Prof. Dr. Sinsi
|
Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri
Şaşkın Tilki
- Bir gün, dedi; bir tilki ormanda geziyordu
Ağacın üzerinde semiz mi semiz bir horoz gördü
Ağzının suyu aktı Kenara sindi, saklandı, horoza saldıracağı sırada, garip bir ses:
- Güüm güm de güm güm!
Baktı, sesin geldiği yöne Gördüğünden bir şey anlamadı Tilki, davulu ne bilsin Saf saf düşündü “Bu da ne acaba? Nasıl bir yaratık bu böyle?” diye…Fakat sesi böyle ilginç olur da tadı olmaz mı? Bu düşünceyle horoza değil ona saldırmayı kurdu aklından…Bir süre bekledi Davul rüzgarın sallamasıyla, “güm güm de güm güm!” diye sesler çıkarıyordu Tilki,gerildi gerildi, davula doğru atıldı birden
Fakat bir de ne görsün! İçi boş bir kasnak…
Yiyecek gibi değil
Bu arada horoz da kaçmıştı
Tilki, yaptığına pişman, önüne baka baka uzaklaştı oradan
******
Dimne, Arslan’a bu hikayeyi anlattıktan sonra,
- Doğrusu, dedi sizin gibi güçlü kuvvetli bir sultanın ne olduğu belirsiz bir gürültüden çekinmesi doğru değil efendim
Arslan kuşkuyla baktı Dimne’ye
Şetrebe’nin böğürtüsü kuşkulu bakışlarının üzerine bir kez daha düşünce, Arslan’ı tekrar aldı bir korku
Dimne, Arslan2dan olayı öğrenmek için izin istedi:
- Buyruğunuz olursa, gidip araştırayım, bu sesin kime ait olduğunu öğreneyim
Arslan istemeye istemeye razı oldu
Bir yandan seviniyor, bir yandan üzülüyordu Dimne,yanında birkaç kişiyle yola çıktı
Kralsa, sabırsızlık içinde beklemeye başladı;
- İzin vermekle doğru mu yaptı acaba? diye hayıflanıyordu
Neden sonra Dimne huzura geldi Gülümsüyordu
Arslan, şaşırdı
“Aklını kaçırmış olmalı” diye düşündü
Dimne, kurnaz kurnaz gülümseyerek,
- Sizi korkutan o korkunç sesin sahibi kim, bilin bakalım? dedi
Arslan, tuhaf tuhaf baktı Dimne’ye
Dimne:
- İnanmayacaksınız ama, bir öküz, dedi
- Öküz mü? diye atıldı Arslan Nasıl da şaşırmıştı
- Evet, öküz, diye devam etti Dimne, otlamaktan semirmiş büyük bir öküz Ama sevimli mi sevimli…Dilerseniz gidip hemen getireyim huzurunuza
Arslan kulaklarına inanamadı
Niye olmasındı, öküze sahip olmak güzel olurdu
- Pekala, getir bakalım, diye buyruk verdi
Dimne, Şetrebe’nin yanına gitti
Buralarda ne aradığını, ne zamandan beri bu ülkede yaşadığını sordu
Şetrebe, başından geçenleri bir bir anlattı
Dimne:
- Bu ülkenin sultanı var Büyük ve güçlü bir arslan Şimdiye dek onun huzuruna niçin çıkmadın? Doğrusu anlayamadım? diye sordu
Şetrebe:
- Eğer canıma kastı yoksa niçin gitmeyeyim? diye kuşkulu kuşkulu konuştu
Kurnaz Çakal güldü
- Canına niye kastı olsun, tam tersi, senin gibi güçlü kuvvetli hayvanları çok sever o, dedi
Bunun üzerine Şetrebe’yi sevinçle huzuruna kabul etti
Onu uzun uzun dinledi
Çok iltifatlarda bulundu
Bununla da kalmadı, sarayda yaşamasını istedi
Şetrebe, artık Padişah’ın adamı olmuştu
Nereden nereye…
Artık kırlarda başıboş gezmek yoktu Arslan’ın yanında ülke yönetiminde yardımcı olacaktı
Aradan uzun bir zaman geçti
Öküz, sarayda önemli görevler üstlendi Kral, pek çok konuda ona danışıyordu Toplantılarda yer alıyordu Düşüncesine başvuruluyordu Gün geçtikçe öküzün saraydaki durumu değişti, daha da iyiye gitti
Öyle ki Dimne bile gölgede kalmıştı
Kurnaz Çakal bundan rahatsızdı, kuşkusuz
Gidip durumu, arkadaşı Kelile’ye anlattı
- Sen, dedi Kelile, kendi elinle yapmışsın Öküzü tut arslanın huzuruna götür Onun has adamı yap Sonra da şikayet et Buna hakkın yok
Dimne çok üzgündü
Kelile ona bir öykü anlattı
- Senin durumun öyküdeki adama benziyor, dinle de gör
|