Yalnız Mesajı Göster

Lozan Barış Antlaşmasında Halledilemeyen Meseleler Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Lozan Barış Antlaşmasında Halledilemeyen Meseleler Nelerdir?



Lozan’dan Sonra Türkiye (1923 – 1930)
M Kemal önderliğinde Türk Ulusu dört yıllık ağır bir mücadele sonucunda kesin bir zafer kazandıBu kesin başarı üzerine yeni Türk Devleti ile IDünya Savaşının galip devletleri arasında 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması imzalandı Bu antlaşma ile birlikte Türk Devleti’nin varlığı diğer dünya devletleri tarafından resmen tanındı
Bununla beraber Lozan Antlaşmasında bütün meseleler halledilemedi Bu meselelerin en büyükleri İngiltere ile Musul Antlaşması ,Fransa ile Osmanlı borçları meselesi ve Yunanistan ile ahalî değişimi meseleleridir
Lozan’dan sonra Mustafa Kemal dış politikada maceradan uzak hedefler çizmiştir Lozan Barış Antlaşması sonrası Türkiye Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesine dayalı bir dış politika takip etmiştir Atatürk Türkiyesi’nin dış politika özelliklerinden biri barışçı oluşudurBöyle bir politikanın kararlı ve gerçekçi bir biçimde uygulanması Türkiye’ye olumlu bir uluslararası ortam temin etmiştir Lozan- da belirlenen Türkiye sınırları içinde bağımsızlığını devam ettirmesi temel hedef olmuşturMümkün olduğu kadar maceradan uzak milli bir dış politika bu dönemde kendine yer bulmuştur
Türkiye Devleti Lozan antlaşmasından 1930’lara kadar dış politika alanında hem antlaşmanın doğurduğu problemlerin halli hem de yeni devlet olmanın getirdiği meseleleri çözümlemek için uğraşmış ve istikrar aramıştırTürkiye bu dönemde Batıya karşı temkinli davranırken Sovyetler Birliği ile başlayan ilişkileri daha da gelişmiştir
1921 yılından 1930’lu yılların ortalarına kadar Atatürk ülkenin güvenliği için tek desteği Sovyetler Birliği’nden görmüştü Dostça ilişkileri kuran 1921 Moskova Antlaşması 1925 Saldırmazlık Paktı bunu izlemiştir 1929’da bu pakta eklenen bir protokol ile iki komşu devlet birbirine danışmadan bölgelerinde başka devletlerle siyasal antlaşma yapmayacaklarını yükümlenmişlerdi Bu ,Türkiye’nin dış politikasında Moskova Antlaşması’nın vazgeçilmez ağırlığını koyacaktı Yani bu dönemde Avrupa devletleri ile ilişkiler sınırlı kalmış, dış politikada Sovyetler Birliği’ne yaklaşılmıştır
Bu dönemde Türkiye’nin Orta Doğu Arap devletleriyle münasebetlerinde fazla bir gelişme olmamıştırYukarıda da belirttiğimiz gibi bu memleketler manda rejimi ve Batı sömürgesi altında oldukları için resmî münasebetler, Türkiye’nin Batılı devletlerle olan ilişkilerinin etkisinde kalmıştır Ayrıca Hilâfetin Türkiye’de kaldırılmasıyla din adına yapılan reformlar Arap Ülkeleri’nin Türkiye’ye karşı cephe almasına neden olmuştur “Milli Mücadeleden sonra Türkiye ile Arap devletleri arasındaki münasebetler uzun müddet dînî meselelerde olan kıskançlığın ve yanlış anlamaların etkisi altında kalmıştır
Türkiye Devleti’nin 1930’lara kadar olan dış politikası Lozan’da halledemediği meseleler üzerinde kuruldu Ancak bu meseleler çözüldükten sonra uluslararası arenada bunalımlı bir döneme giriliyordu Özellikle I Dünya savaşından sonra kurulan statükodan rahatsız olan devletler bu statükonun değişmesine yönelik bir dış politika izlemeye başladılar
Türkiye artık Avrupa’da ülkesel “statüquo’nun” ve barışın korunması yanlısı bir devlet olarak ,savaşın yasaklanmasıyla ilgili 1928 Briand-Kelloss Paktı’nın ve bunun Doğu Avrupa uzantısı olan “Litvanov Protokolü’ne” katılmıştır Yani Türkiye’nin yaklaşımı Avrupa’da statükonun sürmesinden yanaydı

Alıntı Yaparak Cevapla