|
Prof. Dr. Sinsi
|
Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri
ÇİLKEKLİK VE DAĞ KUŞU (Beydeba’dan Masal)
Evvel zaman içinde,
Ülkelerin birinde,
Yaşlı bir kedi varmış
O, âlim tanınırmış
Her vakit ibadetli,
Hükmünde isabetli,
Açları doyurucu,
Mazlumu koruyucu
Düşmanı zalimlerin,
Hâmisi fakirlerin 
İyilikleri çokmuş,
Eşi-benzeri yokmuş
Hep böyle bilinirmiş,
Çevrede sevilirmiş
Aslında çok kötüymüş,
Sahtekârın biriymiş!
Oldukça tehlikeli,
Öyle kötü niyetli 
Nice masum hayvanın,
Öldürüp içmiş kanın
Kimseye sezdirmemiş,
Hiç de belli etmemiş
Çilkeklik bu çevrede
Yaşarmış kulübede
Uysal, alçak gönüllü,
Hoş sohbet, tatlı dilli
Sakin, saf bir hayvanmış
Herkes ona hayranmış
Bir gün uzak diyardan,
Çok yakın akrabadan,
Düğüne davet gelmiş
Kapıyı çekip gitmiş
Görmüş evi dağkuşu,
Demiş: “Burada kışı
Geçireyim, kalayım
Şu yuvada yatayım  ”
Yeniden düzenlemiş,
Dayamış ve döşemiş
Aradan geçmiş zaman,
Gittiği o diyardan,
Keklik gelmiş kapıya,
Girip bakmış yuvaya
Görmüş biri içerde,
Yatıyormuş sedirde!
Yakınına giderek,
Uyandırmış çekerek:
— Kardeş bu ev bizimdir
Yaklaşık on senedir,
Ben burada kalırım;
Şahittir komşularım
Lütfen çıkın evimden,
Senle kavga etmeden 
Kuş demiş ki: — Çilkeklik,
Bu yaptığın delilik
Boşa yorma çeneni,
Git, rahat bırak beni
Kanadını yolmadan,
Haydi defol şuradan!
Büyümeden bu kavga,
Kuşlar girmiş araya
Onlara yol göstermiş,
Birisi şöyle demiş:
— Boşa kavga yapmayın,
Tatsızlık çıkarmayın
Aranızda anlaşın,
Bir hâkime danışın
Adı dillere destan,
Ayrılmaz doğruluktan
Hem dindar, hem bilgili,
Ünlü ve tecrübeli,
Âdil, hakkı gözeten;
Birini tanırım ben
Hiç vakit geçirmeden,
Şöyle gidin tepeden
Kendisi pek yakında
Haydi onu bulun da,
Anlatın meseleyi,
O halleder her şeyi
Çok muhterem bir zattır,
Kulağından sakattır
Size bir karar versin,
Haksız kimse bilinsin 
Çilkeklik ve dağkuşu,
Bir solukta yokuşu,
Tırmanarak varmışlar
O hâkimi bulmuşlar
Önünde bir rahle var,
Üzerinde kitaplar 
Okuyormuş durmadan,
Bıkmadan, usanmadan
Saç ve sakal ağarmış,
Kulakları sağırmış
Zira hiç aldırmamış,
Gelenleri duymamış
İri-yarı kendisi,
Uzun, sivri çenesi
Şişman, heybetli biri
Çok da sakin bir kedi 
Seslenmiş kuşlar daldan,
Kedi de aşağıdan,
Onlara dönüp bakmış;
Söyleneni duymamış
Seslenmiş aşağıdan:
— Kuşlar, ininiz daldan,
Söyleyiniz yakından
Yaklaşın da yanıma,
Söyleyin kulağıma
Ben biraz zor duyarım,
Sizi nasıl anlarım?
Ah şu yaşlılık var ya!
Elde olsa kapıya,
Koymam atarım billâh
Nerdesin gençlik ah ah! 
Ne güç kaldı, ne derman
Hem gözden, hem kulaktan,
Neyim varsa götürdü,
Beni yedi, bitirdi 
Anlamazsam olayı,
Tam yapamam yargıyı
Sen sağımdan, sen soldan
Yaklaşın iki yandan
Deyin ki kulağıma,
Bir bakayım kitaba 
Kuşlar, inmişler daldan
Biri sağ, biri soldan;
Gitmişler yakınına
Eğilip kulağına
Meseleyi söylerken,
Kedi fırlamış birden!
Pençesini sallamış,
Kuşları yakalamış!
Sıkmış boğazlarını,
Yolmuş kanatlarını
İkisini de yemiş
“Kararım böyle” demiş
Kuzu postu giyinmiş,
Âlim, âdil bilinmiş,
Vardır nice sırtlanlar;
Bizleri aldatırlar
|