Prof. Dr. Sinsi
|
İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?
Alıntı:
Araştırmacıı´isimli üyeden Alıntı
Erkek kıyafetlerini nerede bulabilirim?
Eski İstanbul Erkek Kıyafetleri
Kadınların çeşit çeşit kıyafetleri olur da erkeklerin olmaz mı?
Erkeklerin de yaşa göre, ev halleri başka, sokak halleri başka, teklifli tekellüflü yerlerdeki halleri gene başka idi ve bu giyiniş halleri mevsimlerle değişirdi
Enseyi , göbeği şişirmiş, saçı sakalı ağartmış, geline ve damada karışmış olan kudeman (eskilerden) başlayalım
Bu kimseler, yaz gelince ev içinde patiska veya keten takke, hilali gömlek, üstüne fildekos pamuk fanila, daha üstüne yollu basmadan, önü açık ve kavuşturma peşli gecelik entarisi, en üste aynı kumaştan hırka giyerlerdi
Kibarlar, hırkadan sonra sırta bir feyyum kürk alır, Temmuz ve Ağustos ayları gibi pek sıcak zamanlarda kürk yerine mavi, sarı, pembe renkteki Hama kumaşından Şam hırkası kullanılırdı Karınlılar, daha doğrusu, çeviklik ve çalaklık (tez canlılık) daiyesinde (iddiasında) bulunanlar,ayak bileklerinden ilikli patiska don üzerine, üç dört kulaç boyunda, yün kuşak sararlardı
Ayaklar umumiyetle çorapsız ve çıplak olup ökçesiz vidala terliklerle yürünür, kollar sıvanıp, göğüs bağır açılır, evin en küfür küfür esen penceresi hangi canipte (yanda) ise, yelyeperek, yelken kürek oraya koşularak önüne geçilip tiryaki harcı kalın cıgara tellendirilir, az şekerli yorgunluk kahvesi, yudum yudum içilirdi
Mevsim kış ise, hilali gömlek, üzerine Selanik fanilası, ayrıca bir fanila don, üste, Şam veya Halep kumaşından, iki önü kavuşturma entari ile aynı kumaştan hırka giyili, kibarlar şal kuşak bağlayıp geziye kaplı elma veya koyu samur kürklere bürünürlerdi Adı kürk ama bunun da nevileri vardı Tüyleri kısa, hafif ve alacalı olup yaza mahsus olanına feyyum denilirdi Mevsimliğine elma ismi verilirdi (Esnaf kahyası, vekilharç, ahçı başı gibilerin giydikleri kaba elma kürkler sadedimizden hariçtir )
Kış kürkü olan samur kürkün açık sarısı ve siyaha yakın koyusu bulunur, zerdava kürk ise en zengin harcı sayılırdı Sereserpe dolaşmaya alışmış çıplak ayaklara yün çoraplar ve keçe terlikler geçirilirdi
Dahili kıyafeti, bu şekilde bulunan zevatın harici kisveleri: Azizyevari yumuşak fes; kısa yakalı frenk gömleği; yazın beyaz yelek ve sof ceket; kışın siyah ceket veya redingot; üstünde pardösü veya palto; ayakta potin kundura
Nimresmi (yarı resmi) yerlerde istanbulin, ayalarda sırmalı üniforma sırta takılır, kandilli temennahlara, Nabi misali sözlere"girişilirdi
Gençlerin kıyafetine gelince, bervechi peşin (ilkönce) yapılacak şey bunları ikiye tefriktir (ayırmaktır):
1 Iskartada kalıp boynu bükük pinekleyenler
2 Kaşanelerden birine mahdum veya damat olup yangelenler
Birinci şıktakiler gerek ev içi, gerekse sokak kisveleri, demin saydığımız yaşlılardan, hatta onların orta hallilerinden farklı değildi Mazruf (içi) ne kadar turfanda, terütaze, çiçeği burnunda olsa da zarf, hemen hemen aynı idi:
Klasik gecelik entarisi, basma kalıp frenk gömleiği, malum kostüm veya redingot, harcıalem pardesü veya palo Bu zümrenin ekseriyeti, Mayer, Iştayın, Tirink`den sekiz on mecidiyelik yaptıranları da, köşe bucakta, han odalarındaki külüstür terzilerle cebelleşip durur, ütüleye ütüleye, lekeciye vere vere, senelerce taşırdı
İkinci şıkka dahil olan mahdumin-i kiram ve damadan-ı zevil`l-ihtiram (saygı sahibi) ise, kılpıranga arz-ı endam eylerlerdi Mahafaza (bununla birlikte), bu cemaatin konak içinde ve haremdeki halleri yine umum gibiydi; yani; gecelik, hırka, kürk
O devirde, Pijamanın, Kimononun ismini cismini ne bilen, ne de işiten mevcuttu
Hatta bir gün, son tertip alafrangalardan bir tanıdık, sırasına getirerek, mütamadiyen bir kelime tekrar edip duruyor Muziplerden biri: Monşer, söylediğim Puyjama lafzı Hintçedir ve Hintlilere mahsus hafif bir elbisedir! cevabını vermiş ve hazır bi`l-meclis olanları apıştırmıştı Bahsettiğimiz kalantor beylerin sokak vaziyetleri görülecek şeydi Başta, içi hasırlı ve mantarlı fes Boyunda, dört parmak eninde, alerötur yakalık ve kabuk gibi kravat; kravatın üstünde pırlanta iğne Sırtta, mevsim nazar-ı dikkate, alınarak ince ve açık yahut kalın ve koyu renk kumaştan kostüm Kolda, ipek atlaslı pardesü Elde altın başlı baston Ayakta, uçları sipsivri iskarpin
Haftada, on beş günde bir, daireye gidilirken, fare tüyü renginde bonjurla gri pantolon giyilir, merasim ve alay günlerinde, sırmalı üniforma kuşanılırdı Şıklığı ileriye ***ürenler, mesela lacivert elbise giyecekse, kravatını, pardesösünü, şemsiyesini, çorabını, iskarpinini, ipekli mendilini, hatta mümkün olsa fesini bile lacivert renkte intihap eder (seçer), gri döşemeli faytonuna rağbet etmeyip lacivert kupasının koşulmasını emreylerdi
Güvez brikine (kiremit rengi) ikbal buyuracaksa, koyu kestane kostümünü ve aynı malzeme ve teferruatı takıp takıştırırdı Bu kademede bulunanların terzileri Mir veya Boter`di
Üste başa gene itinakar olup da işi ifrata vardırmayanlar, Leon, Vidoviç, Mendelino`ya şitap ederler(seğirtirler), modaya müptela fakat ala küllü hal (şöyle böyle) keseli gençler Tünel Meydanı`ndaki, kır sakallı frenk terziye başvurular, biraz daha para tutanları ise, Bab-ı Ali`nin alt başındaki Civelekyan`a dadanırlardı
Ne kadar askeri terzi varsa Rizapaşa Yokuşu`nda idi Bir zamanlar, Canbedenyan`ın üstüne yokmuş; sonraları Altınmakas`a nazir (eş, benzer) bulunmazdı
|