09-11-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Pozitif Pekiştireç Negatif Pekiştireç Birincil Pekiştireç İkincil Pekiştireç Ceza
SİMGESEL ÖDÜLLE PEKİŞTİRME (SEMBOLİK PEKİŞTİRME):
İstenilen tepkileri ortaya koyan öğrencilere şeker, oyuncak gibi uyarılar yerine pekiştirici olarak puan, fiş, boncuk, kurdele, çiçek figürü, yıldız, marka gibi nesnelerin (sembollerin) verilmesi esasına dayanır
Örn: Bir öğretmen öğrenciye istenilen her davranışı (söz isteyerek konuşmak) gösterdiğinde birer marka verir ve her on marka biriktiğinde ÖDÜL verir
Öğrencilerde sosyal davranışların geliştirilmesinde etkilidir Özellikle zihinsel özürlülerin ve öğrenme güçlüğü çeken bireylerin eğitiminde kullanılır Birey belirli sayıda davranışı yaptıktan sonra ödüle ulaşır
Örn: Matematik dersine çalışan bir öğrenciye her bir problemi çözdüğünde bir yıldız vererek pekiştirmek ve on yıldız aldıktan sonra (on problemi çözdükten sonra) ödül (para, not vb ) vermek…
PEKİŞTİRME İLKELERİ:
Pekiştirme verilirken öğretmen aşağıdaki ilkelere uymalıdır:
1) Öğretmen ilk derslerde her doğru yanıta pekiştireç vermelidir
2) Öğretmen özellikle çekingen, içe dönük öğrencilere onları yüreklendirmek ve derse katılımlarını sağlamak için uygun yer ve zamanda pekiştireç vermelidir Bu pekiştireçler öğrencinin seviyesine uygun olmalıdır
3) Dersler ilerledikçe her doğru yanıta değil zihinsel açıdan daha üst düzeydeki yanıtlara pekiştireç verilmelidir
4) Pekiştireçler öğrencinin içinde yaşadığı kültürel ortama, yaşına, cinsiyetine, kişiliğine uygun olarak yeri ve zamanı gelince verilmelidir
5) Öğretmen hep aynı tür pekiştireçler kullanmamalıdır
6) Öğretmen geç ve güç öğrenen öğrencilere her zaman yani her doğru yanıttan sonra pekiştireç vermelidir Bu onların olumlu yönde kişilik geliştirmelerine katkıda bulunur
7) Öğretmen ilk derslerde her doğru yanıta pekiştireç vermeli daha sonraki derslerde sabit oranlı dersler ilerledikçe de değişken oranlı pekiştireç tarifelerini kullanmalıdır
8) Pekiştireçler hedef davranışlarla ilgili olmalıdır Yani istendik davranışları gösterenlere pekiştireç verilmelidir
B) CEZA
Ceza: Organizma için hoşa gitmeyen bir uyarıcının ortama verilmesi sonucu veya hoşa giden uyarıcının ortamdan çekilmesi sonucu davranışın YAPILMA SIKLIĞININ AZALTILMASIDIR
Ceza iki türlüdür:
1) Birincil Tür Ceza (Birinci tip ceza) Hoşa gitmeyen uyarıcının ortama verilmesi sonucu davranışın yapılma sıklığının azaltılmasıdır
Örn: Evde top oynarken vazoyu kıran çocuğuna annenin tokat atması
Örn: Kuralı ihlal eden bir sürücünün ceza yemesi
Örn: Sınıfta dersi dinlemeyen öğrenciye öğretmenin hakaret etmesi
Örn: Sınıfta kavga eden öğrencilerin azarlanması
Örn: Tuvalet davranışını öğrenemeyen bir çocuğu annesinin sürekli azarlaması
Örn: Ders çalışmayan öğrencilerin sınıfta kalması
2) İkincil Tür Ceza (ikinci tip ceza) Hoşa giden uyarıcının ortamdan çekilmesi sonucu davranışın yapılma sıklığının azalması
Örn: Sınıfın huzurunu kaçıran öğrencinin teneffüse çıkarılmaması
Örn: Ders çalışmayan öğrencinin televizyon izlemesine izin vermemek
Örn: Bilgisayarla oynama izni alan çocuğun kardeşiyle kavga etmesi sonucu bilgisayar oynama hakkının elinden alınması
Örn: Sınıfta ders dinlemeyen öğrenciye öğretmenin ilgi göstermemesi…
Örn: Kurallara uymayan sürücünün ehliyetinin elinden alınması…
Ceza; yeni ve istenilen davranışların öğretilmesini sağlamaz Yalnızca önceki öğretilenlerin bastırılmasını sağlar Ceza bir sınıfta sürekli kullanıldığında öğrenciler inatlaşır, saldırganlaşır ve duyarsızlaşırlar Ceza istenmeyen davranışı yok etmez yalnızca baskı altında tutar ve cezanın etkisi yok olunca davranış tekrar ortaya çıkar
NOT: Olumsuz pekiştirme ile ceza birbiri ile karıştırılmamalıdır Olumsuz pekiştirmede hoşa gitmeyen uyarıcı ortamdan çıkarılarak DAVRANIŞIN YAPILMA SIKLIĞI ARTIRILIRKEN; CEZADA hoşa gitmeyen uyarıcı ORTAMA SOKULARAK DAVRANIŞIN YAPILMA SIKLIĞI AZALTILMAKTADIR
CEZANIN UYGULANMASI İLE İLGİLİ GENEL İLİŞKİLER:
1) Ceza geciktirilmeden verilmelidir
2) Hangi davranışın ne tür cezayı gerektiren bir suç olduğu önceden belirlenmelidir
3) İstenmeyen davranış gösterilmeden ceza verilmemelidir
4) Ceza korkutmak amacıyla kullanılmamalıdır
5) Ceza bireyin kişiliğinde olumsuz etkide bulunacak türde olmamalıdır Yani bireyin yaptığı davranış cezalandırılmalıdır
6) Ödev, ders çalışma gibi istenilen özellikler ceza olarak verilmemelidir
7) Cezanın şiddeti uygun olmalı…
8) Ceza tutarlı olmalı ve uygulanmalı…
9) Cezadan kurtulma olanaklı olmalı… Yani alternatif tepkiler sunulmalı
10) Cezanın nedeni ile ilgili açıklamalar yapılmalı…
11) Cezadan önce uyarı yapılmalı…
CEZANIN SONUÇLARI:
1) Öğrenciye nasıl davranmayacağını öğretir ancak nasıl davranacağını öğretmez…
2) Öğretmen-öğrenci arasında nefret, huzursuzluk, gerilim yaratır…
3) Öğrenci aynı davranış için arkadaşları tarafından ödüllendirilirse cezanın önemi kalmaz
4) Çocuk model olarak saldırgan davranışlar geliştirir
5) Engellenme duygusunu geliştirir
OLUMSUZ DAVRANIŞLARIN YOK EDİLMESİ yani CEZAYA ALTERNATİF DURUMLAR:
1)SÖNME: Davranış pekiştirilmeyerek sönmesi sağlanabilir
2)GÖRMEZDEN GELME: (Söndürme): Bazı davranışlar görmezden gelinerek (pekiştirilmeyerek) ortadan kaldırılabilir (söndürülebilir) Görmezden gelmede olumsuz davranış bir süre için sıklaşır ve tekrarlanır fakat daha sonra olumsuz davranış görmezden gelindiği (pekiştirilmediği) için ortadan kalkar
3)ORTAMI DEĞİŞTİRME: İstenmeyen davranışa neden olan uyarıcılar ortamdan çekilir Örn: Öğrencilerin kopya çekmelerini önlemek için aralıklı oturmalarını sağlamak…
4)BIKTIRMA: Öğrenci yoruluncaya (bıkıncaya) kadar davranışı yapmaya zorlanır Örn: Arkadaşlarını sürekli şikâyet eden öğrencinin bu davranışı bıkıncaya kadar yapmasını sağlama…
5)CEZA: İstenmeyen davranış baskı altına alınır Ceza öğrenciyi olumlu davranışa yöneltmez Yalnızca olumsuz davranışı bir süre için ortadan kaldırır
OLUMLU PEKİŞTİREÇ
( AFERİN )
CEZA (II TİP)
OLUMLU PEKİŞTİRME
DURUM ORTAMA KONULDUĞUNDA ORTAMDAN ÇIKARILDIĞINDA
OLUMSUZ PEKİŞTİRME
CEZA ( I TİP )
OLUMSUZ PEKİŞTİREÇ
(DAYAK)
Açıklama: Sınıfta ödevini yapan bir öğrenciye öğretmenin AFERİN demesi olumlu pekiştirmedir Aferin kelimesi bir sevgi, ilgi kelimesidir Hoş olan bu durum istenmeyen bir davranışın sergilenmesi durumunda ortamdan çekilirse yani ortamdan çıkarılırsa bu II TİP CEZA ya girer (ilgi,sevgi) esirgenmiştir
Evde üvey annesinin dayağından kurtulmak için okula gelen öğrenci hoş olmayan bir uyarıcıdan kurtulduğu için bu durum OLUMSUZ PEKİŞTİRMEYİ ifade etmektedir Çünkü hoşa gitmeyen bir uyarıcı (dayak) ortamdan çıkarılmıştır Ancak yaptığı bir yaramazlıktan dolayı üvey annesinden dayak yiyen bir çocuk için bu durum I TİP CEZA haline dönüşmüştür Çünkü ortama hoş olmayan bir uyarıcı konulmuştur
EDİMSEL KOŞULLANMA İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR:
1) BİÇİMLENDİRME: (Kademeli Yaklaştırma- Şekillendirme): Öğrenene konu zor ve karmaşık gelebilir Bu nedenle davranışlar alt düzey basamaklara ayrılarak her basamak pekiştirilerek davranışın tamamı öğretilir Biçimlendirme kademeli yaklaştırma yoluyla yapılır
Örn: Topluluk önünde konuşamayan biri önce az sayıdaki kişilerin önünde konuşturulur daha sonra giderek daha çok kişinin önünde konuşturulur Ve her aşamada pekiştirme yapılarak konuşma öğretilir
2) ZAMANLAMA: Davranış ile pekiştireç arasındaki zamanın çok yakın olması gerekir (1–30 saniye) Davranış ile pekiştireç arasında geçen zaman uzarsa davranış-pekiştireç bağı zorlaşır ve pekiştirmenin gücü azalır Örn: Tahtada bir problem çözen öğrenciye pekiştireç (aferin) hemen sunulmalıdır
3) SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA: Daha çok korkuların ve fobilerin ortadan kaldırılmasında kullanılır Kişi korktuğu uyarıcı ile kendisi için korkutucu olmayan bir derecede karşı karşıya getirilmektedir Sistematik duyarsızlaştırma biçimlendirmenin klasik koşullanmadaki kullanılmış halidir
Örn: Okul korkusu olan bir çocuğa önce okulun yanındaki bir parkta oyun oynatılmış, sonra arkadaşlarıyla okul bahçesinde etkinlikler yaptırılmış sonrada çok sevdiği bir arkadaşının yanına oturtularak okul korkusu ortadan kaldırılmıştır
4) GENELLEME: Bir davranışı öğrenen organizmanın bu tepkiyi başka uyaranlara da göstermesine genelleme adı verilir
Örn: Öğretmenine bilmediği bir konuyu soran bir öğrenci doyurucu cevap alınca tüm öğretmenlerine soru sormayı sürdürmüştür
Örn: Belli bir renkteki diski gagalayan bir güvercin yiyecekle pekiştirildiğinde bu renge benzeyen diğer diksleride gagalar
Örn: Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer
Örn: Kediyi seven bir öğrencinin diğer hayvanları da sevmesi
Örn: Köpeğine ıslık çaldığında yanına gelen bir çocuğun sirkte gördüğü bir aslana da yanına gelmesi için ıslık çalması
5) AYIRT ETME: Pekiştirilen uyarıcılara gösterilen tepkinin pekiştirilmeyen uyarıcılara gösterilmemesidir Ayırt etmenin olması için organizma tarafından önce genellemenin yapılması gerekir
Örn: Bir çocuğun bahçede oyun oynayan çocuklar içerisinde yalnızca sevdiği arkadaşını gördüğünde bahçeye oyun oynamaya çıkması
Örn: Bir öğrencinin bütün dersler içerisinde yalnızca MÜZİK dersinde yaramazlık yapması…
Örn: Bir kişinin gazetedeki spor haberlerini seçerek okuması
6) SÖNME: Edimsel koşullanma ile öğrenilen davranışlar uzun süre pekiştirilmezler ise davranışı gösterme sıklığı giderek azalır ve davranış söner
Örn: Sabahları her gün babasının ayakkabısını sildikten sonra harçlık alan çocuk bir müddet davranışı gösterdikten sonra harçlık almadığında ayakkabı silme davranışı sona erer
Örn: Problemi doğru çözen öğrenciye her defasında öğretmen pekiştireç vermektedir Ve çocuk böylece problem çözme davranışını geliştirir Ancak öğretmen pekiştireç vermeyi bırakırsa öğrencinin davranışı zamanla azalır ve SÖNER…
7) ZİNCİRLEME: Biçimlendirme zor ve karmaşık konuların basitten karmaşığa doğru alt basamaklara indirilmesiyle ve pekiştirme ile yapılır Zincirleme ise yapı olarak aşamalardan oluşan davranışların kazandırılmasında kullanılır Her aşama bir sonraki aşamanın ayırt edicisi olur ve her alıştırma pekiştirilerek davranış geliştirilir
Örn: Bir sürücü adayına araba kullanma davranışını öğretmek için önce koltuğa düzgün oturma ve aynaların ayarlanması, sonra vitesin kontrol edilmesi daha sonra da kontağın çevrilmesi ve en son olarak da arabanın hareket ettirilmesi işlemi yaptırılmıştır Her aşama pekiştirilerek davranış geliştirilir
8) BATIL DAVRANIŞ (İNANÇ): Edimsel koşullanma ilkelerine göre organizma tesadüfen bir davranışı yaptığı sırada o davranışla ilgili olmamasına rağmen olumlu bir pekiştireç alırsa zamanla almış olduğu pekiştireci o davranışla ilişkilendirir ve o davranışı yapma eğilimi gelişir
Örn: Annesin aldığı bir kırmızı gömlek ile gittiği sınavdan yüksek not alan öğrenci sonraki sınavlara da aynı gömlekle gitmek ister
Örn: İnsanların belirli günleri uğurlu gün kabul etmesi…
Örn: Bazı insanların merdiven altından geçmemesi…
9) KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET: Birey kendisi ya da olaylar için sahip olduğu doğru olmayan olumsuz düşünceye inanarak buna göre davranırsa bir süre sonra diğer kişilerin yaklaşımı ve olayların yönelimi bu şekilde gerçekleşir Böylece de bu düşünce pekişmiş olur
Örn: Matematik dersinde ben başaramıyorum, öğrenemiyorum şeklinde düşünen ve çaba göstermeyen bir öğrenciye bir süre sonra öğretmeni, anne ve babası, ‘sen matematiği öğrenemezsin’ şeklinde yaklaşır Böylece davranış pekişmiş olur ve kehanet gerçekleşir
Örn: Kızlar beni beğenmiyor şeklinde düşünen bir kişi kızlardan uzak durur Bunun sonucunda kızlar o kişiyi itici bulur ve ona yaklaşmazlar… böylece bu düşünce pekişmiş olur
NOT: Annesinin verdiği kırmızı kalemle girdiği sınavlardan yüksek not alan bir öğrencinin aldığı yüksek notun sebebini kırmızı kaleme bağlaması ve buna inanması klasik koşullanma yoluyla öğrenmedir Eğer bu kişi yüksek not alacağına inandığı için her sınava aynı kırmızı kalemle gidiyorsa bu da edimsel koşullanma yolu ile öğrenmedir
KAÇINMA ŞARTLANMASI:
Koşullanmada durum ortaya çıkmadan durumdan uzaklaşılmasına KAÇINMA ŞARTLANMASI adı verilir
Örn: Işığın yanışından 10 saniye sonra elektrik şoku verilen köpek elektrik şoku gelmeden önce bir engelden atlama yoluyla bu şoktan kurtulmayı öğreniyor
ŞOKTAN KURTULMA
I ADIM IŞIK (10 SANİYE) ŞOK KORKU
II ADIM IŞIK KORKU ENGELDEN ATLAMA IIII─
III ADIM IŞIK ENGELDEN ATLAMA
IV ADIM IŞIK ENGELDEN ATLAMA
Yapılan bir araştırmada ışık yandıktan 10 saniye sonra elektrik şoku verilen köpek elektrik şoku gelmeden önce (bir engelden atlayarak) elektrik şokundan kurtulmayı öğrenmiştir Şoktan önce davranış gösterildiği için bu durum kaçınma şartlanmasıdır Köpek burada şoktan kaçınmaktadır Bu şartlanma klasik ve operant koşullanmanın bileşimi olan ve kendi kendini pekiştiren bir şartlanmadır
Kaçınma şartlanmasının ortaya çıkması için önce korku ve kaçma şartlanmasının olması gerekmektedir Bunlardan korku şartlanması → KLASİK
Kaçma ise → OPERANT şartlanmaya girmektedir
Kaçma ve kaçınma farklı kavramlardır Kaçınma durum ortaya çıkmadan durumdan uzaklaşmadır Kaçma ise durum ortaya çıktıktan sonra uzaklaşmadır
Örn: Bir köpek tabanı elektrik şoku vermeye elverişli bir kutuya konulur Kutunun önünde bir bölme olup elektrik şoku verildiğinde köpek bu bölmeden atlayıp şoktan kurtulma imkânına sahiptir Köpek ilk zamanlar şokun akabinde havlamak, zıplamak, dolaşmak gibi çeşitli hareketler yaparak şoktan kaçmaya çalışmıştır Fakat KAÇINAMAMIŞTIR Sonunda bölmeden atlamanın kendisini şoktan kurtardığını öğrenmiş ve şoktan kaçınmayı başarmıştır Görüldüğü üzere kaçınma; korkma ve kaçmayı içermektedir
Kaçınma şartlanması insanlarda da benzer şekillerde oluşmaktadır Küçük çocukların sobaya ilk kez dokunduklarında önce korkarak kaçma davranışı göstermeleri ve bir iki tecrübeden sonra sobadan kaçınmayı öğrenmeleri kaçınma şartlanmasına örnektir
KLASİK KOŞULLANMA ve EDİMSEL KOŞULLANMA ARASINDAKİ FARKLAR
KLASİK ŞARTLANMA OPERANT ŞARTLANMA
* Klasik şartlanmada uyarıcı ışık ya da ses * O Şartlanmada ise uyarıcı belirli
gibi belirli bir olaydır bir olay değildir
* Klasik şartlanmada davranış uyarıcıyı takip * O şartlanmada davranış
ederken uyarıcıdan önce gelmektedir
* K Şartlanmada tepkide uyarıcı gibi bellidir * O şartlanmada ise tepkiler
* K Şartlanmada pekiştirme daima insan ya da tesadüftür
hayvanın yaptığından bağımsız olarak şartlı uyarıcının * O şartlanmada ise pekiştirme
sunulmasından hemen sonra yapılır Pekiştirme, yapılan tepkiye bağımlıdır
gösterilen tepkiden bağımsızdır Fare yiyecek kutusuna bağlı
* K şartlanmada öğrenme nötr uyarıcı ile olan pedala dokunmadıkça
şartsız uyarıcı arasında çağrışım kurularak yiyeceğe ulaşamaz
gerçekleşirken * Operant şartlanmada öğrenme
* K şartlanmada genelleme ve ayırt etme istemsiz, eylemlerin sonuçlarının sonraki
duygusal ve fizyolojik tepkilerdir davranışları etkilemesiyle
gerçekleşir
* O şartlanmada genelleme ve
ayırt etme istemli bir süreç
haline getirilmeye çalışılır
Tepkiler açık ve bilinçlidir
Örn: Kareyi öğrenen bir çocuk dikdörtgeni gördüğünde genelleme yaparak bu kare derse ‘hayır dikdörtgen’ denilir ve böylece geri bildirim yoluyla ayırt etme sağlanır
* Klasik şartlanmada sönme şartsız uyarıcının * Operant şartlanmada ise davranış
yokluğunda şartlı uyarıcı tekrar tekrar verilirse pekiştirilmezse ortadan kalkar
şartlı tepki ortadan kalkar
NOT: Klasik ve operant şartlanmada sönme; davranışın ortadan kalkması anlamında kullanılır
DAVRANIŞIN A-B-C- Sİ KURAMI
Operant şartlanmada davranış öncül-davranış-sonuç yani A-B-C formülü içinde ele alınır Yani davranışı anlayabilmek için öncülünü davranışını ve sonucunu incelemek gerekir Davranış değiştirilmek istendiğinde öncül veya sonuç değiştirilerek davranışın değişmesi sağlanabilir
Öncül ve sonuç değişirse davranışta değişecektir
Örnek: Ayakkabıları boyarsan ödül alırsın ÖNCÜL
Ayakkabı boyama DAVRANIŞ
Ödül (çikolata) Alma→ SONUÇ
NOT: İnsan davranışlarında operant şartlanma klasik şartlanmaya göre daha kullanışlıdır Ama yine de hangi tür insan davranışlarının operant şartlanma için uygun olduğu sorusu akla gelirse verilebilecek cevap kesin bir kural olmamakla birlikte operant şartlanmanın ‘psikomotor davranışlar’ için daha uygun olduğu şeklinde olacaktır
Şöyle bir genelleme yapılabilir
Öğretilebilirler
* BİLİŞSEL DAVRANIŞLAR BİLİŞSEL YAKLAŞIMLA
* DUYUŞSAL DAVRANIŞLAR KLASİK ŞARTLANMAYLA
* PSİKOMOTOR DAVRANIŞLAR OPERANT ŞARTLANMAYLA
Ayrıca BURAYA DA göz atabilirsiniz
|
|
|