Konu
:
Gece İşemesi Nedir? Gece İşemesi Nasıl Önlenir? Gece Alt İslatma Sorunu Çözümleri Ne?
Yalnız Mesajı Göster
Gece İşemesi Nedir? Gece İşemesi Nasıl Önlenir? Gece Alt İslatma Sorunu Çözümleri Ne?
09-11-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Gece İşemesi Nedir? Gece İşemesi Nasıl Önlenir? Gece Alt İslatma Sorunu Çözümleri Ne?
Gece İşemesi Nedir? Gece İşemesi Nasıl Önlenir? Gece Alt Islatma Sorunu Çözümleri Ne?
Gece İşemesi Nedir? Gece İşemesi Nasıl Önlenir? Gece Alt Islatma Sorunu Çözümleri Ne?
Çocukların gece küçük aptesini tutamamaları; küçük aptesini tutamama deyimi genellikle uyku sırasında istemsiz olarak işemek anlamında kullanılır (enüresis)
Aynı duruma uyanıkken rastlanması bir işeme bozukluğudur
Bu bozukluk yetişkinlerde vücutsal veya ruhsal bir rahatsızlığın sonucudur; küçük çocuklarda ise üstünde önemle durulması gereken bir sorun değildir
Gündüz ve geceleri altını ıslatmamaya başlama yaşı çocuktan çocuğa değişir; kimi çocuklar iki yaşına gelmeden gündüzleri altını ıslatmamaya başlar; kimisi ise üç yaşma geldiği halde altını ıslatmaya devam eder
Çocukların gece çişlerini tutmaya başlamaları genellikle gündüz çişlerini tutmaya başlamalarından daha geç olur
Ana babalar sürekli altını ıslatmanın ne zaman anormal sayılacağını ve ne zaman doktora başvurmak gerektiğini bilmek isterler
Bu soruya cevap vermek biraz güç olmakla birlikte bir çocuğun dört yaşından itibaren gündüzleri beş yaşından itibaren de geceleri altını ıslatmamayı öğrenmesi gerektiği söylenebilir
Bu duruma gündüzleri iki geceleri üç yaşında alışan çocukların sayısı da oldukça kabarıktır
Bazı aileler çocuklarının çok küçük yaşta çişini tutmaya alışmasını isterler; bazıları da çocuklarının altını ıslatmasına yıllarca önem vermezler ve bunun yaş ilerledikçe düzeleceğini bilirler
Çocukların altını ıslatması konusu uygarlığın başlangıcından beri ilgi görmüştür
Ebers papirusunda (M
Ö
1550) bu aksaklığın ardıç yemişi ve birayla tedavi edilebileceğinden söz edilmektedir
VII
yüzyılın ünlü Yunanlı hekimi Eginalı Paulos da çeşitli tedavi yolları öne sürmüştür
Orta çağlarda İbni Sina Fidelis ve Dioskorides gibi yazarlar bu sorunu tartışmış ve 1472'de Paulus Bagellardus çocuk hastalıklarını konu edinen kitabında bundan uzun uzadıya söz etmiştir
İngiliz Thomas Phaer Çocukların Kitabı (1544) adlı yapıtının yatak ıslatma bölümünde çağının öbür yazarları gibi tiksinti verici usulleri öne sürmüştür örneğin çocuğa kurutulmuş ve üstüne toz serpilmiş horoz boynu kirpi ve fare derisi verilmesini önermiştir
Phaer ayrıca bir tedavi yolu olarak ince kurşun levhalar üstünde yatmayı da öğütlemiştir
XVII
ve XVIII
yüzyıllarda daha da sert tedbirler alınmış sinirleri harekete geçirici maddelerden ve yakılardan yararlanılmıştır
Ayrıca penisin demir mengeneler veya kıskaçlarla sıkıştırılması gibi yanlış uygulamalar da olmuştur
XIX
yüzyılda bilimsel yöntemlerin gelişmesi sidik tutamamaya neden olarak daha akılcı kuramların öne sürülmesine yol açtı
Böylelikle de yeni tedavi yolları bulundu; ancak bunlar pek etkili olmadı
XIX
Yüzyılın sonlarına doğru yatak ıslatmayla ilgili psikolojik kuramlar ağırlık kazandı; bu psikolojik kuramlar günümüzde de yaygındır
Altına işeme olaylarının çoğu hiç bir zaman meydana çıkmaz; bazı aileler çocuklarının çişini tutamamasına ses çıkarmazlar bu rahatsızlığın zamanla düzeleceğine inanarak kimseye danışmak gereğini duymazlar
Ama incelemeler yatak ıslatma oranının hiç de önemsiz olmadığını beş yaşında yüzde on beş kadar olan bu oranın on bir yaşında bile yüzde altı olduğunu göstermektedir
Bu sorunun aydınlatılması ve tedavisi amacıyla birkaç yıl önce Londra'da altını ıslatan çocuklar için özel olarak bir klinik açılmıştır
Bu klinikte beş ile on beş yaşlar arasındaki 50000 kadar çocuk arasından saptanan 200 çocuk tedavi edilmektedir
Çocukların kliniğe devam süresi altı ile on iki haftada bir kez olmak üzere üç aydan iki yıla kadar değişmektedir
Bu rakamlar sorunun büyüklüğünü açıkça ortaya koymaktadır
Yatak ıslatma oranında çeşitli ırklar ve toplumsal gruplar arasında büyük bir fark yoktur
Bununla birlikte kesin rakamlar vermek güçtür
Çünkü bu soruna gereken önemi veren ailelerin sayısı oldukça sınırlıdır
Yatağa işeme olaylarının birçoğunun nedeni günümüzde bile açıklığa kavuşturulmamıştır
Doktorlar bu konuda çeşitli görüşler öne sürmüşlerdir
Zekası normalin altında olan çocukların yetiştirilmesi biraz güç olmakla birlikte aşırı geri zekalılık durumları dışında çocuğun zeka durumu altını ıslatma konusunda büyük bir rol oynamaz
Altını ıslatma üç gruba ayrılabilir
İlk grubu genel veya her zaman rastlanan tür; ikincisini duyusal veya psikolojik nedenli tür; üçüncüsünü ise yapısal bir rahatsızlığın yol açtığı türler olarak sınıflandırmak mümkün dür
Birinci türe giren çocuklar yataklarını sürekli olarak ıslatan çocuklardır
Böyle çocuklar için genellikle doktora beş altı yaşlarında başvurulur
Çoğu zaman çocuğun gündüzleri altını ıslatmamaya geç başladığı (iki veya dört yaşlarında) görülür; çocuk gündüzleri sık sık belki de aceleyle işeme gereksinmesi duyar ve arasıra gündüzleri de altını ıslatabilir
Böyle bir çocuk hemen her gece
bazen gecede bir kereden fazla olmak üzere yatağını ıslatır
İşeme özellikle gece yattıktan az sonra veya gün düz uyanmadan az önce olur
Böyle hallerde uyku çok derindir ve eğer çocuk çişini yapması için kaldırılmak istenirse tam olarak uyandırılması mümkün olmaz
Ana veya babanın üstüne işeme durumlarına da sık sık rastlanır; bu arada eğer varsa kardeşler de çoğu zaman zarar görürler
Bu noktalardan yola çıkarak çeşitli varsayımlar öne sürülebilir örneğin sidik torbasının kapasitesinin küçük olduğu düşünülebilir; ancak binlerce çocuk üzerinde yapılan incelemeler bunun doğru olmadığını göstermiştir
Uykunun derin olması da yetkililer tarafından altına işemek için bir neden sayılmamaktadır; çünkü altına işeyen birçok çocuğun uykusunun hafif olduğu kesinlikle saptanmıştır
Ancak bazı çocukların yataklarını yalnız geç yattıkları ve her zamankinden daha derin uyudukları zaman ıslattıkları da görülmüştür
Çişini tutamamanın soyaçekimle ilgili olarak sidik torbası kapağındaki sinirlerin yeterince denetlenmemesinden ileri gelebileceği ileri sürülmüşse de bu görüş de doğrulanmış değildir
Çok ender görülmekle birlikte bazen sidik torbası gerilmeye karşı duyarlı olabilir
Ancak bu durum kısa zamanda kendiliğinden geçer; bu tür çocukların yansında rahatsızlık bir yıl içinde düzelir
Altına işeme çocuğun but ve kaba etlerinin pişmesine ayrıca azarlanmasına cezalandırılmasına da yol açabilir
Anne çamaşır yıkamaktan usanır ve muşamba veya plastik çarşaf kullanmazsa döşekler de kirlenir
Duygusal nedenlerle çişini tutamayan çocukların durumu bambaşkadır; ama bazı hallerde bu durumu yukarıdaki türden ayırmak güç olur ve çişini tutamama ve bunun sonucu ortaya çıkan duygusal sorunlar bir kısır döngü meydana getirebilir
Bazı psikiyatri ve psikoloji uzmanları nedeni tam olarak açıklığa kavuşturulamayan altına işeme durumlarının nedenini psikolojik sorunlara bağlarlar
Duygusal bir bozukluk yüzünden yatak ıslatan bir çocuk bu konuda azar işittiği zaman duygusal bozukluğu geçse bile yatağını uzun bir süre daha ıslatmaya devam eder
Çocuğun çişini tutamamasının okula girmesiyle birlikte başlaması oldukça çok görülen bir olaydır
Bunun gibi yakın bir akrabanın ölümü gibi bir üzüntü hastanede kalma veya okulda ortaya çıkan önemli bir sorun da bu rahatsızlığın başlamasına yol açabilir
Ama bu tür altına işeme genellikle altı ay içinde kendiliğinden düzelir
Bazen birdenbire yatak ıslatmaya başlama yeniden küçük çocuk olma hevesine kapılmanın veya dikkati ve ilgiyi çekmek isteğinin sonucu olabilir
Yeni bir kardeşin doğumu gibi bir olayın yol açtığı bu durum genellikle geçicidir
Sürekli bir duygusal gerginlik veya çökkünlük çişini tutamama durumunun düzelmesine engel olabilir ve bu durum da bir kısır döngü meydana getirir
Yatak ıslatma sorunu bir düzene sokulduktan sonra çocuğun duygusal yönden genellikle iyiye doğru gitmesi dikkate değer bir olaydır
Çoğu zaman yatak ıslatma istemli bir harekettir; çocuk bunu bilerek ve bir nedene dayanarak yapar
Bu yüzden böyle bir çocuk mutlaka bir ruh hastalıkları uzmanına gösterilmelidir Örneğin sırf kardeşinin başını derde sokmak için her gece onun yatağını ıslattıktan sonra kendi yatağına dönen çocuklar vardır
Yatak ıslatmanın yapısal nedenleri de olmakla birlikte bunlara daha az rastlanır
Bazı yatak ıslatma durumları işeme sistemindeki veya sinir sistemindeki bir anormallik nedeniyle doğuştan başlar
Bazılarına da sidik torbası yangılanması gibi bir rahatsızlık yol açar
Hekimin tam bir teşhis koyabilmesi için durumu bütün özellikleri ve ayrıntılarıyla bilmesi gereklidir
Eğer çiş tutamama uzun süreden beri devam etmekte ve hem gündüz hem gece olmaktaysa; sidik damla damla ve az miktarda geliyorsa sidik torbasında veya sidik yolunda bir anormallik veya merkez veya çevresel sinirlerde bir rahatsızlık olduğu düşünülebilir
Birdenbire başlayan bir çiş tutamama önemli bir duygusal bozukluğu akla getirebilir
Ama bu durumun bütün özellikleriyle anlatılması ve hastanın titiz bir muayenesi bölgesel veya genel bir rahatsızlığın başladığını gösteren başka etkenleri de ortaya koyabilir
Gerçekten de çiş tutamama işeme sistemindeki önemli bir yangılanmanın veya şeker hastalığının ilk belirtilerinden biri olabilir
Tedavi rahatsızlığın türüne göre değişir
Yapısal nedenli çiş tutamama tıbbi veya cerrahi tedaviyi gerektirir
Psikolojik kökenli rahatsızlıklarda çocuğa birkaç hafta yatıştırıcı ilaçlar verilir ve daha anlayışlı davranılır
Daha derin duygusal bozukluklarda mutlaka bir çocuk psikiyatrisi uzmanına başvurmak gerekir
Genel türe giren çiş tutamama durumları çoğu zaman tedavi yönünden büyük güçlükler çıkarır
Yatak ıslatmanın gerçek nedeni bilinmediği için tedavi deneme aşamasını pek aşamaz
Yatak ıslatmaya sinir sistemindeki bir bozukluğun yol açtığından kuşkulanılması halinde sinir sistemini düzenleyici çeşitli ilaçlar verilir; ancak alınan sonuçlar birbirinden farklı olmakla birlikte genellikle olumlu değildir
Amfetamin ve benzeri ilaçlarla derin uykuya dalmayı önleme yolundaki çabalardan da fazla bir başarı elde edilememiştir
Antidepresifler tofranil ve triptitol başta olmak üzere çişini tutamamaya iyi geleceği sanılan bazı ilaçlar yıllardan beri sık sık kullanılmaktadır
Bu ilaçların bazı durumlarda hiç değilse bir ölçüde yararı dokunduğu halde zaman zaman kötü sonuçlar verdikleri de olmaktadır
Adı geçen ilaçların etkileri henüz kesinlikle bilinmemekle birlikte insanı ruhsal yönden etkileyebilecekleri sanılmaktadır
İlaçlar genellikle yüksek dozlarda kullanılır (çocukların buna katlanabilmeleri şaşırtıcı bir durumdur) ve haftalarca hatta aylarca alınırlar ilaçlar birdenbire kesilirse yatak ıslatma durumunun eskisinden daha kötüye gittiği görülür
İlaçlar ılık havalarda daha etkili olmaktadır; bu nedenle yaz aylarında kış aylarına oranla daha büyük başarı elde edilmektedir
En düzenli ve en faydalı tedavi biçimi alarm sistemidir
Bu sistem çocuğu uyandıran bir çeşit elektrik ziline dayanır; böylelikle çocukta meydana gelen refleks onun yatağını ıslatmadan uyanmasını sağlar
Bazen üç veya dört gece gibi kısa bir sürede çocuğun çişini biraz kaçırdıktan sonra uyanmayı başardığı görülür
Bazı çocuklarda bu refleks kendiliğinden gelişerek yatak ıslatmalarını önler
Çocuk alarm sesiyle veya kendiliğinden uyandığı zaman kalkıp çişini yapar
Ancak bazı çocuklar ya alarm sesini duymayacak kadar derin uyurlar ya da duysalar bile buna aldırış etmezler
Alarm sistemi ile birlikte ilaç da verilirse alarm sisteminden alınan sonuçlar daha başarılı olur
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul