Doldurmak Nedir - Doldurmak Ne Demek - Doldurmak Sözlük Anlamı Nedir

**Prof. Dr. Sinsi** · 09-11-2012

Doldurmak Nedir - Doldurmak Ne Demek - Doldurmak Sözlük Anlamı Nedir
Doldurmak Nedir - Doldurmak Ne Demek - Doldurmak Sözlük Anlamı Nedir
doldurmak
(-i) 1

Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek:
"Fazla eşyasını acele acele valize doldurdu

"- R

H

Karay

2

Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek

3

(nsz)
"İki tabanca getirdiler, takır takır doldurdular

"- F

R

Atay

4

(nsz)
"Osmanlı tabiiyetini haiz Müslim diye, yol tezkeresi doldururlardı

"-

5

Yaşını, yılını bitirmek:
"Yirmi yaşını dolduralı bir iki seneden fazla olmamıştı

"- O

V

Kanık

Ses, koku yayılıp kaplamak:
"Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu

"- S

F

Abasıyanık

7

"Balıkçılara yardım etmek bütün zamanını doldurmayınca kentin içerilerine, gecekondu mahallelerine gitti

"- A

Kutlu

8

(-le), mecaz
"Evi sade sesiyle değil, vücudu ile de doldurdu

"- H

Taner

9

mecaz Birini, başkası için kötü düşünecek bir duruma getirmek:
"Ah, biliyorum, biliyorum seni o gece doldurdular

"- Y

K

Karaosmanoğlu

Ateşli silahların içine mermi sürmek: Bildirge,, fiş vb

basılı kâğıtların boş yerlerini tamamlamak: Ö

Seyfettin 6

Canlılık kazandırmak: çizelge Belirli bir süreyi kaplamak, almak:

09-11-2012	#1
Prof. Dr. Sinsi	Doldurmak Nedir - Doldurmak Ne Demek - Doldurmak Sözlük Anlamı Nedir Doldurmak Nedir - Doldurmak Ne Demek - Doldurmak Sözlük Anlamı Nedir Doldurmak Nedir - Doldurmak Ne Demek - Doldurmak Sözlük Anlamı Nedir doldurmak (-i) 1 Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek: "Fazla eşyasını acele acele valize doldurdu"- R H Karay 2 Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek 3 (nsz) "İki tabanca getirdiler, takır takır doldurdular"- F R Atay 4 (nsz) "Osmanlı tabiiyetini haiz Müslim diye, yol tezkeresi doldururlardı"- 5 Yaşını, yılını bitirmek: "Yirmi yaşını dolduralı bir iki seneden fazla olmamıştı"- O V Kanık Ses, koku yayılıp kaplamak: "Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu"- S F Abasıyanık 7 "Balıkçılara yardım etmek bütün zamanını doldurmayınca kentin içerilerine, gecekondu mahallelerine gitti"- A Kutlu 8 (-le), mecaz "Evi sade sesiyle değil, vücudu ile de doldurdu"- H Taner 9 mecaz Birini, başkası için kötü düşünecek bir duruma getirmek: "Ah, biliyorum, biliyorum seni o gece doldurdular"- Y K Karaosmanoğlu Ateşli silahların içine mermi sürmek: Bildirge,, fiş vb basılı kâğıtların boş yerlerini tamamlamak: Ö Seyfettin 6 Canlılık kazandırmak: çizelge Belirli bir süreyi kaplamak, almak: