09-11-2012
|
#5
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Enerji Kaynaklarının Günlük Hayattaki Kullanım Alanları Nelerdir? Enerji Kaynakları
Nükleer enerjinin kullanım alanları, avantaj ve dezavantajları nedir?
NÜKLEER
ENERJİNİN KULLANIM YERLERİNİN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI NELERDİR
NÜKLEER ENERJİNİN KULLANIM
ALANLARI
Gemi Reaktörü
Temel Bilgiler
Yarı yavaşlatılmış (epitermal) nötronlarla
çalışan bir reaktör tipidir Fisyondan doğan hızlı nötronları tam yavaşlattıktan
sonra kullanan reaktör tipine de termal reaktör denir Söz konusu
iki reaktör temelde aynıdır Termal ve epitermal reaktörler arasındaki farklar
sadece yapısal ayrıntılardır Epitermal reaktör küçük ve hafif reaktör yapmak
ihtiyacından doğmuştur Bu sayede nükleer reaktör denizaltı teknesinin dar hacmine
sığdırılabilmiştir
Tarihi Gelişme ve Bugünkü Durum
II Dünya
savaşı içinde Amerika Birleşik Devletleri atom programının tek hedefi bomba
yapmaktı Savaştan sonra denizaltıların nükleer tahriki birinci öncelikli askeri projelerden
biri oldu Soğuk savaşın giderek kızıştığı o günlerde Amerikan yönetimi
tekrar silahlanmaya başladı bu kez denizaltı reaktörü yapmak! Denizaltı termal
reaktörü Mark 1 1950 yılında oldu Bu, sıfır güçlü bir
model reaktördü 1951 yılında aynı modelin S T R koduyla
anılan daha büyük bir protipi hazırlandı Henüz reaktör tam anlamıyla
ortaya çıkmadan onu taşıyacak denizaltının yapımına da başlandı Nautilus isimli
ilk nükleer denizaltının omurgasının 14 Haziran 1952 günü kızağa konması
töreninde devlet Başkanı Harry Truman şöyle sesleniyordu; ”Donanmanın nükleer tahriki
120 yıl önce buhar makinasının ön ayak olduğu ölçüde bir
devrim yaratacaktır ”
Gerçek büyüklükte ilk Denizaltı Termal Reaktörü 1953 yılında
oldu Onu taşıyacak Nautilus de 1954’de denize indirildi Gemi o
güne kadar denizaltında alışılmış hızı iki katına, 20-25 mile çıkardı;
120 m olarak bilinen en çok dalma derinliğinin altına indi;
50 gün su altında kalabileceğini, bu süre içinde bir dünya
turuna denk ( 30000 mil) yol alabileceğini kanıtladı Tayfa için
gerekli oksijeni deniz suyunun elektrolizinden üretiyordu 1958 Martı’nda aynı tekne
Kuzey Kutbu’nu buz kabuğu altından geçerek tarihin unutulmaz bir başarısını
simgelemiştir
Klasik denizaltılara oranla nükleer denizaltılar küçüktü Haliyle tahrip gücü de
az idi 1960 yılında yepyeni bir silah, nükleer başlıklı Polaris
füzeleri nükleer denizaltılara yüklendi 1960 Eylülü’nde Amerika Enterprise isimli ilk
nükleer uçak gemisini, 1960 Ekimi’nde İngiltere Dreadnougt isimli ilk denizaltısını
denize indirdiler Hotel tipi ilk Sovyet denizaltıları da bu tarihlerde
denize indirilmiştir
ABD’ye ait Thresher nükleer denizaltısı 10 Nisan 1963 günü
yaptığı bir derin dalış denemesinden su yüzüne çıkamayarak, Amerika Birleşik
Devletlerinin kuzeydoğu sahillerinin 200 mil açıklarında kaybolup gitmiştir Bu kaza
gemide bulunan 129 denizcinin hayatına mal olmuştur
1968 yılında ikinci nesil
Sovyet nükleer denizaltısı olan Yankee’ler yapılmıştır Amerikan nükleer denizaltlarının ikinci
nesli olan Poseidon’ların ilki ise 1971 yılında yapılmıştır Aynı yıl
Fransızlarda ilk nükleer denizaltları Le redoutable’u hizmete sokmuşlardır 1974 yılında
Sovyet Rusya üçüncü nesil Delta’ları hizmete girmiştir 1980’lerin başlarında Sovyetler
SS-N-X 17’i ve amerikanlar Trident denizaltısını yapmışlardır
1978 yılında 105
nükleer denizaltı hizmette görünüyordu Bunların taşıdığı bayrağa göre dağılımları şöyleydi:
Sovyetler Birliği 54, ABD 41, Fransa 5, İngiltere 4, Çin
1 Rus denizaltlarının sayısal üstünlüğüne karşın Amerikan denizaltlarının yüksek performanslarıyla
ve silahlarının hedef hassasiyetiyle daha büyük vurucu güç oluşturarak üstünlük
sağlamıştır
Sivil nükleer gemilerin öncüsü 1959 yapımı Lenin buz kırandır Bunu
her biri değişik ülkelere ait üç yük gemisi izlemiştir: 1962
yılında Amerika’da Savannah, 1968 yılında Batı Almanya’da Otto Hahn ve
1974 yılında Japonya’da Mutsu… Savannah ve Mutsu reaktörlerindeki sızıntılar nedeniyle
yıllardır hareketsizdirler İçlerinde en uzun hizmet vereni 16900 BRT kapasiteli
Otto Hahn kuru yük gemisidir
1970’lerin kapanış yıllarında denizlerdeki reaktör
sayısı, 122 dolaylarındadır Yani karadaki nükleer santral reaktörlerinin yarısı kadardır
Uydularda Hızlı Üretken Reaktörler
Tarihi Gelişme
Hızlı üretgen reaktörün çabuk
geçiştirilen bir cazibesi de hacimce ve ağırlıkça küçük olmasıdır Bu
da onu uydularda ısı ve elektrik kaynağı olarak kullanılmasını çekici
kılmıştır
3 Nisan 1965, nükleer reaktörün uzaya ilk gönderiliş tarihidir SNAP-10
A diye anılan 50 kWt gücünde deneysel reaktör “snapshot” isimli
uyduyla o gün fırlatılmıştır Atılıştan 10 saat sonra reaktör uzaktan
kumanda ile çalıştırılmış ve müteakip 2,5 saat içinde tam güce
çıkarılmıştır 6 gün sonra, her şey yolunda gittiği için, yerden
kontrol iptal edilerek reaktör kendi öz kontrolüne terk edilmiştir Fakat
43 gün sonra uydudaki voltaj ayarlayıcısının bozulması üzerine reaktör beklenmedik
şekilde durmuş ve bir daha çalıştırılamamıştır Yapılan hesaplamalara göre uydu
dünyaya 4000 yıl sonra düşecektir A B D günümüze dek uzayda başka
nükleer reaktör denememiştir Uydularda cihazların çalışması için gerekli ısı ve
elektrik çoğunlukla güneşten sağlanmaktadır
Sovyetler Birliğinin uzaya çok daha fazla
sayıda nükleer reaktörler göndermiştir bunun ilk kanıtını 24 Ocak 1978
günü, Kanada’ya düşen Cosmos 954 isimli uydu oluşturur Enkazın toplanan
parçalarından birinde 500 röntgen/saat gibi yüksek bir radyoaktivitenin ölçülmesinden, onun
bir nükleer reaktöre ait olduğu kanısına varılmıştır Nitekim bu husus
daha sonra Sovyetler birliği tarafından da doğrulanmıştır
Söz konusu uydu Sovyetlerin
her iki ayda bir muntazaman fırlattıkları okyanus keşif ve denetleme
uydularından biridir 18 Eylül 1977 günü fırlatılmış, 26 Ekim günü
kontrolden çıkarak alçalmaya başlamıştır Nihayet 2060 turunda 24 Ocak günü
atmosfere girerek yanmıştır Enkazın parçaları Kanada’nın kuzeyinde buzlarla kaplı ıssız
tundralara 1000 km bir doğru boyunca yayılmıştır Ölen veya yaralanan
olmamıştır Karadan ve havadan yapılan aramalar 10 Nisan 1978 tarihine
kadar sürdürülmüş, bu amaçla toplam 4634 saat keşif uçuşu yapılmıştır
Bulunabilen parçaların 17 tanesinde radyoaktivite bulaşıklığı saptanmıştır
Okyanus keşfi uyduları,
gemileri her türlü hava şartında görmeyi sağlayan çok güçlü bir
radar taşıdığından elektrik gereksinimleri fazla olmaktadır Bu tür uydulara Sovyetlerin
nükleer reaktör koymalarının nedeni budur Nükleer reaktörle donatılmış ilk Sovyet
uydusu 1974 yılında fırlatılmıştır Her uydu 280×260 km yarı eksenli
eliptik yörüngede iki ay görevde kaldıktan sonra 6 m boyundaki
reaktör modülü kendisinden ayrılmakta ve özel roketi vasıtasıyla 950 km
yüksekte, yüzlerce yıl tutunabileceği “ölü araçlar parkına” çekilmektedir İşte bu
manevradır ki Batı’da, Rusların uzaya reaktör fırlatmakta oldukları söylentilerini başlatmıştır
|
|
|