Prof. Dr. Sinsi
|
Beydeba - Beydeba Kimdir? Beydeba Eserleri - Beydeba Masalları - Beydeba Hikayeleri
İki Güvercin Hikayesi Ya Da Gezmenin Bedeli
Vaktin birinde bir ülkede iki güvercin vardı Yuvalarında güven içinde yaşıyorlardı Birinin adı Bazende, diğerininki Nevazende’ydi
Yuvaları o kadar güvenliydi ki,doğrusu oradan ayrılmayı düşünmek düpedüz aptallık olurdu Buna rağmen Bazende ‘nin içine bir gün gezme arzusu düştü Nevazende ‘ye bu isteğini açtı:
- Sevgili arkadaşım, daha ne zamana kadar yuvamızda oturup duracağız Ben uzak ülkeleri, masmavi denizleri çok merak ediyorum Gezip tozmak istiyorum Bilgimi, görgümü, artırmak niyetindeyim Ne dersin?
Nevazende, onun bu düşüncesini kaygıyla karşıladı:
- Güzel, dedi,gezmek, değişik yerler görmek çok güzel Fakat tehlikelerden emin olamazsın Bir fırtına , bir rüzgar, yırtıcı bir hayvan… Bütün bunlar olmasa…
Bazende, söze girdi hemen,
- Doğru, haklısın, ben de o tehlikeleri hesaba katmıyor değilim Fakat sıkıntı çekmeden rahata kavuşulmaz Yolda çekeceğim çilelere karşı bilgimi, görgümü artıracağım
Nevazende, arkadaşının kararının kesin olduğunu gördü:
- Yine de gel şu düşünceden vazgeç dostum, dedi Yanında yakınların olsa ya neyse Böyle yalnız başına tehlikelere nasıl göğüs gerebilirsin?Boşver! Vazgeç bu sevdadan Yuvamızda mutluyuz Bunu bozmayalım
Nevazende’nin öğütleri Bazende’yi bir türlü etkilemedi O, kararlıydı Her türlü tehlikeye rağmen gezme düşüncesinden vazgeçemiyordu Kararını kesin vermişti Uçacaktı
Uzak ülkelere gidecekti
Sonunda hazırlığını yaptı, Bazende
Arkdaşıyla vedalaştı
Yuvadan havalandı Yüksekler doğru kanat çırptı
Ufukta kayboldu
Nice denizler aştı Nice dağlar dolaştı
Günlerce yol aldı
Havada süzülürken ayaklar altında kayan güzelliği zevkle seyrediyordu
Günlerce kanat çırptı
Fakat keyfi o kadar yerindeydi ki, yorgun oluşu aklının ucundan geçmiyordu
Günler günleri kovaladı
Bazende, arada bir dinlenerek sürekli uçtu Sürekli yol aldı
Birgün yüce mi yüce bir dağın doruğuna ulaştı Cennet gibi bir yerdi burası Zümrüt gibi yemyeşildi Ağaçlar, çiçekler, aşağıda akarsular, dereler…Mis gibi bir koku vardı Şırıl şırıl sular akıyordu
Bir süre dinlenmek istedi Hem bu cennet güzelliği de seyredecekti
Fakat birden büyü bozuldu
Sessizliğin ortasına bir fırtına düştü
Kuvvetli bir rüzgar sanki sessizliği yırtar gibi esiyordu Gökyüzünü yağmur bulutları doldurdu bir anda Ortalık kararıverdi Şimşekler çakmaya yıldırımlar düşmeye başladı
Bazende neye uğradığını şaşırmıştı
Fırtına sağnak bir yağmurla sürdü gitti
Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur altında zavallı Bazende sığınacak doğru dürüst yer bulamadı
Hele şimşek ve yıldırım gürültüsü! En çok onu korkutan buydu
Bazende yağmur altında sırılsıklam olmuştu Üşüyordu Fırtınaya karşı uçmaya çalıştı, çok yorgun düşmüştü Kanatlarını kaldıramaz bir haldeydi
Fırtına biraz biraz yavaşladığında kalın gövdeli bir ağacın kovuğuna sığındı Bir an sevgili arkadaşı Nevazende ve yuvası aklına geldi Sessizce iç geçirdi ”Ah!” diye inledi,”İnsanın kendi yuvası gibi var mı?” Şimdi yuvasında olsaydı! Kendisini güvende hissedecekti
Bazende, gurbete çıkmanın ilk pişmanlığını duyuyordu
Neden sonra fırtına dindi
Sabaha doğru artık hava normale döndü Güneş açtı Tekrar zümrüt güzellik ortaya çıktı Çiçekler gülüşmeğe, böcekler ötüşmeğe başladı Kelebekler kesik, zarif danslarıyla zümrüt güzelliği süsleiler Kuşlar şarkılar söylemeye başladılar
Bazende sığındığı kovuktan çıktı
Kendisini müthiş yorgun hissediyordu
Çaresiz, uçmalıydı
Tekrar havalandı
Öğleye dek uçtu Bazende Yine halsizleşmişti Güneşte iyice yükselmişti
Bir de ne görsün Aman Allah’ım! Koskocaman bir şahin! Büyük bir iştahla üzerine doğru gelmiyor mu?Şahinin heybetinden çok korktu Bazende Neydi bu başına gelen Korkudan gözleri karardı Başı dönmeğe başladı Kulakları uğulduyordu Kanatlarında artık güç kalmamıştı
Ölümün yaklaştığını hissetti Şahin hızla üzerine geliyordu Bazende’nin gözünün önüne yuvası ve arkadaşı geldi Bu tehlikeyi de atlatırsa hemen yuvasına dönecekti
Şaşılacak bir şey oldu bu sıra Kocaman bir tavşancıl kuşu ortaya çıktı O da şahin gibi Bazende ‘yi gözüne kestirmişti Üzerine doğru geliyordu
Şahin’le tavşancıl avı paylaşmaya yanaşmadılar anlaşılan ve birbirlerine düştüler Aralarında amansız bir dövüş başladı Bazende kavgadan yararlanarak oradan uzaklaştı
Kuytu bir yere sığındı Korkudan tir tir titriyordu zavallı güvercin Kalbi duracakmış gibiydi
Sabaha dek orada sessizce bekledi Bazende
Sabahın diri ışıklarıyla çıktı gizlendiği yerden Tabiat cıvıl cıvıldı Herşey tatlı bir güzellik içindeydi
“Oh! Çok şükür” diye mırıldandı,”yaşamak ne güzel şey”
Dünkü kararını unutmuştu
Hiçbir şey olmamış gibi yine havalandı Yorgun kanatlarını boşluğa bıraktı Süzülmeğe başladı
Uzak diyarlara doğru yol almağa durdu
Uçtu uçtu; günlerce uçtu
Yoruldu, dinlendi, tekrar havalandı
Bir hayli acıkmıştı, yorulmuştu
Süzüldüğü yerde aşağı doğru baktı Yemyeşil bir bahçe gördü
Aşağıda güzel bir çimlik vardı O da ne! Kendisi gibi bir güvercin çimende tatlı tatlı yem yiyordu
Yanına doğru süzüldü onun
Çimliğe kondu Konar konmaz taneleri yemeğe başladı Sağına soluna bakmadan yemeğe koyulduğu çimenlikte bir tuzak vardı Bazende bundan habersizdi Sonunda “şak” diye kurulan tızağa düşmesin mi!
“Eyvah! bir tuzak galiba” diye bağırdı
Çaresiz çırpınmaya başladı Yerdeki yemin oraya mahsustan konulduğunu anladı O güvercinde av çekmek için duruyordu orada Anladı ama, iş işten geçmişti Yapılacak bir şey yoktu
Güvercin yanına yaklaştı Bazende, sitemli bir biçimde konuştu:
- Güvercin kardeş, sen de benim cinsimdensin Burada bir tuzak olduğunu insan söylemez mi?
Güldü diğer güvercin:
- Yapılacak hiç bir şey yok, dedi Bizde bu hırs olduktan sonra Bırak bizim gibi zavallı kuşları, insanları bile tuzağa düşürür bu duygu İnsanların ilk atası Hazretî Adem ‘in de cennet’ten çıkarılması hep bu hırs yüzünden değil mi?
Bazende, güvercinin sözlerine hak verdi Fakat yapılacak bir şey yoktu Kendisine ancak o yardım edebilirdi
- Haklısın, dedi Güvercin ‘e Fakat bu tuzaktan kurtulmam gerek, bana yardım edebilir misin?Eğer bunu yaparsan ömrüm boyunca sana minnettar kalırım
Çağırtkan Güvercin de çaresizdi:
- Ayağıma baksana, dedi
Bazende, baktı ayağı bağlıydı
- Görüyorsun, dedi Çağırtkan Güvercin, ben de bağlıyım
Kendi isteğimle burada durmuyorum Gücüm olsaydı, önce kendim kurtulurdum
Bir de öykü anlattı Çağırtkan Güvercin
|