09-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Milli Kültür Ve Gölge Oyunu İle İlgili Yazı
Milli kültür ve gölge oyunu ile ilgili yazı
Milli Kültür Ve Gölge Oyunu İle İlgili Yazı
Bir ışık kaynağından yararlanarak iki ya da üç boyutlu herhangi bir nesnenin gölgesinin ya da izdüşümünün herhangi yere düşürülmesine gölge oyunu denir Her ne kadar Türk kültüründe iki boyutlu tasvirlerden yararlanılarak yarı şeffaf bir perde gerisinde oynatılan Karagöz’ü gölge oyunu olarak biliyorsak da aslında perdede gördüğümüz tasvirlerin gölgeleri değil kendileridir Dünyanın çeşitli bölgelerinde farklı gölge oyunu çeşitleri de vardır Uzakdoğu gölge oyunlarının bir kısmında kuklalar bizde olduğu gibi perde gerisinde oynatılırken bazıları da perde önünde oynatılır
Gölge oyunu tekniği Asya kökenlidir, bir görüşe göre Cava’dan, bir başka görüşe göre Hindistan’dan bir diğerine göre de Çin’den çıkmıştır Zaman içinde Asya’dan dünyanın değişik bölgelerine yayılmış ve dünyanın her tarafında oynatılır olmuştur Gölge oyunlarının Asya’dan dünyanın diğer bölgelerine yayılmasında Türk göçlerinin çok büyük etkisi olmuştur Türk göçlerine paralel olarak önce Orta Doğu’ya , ardından Afrika’ya ve Balkanlar üzerinden ve Avrupa’ya dek yayılmıştır
Gölge oyunu tekniği, her toplumun kültürel yapısına göre farklı şekillerde uyarlanarak çok değişik uygulama alanları bulabilmiştir Burada temel olan “Tekniktir” Her toplum kendi folklorik özelliklerine, dünya görüşüne, dini yapısına, toplumsal ve ekonomik yapısına ve teknolojik seviyesine uygun olarak farklı gölge oyunu çeşitleri geliştirmişlerdir Örneğin Güneydoğu Asya’da gölge oyunu daha çok dini ya da tarihi (kahramanlık destanları vs) konularda kullanılıyor, Türk toplumunda ise Karagöz Hacıvat olarak biçimlenen gölge oyunu zaman zaman dini, bazen hiciv (taşlama), bazen de komedi unsuru olarak kullanılmıştır
Toplumların yaşamlarında din her zaman en belirleyici unsur olmuştur, bu yüzden gölge oyunu da daha çok dini anlatımlar için kullanılmıştır Karagöz’den örnek verelim; Karagöz sahnesindeki beyaz perde dünyadır, tasvirler (kuklalar) insanlardır, arkadan vuran ışık ise ruhtur Işık kapanınca ruh gider, perdedeki kuklalar yani dünyadaki insanlar görünmez aleme göçerler
Ömer Hayyam’ın bir rubaisi de benzer bir örnektir;
Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz
Kuklacı felek usta, kuklalar da biz
Oyuna çıkıyoruz birer ikişer
Bittimi oyun, sandıktayız hepimiz
|
|
|