Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'nin Genel Özellikleri Nelerdir? Türkiye'nin Genel Özellikleri Hakkında Bilgi
Tahminen ülke etnisite demogarifisi
Türkiye Nüfusu - 1[37] Türkiye Nüfusu - 2[38] Türkiye Nüfusu - 3[39] Türkiye Nüfusu - 4[40] Türkiye Nüfusu - 4[41] Türkler 55 Milyon Geri kalan çoğunluk Geri kalan çoğunluk Geri kalan çoğunluk Geri kalan çoğunluk Kürtler 11 500 000 12 600 000 14 000 000 15 000 000 18 000 000 Araplar 550 000 870 000 1 850 000 ? ? Zazalar 520 000 3 000 000 1 300 000 ? ? Lazlar 220 000 80 000 152 000 500 000 1 500 000 Çerkezler + Abhazlar 150 000 2 500 000 970 000 2 000 000 2 500 000 Gürcüler 70 000 -1 000 000 150 000 ? ? Boşnaklar 70 000 2 000 000 37 000 ? ? Çingeneler 30 000 700 000 60 000 500 000 2 000 000 Ayrıca bakınız: Türk azınlıklar
Din [değiştir]
Daha çok bilgi için: Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı

Sultanahmet Camii

Rum Ortodoks Patrikhanesi

Neve Şalom Sinagogu
T C vatandaşlarının büyük bir kısmı Müslümandır Müslüman vatandaşların çoğunluğu Sünni mezhebindendir, Sünnilerin çoğu Hanefi'dir Türkiye'deki en büyük ikinci dini mezhep Aleviliktir Bağımsızkaynakların hazırladığı tahmini raporlaraa göre Türkiye'de 8,500,000 ile 10 milyon[42][43] Alevi vatandaş bulunmaktadır Türkiye'deki Alevilerin büyük bir kısmı Sivas, Tokat, Erzincan, Malatya ve Tunceli kökenlidir [44][45] Bunların haricinde Şafii ve Caferi gibi diğer mezheplere dahil vatandaşlar da mevcuttur
Türkiye laik bir ülkedir Dinsel veya etnik özelliğe sahip bir siyasi parti kurulması anayasaya aykırıdır Cumhuriyetin ilk yıllarında dinin devlet denetimi dışında yürütülemeyeceği kanaatine varılarak, devlet tarafından denetlenmesi gerektiği kararlaştırılmıştır Buna dayanarak 3 Mart 1924 tarihinde Başbakanlığa bağlı bir teşkilat olarak Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur
Dini inanç veya inanmama, dini kuralları şahıs olarak uygulama veya uygulamama özgürlüğü Anayasa'nın korumasındadır
1923'ten önce geçerli olan dini kanunlar tamamen geçerlilikten kaldırılmıştır
Osmanlı Devleti'nde resmî aidiyet unsuru olan 'Müslüman' kavramı 1923'ten beri kullanılmıyorken, bu aidiyetin(iyelik) yerine, milli aidiyet(iyelik) olan 'Türk' kavramı getirilmiştir
Toplam nüfusun çok küçük bir oranını gayrimüslimler oluşturur (Türkiye'nin toplam nüfusunun %0 2'den az) Bunlar 70 000 Ermeni Gregoryen[46], 25 114 Musevi, 17 194 Süryani, 2 270 Rum Ortodoks ve yaklaşık 5 628 diğer çeşitli din ve mezheplerden insanlardır (Katolik, Arap Ortodoks, Keldani, vs) [47]
Türkiye'deki Rum Ortodoks, gayrimüslim nüfusun büyük bir kısmı, Lozan Antlaşması gereği Yunanistan'a göç etmiştir Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar ile İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada'da yaşayan Rumlar mübadele dışında bırakılmıştır Balkanlar'da ve Kafkasya'da yaşayan Müslüman topluluklar da Slav - Ortodoks güçleri tarafından Türkiye'ye sürülmüş ya da Türkiye'ye kaçmak zorunda bırakılmıştır
Dil
Türkçe
Türkçe Kategorisi Türkiye'de konuşulan diller Türkçenin lehçeleri Türk dili tartışmaları Türkçenin ses özellikleri Türk Dil Kurumu Türkiye'nin resmi dili Türkçedir Bugün Türkiye Türkçesi nüfusun büyük bir çoğunluğu tarafından konuşulmaktadır Bölgelere göre birçok farklı şivesi kullanılmakdır Eğitimde ve basın kuruluşlarında ise İstanbul ağzı tercih edilmektedir
Tüm halkın iletişimini sağlayan ve hem resmi dil hem de eğitim dili olan Türkçenin yanında gündelik hayatta başka diller de konuşulmaktadır Bunlar Abazaca, Arnavutça, Boşnakça Marmara bölgesi'nde ve İç Anadolu'da;Gürcüce Karadeniz'de; Arapça gibi diller Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde kullanılmaktadır Çok az sayıda olmalarına rağmen resmen azınlık durumunda bulunan Rumlar ve Ermeniler'in bir kısmı ile Museviler'in küçük bir kısmı gündelik hayatta kendi dillerini konuşmaktadırlar
Diğer yaygın olarak konuşulan dillerle karşılaştırıldığında, daha az sayıda sözcük ve harf ile daha çok bilgi aktarmak olanaklıdır Diğer pek çok dilde olmayan bir özelliğe göre, bir sözcük köküne ekler ekleyerek, tek sözcüklü tümceler oluşturulabilir [48] Örnek:
Türkçe İngilizce Almanca Hollandaca ev house Haus huis evde at home, within the house im Haus, zu Hause thuis eviniz your house Ihr Haus uw huis evinizde at your house in Ihrem Haus in uw huis evinizdeyiz we are at your house wir sind in Ihrem Haus wij zijn in uw huis
İdari bölümler [değiştir]
Türkiye'deki iller Türkiye'deki ilçeler Türkiye'deki köyler Türkiye'deki beldeler Türkiye'deki semtler Türkiye, idari ve mahalli şartlar göz önünde bulundurularak çeşitli idari bölümlere ayrılmıştır Merkezi idare kuruluşu bakımından illere, iller ilçelere, ilçeler ise köylere ayrılmıştır Bunlara Mülki İdare Bölümleri denir İdari bölümlerin tespitinde coğrafi durumları, ekonomik şartları, kamu hizmetlerinin gerekleri ve ulaşım durumları dikkate alınmaktadır Türkiye'de en büyük idari birime il adı verilir Bir il; il merkezi, ilçe merkezleri ve ilçelere bağlı bütün köyleri kapsar İllerde yönetme ve yürütme görevini, devletin atadığı valiler yerine getirir Cumhuriyetin ilk yıllarında 63 olan il sayısı, değişen şartlar ve ihtiyaçlara göre bugün 81'e ulaşmıştır Gelişmiş bir çok ilçe de il olmayı beklemektedir
İlden daha küçük idari birimlere ilçe adı verilir Her il, büyüklüğüne göre çeşitli sayıda ilçelerden oluşur İlçelerde mülki amire Kaymakam adı verilir En küçük idari birime ise köy adı verilir Muhtar tarafından yönetilen köy, yönetim açısından ilçe merkezine bağlıdır
Son nüfus sayımına göre Türkiye'de 81 il, 850 ilçe ve 35 000'den fazla köy bulunmaktadır
Ankara
Kırklareli
Edirne
Tekirdağ
Çanakkale
Balıkesir
Bursa
Yalova
İstanbul
Kocaeli
Sakarya
Düzce
Zonguldak
Bolu
Bilecik
Eskişehir
Kütahya
Manisa
İzmir
Aydın
Muğla
Denizli
Burdur
Uşak
Afyon
Isparta
Antalya
Konya
Mersin
Karaman
Aksaray
Kırşehir
Kırıkkale
Çankırı
Karabük
Bartın
Kastamonu
Sinop
Çorum
Yozgat
Nevşehir
Niğde
Adana
Hatay
Osmaniye
K Maraş
Kayseri
Sivas
Tokat
Amasya
Samsun
Ordu
Giresun
Erzincan
Malatya
Gaziantep
Kilis
Şanlıurfa
Adıyaman
Gümüşhane
Trabzon
Rize
Bayburt
Erzurum
Artvin
Ardahan
Kars
Ağrı
Iğdır
Tunceli
Elazığ
Diyarbakır
Mardin
Batman
Siirt
Şırnak
Bitlis
Bingöl
Muş
Van
Hakkari Coğrafya [değiştir]
Türkiye'deki dağlar Türkiye'deki nehirler Türkiye'deki göller Türkiye'nin buzulları Türkiye'deki Millî Parklar Türkiye'nin havzaları Türkiye'nin coğrafi bölgeleri 
Türkiye'nin coğrafi bölgeleri
Yüzölçümü [değiştir]
Türkiye'nin toprakları 36° - 42° Kuzey paralelleri ve 26° - 45° Doğu meridyenleri arasında yer alır Doğusu ile batısı arasında 76 dakikalık bir zaman farkı vardır Kabaca bir dikdörtgeni andırır ve genişliği 1 660 kilometredir Göller ve adalar dahil kapladığı gerçek alan 814 578 km²'dir izdüşüm alanı ise 783,562 km²'dir [49]Türkiye'ye ait bu iki yüzölçüm değeri arasındaki farkın büyüklüğü arazinin dağlık ve engebeli olmasından kaynaklanır Marmara Bölgesi % 8,5, Ege Bölgesi % 12, Akdeniz Bölgesi % 16, İç Anadolu Bölgesi % 18, Karadeniz Bölgesi % 18, Doğu Anadolu Bölgesi % 21, Güneydoğu Anadolu Bölgesi % 7,5 yer tutar Trakya'nın yüzölçümü 24 370 km² dir Türkiye'nin kara sınırlarının uzunluğu 2 875 km, adalar dahil sahil uzunluğu 8 333 kilometredir [50]Kara parçalarının toplam alanı 770 760 km², su alanlarının toplam alanı ise 9 820 km²' dir Coğrafi bölgeler [değiştir]
Türkiye 6-21 Haziran 1941 tarihinde yapılan Birinci Türk Coğrafya Kongresi'nde 7 ana coğrafi bölgeye ve 21 coğrafi bölüme ayrılmış, Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden dördüne komşu olduğu denizin adı verilmiştir, diğer üç bölge de Anadolu bütünü içindeki konumlarına göre adlandırılmışlardır Oluşturulan coğrafi bölgelerin herhangi bir siyasi özelliği yoktur ve il sınırlarıyla da çakışmaz [51] Yükseltiler [değiştir]
Ülkenin yarısından fazlası, yükseltisi 1 000 metreyi aşan yüksek alanlardan oluşur Türkiye'nin ortalama yüksekliği 1132 metre'dir Yaklaşık üçte biri orta yükseklikteki ovalar, yaylalar ve dağlar, yüzde 10'u da alçak alanlarla kaplıdır En yüksek ve dağlık alanlar doğu kesimde yer alır Kuzey kesimini Kuzey Anadolu Dağları, güney, doğu ve güneydoğu kesimlerini de Toroslar engebelendirir Ülkenin en yüksek noktası, Ağrı Dağı'nın 5 137 metreye erişen doruğudur Düzlükler [değiştir]
Başlıca geniş düzlükler Çukurova, Konya Ovası ve Harran ovalarıdır Akarsular - Göller [değiştir]
Kaynağı ve denize döküldüğü yer ülke sınırları içinde olan en uzun akarsu 1 355 kilometre uzunluğundaki Kızılırmak'tır En büyük doğal göl, 3 713 km² alan kaplayan Van Gölü'dür 817 km²'lik alana yayılan Atatürk Baraj Gölü ise ülkenin en büyük yapay gölüdür Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada'nın yüzölçümü 279 km²'dir [52] Deprem kuşağı [değiştir]
Türkiye, dünya'nın önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağı üzerindedir [53]Kuzey Anadolu fayı boyunca 1939 yılından bu yana pek çok büyük ve yıkıcı deprem yaşanmıştır[54] İklim

Türkiye'de Görülen İklim Çeşitleri
Türkiye'nin üç tarafının denizlerle çevrili olması, dağların konumu ve yeryüzü şekillerinin çeşitlilik göstermesi, farklı özellikte iklim tiplerinin doğmasına yol açmıştır Kıyı bölgelerinde denizlerin etkisiyle daha ılıman iklim özellikleri görülür Kuzey Anadolu Dağları ile Toros Sıradağları, deniz etkilerinin iç kesimlere girmesini engeller Bu yüzden iç kesimlerde karasal iklim özellikleri görülür - Akdeniz iklimi: Akdeniz ve Ege Denizi kıyılarında etkili olan bu iklim tipi, Marmara Denizi'nin güney kıyısına kadar sokulur
Kıyıdan yaklaşık 800 metre yüksekliğe kadar bu iklimin özellikleri görülür Bu iklim tipinde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır
- Karadeniz iklimi: Türkiye'nin kuzey kıyılarında, dağların denize bakan yamaçlarında görülen bir iklim tipidir
Bu iklimde yaz sıcaklığı, Akdeniz ikliminde olduğu kadar etkili değildir Kış mevsimi, güney kıyılarına göre soğuk geçer Yağış miktarı fazladır
- Karasal iklim: Türkiye'nin denizlerden uzak, yeryüzü şekillerinin meydana getirdiği engellerden dolayı deniz etkisinden yeterince yararlanamayan kesimlerinde karasal iklim görülür
İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Trakya'nın iç kesimleri karasal iklimin etkisi altındadır Buralarda mevsimlik ve günlük sıcaklık farkları büyük, yağışlar genel olarak azdır Kışlar uzun, soğuk ve karlı, yazlar kısa fakat sıcaktır
Türkiye Direyi [değiştir]
Ana madde: Türkiye direyi 
Ankara keçisi

Tekesakalı
Türkiye direyi birçok farklı hayvan türünü barındırması ile dikkat çeker Anadolu'nun Asya ile Avrupa arasındaki konumu bunda başlıca etkendir Farklı iklim özelliklerinde coğrafi bölgelere sahip olduğu için, biteyinin diğer Orta Doğu ülkelerine göre daha zengin (850 cins altında toplanan 9 000 tür bitki) olması ise diğer önemli etkendir ve bu yüzden, farklı iklim ve besin ihtiyacı olan birçok hayvan türü kendisine uygun yaşam alanı bulabilmektedir Böylece, Türkiye'de yalnızca Akdeniz direyinin değil, Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Kafkaslar ve Arap Yarımadası direylerinin de tipik türleri bulunmaktadır Ayrıca Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, çok daha fazla memeli tür barındırır ve bu da Türkiye direyinin ne tipik Avrupa direyine ne de tipik Orta Doğu direyine kategorize edilebildiğini gösterir
Türkiye direyine ait 160 memeli, 418 kuş, 120 sürüngen, 22 kurbağa, 127 tatlı su balığı, 384 deniz balığı olmak üzere toplam 1 230 civarında omurgalı tür tanınır Ama bu türlerin bazıları tamamen tükenmek üzeredir, bazıları da tehlike altında bulunmaktadır
Türkiye Biteği [değiştir]
Ana madde: Türkiye biteyi Yaklaşık 10 milyon kilometre karelik alana sahip Avrupa Kıtası'nda 12 bin bitki türü bulunurken, benzerine az rastlanan bir bitki zenginliğine sahip olan Türkiye'de 9250'yi aşkın bitki çeşidi bulunuyor Türkiye 3000 adet endemik bitki türüne sahip,bu sayı tüm Avrupa kıtasında ise 2750 Türkiye'nin en çok endemik bitkiye sahip iki ili ise 578 bitkiyle Antalya ve 478 bitkiyle Konya Türkiye haricinde Avrupa´nın en çok endemik bitkisine sahip ülkesi Yunanistan´da sadece 800, rakip ülke İtalya´nın ise 712 endemik bitkisi bulunuyor Toplam bitki sayısında Türkiye´nin 9 bini aşkın bitkisi varken Bulgaristan´ın 3 bin 650, Yunanistan´ın 5 bin, Irak´ın 4 bin, İran´ın 8 bin, Fransa´nın 4 bin 500, Almanya´nın 2 bin 500, İtalya´nın 5 bin 600, İspanya´nın 5 bin, Romanya´nın 3 bin 400, İngiltere´nin 2 bin, Macaristan´ın 2 bin 214, İzlanda´nın 377, Norveç´in ise bin 715 adet bitki türüne sahip oldukları bilini
Türkiye Ekonomisi Türk turizmi
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)
Yeni Türk Lirası
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)
Bakü Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı (BTC)
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)
Yabancıların Türkiye'de mülk alımı
Türkiye Ekonomisi 
Keban Barajı

Maslak İstanbul'da bulunan bir finans bölgesi
Kuruluş yıllarında Osmanlı Devleti'nin yıkılış döneminin savaş yenilgileri geçmişiyle başlayan Türkiye ekonomisi 1923 sonrası yıllarda harap vaziyetteydi İstanbul ve İzmir haricinde ne sanayi, ne sermaye sınıfı, ne altyapı, ne de eğitim mevcuttu En basit ürünler dahi ithal edilmek zorundaydı 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğunu okuma yazma bilmeyen yoksul insanlar oluşturuyordu Anadolu'daki büyük toprak sahipleri de sanayi burjuvazisini oluşturmaktan çok uzaktı Bu yüzden hızlı bir kalkınmaya ihtiyaç vardı Bunu gerçekleştirmek için 17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihlerinde İzmir İktisat Kongresi toplandı Yeni kurulacak devletin ekonomisinin ana ilkeleri belirlendi Bu ilkeler II Dünya Savaşı başlayana kadar başarıyla uygulandı 1929 - 1939 yılları arasında dünya sanayi üretimi %19 artarken, Türkiye'de sanayi üretim artışı %96'yı buldu Sovyetler Birliği ve Japonya dışında hiçbir ülke, bu alanda Türkiye'den daha hızlı bir büyüme sağlayamadı 1924 - 1938 arasındaki 11 bütçenin kesin hesabı denk bağlanmış, 3'ü fazla vermiş, sadece 1'i açıkla (içinde Aşar vergisinin kaldırıldığı 1925 yılı ) kapanmıştır 1923-1938 yılları arasında ortalama yıllık % 4-6 oranında reel büyüme hızı elde edildiği halde enflasyon çok düşüktür 1930'da T C Merkez Bankası kurulmuş, 1931'de 6127 kilo olan, T C Merkez Bankası âltın mevcudu, 1938'de 26190 kiloya ulaştırılmış, Düyun-u Umumiye Borçlarının, 1933'te yapılan anlaşmaya uygun olarak ödenmesini sürdürülmüş, ödemeler dengesi ile devlet bütçesi dengesi kurularak korunması sağlanmıştır 1930-1937 yılları arasında sürekli olarak dış ticaret fazlası sağlanmıştır En son dış ticaret fazlası 1946'da sağlanmış olup 62 yıldır sürekli açık verilmektedir
II Dünya Savaşı sonrasına kadar devlet ekonomisiyle yaşayan toplum, 1950'den sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin de etkisiyle büyük bir kapitalist sanayi kalkınma dönemine girdi Bugün de sürmekte olan bu kalkınma süreci özellikle büyük toprak sahiplerinin, hızla modern sermaye sınıfına dönüşmesine yolaçtı Anadolu'nun kalkınması ve alt yapısının oluşması sürecinde 200 milyar ABD dolarından fazla borç oluştu GAP projesi ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu teşvik programları halen sürmektedir
Yıllık ortalama %6 üzerindeki ekonomik gelişme ile beraber büyük bir değişim ve modernleşme başladı Öncelikle İstanbul, İzmir, Adana ve Mersin, gibi Batı bölgeleri, 1980'den sonra da bütün Anadolu illerinde özellikle Bursa, Gaziantep ve Kayseri 'de büyük sermaye ve sanayi oluştu Sabancı, Koç, Zorlu gibi kurulan onlarca büyük sanayi holdinginin yanında yüzbinlerce büyük, orta ve ufak ölçekteki şirket, ve oluşan işçi sınıfı, dinamik bir ekonominin taşıyıcıları oldular
Forbes dergisine göre Mart 2008'den itibaren Türkiye'nin malî merkezi olan İstanbul'da 35 tane bilyoner yaşamaktadır (2007'de 25 taneden bir çoğalma) Böylece İstanbul, Moskova (74 bilyoner), New York (71) ve Londra'dan (36) sonra dördüncü sırada bulunarak Hong Kong (30), Los Angeles (24), Mumbai (20), San Fransisko (19), Dallas (15) ve Tokyo'dan (15) daha çok bilyonere sahiptir [55]
Günümüzde Türkiye ekonomisi, dünyanın en büyük 17 ekomomisidir [56] Hedef ise, cumhuriyetin 100 yılında (2023), dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almaktır
Eğitim

İstanbul Üniversitesi, Beyazıt Yerleşkesi girişi
Kuruluş yıllarında toplam 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğu okur-yazar değildi Günümüzde bu oran %90'dır Türkiye eğitim sistemi; 8 yıllık temel eğitime dayanır Daha sonra 4 yıllık orta öğrenim dönemi vardır Üniversiteye geçiş Öğrenci Seçme Sınavı ile gerçekleştirilir Yaygın eğitim kurumları bazında halkeğitimler bulunmaktadır Açıköğretim sistemi de pekçok öğrenci tarafından kullanılmaktadır
1930'lara kadar İstanbul Teknik Üniversitesi ile birlikte İstanbul Üniversitesi ülkedeki sadece iki üniversite iken, günümüzde üniversite sayısı 125'tir Üniversitesi olmayan il yoktur Shangai Jiao Tong üniversitesinin 2003 yılından beri yürüttüğü kapsamlı araştırma sonucunda İstanbul Üniversitesi dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasında gösterilmektedir
Türkiye'nin en eski üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi'nin kuruluş tarihi 1453 yılına, en eski teknik üniversitesi olan İstanbul Teknik Üniversitesi'nin kuruluş tarihi ise 1773 yılına dayanır
1961 Anayasasının 120 maddesinde üniversiteler özerk kuruluşlar olarak yer alırken, 27 Ekim 1960 tarihli 115 sayılı yasa, 1946 tarihli 4936 sayılı yasanın bazı maddelerini değiştirip yeni maddeler eklemiştir Bu yasayla Milli Eğitim Bakanlığı'nın Üniversite üzerindeki yetkileri azalmış, fakülte kurullarına daha geniş katılım sağlanmış ve kadro tıkanıklıklarını aşmak üzere yeni düzenlemeler getirilmiştir Kısaca yönetim, teşkilat, öğretim üyelği ve yardımcılığı konularında daha geniş özerklik koşullarında yeni esaslar konmuştur [57]
2002 MEB istatistiklerine göre; toplam 6065 lise (ortaoğretim) bulunmaktadır Bunların 2637'si genel(düz) lise (özel liseler dahil), 3428 tanesi ise mesleki lisedir [2]
Kültür
Felsefe
Tanzimat dönemiyle Batılılaşmaya başlayan Türklerde modern felsefe ilk olarak askeri ve teknik alanlarda, medrese dışında kurulan yeni okullarda yerleşti Yanyalı Esat Efendi yeni Aristocu çeviriler yaptı

Ziya Paşa
19 yüzyıldaki yenileşme hareketlerinde Münif Paşa’yla başlayan Batı etkisi, Osmanlı aydınlarını üstün Batı siyaset ve bilimini memlekete uyarlamaya sevketmiştir Yeni Osmanlılar derneğinde toplanan Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi, Agah Efendi, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Vefik Paşa Fransız düşünürlerinin etkisinde kaldılar, laik felsefenin ilk başlatıcıları oldular, bu aydınlar geç kalmış Osmanlı aydınlanmacıları ve ansiklopedistleriydi
Cumhuriyetten sonra yayımlanan ilk felsefe dergisi Felsefe ve İçtimaiyat Mecmuası’dır (1927) Kurucuları Mehmet Servet ile Hilmi Ziya Ülken'dir Kadrocular bir siyaset felsefesi geliştirmeye çalıştılar
Edebiyat
Türkçe, Ural-Altay dil ailesi Altay koluna dahil bir dildir
Türklerin tarihine paralel olarak Türkçe'nin yayıldığı coğrafi alan çok geniştir Bugünkü Moğolistan'dan Doğu Avrupa'ya kadar konuşulan Türkçe pek çok lehçe ve şiveye ayrılmaktadır Tarihi gelişimi içinde Türkçe, VIII-XIII Asırlar arasında Eski Türkçe, XIII-XX Asırlar arasında Orta Türkçe, XX asırda yeni Türk Yazı Dilleri ana başlıkları altında üç gurupta incelenmektedir Türkiye Türkçesi, Orta Türkçenin, Batı Türkçesi kolunun günümüzde kullanılan bölümüdür
Bugün Türkçe, yaklaşık 250 milyon insan tarafından; Türkiye Türkçesi dünyada 80 milyon insan tarafından konuşulmaktadır
Batı Türkçesinin ikinci devri olan Osmanlıca (Osmanlı Yazı Dili) İstanbul'un fethinden Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar XV-XX asırlar arasında devam eden yazı dilidir İngiltere, Fransa, İspanya gibi memleketler gittikleri yerlere dillerini de götürdükleri halde Türkler bu dil sömürgeciliğinden uzak durmuştur Eğer Osmanlı Devleti'de gittiği her yere Türkçe'yi de götürseydi bugün Türkçe dünyada en çok konuşulan dillerden biri olacaktı
Cumhuriyetten sonra 1928'de yapılan Harf İnkılabı ile Arap harfleri terk edilip Latin harflerinin kabulü Türkçe'nin yabancı unsurlardan arındırılmıştır Türk dili'ni araştırmak ve tabii mecrasında gelişmesine katkıda bulunmak üzere 1932 yılında Türk Dil Kurumu kurulmuştur
Türk Edebiyatı, Türklerin dahil oldukları üç medeniyet ve kültür dairesine paralel olarak üç safhada incelenmektedir:- İslamiyet öncesi Türk Edebiyatı
- İslamî dönem Türk Edebiyatı
- Batı etkisindeki Türk Edebiyatı
Türk dilinin ve edebiyatının tespit edilebilen en eski yazılı metinleri VII Asrın sonlarına ve VIII Asrın ilk yarısına ait olan dikili taşlardır Bunlar arasında yer alan 732'de Kültigin, 735'de Bilge Kağan, 720'de Tonyukuk adına dikilen Orhun Yazıtları gerek muhtevaları, gerekse mükemmel dil ve üsluplarıyla Türk dili ve edebiyatının ve tarihinin şahaserleri arasında yer almaktadır Bu dönemden günümüze ulaşan Türk destanları arasında Yaratılış, Saka, Oğuz Kağan, Göktürk, Uygur, Manas destanları sayılabilir XIV asırda yazıya geçirilen "Dede Korkut Kitabı" destan döneminin hatıralarını saklayan, gerek muhteva gerekse dil ve üslup mükemmeliyeti bakımından önem arz eder
Türk edebiyatının bir yazarı olan Orhan Pamuk, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü 'ne layık görülmüştür
Folklor
Halkıyat karşılığı vererek bilimi ilk olarak Ziya Gökalp ile Fuad Köprülü 1913’te dile getirdiler Halkbilimi veya yaygın kullanımıyla folklorun ilk Türk kaynakları Orhun Abideleri’dir Bilimsel döneme kadar çeşitli kaynaklarda atasözleri, efsaneler, hikayeler, masallar, türküler, seyahatnameler bulunmaktadır

Nasreddin Hoca heykeli, Buhara
Türkiye’de folklor araştırmalarında halk edebiyatı, etnoloji ve Türkiyat ile halk kültürünün belli başlıkları ortaya çıkarılmıştır Gelenekler ve töreler doğum, düğün, ölüm kültürleriyle yaygın bir folklor ağıdır Mutfak [değiştir]
Ana madde: Türk mutfağı Bakınız → Türk Mutfağı yemek listeleri Türk mutfağı, Çin ve Fransız mutfaklarıyla beraber dünyanın en zengin mutfaklarındandır Coğrafyası ve tarihi gereği, Türk mutfağı çok büyük bir çeşitlilik oluşturur Türk mutfağı, Mezopotamya ve Balkan mutfaklarıyla etkileşime girmiştir, İstanbul Osmanlı Saray mutfağı da Türk mutfağının önemli bir kısmını oluşturur
Osmanlı Saray Mutfağı'ında çok çeşitli çorba, zeytinyağlı sebze, etli yemek, balık, börek, tatlı mönüleri mevcuttur Saray mutfağı, Bizans İmparatorluğu'dan Osmanlı'ya yüzyılların saray zevki ve tecrübesiyle oluşan elit bir mutfaktır O dönemlerde, Halk ve köy mutfağı ise sade ve basittir
Her yörenin ve köyün kendine özgü yemekleri bulunmaktadır
Günümüzde, Saray kültürü ile halk kültürünün karışımı bir "Türk mutfağı" ortaya çıkmıştır Birçok saray yemeği, halk tarafından benimsenmiştir
Türk mutfağı;- Akdeniz kültürü
- Doğu kültürü
- Saray kültürü
- Bozkır kültürü olarak kategorize edilmektedir

|