun ortaya çıkışıyla sö*zün muhatabının değişmesi
Örnek:
Aradan yıllar geçti, işte o günden beri
Ne zaman yolda bir hana rastlasam irkilirim,
Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim
Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar,
Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar
Ey garip çizgilerle dolu han duvarları,
Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!
Faruk Nafiz Çamlıbel
Şairin muhatabı önceleri “yollar” iken, daha sonra “han duvarları”dır
320 Telmih (Anıştırma)
Sözcük anlamı : Söz sırasında kastedilen bir şeyi imalı olarak belirtme, açık söyleme*me Terim anlamı : Herkesin bildiği geçmiş önemli olaylara, meşhur kimselere, hikâyelere, efsanelere, inançlara, atasözlerine, ayet ve hadislere doğrudan doğruya değil, dolaylı olarak değinmek, işaret etmektir
Örnek:
Tûtî-i mu’cize-gûyem ne desem lâf değil
Çerh ile söyleşemem âyînesi sâf değil
Nef’î
(Mucize söyleyen papağanım, ne desem lâf değil Felek ile söyleşemem, onun aynası saf değil)
Burada papağana ayna karşısına geçip konuşma öğretilmesi olayına bir telmih bulunmaktadır
321 İrsal-i Mesel
Sözcük anlamı : Atasözü getirme Terim anlamı : Konuyu pekiştirmek amacıyla bir atasözü ya da atasözü değerini taşıyan bir ifade kullanmak
Örnek:
Kirpikleri uzundur yârin hayâle sığmaz
Meşhûr bir meseldir mızrak çuvala sığmaz
Hevâî
(Sevgilinin kirpikleri hayale sığmayacak kadar uzundur Şöyle meşhur bir atasözü vardır : Mızrak çuvala sığmaz)
322 İktibas
Sözcük anlamı : Ödünç alma Terim anlamı : Konuyu ve anlamı pekiştirmek için ayet, hadis ya da bunlardan birer parça almaktır
Örnek:
Zâlimlere bir gün dedirir kudret-i Mevlâ
Tallâhi lekad âserekellâhü aleynâ
Ziya Paşa
(Allah’ın gücü kudreti zalimlere bir gün “Allah’a andolsun, hakikaten Allah seni bi*ze üstün kılmış” dedirir)
Beytin ikinci mısraı Yusuf Suresi’nin 91 ayetinden alınmıştır
4 Söz Sanatları
Bu bölümde yer alan edebî sanatlarda sözlerin, sözcüklerin anlamından çok şekil yapıları , yazılışları, söylenişleri dikkate alınır; bu unsurlara dayalı olarak sanat ya*pılır Bunların başlıcaları on bir alt başlıkta toplanır:
41 Cinas
Sözcük anlamı : Münasebet, benzeyiş, farklı anlamla yorumlanabilen söz Terim an*lamı : Yazılış şekilleri ve söylenişleri (telâffuzları) aynı, ama anlamları farklı olan iki sözcüğü bir arada kullanmaktır Cinas sanatı yedi ayrı şekilde yapılır
411 Cinas-ı Tam (Tam Cinas)
Yazılış ve söylenişleri aynı, anlamları ayrı iki sözcük ile yapılan cinas
Örnek:
Kısmetindir gezdiren yir yir seni
Göğe çıksan âkıbet yir yir seni
İbn-i Kemâl
(Seni yer yer gezdiren kısmetindir Göğe çıksan, sonunda toprak seni içine alır)
Birinci mısradaki “yir yir” taraf taraf, ikinci mısradaki “yir yir” ise ‘yer’; yani ‘toprak seni yer, içine alır, ölür toprağın altına girersin’ demektir
412 Cinas-ı Mürekkep
Cinaslı sözlerden birinin iki ayrı sözcük hâlinde yazılmasıdır
Örnek:
Varı yok yoğu var eden ol durur
Dünyede her olanı ol oldurur
Süleyman Çelebi
(Varı yok, yoğu var eden odur Dünyada her olanı o oldurur)
İkinci mısradaki “oldurur” sözcüğü, birinci mısrada “ol durur” şeklinde ayrı iki söz*cük olarak yazılmıştır
413 Cinas-ı Muharref
Arap harfleriyle yazılışları aynı, söylenişleri, telâffuzları farklı olan sözcüklerle ya*pılan cinas
Örnek:
Şehrin içinde şöhreti artar cemâlinin
Evsâf-ı verd-i ârızı vird-i zebân olur
Nef’î
(Şehrin içinde güzelliğinin şöhreti artar Yanağının gülünün vasıfları dillerde dolaşır durur, sürekli tekrarlanır)
“Verd” ile “vird” sözcüklerinin Arap harfleriyle yazılışı aynı, ancak harekeleri yani okunuşları ve anlamları farklıdır
414 Cinas-ı Nakıs
Cinaslı sözcüklerden birinde fazladan bir harf bulunan cinas
Örnek:
Bize ey bâd bâdî-i perîşânî olursan da
Dokun gâhî o zülf-i târümâra her çi bâd-â-bâd
Sünbülzâde Vehbî
(Ey rüzgâr bize perişanlık sebebi olursan da bazen ne olursa olsun o dağınık saça do*kun)
Burada cinas “bâd” ile “bâdî” arasında yapılmıştır; “bâdî” sözcüğündeki ‘î’ sesi fazladır
415 Cinâs-ı Lâhık
Birbiriyle cinas yapılan sözcüklerde bir harfin farklı olduğu cinas
Örnek:
Cefâ gördük o nahl-i nâz-perverden vefâ derken
Bizimle âkıbet bîgâne çıktı âşinâ derken
Nâbî
(Biz vefa derken, o nazlı, fidan boylu sevgiliden cefa gördük Biz onu kendimize dost bilirken, sonunda bize yabancı çıktı)
“Vefa” ile “cefa” sözcükleri arasında cinas vardır ve ilk harfleri farklıdır
416 Cinas-ı Mükerrer
Birbiriyle cinas yapılan sözcüklerden birinin, öteki sözcüğün son hecesiyle ses ve yazılış yönünden aynı olmasıdır
Örnek:
Ne izz ü câh u neseble ne kesb-i mâl iledir
Fakat tefâhuru ehl-i dilin kemâl iledir
Seyyid Vehbî
(Gönül adamlarının, kalenderlerin övünmesi, ne ululuk ve güçlülükle, ne makam*la, ne soy sopla, ne de mal sahihi olmakladır Onların övünmesi ancak olgunluk ile*dir)
Birinci mısradaki “mâl” sözcüğü, ikinci mısradaki “kemâl” sözcüğünün son hecesiyle aynı yazılış ve söyleyiştedir
42 Kalp
Sözcük anlamı : Değiştirme Terim anlamı : Bir sözcükteki harflerin yerlerini değiştirmek suretiyle yapılan sanattır
Örnek:
Böyle hûn-rîzâne tevcîh-i nigeh bilmem neden
Gâlibâ zann eyliyor Nâcî’yi cânî gözlerin
Mualim Nâcî
(Böyle kan dökücü bakışlar yöneltmek nedendir? Galiba gözlerin Naci’yi cani zan*nediyor)
Kalp, “Nâcî ” ve “cânî” sözcükleri arasındadır Bu iki sözcükte harflerin yerleri değiştirilmiştir
43 İştikak
Sözcük anlamı : Türeme, türetme Terim anlamı : Aynı kökten türeyen birden fazla sözcüğü bir arada kullanmaktır
Örnek:
Ey beni lutfuyla yoktan var eden Rabb-i gafûr
Mağfiret kıl eyledikte azm-i iklîm-i bekâ
Enderunlu Vâsıf
(Ey beni iyiliğiyle, rahmetiyle yoktan var eden, bağışlayıcı merhametli Allah, son*suzluk dünyasına, ahirete gittiğimizde bizi bağışla, bize merhamet et)
Burada “gafûr” ve “mağfiret”, Arapça dilbilgisi kurallarına göre aynı kökten türemiş iki sözcüktür
44 Akis (Yansıtma)
Sözcük anlamı : Geri dönme, yansımaTerim anlamı : Bir mısra içinde anlamlı bir ifa*denin ters çevrilip, yine anlamlı bir ifadeye dönüştürülerek yerleştirilmesiyle yapılan sanattır
Örnek:
Dîdem ruhunu gözler gözler ruhunu dîdem
Kıblem olalı kaşın kaşın olalı kıblem
Nazîm
Birinci mısraın “Didem ruhunu gözler” ifadesi ters çevrilerek, “gözler ruhunu dîdem” anlamlı ifadesine dönüştürülmüş ve aynı mısrada yerleştirilmiştir İkinci mısra da aynıdır
45 İade
Sözcük anlamı : Geri gönderme, geri çevirme Terim anlamı : Şiirin her beytinin son sözcüğünü sonraki beytin ilk sözcüğü olarak kullanmaktır
Örnek:
Ey güzellik göğünün mâh-ı münevver kameri
Şâd kıl gönlümü gün gibi tulû et seherî
Seherî aşk ile meydâna girip seyr edeyim
Ola ki peyk-i sabâdan ere yârin haberi
Haberi olsa anın yoluna cân verdiğime
Bana rahm eyleyüben eyleye idi nazarı
Zâtî
46 Tarsî
Beytin her iki mısraındaki sözcükleri harf sayısı, vezin ve kafiye bakımından birbiri*ne denk getirmeye denir
Örnek:
Ol şeh-i kâm-kâr gelmez mi
Ol meh-i nâm-dâr gelmez mi
Bâkî
(O mutlu padişah [sevgili] gelmez mi; ünlü, namlı ay gibi güzel sevgili gelmez mi?)
47 Akrostiş
Her mısraın ilk harfi yukarıdan aşağıya doğru okununca bir ismin çıkacağı şekilde yazılmış şiire denir
Örnek:
Var olan bir sen, bir ben, bir de bu bahar
Elden ne gelir ki ? Güzelsin, gençliğin var
Dünyada aşkımız ölüm gibi mukaddes
İnan ki bir daha geri gelmez bu günler,
Âlemde bu andır bize dost esen rüzgâr
Cahit Sıtkı Tarancı
Bu şiirin mısralarının ilk harfleri yukarıdan aşağı okununca Vedia ismi çıkar
48 Lep (Leb) – Değmez (Dudak Değmez)
İçinde ‘b,p,f,m,v’ gibi dudak ünsüzleri bulunmayan sözcüklerle yazılan şiire denir
Örnek:
Her şey ne sıcaktı, her şey ne iyi
Hatta o karanlık, aysız geceler
Ahmet Kutsi Tecer
Özet
Etkili, güzel söz söyleme sanatı olan edebiyatta, dilin gerçek ve sembolik anlamlarına başvur*mak, az sözle çok şey ifade etmek, anlam ilgisi kurmak yoluyla yapılan sanatların büyük bir yeri vardır Bu sanatlara “edebî sanatlar” adı verilir
İnce duyguların, estetik duyarlığın ürünü olan edebî sanatlar ,Türk edebiyatında geniş yer tutar Özellikle Klâsik (Divan) Türk edebiyatında bu sanatlara büyük önem verilir
Edebî sanatlar mecazlar, anlam sanatları ve söz sanatları olmak üzere üç kümede ele alınabilir Benzetme, iğretileme, mecaz-ı mürsel, kinaye, tariz, kişileştirme mecazlara; iham, tevriye, tenasüp, tecahül-i arif, hüsn-i talil, mübalâğa, tezat, tehmih, iktibas anlam sanatlarına; cinas, kalp, akrostiş ve lep değmez söz sanatlarına giren belli başlı edebî sanatlardır
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Tahirül Mevlevî, Edebiyat Lügati, İstanbul, Enderun Kitabevi, 1973
Dr Ali Nihat, Edebî Sanatlara Dair, İstanbul, İnkılâp Kitaphanesi, 1933
Bilgegil, Kaya; Edebiyat Bilgi ve Teorileri, İstanbul, Enderun Kitabevi, 1989
Muallim Naci, Istılahat-ı Edebiyye -Edebiyat Terimleri-, Hazırlayanlar : Alemdar Yalçın, Abdülkadir Hayber, Ankara, Akabe Yayınları
Dilçin, Cem; Örneklerle Türk Şiir Bilgisi, Ankara, Türk Dil Kurumu Yayınları, 1997
Külekçi, Numan; Açıklamalar ve Örneklerle Edebî Sanatlar, Ankara, Akçağ Kitabevi, Şubat 1995
Pala, İskender; Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Ankara, Akçağ Kitabevi, 1995
Yard Doç Dr Nurullah ÇETİN

Alıntı Yaparak Cevapla