09-11-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bilimsel Faaliyetler - Bilimsel Faaliyetler Nelerdir
GÜZEL SANATLAR
Sanat, kültürü meydana getiren unsurlardan biridir Atatürk, Türk sanatının araştırılmasını, Türk toplumuna ve dünyaya tanıtılmasını istiyordu Bunun için imkânlar sağladı, yol gösterdi, teşvik etti Sanatı ve sanatçıyı övücü sözler söyledi Bu sözlerinden bazıları şunlardır: "Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat bir sanatkâr olamazsınız " "Yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir vasfı da güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir "
Güzel sanatlar, bir milletin duygu, düşünce, görgü ve zevkinin bir yansımasıdır Bu nedenle güzel sanatlar, bir milletin tanınmasında önemli rol oynar Sanat, milletleri birbirine yaklaştıran önemli bir kültürel etkinliktir Bir milletin güzel sanatlarda ileri gitmesi, o milletin diğer milletler tarafından kolayca tanınmasını sağlar
Bir milletin kültür seviyesi, meydana getirdiği sanat eserleri ile ölçülür Güzel sanatlara önem veren milletlerin dünya görüşleri de değişir Güzel sanatlar alanında eserler veren milletler, diğer milletler karşısında saygınlık kazanırlar Bu nedenle sanat alanındaki başarılar, millî kültürün yükselmesinde önemli rol oynar
Sanatkârlarına önem veren toplumlar her zaman gelişmişler ve yükselmişlerdir Sanat ve sanatçıya çok önem veren Atatürk, "Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim " diyerek toplumların sanata ve sanatkârlara önem vermeleri gerektiğini vurgulamıştır
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren güzel sanatların bütün dallarında gelişmeye önem verildi İstanbul'da Güzel Sanatlar Akademisi ile Devlet Resim ve Heykel Müzesi açıldı Avrupa'ya resim, heykel ve müzik öğrenimi için öğrenci gönderildi
1936'da Ankara Devlet Konservatuvarı kuruldu Tiyatro için yurt dışından uzmanlar getirildi Böylece çağdaş Türk sanatının oluşması sağlandı
EKONOMİ
Yeni Devletin Kuruluşu olan 1923 yılında kişi başına düşen milli gelir 50 $’dır Bu dönemde (1920-1933) devlet, müteşebbis olarak iktisadi hayata katılmamış olmakla beraber geniş ölçüde ekonomiye müdahalede bulunduğundan, klasik devlet hizmetleri ötesinde, ekonomik, sosyal ve kültürel alanda hizmet gördüğünden, mutedil devletçilik, devletin sıfatını, niteliğini, özelliğini teşkil etmiştir
1933-1938 Yılları Türkiye’nin Ekonomik Durumu : İlk beş yıllık kalkınma planı 1933’de hazırlanmış, 1934’de yürürlüğe girmiştir Çok başarılı bu planın ardından hazırlanan II Beş yıllık kalkınma planı II Dünya Savaşı’nın çıkışı nedeniyle uygulanamamıştır
Bu dönemde devletin ekonomik hayata müteşebbis olarak katılması yanı sıra fevkalade önemli millileştirme (devletleştirme) girişimlerinde de bulunulmuştur
1933-1938 yılları arasındaki döneme Türk Sanayii’nin ilk ve planlı kuruluş safhası olarak bakılabilir
Bu devrede yapılan yatırımlar hep devletçilik ilkesi adı altında yapılmıştır Programın finansmanı geniş ölçüde vergiler, iç istikraz ve devlet bankalarının kredileri tarafından karşılanmıştır Bu dönemde sadece iki dış yardımdan faydalanılmış, 1934 yılında Rusya’dan 8 milyon dolar, 1938’de de İngiltere’den 13 milyon sterlin borç sağlanmıştır
Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusun % 80’i tarımla uğraşıyor ve milli gelirin yaklaşık yarısı tarımdan sağlanıyordu 1925 yılında aşar kaldırıldı ve köylüye bedeli 20 yılda ödenmek üzere toprak dağıtıldı
1927 yılında sanayi kuruluşlarını teşvik ve koruma amacıyla Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkartıldı 1933 yılında SÜMERBANK kurulmuştur 1935’te MTA kuruldu
Karayollarındaki asıl gelişmeler 1948 ve onu izleyen yıllarda olmuştur Bunun nedeni ise demiryolu politikasına önem verilmiş olmasıdır Lozan ile Türk karasularında gemi işletme hakkı Türklere bırakılmıştır Yolcu taşıma devlet tekelin bırakılmış, yük taşıma ise devlet ve özel teşebbüs tarafından gerçekleştirilmiştir 1938’de Denizbank, 1939’da Devlet Denizyolları Umum Müdürlüğü ve daha sonra da Denizcilik Bankası kurulmuştur
Cumhuriyet döneminde ilk açılan Hemşire Okulu (1925) Kızılay Hemşire Okulu’dur
|
|
|