09-11-2012
|
#8
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri
Bir Varmış Bir Yokmuş
Masalcı mavi kanatlı bir kuştur,dünyayı taşır kanatlarında Vaktin birinde Hindistan ülkesinde Debleşem Şah adında bir hükümdar yaşardı
Halkı ve ülkesi için çalışmayı çok severdi
Gecesini gündüzüne katardı
Bu yüzden ülkesi geliştikçe gelişmişti Halkı da oldukça mutluydu
Debleşem’in ilginç bir özelliği vardı Çok çalışmanın yanısıra eğlenceden de çok hoşlanırdı
Günlerden bir gün bir eğlence kuruldu Yediler,içtiler Sofrada kuş sütü bile vardı
Çalgıcılar türlü çalgılar çaldılar, söylediler Padişah eğlence bittikten sonra bazı bilgin ve düşünürleri huzuruna çağırttı Onlarla söyleşmek istedi
Konu cömertliğin yararlarıydı
Bilginler ve düşünürler eliaçık olmak gerektiğini savundular
Bu konuda çok ileri gittiler O denli övdüler ki cömerdi,padişah Debleşem heyecanlandı, bütün hazinelerinin kapısını açtırdı
Ne varsa hazinesinden halka dağıttı
Yoksullar zengin oldu zenginler daha da zenginleştiler
Ülkede bir tek yoksul kalmadı
Padişah Debleşem o gece bir rüya gördü
Düşünde nur yüzlü bir ihtiyar Debleşem’e şöyle diyordu:
- Ey yüce padişah! Hazineni Allah yolunda halka dağıttın Bundan Allah çok hoşnut kaldı Ve seni ödüllendirecek Sabah kalkar kalkmaz atına bin Doğuya doğru git Orada seni bir hazine bekliyor Dünyanın bütün hazinelerinden daha büyük bir armağandır bu sana
Debleşem Şah sabah uyanır uyanmaz yola düştü
Doğuya doğru yol almağa başladı
Günlerce at sürdü
Sonunda yüce bir dağa kavuştu Dağın eteğinde karanlık mı karanlık bir mağara gördü Önünde güleç yüzlü, ak sakallı bir ihtiyar oturuyordu
Debleşem, ihtiyarın yanına gitti Halini hatırını sordu Gönlünü sevindirdi İhtiyar da Padişah’a derin, anlamlı sözler söyledi
Tatlı bir söyleşi başladı aralarında
Debleşem Şah, hazineyi unutmuştu Ayrılmak üzereyken Yaşlı Bilge, Padişah’a seslendi:
- Padişahım! Bu mağaranın etrafında eşsiz bir hazine gizli Benim dünya malında gözüm yok Adamlarınıza emredin, hazineyi buldurun
Debleşem, ihtiyar bilgenin bu sözleri üzerine rüyasını anlattı
İhtiyar Bilge’nin sözünü ettiği hazine, Debleşem’e düşünde vadedilen hazineydi
Derhal adamlarına haber gönderdi Geldiler, aramaya başladılar gömüyü
Dört bir yandan kazıya başlandı Günlerce sürdü kazı Sonuçta altın , gümüş ve türlü mücevherlerden oluşan eşsiz bir hazine ortaya çıkarıldı
En çok mücevher, mahzendeydi
Mahzende ayrıca, değerli taşlarla süslü bir sandık da bulunmuştu Sandığın çelikten bir kilidi vardı Usta bir çilingir getirildi, sandık açıldı Mahfaza içinde bir hokka çıktı Hokkayı Padişah Debleşem’e verdiler Padişah hokkayı açtı İçinden beyaz renkte ipek bir levha çıktı Levhada ibranice yazılar vardı Padişah İbranice bilmiyordu,yazıda neler olduğunu ancak bir çevirmen bulunduktan sonra anlayabildiler Tercüman levhadaki yazının anlamını şöyle özetledi:
“Ben, Hükümdar Hoşing Cihadar’ım Bu hazineyi Hindistanlı büyük hükümdar Debleşem Ray için gömdürdüm Ona hazineye sahip olacağı düşünde bildirilecek Hazineyle birlikte ona bir de vasiyet bırakıyorum Bu öğütleri dikkatle okusun Mücevherlere kalbini bağlamasın
Dünyada herşey gelip geçicidir Üzerinde fena damgası olan hiçbir şeye bağlanmamak gerekir
Bir gün insanı bırakır gider O bizi bırakmadan biz kalbimizden onu söküp atmalıyız
Bu vasiyetteki gerçeklere bağlananlar dünya durdukça saygıyla anılırlar ”
Vasiyetname ondört bölümden oluşuyordu Debleşem ve çevresindekiler çevirmenin okuduklarını ilgiyle dinliyorlardı
Birinci Bölüm
Bir padişah kendisine bağlı kimselerden birini çok fazla sevebilir Ona çok güvenebilir Bunu gören bazı kişiler rahatsız olabilirler Padişahın o adama olan yakınlığını kıskanırlar Sevgisini çok görürler Ve o kişiyi padişaha kötülerler Onun hakkında çeşitli yalanlar uydururlar Böyle bir durumda padişah söylenenlere inanmamalıdır Kişiliğini iyi tanıdığı, kendisine yakın hissettiği o damı korumalıdır
İkinci Bölüm
Bir padişah kötü niyetli insanlardan uzak durmalıdır Yalancılarla düşüp kalkmamalıdır İki yüzlüleri huzuruna almamalıdır İnsanları birbirine düşürenlere fırsat vermemelidir Çünkü bu huyları olan insanlar ortalığı karıştırmak için fırsat kollarlar Yönetimde haksızlık yapılmasına neden olurlar
Üçüncü Bölüm
Bir padişahın çevresindeki adamlarının içi ile dışı bir olmalıdır Birbirlerini gerçekten sevmelidir Saymalıdır Yoksa devlet yönetimi aksar Toplumun huzur için gerekli kararlar çıkmaz
Dördüncü Bölüm
Bir padişahın, düşmanı yüzüne güldüğünde dikkatli olmalıdır Bundan dolayı kendisini gurura kaptırmamalıdır Daima uyanık bulunmalıdır Eski düşman her zaman dost olmayabilir
Beşinci Bölüm
Öyle şeyler vardır ki korunması elde edilmesinden daha güçtür Bu yüzden kazanılan bir şeyin korunmasına daha çok önem verilmelidir Önem verilmezse elden çıkar, gider
Altıncı Bölüm
Yöneticiler, devlet işlerinde aceleci olmamalıdır Karar verirken çok dikkatli davranmalıdır Uzun süre düşünmeli, fakat çabuk karar verilmelidir
Yedinci Bölüm
Bir padişahın düşmanları birbirleriyle anlaşabilir Padişaha karşı ortak hareket edebilirler Bu durumda Padişah onlardan biriyle anlaşma yoluna gidebilir Ona güleryüz gösterebilir Bu ona karşı açalmak değildir Düşmana karşı düşmanla anlaşmaktır
Sekizinci Bölüm
Bir padişah kendisine kin besleyenlere karşı çok dikkatli olmalıdır Onlara güvenmemelidir Kin, girdiği kalpten kolay kolay çıkmaz
Dokuzuncu Bölüm
Bir padişahın belki de en önemli özelliği acıma duygusuna sahip olmasıdır Adaletle davranmalıdır Yönettiği insanların önemsiz küçük suçlarını affetmelidir Güleryüzle davranması, suçlunun onu bir daha işlememesini sağlayabilir
Onuncu Bölüm
Bir kimsenin suçu olmadığı halde onu cezalandırmak doğru değildir Gerçek bir yönetici başkasını zarara sokmak için cezalandırma yoluna gitmez Ancak, başkalarına zarar veren bir suçluyu cezalandırır
Onbirinci Bölüm
Bir padişah kendisine yakışmayan basit işlerle uğraşmamalıdır Boş ve sonuçsuz işlere girmemelidir
Onikinci Bölüm
Padişah, daima alçakgönüllü olmalıdır İnsanlara karşı kendini beğenmişçesine davranmak doğru değildir Hele başkalarını küçük görmek bir yöneticiye hiç yakışmaz
Onüçüncü Bölüm
Hükümdara bağlı kişiler güvenilir olmalıdır Bir yöneticinin çevresine kötü kişler toplanırsa ülkesinin yararına iş yapılmaz Çıkarları için birbirleriyle kavga ederler Kötülüklerin ardı arkası gelmez Sonuçta ülke çok güçsüz düşer
Ondördüncü Bölüm
Ümitsizlik ve karamsarlık bir hükümdar için çok zararlıdır Çünkü o , birçok konuda halkına örnek olmak zorundadır Hükümdar kararlı olmalıdır Doğru bildiği yoldan ayrılmamalıdır
Tercüman okumayı sürdürdü
Padişah Debleşem ilgiyle dinliyordu
Vasiyet, dinleyenleri çok etkilemişti
Yazıyı çeviren adam, bu öğütlerin eki olduğunu söyledi Onu da dilimize çevir dediler
Tercüman vasiyetin ekini de okudu
- Bu öğütleri daha iyi anlatmak için ondört tane öykü vardır Eğer hükümdar Debleşem onları da öğrenmek istiyorsa Serendip Dağı’na gitmelidir
Debleşem Şah:
- Çok ilginç, dedi
Derin bir düşünceye daldı Öğütler kendisini çok etkilemişti Mağaradan çıkan hazinenin hepsini halka dağıttı Kendisine hiçbir şey kalmamıştı
Serendip Dağı’nı düşünüyordu
Levhada yazılanların ne anlama geldiğini tam olarak kavramayı çok istiyordu O hikayeler…Onları mutlaka öğrenmeliydi
Yola çıkmak istediğini açıkladı
Bu konuda vezirlerinin düşüncelerini öğrenmek istedi
Onları çağırttı
Düşüncelerini sordu Vezirler, bu konuda karar verebilmek için bir gün süre istediler
Padişah izin verdi
Ertesi gün vezirler tekrar huzura geldiler Başvezir söz aldı:
- Padişahım! dedi, vasiyetteki öğütleri daha iyi anlamak güzel bir şey Bunun içinde Serendip Dağı’na yolculuk yapmanız gerekecek Çileli bir yolculuk olacak bu Doğrusu gönlümüz razı değil
Vezir konuşurken Padişah ‘ın zihninde hep Serendip Dağı vardı O öyküleri öğrenmek istiyordu
Başvezir ilginç bir öneride bulundu:
- Eğer uygun görürseniz,İki Güvercin hikayesini size anlatayım Konuyla ilgisi olduğunu sanıyorum
Padişah, vezire öyküyü anlatması için izin verdi
Başvezir iki güvercin hikayesini anlatmaya başladı
|
|
|