Yalnız Mesajı Göster

Doğa Ve Evren Nedir? Doğa Ve Evren Hakkında Bilgiler Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Doğa Ve Evren Nedir? Doğa Ve Evren Hakkında Bilgiler Nelerdir?



Kuyruklu Yıldızlar

Kuyruklu yıldızların diğer gökcisimlerinden farklı ve gizemli şekilleri, aniden ortaya çıkıp bir süre sonra yok olmaları, onların tarih boyunca insanlar tarafından Tanrıların habercileri olarak algılanmalarına yol açmıştır Onların ölüm ve felaket habercileri olduklarına, kuraklık, sel, açlık gibi büyük doğal afetlerin ve salgın hastalıkların hatta her iki dünya savaşının da o sıralarda görülen kuyruklu yıldızlardan kaynaklandığına inanılmıştır

Milattan önce 43 yılında Sezar'ın ölümünden sonra çok parlak bir kuyruklu yıldız görüldü ve onun Roma imparatorunun göğe yükselen ruhu olduğuna inanıldı Böylece kuyruklu yıldızlardan ünlü kişilerin ölüm haberlerini almak gibi bir boş inanç daha yerleşti

Bilim insanları Güneş sistemimizden çok uzakta ama yine Güneş çekimine bağlı olarak bir yörüngede dönen, her birinin kütlesi ve boyutu dünyamızdan çok az olan kirli kar topu şeklinde milyarlarca kuyruklu yıldız olduğuna inanıyorlar

Bu görüşe göre başlangıçta görkemli kuyrukları olmayan bu gök cisimlerinden bazıları sistem içindeki karşılıklı çekim güçleri nedeni ile Güneş'e doğru hareket etmeye başlıyorlar

Güneş'e yaklaştıkça, dış katmanlarında donmuş halde bulunan uçucu gazlar (karbondioksit, su, metan amonyum, vb) hızla buharlaşmaya başlıyor Güneş'e yaklaştıkça cismin etrafını gaz bulutu olarak sarıyorlar

Güneş yüzeyinde devamlı patlamalar olduğundan ve uzaya büyük hızlarla gaz bulutları fırlatıldığından, cisim Güneş'e iyice yaklaştığında bunların etki alanına giriyor ve etrafındaki gaz bulutu Güneş'in tersi yöne doğru savrularak bir kuyruk görünümünü oluşturuyor Bu nedenle kuyruklu yıldızların kuyruklarının yönleri hep Güneş yönünün ters tarafındadır

Kuyruklu yıldızın kuyruğunun parlaklığına Güneş ışınlarının, gaz bulutu ve parçacıklardan yansımaları neden olur Aslında büyüklüklerine bağlı olarak kuyruklu yıldızlar kuyruklarından sürekli madde kaybederler Sonunda gök taşları haline gelen kuyruklu yıldız kalıntıları, dünya yakınından geçerken bize akan yıldız yağmurları olarak görünürler

Eğer dünyamız bir kuyruklu yıldızın kuyruğu içinden geçerse ne olur? Bu, korkulacak bir şey değildir Çünkü kuyruklu yıldızların kuyrukları yoğun değildir ve dünyanın bu kuyruk içinden geçmesi ona hiç bir şekilde etkide bulunmaz Nitekim Halley kuyruklu yıldızı 1910'da geldiğinde, Dünya onun kuyruğunun içinden geçmişti ve bunun yeryüzüne bir zararı olmamıştı

Zamanımızda kuyruklu yıldızların normal gök cisimleri oldukları biliniyor Bunlar çok büyük hacimli kuyruklarından dolayı korkutucu görünen aslında küçük ve hafif cisimlerdir 12 Yüzyılın ortalarından itibaren bilimin bunların yapıları ve ne olduklarını çözmeye başlamasından sonra halkın peşin hükümleri ve korkulan kaybolmaya başlamıştır

Güneş'in Ömrü

Güneş sistemimiz, bizim Güneş adını verdiğimiz tek bir yıldız ve onun etrafında dönen dokuz gezegen, bu gezegenlerin etrafında dönen 60'dan fazla uydu (Ay), yine Güneş'in etrafında dönen gezegen olarak kabul edilemeyecek kadar küçük 5 000 civarında astroit, sayısız göktaşı, toz ve parçalardan oluşur Güneş bu sistemdeki enerjinin de tek güç kaynağıdır

Güneş'e baktığımızda katı bir maddeymiş gibi görürüz ama aslında yanan bir gaz kütlesinden başka bir şey değildir Bilim insanlarına göre Güneş'ten söz ederken yüzey kelimesini kullanmak hatalıdır çünkü Güneş tamamen gazdan oluşmuştur Güneş'in fotoğraflarında görülen keskin köşeler ise gazın yoğunluğunun birdenbire arttığı yerlerdir

Güneş evreni dolduran milyarlarca yıldızdan biridir Üstelik tamamıyla sıradan bir yıldızdır Gezegenimizin de içinde bulunduğu Samanyolu galaksisinde tam 200 milyar güneş bulunuyor Bizim güneşimiz de bunlardan farklı bir oluşum değil

Güneş bize çok yakın (150 milyon kilometre) olduğu için çok büyük ve parlak görünür Güneşten sonra bilinen en yakın yıldızın, bu mesafenin 250 bin katı daha uzakta olduğu düşünülürse, Güneş'e burnumuzun dibinde diyebiliriz

Dünyamızdan bakınca Güneş sabitmiş gibi görünür ama o da kendi ekseni etrafında döner Dönüş yönü dünyanınkine göre terstir Katı bir cisim olmadığından ekvatoru üzerindeki bir nokta 24,5 günde tam dönüş yaparken daha kuzeydeki bir noktası 31 günde yapar Yani kutuplarına gittikçe dönüş hızı yavaşlar

Güneş'in ısı ve ışık olarak yaydığı enerji, merkezinin hemen çevresinde sürüp giden nükleer tepkime (hidrojen bombasında olduğu gibi) yani hidrojen atomlarının helyum atomlarına dönüşürken çıkardığı büyük enerjidir Güneş tarafından saniyede yakılan hidrojen miktarı 564 milyon tondur Bunun yüzde 0,7'si ise doğrudan enerjiye çevrilmekte, ısı ve ışın yayınımına gitmektedir

Yeryüzünde yaşam Güneş ışınlarına bağlı olduğuna göre, Güneş'in insanlar için gerekli olan enerjiyi daha ne kadar zaman sürdürebileceğini bilmek hakkımızdır Güneş'in şu andaki enerji durumunda önümüzdeki 5 milyar yılda önemli bir değişiklik olmayacak, aynı şekilde ısı ve ışık vermeye devam edecektir

Daha sonra genleşmeye başlayacak, sıcaklığı bugünküne göre yüzde 20 artacak dev bir kızıl yıldıza dönüşecektir O zaman yeryüzündeki sıcaklık dayanılmaz bir yüksekliğe ulaşacak, okyanuslar kaynayıp buharlaşacak ve gezegenimiz bizim bildiğimiz türden bir hayatın var olduğu bir yer olmaktan çıkacaktır Ancak 5 milyar yıl hayli uzun bir zaman süresidir, şimdiden telaşa kapılmaya gerek yoktur

Deprem

Deprem Nedir ?

Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve Yeryüzeyi'ni sarsma olayına "deprem" denir Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır

Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının Yeryuvarı içinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili diğer konuları inceleyen bilim dalına "sismoloji" denir

Deprem Türleri

Depremler, oluş nedenlerine göre degişik türlerde olabilir Depremler genellikle "tektonik" depremler olarak nitelenir ve bu depremler çoğunlukla levhalar sınırlarında oluşurlarYeryüzü'nde olan depremlerin %90'ı bu gruba girer Türkiye'de olan depremler de büyük çoğunlukla tektonik depremlerdir İkinci tip depremler "volkanik" depremlerdir Bunlar volkanların püskürmesi sonucu oluşurlar

Yer'in derinliklerinde, ergimiş maddenin Yeryüzü'ne çıkışı sırasındakifiziksel ve kimyasal olaylar sonucunda oluşan gazların yapmış oldukları patlamalarla, bu tür depremlerin maydana geldiği bilinmektedir Bunlar da yanardağlarla ilgili olduklarından yereldirler ve önemli zarara neden olmazlar Japonya ve İtalya'da oluşan depremlerin bir kısmı bu gruba girmektedir Türkiye'de aktif yanardağ olmadığı için bu tip depremler olmamaktadır

Bir başka tip deprem de "çöküntü" depremlerdir Bunlar yeraltındaki boşlukların (mağara), kömür ocaklarında galerilerin, tuz ve jipsli arazilerde erime sonucu oluşan boşlukları tavan blokunun çökmesi ile oluşurlar Hissedilme alanları yerel olup, enerjileri azdır, fazla zarar getirmezler

Büyük heyelanlar ve gökten düşen meteorların da küçük sarsıntılara neden olduğu bilinmektedir Odağı deniz dibinde olan "derin deniz depremleri" nden sonra, denizlerde, kıyılara kadar oluşan ve bazen kıyılarda büyük hasarlara neden olan dalgalar oluşur ki bunlara "Tsunami" denir Deniz depremlerinin çok görüldüğü Japonya'da, Tsunami'den 1896 yılında 30000 kişi ölmüştür

Depremle İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Dünyada kaydedilen en büyük deprem hangisidir?

1900'den bu yana kaydedilen en büyük deprem, 22 Mayıs 1960'ta Şili'de olmuştur (magnitude 95 Mw)

Yeryüzü'nde en az sallanan kıta hangisidir?

Depremi en az olan kıta Antartika'dır

Magnitüd ve şiddet arasındaki fark nedir?

Magnitüd, depremin kaynağında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü; şiddet ise depremin yapılar ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür

Depremin Magnitüdü Nedir?

Depremin Magnitüdü, belli bir zaman diliminde kaydedilen sismogram üzerindeki, deprem dalgalarının genliğinin logaritması olarak tanımlanır

Artçı deprem (Aftershock) nedir?

Ana depremi izleyen daha küçük sarsıntılar dizisidir

Artçı depremler (Aftershocklar) ne kadar süre ile devam eder?

Belli bir süresi yoktur, 1 ay da olabilir 2 yıl da sürebilir

Depremin şiddeti nedir?

Depremin yer yüzeyindeki etkileri depremin şiddeti olarak tanımlanır Şiddetin ölçüsü, insanların deprem sırasında uykudan uyanmaları, mobilyaların hareket etmesi, bacaların yıkılması ve toplam hasar gibi çeşitli kıstaslar gözönüe alınarak yapılır Şiddeti tanımlamak için birçok ölçek geliştirilmiştir Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı "Değiştirilmiş Mercalli Şiddet Ölçeği" dir (Modified Mercalli (MM) Intensity Scale) Bu ölçek, Romen rakamları ile belirlenen 12 düzeyden oluşur Hiçbir matematiksel temeli olmayıp bütünü ile gözlemsel bilgilere dayanır

Depremler önceden belirlenebilir mi?

Varolan koşullarda depremin önceden belirlenmesi olanaksızdır

Fay nedir?

Yerkabuğu'nu oluşturan kayaçların, bir yüzey boyunca kırılması ve oluşan iki parçanın birbirine göre göreceli olarak yer değiştirmesidir

Kuzey Anadolu Fay Hattı nedir?

Doğuda Karlıova ile batıda Mudurnu Vadisi arasında doğu-batı doğrultusunda bir yay gibi uzanır Dünya'nın en aktif ve en önemli kırık hatları arasında yeralan Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun uzunluğu yaklaşık 1200 km'dir; genişliği ise 100 m ile 10 km arasında değişir

Deprem nerelerde oluşur?

Deprem, herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda oluşabilir Genel olarak depremlerin kabuğu oluşturan levhaların sınırlarında oluştuğu söylenebilir Dünya'nın çeşitli yerlerinde benzer nitelikte depremlerin tekrarlandığı gözlenmiştir ve bunlar hep levha sınırlarıdır Depremlerin yoğun olarak gözlendiği bölgeler, Yeryüzü'nde üç ana kuşak oluşturur

1 Kuşak (Pasifik Deprem Kuşağı): Şili'den kuzeye doğru Güney Amerika Kıyıları, Orta Amerika, Meksika, ABD'nin batı kıyıları ve Alaska'nın güneyindeki Aleutian Adaları, Japonya, Filipinler, Yeni Gine, Güney Pasifik Adaları ve Yeni Zelandayı içine alan en büyük deprem kuşağıdır Yeryüzü'ndeki büyük depremleri %81'i bu kuşak üzerinde gerçekleşir

2 Kuşak (Alpine): Endonezya'dan (Java-Sumatra) başlayıp Himalayalar ve Akdeniz üzerinden Atlantik Okyanusu'na ulaşan kuşaktır Yeryüzü'ndeki büyük depremlerin %17'si bu kuşakta oluşur

3 Kuşak (Atlantik): Bu kuşak Atlantik Okyanusu ortasında yeralan levha sınırı (Atlantik Okyanus Sırtı) boyunca uzanır

Depremin Nedenleri

Dünya'nın iç yapısı konusunda, jeolojik ve jeofizik çalışmalar sonucu elde edilen verilerin desteklediği bir Yeryüzü modeli bulunmaktadır Bu modele göre, Yerküre'nin dış kısmında yaklaşık 70-100 km kalınlığında oluşmuş bir taşküre (Litosfer) vardır Kıtalar ve okyanuslar bu taşkürede yer alır

Litosfer ile çekirdek arasında kalan ve kalınlığı 2900 km olan kuşağa Manto adı verilir Manto'nun altındaki çekirdeğin nikel-demir karışımından oluştuğu kabul edilmektedir Yer'in, yüzeyden derine gidildikçe ısının arttığı bilinmektedir Enine deprem dalgalarının, Yer'in çekirdeğinde yayılamadığı olgusundan giderek, çekirdeğin sıvı bir ortam olması gerektiği sonucuna varılmaktadır

Manto, genelde katı olmakla beraber yüzeyden derine inildikçe, içinde yerel sıvı ortamları bulundurmaktadır Taşküre'nin altında Astenosfer denilen yumuşak Üst Manto bulunmaktadır Burada oluşan kuvvetler, özellikle konveksiyon akımları nedeni ile, taş kabuk parçalanmakta ve birçok "Levha" lara bölünmektedir

Üst Manto'da oluşan konveksiyon akımları, radyoaktivite nedeni ile oluşan yüksek ısıya bağlanmaktadır Konveksiyon akımları yukarılara yükseldikçe Taşküre'de gerilmelere ve daha sonra da zayıf zonların kırılmasıyla, levhaların oluşmasına neden olmaktadır Halen 10 kadar büyük levha ve çok sayıda küçük levhalar vardır Bu levhalar üzerinde duran kıtalarla birlikte, Astenosfer üzerinde sal gibi yüzmekte olup, birbirlerine göre insanların hissedemeyeceği bir hızla hareket etmektedirler

Konveksiyon akımlarının yükseldiği yerlerde, levhalar birbirlerinden uzaklaşmakta ve buradan çıkan sıcak magma da okyanus ortası sırtlarını oluşturmaktadır Levhaların birbirlerine değdikleri bölgelerde sürtünmeler ve sıkışmalar olmakta, sürtünen levhalardan biri aşağıya Manto'ya batmakta ve eriyerek yitme zonlarını oluşturmaktadır Konveksiyon akımlarının neden olduğu bu ardışıklı olay, Taşküre'nin altında devam edip gitmektedir

İşte Yerkabuğu'nu oluşturan levhaların birbirine sürtündükleri, birbirlerini sıkıştırdıkları, birbirlerinin üstüne çıktıkları ya da altına girdikleri bu levhaların sınırları Dünya'da depremlerin oldukları yerler olarak karşımıza çıkmaktadır Dünya'da olan depremlerin büyük çoğunluğu bu levhaların birbirlerini zorladıkları levha sınırlarında, dar kuşaklar üzerinde olusmaktadır

Birbirlerini iten ya da diğerinin altına giren iki levha arasında, harekete engel olan bir sürtünme kuvveti vardır Bir levhanın hareket edebilmesi için, bu sürtünme kuvvetinin giderilmesi gerekir İtilmekte olan bir levha ile bir diğer levha arasında sürtünme kuvveti aşıldığı zaman bir hareket oluşur Bu hareket, çok kısa bir zaman biriminde gerçekleşir ve şok niteliğindedir Sonunda çok uzaklara kadar yayılabilen deprem (sarsıntı) dalgaları ortaya çıkar

Bu dalgalar geçtiği ortamları sarsarak ve depremin oluş yönünden uzaklaştıkça enerjisi azalarak yayılır Bu sırada Yeryüzü'nde, bazen gözle görülebilen, kilometrelerce uzanabilen ve fay adı verilen arazi kırıkları oluşabilir Bu kırıklar bazen Yeryüzü'nde gözlenemez, yüzey tabakaları ile gizlenmiş olabilir Bazen de eski bir depremden oluşmuş ve Yeryüzü'ne kadar çıkmış, ancak zamanla örtülmüş bir fay yeniden oynayabilir

Depremlerinin oluşumunun bu sekilde ve "Elastik Geri Sekme Kuramı" adı altında anlatımı, 1911 yılında, Amerikalı Reid tarafından yapılmıştır ve laboratuvarlarda da denenerek ispatlanmıştır Bu kurama göre, herhangi bir noktada, zamana bağımlı olarak, yavaş yavaş oluşan birim deformasyon birikiminin elastik olarak depoladığı enerji, kritik bir değere eriştiğinde, fay düzlemi boyunca varolan sürtünme kuvvetini yenerek, fay çizgisinin her iki tarafındaki kayaç bloklarının birbirine göreli hareketlerini oluşturmaktadır

Bu olay ani yer değiştirme hareketidir Bu ani yer değiştirmeler ise bir noktada biriken birim deformasyon enerjisinin, açığa çıkması, boşalması, diğer bir deyişle mekanik enerjiye dönüşmesi ile ve sonuç olarak yer katmanlarının kırılma ve yırtılma hareketi ile olmaktadır

Aslında kayaların, önceden bir birim yer değiştirme birikimine uğramadan kırılmaları olanaksızdır Bu birim yer değiştirme hareketlerini, hareketsiz görülen Yerkabuğu'nda, üst mantoda oluşan konveksiyon akımları oluşturmakta, kayalar belirli bir deformasyona kadar dayanıklılık gösterebilmekte ve sonrada kırılmaktadır

İşte bu kırılmalar sonucu depremler oluşmaktadır Bu olaydan sonra da kayalardan uzak zamandan beri birikmiş olan gerilmelerin ve enerjinin bir kısmı ya da tamamı giderilmiş olmaktadır Çoğunlukla bu deprem olayı esnasında oluşan faylarda, elastik geri sekmeler (atım), fayın her iki tarafında ve ters yönde oluşmaktadırlar

Faylar, genellikle hareket yönlerine göre isimlendirilirler Daha çok yatay hareket sonucu meydana gelen faylara "Doğrultu Atımlı Fay" denir Fayın oluşturduğu iki ayrı blokun birbirlerine göreli olarak sağa veya sola hareketlerinden de bahsedilebilir ki bunlar sağ veya sol yönlü doğrultulu atımlı faya bir örnektir

Düşey hareketlerle meydana gelen faylara da "Eğim Atımlı Fay" denir Fayların çoğunda hem yatay, hem de düşey hareket bulunabilir

Deprem Kılavuzu

Depremden Önce

Bir deprem meydana geldiğinde, eğer bina içindeyseniz, sallanma ve ani bir gürültü duyarsınız Sonradan, hızlı, şiddetli ardarda çalkantılı sarsıntılar meydana gelir Bu, çok korkutucu olacaktır Bu sarsıntılar birkaç saniye veya birkaç dakika sürebilir Deprem ağzını açıp sizi yutmayacaktır; fakat kırılan bir cam, düşen nesneler, çevreye yuvarlanan ya da fırlayan ağır şeyler sizi hayati tehlikeler yaratacak biçimde yaralayabilir Deprem sonrası şoklara kendinizi hazır tutun

Depremi önleyemezsiniz! Fakat;

Yaralanmayı önlemeye,

Evinizdeki hasarı minimuma indirmeye,

Depremden sonra en az 72 saat yardımsız biçimde enkaz altında hayatta kalabilmeye hazırlıklı olmalısınız

Önceden hazırlıklı olmak yaşamınızı kurtarabilir Olası bir deprem her an yaşadığınız bölgeyi vurabilir; bunun için Acil Durum Planınızı yapmaya başlayın Aileniz deprem sırasında ve sonrasında ne yapılması gerektiği konusunda hazırlıklı olmalıdır İhtiyaçlarınızın listesini çıkarın İşbölümü yapın Planınızı yazın ve bunun tatbikatını yapın Eğer aileniz yoksa, kişişel planınızı komşularınız ve arkadaşlarınızla yapın

Evinizdeki güvenli ve tehlikeli bölümleri bilin!

Güvenli yerler:

ağır masa ve sıraların altı,
koridor içleri,
odaların ve kemerlerinin köşeleri
Tehlikeli yerler:

cam ve ayna çevresi,
düşebilecek herhangi bir nesnenin altı,
mutfak: fırın, buzdolabı veya mutfak dolapları tehlike yaratabilir,
kapı araları: çünkü kapı size çarpabilir
Ailenizi yangın söndürme cihazı kullanma hususunda eğitin!

Kalp masajı öğretilen bir ilk yardım kursuna kaydolun!

Şimdiden sigortacınızdan randevu alıp, deprem sigortası hakkında görüşün Mal beyanınızı yapın Bu, deprem sonrası kaybınızı temin edecektir

Evinizi boşaltmanın planını yapın ve bunun alıştırmasını yapın!

Çocuklarınıza deprem sırasında evde ya da okulda bulundukları zaman ne yapmaları hakkında bilgi verin Okullarının deprem planı olup olmadığını soruşturun ve izleyin

Ailenizle dışarıda bulundukları süre içerisinde iletişim kurabilmeyi düzene koyun Aile üyelerinin herbirinin iletişim için gerekli olabilecek telefon numarası ve adresini yanında bulundurması gerekmektedir Eve ulaşılamadığı durumlar için alternatif bir randevu planlayın

Aileniz bireylerine acil durum yetkililerine güvenmeleri gerektiğini öğretin!

Radyo ve televizyon yayınları sizi bilgilendirecektir Acil telefon numaralarının telefon rehberinin iç kapağında ya da telefonun üzerinde bulundurulmasını sağlayın Bu numaraları, ancak, çok acil durumlarda kullanın Unutmayın, telefonunuz deprem sonrası çalışmayabilir veya çevir sesini düşürmek zaman alabilir

Aile üyelerinizin gaz, elektrik ve suyu kapamayı bilip bilmediklerinden emin olun (Gazı, kaçak ve yangın olmadığı durumlarda kapamayın Gaz kesildiği taktirde tekrar açmayı denemeyin; bu işlem uzman bir teknisyence yapılmalıdır) Planınız acil durum için gerekli malzeme ve gereçleri ihtiva eden bir liste içermelidir Acil durum planlarınızı komşularınızla paylaşın

Alıntı Yaparak Cevapla