Prof. Dr. Sinsi
|
Bilimsel Faaliyetler - Bilimsel Faaliyetler Nelerdir
Bilimsel Faaliyetler - Bilimsel Faaliyetler Nelerdir
Bilimsel Faaliyetler - Bilimsel Faaliyetler Nelerdir
TATÜRK VE SOSYAL BİLİMLER
Atatürk, Sosyal Bilimlere çok önem vermiştir Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni çağın uygarlık seviyesine ulaştırmak için çalışmalar yapmıştır Eğitime, bilime, teknolojiye, sanata, araştırmaya, öğrenmeye önem vermiştir
Atatürk döneminde; Türkiye'den, Avrupa ülkelerine, farklı alanlarda öğrenim görmesi için öğrenciler gönderildi Bunlar arasında Afet İNAN, Jale İNAN, Burhan TOPRAK gibi kişiler vardı Avrupa da, kendi alanlarında öğrenim görerek, Türkiye'ye geldiler Türkiye'de bu kişilerin önderliğinde çalışmalar yapılmıştır
Atatürk döneminde, Sosyal Bilimler alanında yapılan çalışmalar arasında Tük Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin kurulmasının önemli büyüktür
1931 yılında kurulan Türk Tarih Kurumu(TTK)'nun en önemli amacı; Türk Tarihini araştırmak, bilimsel araştırmalar yapmaktır Türk Tarih Kurumu, yaptığı çalışmaları Belleten dergisinde yayınlamaktadır
1932 yılında kurulan Türk Dil Kurumu(TDK)'nın en önemli amacı; Türk Dilini incelemek, yabancı kelimelerden arındırmak ve Türk Dilini geliştirmektir
TÜRK DİL ÇALIŞMALARI
Bir milletin birlik ve varlığını sürdürebilmesinde dilin çok önemli bir yeri vardır Bunu çok iyi bilen Atatürk, Türk Dili'nin zenginleşmesi ve sadeleşmesi için çalışmalar yaptı
Osmanlı Devleti'nin ilk zamanlarında, sade bir Türkçe kullanılıyordu Zamanla Arapça ve Farsça'dan birçok kural ve kelime dilimize girdi Böylece Arapça, Farsça ve Türkçe kelimelerden oluşan Osmanlıca karma bir dil olarak ortaya çıktı Yöneticiler ve aydınlar Osmanlıca'yı kullanırken, halk Türkçe konuşuyordu Dildeki bu ayrılık Türkçe'nin gelişmesini ve mîllî bütünlüğün kurulmasını engelliyordu
On dokuzuncu yüzyılın ortalarından itibaren dilin sadeleşmesi ile ilgili çalışmalar yapıldı Fakat olumlu bir sonuç alınamadı Cumhuriyetin ilânından sonra, Türkçe'nin yabancı dillerin etkisinden kurtarılması çalışmalarına hız verildi Türk dili ile ilgili çalışmalar yapmak üzere Atatürk'ün emriyle Türk Dilini Tetkik Cemiyeti (Türk Dil Kurumu) kuruldu (1932) Bilim ve fikir adamlarının katıldığı bir dil kurultayı toplandı Bu kurultayda, halkın anlamadığı özellikle Arapça ve Farsça'dan Türkçe'ye geçmiş olan kelime ve deyimlerin Türkçe karşılıklarını bulmak üzere çalışmalar yapılmasına karar verildi Bu çalışmalar sayesinde yazı dili ile konuşma dili arasındaki fark
ortadan kaldırıldı
Türk diline gereken önemin verilmesini Atatürk şu sözleriyle ifade etmiştir "Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması
için, bütün devlet teşkilâtımızın dikkatli ve alâkalı olmasını isteriz " Türkçe'nin milletimiz için önemini de "  Türk Dili, Türk Milleti için kutsal bîr hazinedir  Türk Dili, Türk Milleti'nin kalbidir, zihnidir" diyerek belirtmiştir
MİLLİ KÜLTÜR
Kültür kelimesi Türkçe'ye Fransızca'dan girmiştir Toprağı sürmek, ürün elde etmek ve onları geliştirmek anlamındadır Kelime daha sonra insan vücudunu ve ruhunu terbiye etme, sanat ve fikir eserlerini geliştirme anlamlarım da içine alan geniş bir mana kazanmıştır Kültür maddî ve manevî her şeyi işlemek ve geliştirmek demektir
Millî kültür ise bir millete kimlik kazandıran, diğer milletlerle arasındaki farkı belirlemeye yarayan, tarih boyunca meydana getirilen o millete ait maddî ve manevî değerlerin uyumlu bir bütünüdür Bir toplumu millet yapan ve onun bütünlüğünü sağlayan millî kültürdür
Tarih bir milletin bütün fertlerinin bilmesi, benimsemesi koruması ve geliştirmesi gereken kültür hazinelerinden biridir Tarih, milletin geçmişteki varlığı, onun mirası ve bugüne kalan hatırasıdır Türk Milleti'nin bugün üzerinde yaşadığı topraklar, onu vatan yapmak için şehit olan, koruyan, işleyen atalarımızın, yani tarihindir Bunların bilinmesi ve korunması her Türk için bir vazifedir
Dil, bir milletin kültürel değerlerinin başında gelir ve bir milletin temelini oluşturur Dil, duygu ve düşünceyi insana aktaran bir vasıta olduğu için, duygu ve düşünce birliği dil ile gelişir Kendi milletinin tarih ve kültürünü öğrenmek ve incelemek isteyen her Türk, dilini bilmek zorundadır Türkiye'de Türkçe bilmeyen hiçbir vatandaş kalmamalıdır
Atatürk, Türkiye için ekonomik kalkınma yanında sosyal ve kültürel kalkınmaya da aynı ölçüde yer verilmesi gerektiğine inanmıştır Bir milletin haysiyetli bir şekilde varlığını devam ettirmesinde, bir toplumun millî şuura erişmesinde en büyük rolü kültür oynar
Bunu çok iyi bilen Atatürk, "Millî şuurun ayakta kalabilmesi ve uyanık bulunması için dil ve tarih uğrunda çalışmaya mecburuz " diyerek millî şuur konusunda ne kadar duyarlı olduğunu ortaya koymuştur Yine Atatürk, kültür birliğinin bir milleti millet yapan, ona yaşama gücü veren, diğer milletler arasında kişilik kazandıran başlıca unsur olduğunu çok iyi bilmekteydi Bununla ilgili şu sözleri çok önemlidir: "Millî kültürün her çığırda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyeti'nin temel direği olarak temin edeceğiz"
"Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli Türk kahramanlığı ve Türk kültürüdür "
Bu sözler, Cumhuriyet Türkiye'sinin millî kültüre dayalı olarak yükselip gelişeceğinin bir ifadesidir
Atatürk, millî kültür konusunda hedeflerin neler olduğunu da şöyle belirtmiştir: "Yüksek bir insan cemiyeti olan Türk Milleti'nin tarihî bir vasfı da güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir
Bunun içindir ki milletimin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, yaratıcı zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlar sevgisini ve millî birlik duygusunu sürekli ve her türlü incelemelerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür "
|