Yalnız Mesajı Göster

Türkiye'nin Genel Özellikleri Nelerdir? Türkiye'nin Genel Özellikleri Hakkında Bilgi

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'nin Genel Özellikleri Nelerdir? Türkiye'nin Genel Özellikleri Hakkında Bilgi



Türkiye'nin Genel Özellikleri Nelerdir? Türkiye'nin Genel Özellikleri Hakkında Bilgi
Türkiye'nin Genel Özellikleri Nelerdir? Türkiye'nin Genel Özellikleri Hakkında Bilgi
Türkiye, resmî adıyla Türkiye Cumhuriyeti[1]

, Kuzey yarımkürede eski dünya karaları denilen, Avrupa ve Asya kıtalarının kesişme noktasında bulunan bir ülke Ülke topraklarının bir bölümü Anadolu Yarımadasında, bir bölümü ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan (Nahçıvan Özerk Bölgesi) ile, İran, Irak ve Suriye'dir
Çağdaş Türkiye, Osmanlı Devleti'nin I Dünya Savaşı sonunda yıkılmasından sonra, Osmanlı'nın Türk nüfus çoğunluğuna sahip toprakları üzerinde kurulmuştur 1923 yılında cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk, çağdaş Türk devletinin kurucusu olarak kabul edilir
Birleşmiş Milletler, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, Avrupa Konseyi, İslam Konferansı Örgütü, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Dünya Ticaret Örgütü, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, Ekonomik İşbirliği Örgütü Türkiye'nin üye olduğu uluslararası örgütlerdendir[21] 3 Ekim 2005 tarihinden itibaren Avrupa Birliği'ne tam üyelik için müzakerelere başlanmıştır[22]

Kökenbilim

Bilim adamları ve araştırmacılar Türkiye sözcüğünün İtalyanca'dan geldiğini kabul ederler Tarihçi İlber Ortaylı bir makalesinde Cenevizli ve Venedikli tüccar ve diplomatların, 12 yüzyılda, Türkiye'yi Turchia ve Turmenia olarak tanımladıklarını belirtir[23] Ayrıca, Türkiye adı ilk defa 1190'da bir yazılı kaynakta, Haçlı Seferi vak'ayinamesinde geçmektedir Abdulhaluk Çay ise Turchia tanımını çok daha gerilere götürür ve Turchia tabirine ilk defa 6 yüzyılda Bizans kaynaklarında rastlandığını belirtir ve şöyle der "Bu tabir 9 ve 10 yüzyıllarda İdil/Volga Nehri'nden Orta Avrupa'ya kadar uzanan saha için kullanılmıştır Bu kullanımın Kafkasya bölgesinde Hazar Kağanlığı için Doğu Türkiye’si, Arpad Hanedanı'nın kurduğu Macar Devleti için Batı Türkiyesi şeklinde olduğunu ve aynı tabirin 12 yüzyıldan itibaren Anadolu için kullanıldığını belirtir Tarihte 13-14 yüzyıllarda Mısır Memlukları de Türkiye adını kullanmışlardı: ed-devlet üt Türkiya (1250-1387) Türkçedeki kelime anlamı ise Türk ve İye (ait) kelimelerinin birleşmesi ile oluşan Türkiye kelimesidir
Osmanlı Devleti'nde, 19 yüzyıla kadar Türkiye adı kullanılmadı; Devlet-i Âliyye, Devlet-i Osmaniye, Memalik-i Şahane, Diyar-ı Rum adları kullanıldı Daha sonra, Genç Osmanlılar arasında Osmaniye yerine Türkistan, Türkeli, Türkili gibi adlar önerildiyse de, Orta Asya'da Türkistan adlı bir devlet olduğundan bu benimsenmedi Anayasada (1921) "Türkiye"[24] adı yazıldı ve 1923'de Türkiye adı resmi olarak kabul edildi

Tarih

Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihi

Kuruluş Dönemi I Dünya Savaşı
Kuvva-i Milliye
Kurtuluş Savaşı
Erzurum Kongresi
Sivas Kongresi
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Misak-ı Milli
TBMM'nin kuruluşu
Sevr Antlaşması
Lozan Antlaşması
Atatürk Dönemi ve Siyasal devrimler Tek Partili Dönemi
Saltanatın Kaldırılması
Cumhuriyet Halk Partisi
Cumhuriyetin İlanı
Halifeliğin Kaldırılması
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
Şeyh Sait isyanı
Serbest Cumhuriyet Fırkası Onuncu Yıl Nutku
Gençliğe Hitabı
Milli Şef; İsmet İnönü İsmet İnönü
Köy Enstitüleri
II Dünya Savaşı
Varlık Vergisi
Milli Kalkınma Partisi

Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi Çok partili dönem
Demokrat Parti
Adnan Menderes
27 Mayıs ihtilali
Türkiye İşçi Partisi
Suat Hayri Ürgüplü
Adalet Partisi
1970'li yıllar; Sağ-sol çatışması 12 Mart Muhtırası
Ecevit Hükümetleri
Ecevit'e suikast
Milliyetçi Cephe Hükümetleri 24 Ocak Kararları
Siyasi yasaklar; 12 Eylül 1980 12 Eylül Darbesi
Kenan Evren
Turgut Özal
Anavatan Partisi
PKK sorunu

1990'lı yıllar; Eskilerin dönüşü Türkiye ve Avrupa Birliği kronolojisi
Demokratik Sol Parti
Sosyaldemokrat Halkçı Parti
Erdal İnönü
Tansu Çiller
Refah Partisi
Necmettin Erbakan
Milliyetçi Hareket Partisi

Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk ve silah arkadaşları tarafından, İstiklal Savaşı'nın kazanılması ile, 1 Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış ve savaşı kazanan devletlerce paylaşılmış Osmanlı İmparatorluğu'nun Anadolu ve Trakya'da kalan toprakları üzerine kurulmuştur İstiklal Harbi, Misak-ı Milli sınırları[25] içinde ülke bütünlüğünü korumak, milli egemenliğe dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için tüm milletçe girişilen, çok cepheli bir savaştır
Kurtuluş Savaşı'nda düşmana karşı koyan, ülkenin direniş örgütlenmeleri ve güçleri olan milli güçler, Osmanlı'nın son ordusu ile Kurtuluş Savaşı milis ve gönüllülerinden oluşan Kuvayı Milliye'dir
Kuvayı Milliye, ülkenin dört bir yanının Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan birliklerince ele geçirildiği, Mondros Mütarekesi ile ülkeye ağır koşulların dayatıldığı, Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı, her şeyin bitti sanıldığı günlerde, milletin tepkisi olarak doğan bir halk direnişidir
12 Haziran 1919'da Havza'dan Amasya'ya gelen Mustafa Kemal Paşa buradan yayımladığı bildiri ile ülkenin içine düştüğü durumu açıklıkla saptıyor, çözümün bütün güçlerin birleşmesinden geçtiğini vurguluyordu Mustafa Kemal Amasya'da Anadolu ve Rumeli'de kurulan Müdafaa-i Hukuk Dernekleri'ni birleştirme, kongreler yaparak tüm milletin kesin kararına dayalı yeni bir yönetim kurma amacıyla Amasya Tamimi'ni hazırlamıştır[26]
Bu tamim milli egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması yolunda atılan ilk adımdır Milletin teşkilatlandırma ve mücadele yöntemleri belirginleşmiştir Milli Egemenlik ve milli bağımsızlık fikri ilk kez ortaya atılmıştır
8 Temmuz'da İstanbul'a görevinden ve askerlikten ayrıldığını bildirerek, Osmanlı Hükümeti ile tüm ilişkilerini sona erdiren Mustafa Kemal ertesi gün Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum Şubesi'nin başkanlığına seçildi 23 Temmuz 1919'da Mustafa Kemal'in başkanlığında toplanan Erzurum Kongresi'nde[27] alınan karar;
Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk üyeleri

Milli direnişi oluşturmada ikinci büyük adım olan ve 4-11 Eylül 1919 tarihinde yapılan Sivas Kongresi'nde[28] Mustafa Kemal Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin başkanı olarak seçilerek Milli Kurtuluş Savaşı'nın yetkili lideri haline gelmiştir
27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Mustafa Kemal Ankara'yı Anadolu'daki direniş hareketinin merkezi olarak seçmiştir
İstanbul'un işgalinden üç gün sonra, Atatürk ünlü 19 Mart 1920 tarihli bildiriyi yayımlayarak, olağanüstü yetkiler taşıyan bir meclisin Ankara'da toplanacağını bildirerek Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temellerinin Ankara'da atılmasını sağladı
Atatürk 21 Nisan'da yayımladığı ikinci bir bildiri ile, Meclis'in 23 Nisan günü toplanacağını ve açılış töreninin nasıl yapılacağını duyurdu[29]
TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal'i (Atatürk), başkanlığa seçti Mustafa Kemal, kendi öncülüğünde kurulan TBMM'nin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü

Politik hayat

Ana maddeler: Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihi, Atatürk İnkılapları ve Mustafa Kemal Atatürk 9 Eylül 1923'te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk siyasi partisidir[30][31] Merkez kanatta yer alır
Başlangıçta adı "Halk Fırkası" olan parti 1924 yılındaki kurultayda adını Cumhuriyet Halk Fırkası olarak değiştirdi 1927 yılında Atatürk tarafından belirlenen, "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", ve "Laiklik" ilkelerini tüzüğüne ekledi 1935 yılındaki kurultayda daha önceki dört ilkeye Atatürk'ün kararıyla "Devletçilik" ve '"Devrimcilik" ilkeleri de eklenerek ilkeler altıya çıkarıldı ve partinin adı "Cumhuriyet Halk Partisi" oldu
Türkiye'deki tek parti yönetiminin, bugünkü anlayış ve tanım çerçevesinde bir demokrasi olmadığı çok açıktır
Doğu ve Orta Avrupa sağ ve sol diktatörlerin baskısı altında idi Almanya'da Hitler İtalya'da Mussolini, İspanya'da Franko'nun faşist yönetimleri vardı Fransa, Belçika ve İsviçre'de kadınlar en temel insan haklarından biri olan siyasal haklardan yoksun bulunuyorlardı Yani nüfusun yarısını oluşturan kadınların seçme ve seçilme özgürlükleri yoktu
II Dünya Savaşı'nın hemen ardından, gerek uluslararası siyasetteki gelişmeler, gerekse ülke içindeki yeni oluşumlar rejimin genel niteliğinde önemli değişiklikleri gündeme getirdi Basında ve mecliste çok partili siyasal sistemi savunan bir anlayış oluştu Buna CHP genel başkanı ve cumhurbaşkanı İsmet İnönü de yaptığı konuşmalarla destek verdi[32] [33]

Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi [değiştir]

Ana madde: Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi 1946 yılından itibaren Türk siyasi hayatının CHP dışında 2 bir partinin kurularak seçimlere çok partili olarak gidilmesi ile başlamıştır
Çok partili hayat 1945 yılında Nuri Demirağ tarafından kurulan Milli Kalkınma Partisi ile başlamıştır Ancak parti İsmet İnönü tarafından kapattırılmıştır[kaynak belirtilmeli] 7 Ocak 1946'da Dörtlü Takrir'e imza atanlar tarafından kurulan DP'nin parti genel başkanlığına Celal Bayar getirildi DP, ekonomi ve siyasette liberal düzenlemeleri savunuyordu
1950 genel seçimleri'nde Demokrat Parti galip olarak çıkmıştır Adnan Menderes liderliğindeki DP ilk başlarda çok popülerken 1950'lerin sonlarına doğru yaşanan ekonomik sıkıntılar ve hükümetin antidemokratik uygulamaları nedeniyle sıkıntılı bir döneme girmiş ve 1960 yılında yapılan askerî darbe ile çok partili yaşam kesintiye uğramıştır[kaynak belirtilmeli] Darbe neticesinde dönemin cumhurbaşkanı Celal Bayar ve dönemin Başbakanı Adnan Menderes idama mahkûm edilmiş fakat baskılar neticesinde Celal Bayar'ın cezası müebbede çevrilirken, Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu idam edilmişlerdir

Yönetim biçimi

TBMM

Ana madde: Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet yapısı Yönetim biçimi cumhuriyet olan Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal önderliğinde 1923'te kurulmuştur Resmî dili Türkçe'dir Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti yönetim anlayışı vardır Kuvvetler ayrılığı esası vardır Yasama işlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi, yürütme işlerini Hükümet, yargı işlerini ise bağımsız mahkemeler yapar Türkiye'de 1923'te cumhuriyetin ilanı ile devlet başkanı, cumhurbaşkanı sıfatını almıştır Cumhurbaşkanı devletin başı ve başkomutandır Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil eder Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) (Kuruluş: 23 Nisan 1920) Türkiye Cumhuriyeti'nin yasama organıdır Halk tarafından her 4 yılda bir yapılan seçimler ile belirlenen milletvekilleri, TBMM çatısı altında yasama görevini yerine getirmek üzere kanunları belirler TBMM'ye 550 milletvekili seçilmektedir
Türkiye Cumhuriyeti'nde yürütmenin başı olan başbakan, Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder, hükümeti ve icraatlarını yönetir Türkiye Cumhuriyeti'nde her 5 yılda bir genel seçimle oluşan Meclis tarafından Başbakan, 5 yıl süre ile seçilir
Ayrıca bakınız: Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, ve Başbakan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 9 Eylül 1923'te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan, Türkiye'nin ilk siyasi partisidir Atatürk zamanında merkezde bir çizgi takip ederken, çok partili düzene geçişle birlikte ortanın soluna doğru kaymıştır 1927 yılında "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", ve "Laiklik" ilkelerini tüzüğüne ekledi 1935 yılındaki kurultayda daha önceki dört ilkeye "Devletçilik" ve '"Devrimcilik" ilkeleri de eklenerek ilkeler altıya çıkarıldı ve partinin adı "Cumhuriyet Halk Fırkası" oldu
Ayrıca bakınız: Türkiye Cumhuriyeti'nin Tek Partili Dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi
Dış politika [değiştir]

Türk devleti, Lozan Antlaşması'nı Birinci Dünya Savaşı'nın galip devletleri ile eşit koşullarda imzalamış ve milletlerarası alanda, bağımsız bir devlet olarak yerini almıştır

Atatürk Döneminde dış politikalar

Atatürk; Yurtta Sulh, Cihanda Sulh sözü ile uluslararası ilişkilerde Türkiye Cumhuriyeti'nin resmî politikasının ne olacağını tüm dünyaya belirtmiştir Atatürk barışçıl ancak Türk Milleti'nin çıkarını gözeten bir dış politika izlemiş ve bunun için döneminde bölge eksenli oluşumlar sağlamaya çalışmıştır Bunla hem ülkenin hem ekonomik ve siyasi açıdan Türkiye için önemli olan bölge ülkelerinin her alanda işbirliği yapmasını sağlayarak Batılı ülkelerin uygulamaya çalıştığı dış etkiyi kırmayı amaçlamıştır

Türkiye ve Milletler Cemiyeti

Türkiye, Milletler Cemiyeti'nin kurucu üyesidir

Sadabat Paktı

Mustafa Kemal, ölümünden bir yıl önce (8 Temmuz 1937)’de gerçekleştirdiği Sadabat Paktı ile Ortadoğu ve Kafkaslar'da İran'ı kendisine asıl muhatap olarak görmüş İran ile Türkiye'nin bölgesel işbirliği ve ortaklık antlaşması olarak Sadabat Paktı'nın imzalanmasını gerçekleştirmiştirTürkiye, İran, Afganistan ve daha sonra Irak’ın katılmıştır Sadabat Paktı, 2Dünya Savaşı sonrasında hukûken yürürlükte kalmıştır ama Atatürk sonrasında unutulmuştur

Balkan Antant

1934 de yapılan Üçüncü Balkan Konferansı' ı sonucu ortaya çıkan Antant ile birlikte, taraflardan biri Balkanlı olmayan bir devlet tarafından saldırıya uğrar ve bir Balkan devleti de saldırgana yardım ederse, diğer tarafların bu Balkanlı saldırgana karşı birlikte savaşa gireceklerine dair gizli bir protokol de imzalanmıştı

Atatürk Sonrası dış politika

Birleşmiş Milletler, NATO ve AB

Türkiye 1952'den beri NATO üyesidir

Birleşmiş Milletler, Türkiye'nin aralarında bulunduğu 51 ülkenin katılımıyla 24 Ekim 1945 tarihinde kurulmuştur Katılın ülke sayısı zamanla artarak günümüzde bu sayı 190'ı geçmiştir Türkiye, Birleşmiş Milletler'e ilk üye olan ülkelerden biridir ve Birleşmiş Milletler ile Kore, Somali, Bosna, Filistin ve Afganistana asker göndermiştir Son olarak da Lübnan'a asker gönderme kararı almıştır
Türkiye, Ekim 2008'de 192 ülkeden 151 ülkenin oyunu alarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği görevine seçilmiştir Türkiye; 2 yıllığına bu görevinde, Avusturya ile birlikte Batı Avrupa'yı temsil etmektedir
9 Nisan 1949'da Washington Antlaşması ile kurulan NATO bir kolektif savunma örgütü olarak bilinmektedir Kurucu antlaşmanın özellikle 3, 4, ve 5 maddeleri önemlidir Bu maddelerle üye ülkeler, ortak savunma için yeteneklerini geliştirmeye, herhangi bir üyenin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık ve güvenliği tehlikede olduğunda bir araya gelmeyi ve herhangi birine saldırıldığında bu saldırıya hepsine karşı yapılmış bir saldırı olarak kabul etmeyi taahhüt etmişlerdir[34]
Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişki 40 yılı aşkın bir süreye dayanır Avrupa Ekonomik Topluluğu olarak kurulduğu yıllarda, ortaklık için başvuran Türkiye, zaman zaman duraklayan ve zorlukla ilerleyen bu ilişkiyi, müzakere aşamasına kadar sürdürmüştür

Türkiye ve Avrupa Birliği

Ana madde: Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri
Avrupa Birliği

DP, 31 Temmuz 1959'da AET'ye ortak üye olmak için topluluk konseyine başvurdu 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi ve Menderes, Zorlu, Polatkan'ın idamları üzerine Fransa cumhurbaşkanı Charles De Gaulle, Türkiye'nin üyeliğinin dondurulmasını istemiştir AT ile görüşmeler Eylül 1959-Ekim 1960'da istişari olarak başladı Askeri darbe yüzünden görüşmeler 1960'a kadar kesildi Türkiye, gümrük birliği hedefiyle görüşmelerde yer aldı 1963'e kadar görüşmeler yapıldı 12 Eylül 1963'de Ankara Anlaşması imzalandı, gümrük birliğine dayalı ve ortak üye olan Türkiye'nin tam üyeliğini amaçlayan anlaşma idi 22 Temmuz 1970'de Katma Protokol imzalandı Türkiye 25 Aralık 1976'da tek taraflı kararla bütün yükümlülüklerini dondurdu 21 Eylül 1979'da iki taraf, ilişkileri 5 yıllığına dondurdu 6 Şubat 1980'de dışişleri bakanı Hayrettin Erkmen, Türkiye'nin tam üyelik için başvuruda bulunacağını açıkladı Ancak, 12 Eylül 1980'deki askeri darbe ile ilişkiler 6 yıl daha donduruldu Türk parlamenterlerin üyelikleri düşürüldü Avrupa, Türkiye'den demokrasiye dönüş takvimi uygulamasını istedi 1986'da ilişkiler tekrar başlatıldı 1987'de uyum anlaşması yapıldı 18 Aralık 1989'da AT Komisyonu Türkiye’nin tam üyelik başvurusu hakkındaki görüşünü açıklamış, topluluğun 1992'den önce yeni üye kabul etmeyeceğini belirtmiştir 21 Ocak 1992'de iki taraf arasında teknik işbirliği programı imzalandı 21 Ocak 1992'de çalışma programı Ankara'da imzalandı 6 Mart 1995'de ortaklık konseyi kararında AB'ye Türkiye'nin gümrük birliği temelinde katılması AP'nin onay sürecine bağlandı 2003 yılında Türkiye ile üyelik görüşmeleri başladı, ancak ucu açıklık ve hazmetme kapasitesi şartları konuldu, üyelik müzakere başlıkları 2005'de donduruldu Papa ve Fransa, Almanya gibi kurucu üyelerin liderleri Türkiye'nin AB'ye girmesinin imkansızlığını açıkladılar

Kıbrıs Barış Harekâtı

Kıbrıs Barış Harekâtı, 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Garanti Anlaşması'nın III maddesine istinaden gerçekleştirdiği askerî harekâtın adıdır
1878’de Rusya karşısında zor durumda kalan Osmanlı Devleti, Kıbrıs’ın yönetimini geçici olarak İngiltere’ye verdi Birinci Dünya Savaşı’nda da İngiltere, Kıbrıs’a el koydu 1950’lerin sonlarında bağımsızlık hareketi başladı ve uluslararası anlaşmalara dayanan bir Türk-Rum Ortak Devleti kuruldu Fakat Rumlar Kıbrıs Türkleri'nin kazanılmış haklarını ellerinden alma ve Kıbrıs’ın tüm yönetimine el koyma yoluna gittiler Böylece uluslararası anlaşmaları ve Anayasayı çiğnediler Cumhurbaşkanı IIIMakarios 1963 yılında devletin kuruluş antlaşmalarını tek taraflı olarak fessetiğini açıkladı Böylece Kıbrıs Cumhuriyeti tarih sahnesinden çekilmiş oldu Fakat amaç Türkleri adadan uzaklaştırıp Enosis'i yani adayı Yunanistan'a ilhak etmekti Türklere ve Türk köylerine yapılan saldırılar sonucu birçok insan hayatını kaybetti ve binlerce insan göç etmek durumunda kaldı
15 Temmuz 1974'te Yunaistan'da da cunta'nın yaptığı darbe ile Makarios koltuğundan indirilerek iktidara el konuldu ve geçici bir süre için Nikos Sampson Cumhurbaşkanlığı’na getirildi Amaç olan Enosis çalışmaları nedeni ile Türkiye garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 tarihinde adaya müdahale etti
Türk kuvvetleri 22 Temmuz'da Girne'yi ele geçirdi Türk paraşütçüleri Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşa'nın Türk kesimine indi Yunan birliklerinin Ada’da garantör olarak bulunan Türk birliğine saldırması ise, çarpışmaların Ada geneline yayılmasına neden oldu 22 Temmuz akşamı Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararını kabul etti Türk müdahalesi sonucu Yunanistan'daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükûmeti de yıkılmıştır
Ancak 8 Ağustos'ta II Cenevre Konferansı'nın yapılmakta olduğu zamanda Türklerin 'iyi niyet jesti' olarak Limasol ve Larnaka civarında bir miktar köyü boşaltmış olmalarına rağmen, Millî Muhafız Alayı ve EOKA-B işgal ettikleri yerleri tahliye etmedikleri gibi ellerindeki esirleri de serbest bırakmamışlardır
Türkiye, Rum-Yunan hükûmetleriyle anlaşmanın mümkün olmadığı kararına vararak 14 Ağustos'ta başlayıp 16 Ağustos'ta sona eren üç günlük II Barış Harekatını gerçekleştirdi Apar topar ülkeye dönen Başbakan Bülent Ecevit, Milli Selamet Partisi kanadına ateşkesi kabul etmemeleri halinde hükümetin bozulacağını ifade etti Bu ateşkes ile Erbakan'ın planı hayata geçmemiş oldu Harekât neticesinde bir taraftan Magosa'ya diğer taraftan Lefke'ye varılarak Türk tarafının sınırları çizildi İki harekatta toplam 498 Türk askeri, 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türk’ü şehit oldu

Ordu

Türk Deniz Kuvvetleri

Türk Kara Kuvvetleri

Ana madde: Türk Silahlı Kuvvetleri Türk ordusunun kuruluş tarihi, Mete Han'ın MÖ 209'da düzenli orduya geçtiği tarih olarak alınır Orta Asya’da başlayan uzun öykü, büyük göçlerin neden olduğu hareketlilikle tüm ana karalara yayılmıştı Doğuda, Hun, Göktürk ve Uygur devletleri, Batıda ise 1040 yılında Oğuz kökenli Türklerin kurduğu başka bir Türk devleti Selçuklu İmparatorluğu, Türkleri dünyaya tanıtmış oldu
Türk Silahlı Kuvvetleri nin personel mevcudu 514,350'dirİlgili yasalara göre görevi "2000'li yıllarda, yeni güvenlik sorunlarına ve sorunlara uygun şekilde tepki göstermek, belirsizliklere karşı hazır olmak, iç ve dış tehdit ve risklere karşı ülkenin güvenliğini sağlayabilmek için;
  • Caydırıcılık,
  • Güvenlik / Harekat Ortamının Şekillendirilmesi,
  • Savaş Dışı Harekat (Barışı Destekleme Harekatı, Doğal Afet Yardım Harekatı ve İç Güvenlik Harekatı),
  • Kriz Yönetimi,
  • Sınırlı Güç Kullanımı,
  • Konvansiyonel Harp gibi faaliyetleri icra etmek"
olarak belirlenmiştir Bu görevleri yerine getirebilmek için çok amaçlı birliklerin kurulması, sayısal fazlalık yerine teknolojik üstünlüğün kurulması, silah ve düzeneklerinin etkinliğini arttıracak teknolojik araştırmaların yapılması ve erken ikaz,darbe, elektronik harp, hava üstünlüğünün kurulması ve darbe gibi ek görevleri de yapmaktadırTürk ordusu Avrupa'da Rusya'dan sonra 2, dünyada ise en güçlü orduya sahip ülke olarak 9 sıradadırNATO'da ise Amerika'dan sonra birliğin gücünü değiştirebilen 2 ülkedir[35]
Türk Silahlı Kuvvetleri;
  • Kara,
  • Deniz,
  • Hava,
  • Jandarma ve
  • Sahil Güvenlik
komutanlıklarından oluşur
Türkiye'de her 20 yaşına gelen Türk genci askere alınır Eğer 20 yaşına geldiği vakit okuluna devam ediyorsa askerliğini erteletir En az 4 yıllık yüksek okul mezunları kısa dönem askerlik yaparlar

Türk Milleti

Ana madde: Türkiye'de yaşayan etnik gruplar
İstanbul'un en ünlü caddelerinden İstiklal Caddesi, Haziran 2007

Atatürk; Türk Milleti'ni
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye Halkı'na Türk Milleti denir" şeklinde açıklamaktadır Bugünkü Türk Milleti'nin temelleri, 20 yüzyılda gerileyen ve toprak kaybeden Osmanlı'nın kendini tanımlamasıyla ortaya çıkmıştır 1912-13 yılında kaybedilen Balkan Savaşları sonunda Balkanlar'dan Anadolu'ya göçenlerle Türklük şuurunun gelişmesi, Türk Milleti'nin oluşmasında ilk olgudur 1915'deki Çanakkale Savaşı ile de bugünkü Türk Milleti'nin karakteristik özellikleri ortaya çıkmıştır Çanakkale Savaşı Türk Milleti'nin ne olduğunu özetleyen ikinci olgudur Çanakkale'den sonra Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması "Türk Milleti"nin tanımlanmasında üçüncü olgudur
Amerikalı Türkolog Carter V Findley, Dünya Tarihinde Türkler adlı eserinde, bugünkü Anadolu Türkleri'ni; Orta Asya steplerinde başlayan ve Ankara'da son bulan bir otobüs yolculuğuna benzetir Otobüs Ankara'ya gelene kadar pekçok ara durakta durmuş ve bu ara duraklarda yolcuların kimileri inmiş ya da bazı yeni yolcular binmiş Bu duraklarda Türkler pekçok kültürel etkileşime girmişler, yeni dinler tanımışlar fakat en önemli mirasları olan Türkçe'yi korumayı başarabilmişlerdir Türkçe, Anadolu Türkleri'nin ve Milleti'nin anlamlandırılmasında temel etkenlerin başında gelmektedir İkincisi otobüs pekçok durakta durmuş olsa da Orta Asya'da kurulan medeniyetin getirdiği sağlam kültürel birikim ve miras, kimliklerini korumak için dayanak olmuştur
Türk Milleti'nin temel yapı taşını "Orta Asya Türk kültürü" oluşturur Bunun yanında Anadolu'dan kaynaklanan medeniyetler ile İslamın getirdiği medeniyetler de Türk Milleti içinde kendine yer edinmiştir
Sanıldığı aksine Türk milliyetçiliği, dünya'da en son gelişen "milliyetçilik hareketleri"nden birisidir Türk milliyetçiliği Balkanlardaki ayrışmalar sonucunda ancak 20 yüzyılda kendini tanımlamaya başlamıştır Türk edebiyatında, Türk tiyatrosunda, Türk sanat eserlerinde Batı'da olduğu gibi aşırı milliyetçi duygular, yapılanmalar görülmez Osmanlı'dan gelen paylaşma sentezi ön plandadır
Irkçılık veya herhangi bir unsurun diğerlerine baskı yapması anayasanın kesin hükümleriyle yasaklanmış olduğu gibi, halkta da, pek çok Batı toplumunun aksine, ırkçılık eğilimi ve alışkanlığı bulunmaz
Türkiye'de yaşayan herkes etnik kimliğine bakılmaksızın Türk vatandaşıdır Türk milleti ve devleti ayrılmaz bir bütündür Herkesin etnik kimliğine saygı duyulur
Atatürk'ün Türk'ü tarifi;[kaynak belirtilmeli]
Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu Bu sahne 7 bin senelik (en aşağı), bir Türk Beşiğidir Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvelâ korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu Türk oldu Türk budur Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir—Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Demografi [değiştir]

Daha çok bilgi için: Nüfus sayılarına göre Türkiye'deki iller
Türkiye'nin 1927 - 2007 yılları arasındaki Demografi gelişimi
Tarih 1927 1935 1940 1945 1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 2000 2007[36] Nüfus 13648 16158 17821 18790 20947 24065 27755 31391 35605 40348 44737 50664 56473 67804 70,586,256
Nüfusun Yaşa Oranları [değiştir]

(2000 sayımı) 0 - 4 6033346 Erkek Kadın 5 - 9 6449363

10-14 6615428

15-19 6693554

20-24 6390252

25-29 5845812

30-34 5450131

35-39 4759742

40-44 3899599

45-49 3210416

50-54 2453379

55-59 2062228

60-64 1872635

65-69 1513508

70-74 1098952

75-79 720935

80+ 597397


Alıntı Yaparak Cevapla