09-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Seyyid Onbaşı Ve Kınalı Hasan Kimdir? Seyyid Onbaşı Kimdir? Kınalı Hasan Kimdir?
Seyyid Onbaşı Ve Kınalı Hasan Kimdir? Seyyid Onbaşı Kimdir? Kınalı Hasan Kimdir?
Seyyid Onbaşı Ve Kınalı Hasan Kimdir? Seyyid Onbaşı Kimdir? Kınalı Hasan Kimdir?
SEYİT ONBAŞI
seyit onbaşı, 1889 yılının eylül ayında havran ilçesi çamlık (manastır) köyünde dünyaya geldi babasının adı abdurrahman, annesinin ki emine idi
seyit, 1909 yılının nisan ayı başlarında askere alındı 1912'de balkan savaşları'na katıldı savaş bitiğinde terhis edilmedi ve topçu eri olarak çanakkale cephesi'nde görev aldı çanakkale savaşları'nda gösterdiği kahramanlıkla adını türk tarihine yazdırdı
18 mart deniz savaşı sırasında, rumeli mecidiye tabyası'nda ayakta kalabilen tek top vardı onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştu seyit onbaşı büyük bir güçle 215 okkalık mermiyi üç kez kaldırarak namlunun ucuna sürmüş ve bu kahramanlığı ile ocean gemisi büyük bir yara almıştı
seyit onbaşı 1918 sonbaharında köyüne döndü sanatı olan ormancılık ve kömürcülüğe devam etti
1934 tarihinde yürürlüğe konan soyadı yasasıyla "çabuk" soyadını aldı 1939 yılında akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle vefat etti
KINALI HASAN
Kahramanlar / Kınalı Hasan
Çanakkale, bir ölüm kalım savaşıydı
Çanakkale, bir saldırıya karşı, etten ve kemikten bir savunmaydı
Ülkenin her köşesinden, dağ başlarından, köylerden kopup gelen çocuk yaşta gençlerin, ana kuzuların arslana dönüştüğü yerin adıydı Çanakkale
Ana kuzuları, Kınalı Kuzular 
Anneler, kuzularını kınalayarak gönderiyorlardı Çanakkaleye
Her kınalı kuzu, bir kahramandı, bir destandı
Yozgatlı Hasan’da bunlardan biriydi
Anresi, saçlarını kınalayıp göndermişti cepheye
“Haydi yavrum, köyüne, nişanlına veda et; Sabanını, tarlanı, herşeyini feda et; O silâha sarıl ki, böyle günde bir erkek bir dualı demirden başka bir şey kullanmaz
Bunu tutan bir bilek, Köleliğin uğursuz zincirine uzanmaz
Git evladım, yıllarca ben oğulsuz kalayım, Şu yaralı bağrıma kara taşlar salayım
Haydi oğlum, haydi git! Ya gazi ol, ye şehit!”
Kumandanı Hasan’ın saçlarını kınalı görünce yanına çağırır ve sorar:
“Oğlum bir erkek saçlarını kınalar mı?”
Hasan bir cevap veremez, çünkü sebebini kendisi de bilmez
Hemen bir arkadaşına, annesine göndermek üzere bir mektup yazdırır
“Anacığım, kardeşlerimi askere gönderirken başına kına koyma 
Zabit efendi bana sordu cevap veremedim Kardeşlerimde cevap veremeyip mahcup olmasınlar ”
Mektubu alan annesi, anne yüreğinin sıcaklığını yansıtan cevabî bir mektup yollar oğluna
“Ey oğlum, gözümün nuru Hasan’ım!
Köyümüzde rahat rahat oturalım mı?
Vatan sevgisi içimizde alev alev yanıyor
Sen ecdadından, babandan aşağı kalamazsın
Ben senin anan isem, beni ve seni Allah yarattı, vatan büyüttü
Allah, bu vatan için seni yaşattı
Bu vatanın ekmeği iliklerinde duruyor
Zabit efendiye söyle 
Biz kurbanlık koçları kınalar, öyle kurban ederiz
Sen dört kardeşin arasında kurbansın
Sen İsmail’sin
Sen orada şehit olacaksın inşaallah
Kurbanlık koçlar nasıl kınalanırsa, bende senin saçını öyle kınaladım ”
Allah seni Peygamberin yolundan ayırmasın
Seni melekler şimdiden rahmetle anıyor
Gözlerinden öperim
Anan Hatice  ”
Hasan şehadet şerbetini içer
Arkadaşları cebinde mektubu bulurlar
Komutanına kınanın sebebini söyleyememiştir ama yine arkadaşına not düşürmüştür mektubun sonuna
“Anam yakmış kınayı aday diye
Ben de vatan için kurban doğmuşum
Anamdan Allah’a son bir hediye,
Kumandanım! Ben İsmail doğmuşum ”
|
|
|