Yalnız Mesajı Göster

Halk Hikayeleri (Halk Hikayesi) Halk Hikayesi Türleri

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Halk Hikayeleri (Halk Hikayesi) Halk Hikayesi Türleri



BOĞAÇ HAN

Halk Hikayesine Örnek

Dirse Han Oğlu Boğaç Han, Bayındır Han'ın sohbetine giden Dirse Han'ın Kara Otağa oturtulması ile Dirse Han'ın karşılanması sırasındaki duygu ve düşünceleri ile oğlu Boğaç Han'ın kahramanlıklarını anlatan Dede korkut hikayesi

Bayındır Han hükmettiği halka her sene büyük şölen düzenler, yine bir sene gelecek konukların üç ayrı çadırda ağırlanmasını emreder Bunlar Ak, Kızıl ve Kara çadırlardır Ak çadır oğlan çocuğu olanlara, Kızıl kız çocuğu olanlar için Kara çadır ise hiç çocuğu olmayanlar içindir Bayındır Han çocuğu olmayanları, üremeyenleri Tanrı'nın lanetledikleri olarak görür Dirse Han'ın ise çocuğu yoktur yanındaki 60 adamıyla geldiğinde bu davranışı hoş karşılamaz ve hanımına hesap sormaya karar verir Hanımından hesap sorarken kendini öğüt dinlerken bulur, ama öğüdü de tutar ve büyük yemek düzenler İnsanlara yardım eder hayır duası alır ve sonunda sağlıklı bir oğlu olur Oğlan büyür ve Bayındır Han'ın büyük boğasıyla güreşir, kuvvetli yumruğuyla boğayı dizginler ve yener Şan kazanır Dede Korkut'un iltifatlarına nail olur, babası tarafından da ödüllendirilir Bunu kıskanan babasının 40 adamı fesatlık düşünürler ve babasını Boğaç Han'a karşı doldururlar Bir av düzenlerler ve o sırada türlü oyunlarla oğlanı babasına vurdururlar Boğaç Han mucizevi şekilde annesinin yardımıyla kurtulur ve babasına eziyet eden, kaçıran 40 adamı yener halkına barış getirir
Seyit Battal Gazi Destanı da olur:
Efsaneye göre Seyit Battal Gazi, Abbasi Halifeleri Mutasım ve Vathig zamanında yaşamıştır Fakat dünyaya geleceği, Hz Muhammed'e ölümünden önce Cebrail tarafından haber verilmiştir Bu yüzden peygamberin bir adamı mağarada saklanarak 200 yıl bekler Peygamberin sözünü yerine getirir ve Seyit Gazi'nin atı Aşkar Divzade'yi kendisine verir

Başka bir efsaneye göre: Seyit Gazi'nin babası Malatya Sultanı'nın ordusunda kumandandır Rumlar'a karşı yaptığı bir savaşta ölür Seyit Battal on üç yaşına geldiğinde bütün İslam bilimlerini öğrenmiştir Kılıç kullanmakta ve ata binmekte üstüne yoktur Babasının intikamını almak üzere yola çıkar ve yirmi dört saat içinde düşman ordusunun kumandanını, kardeşini ve belli başlı on dört kumandanı daha öldürür Hint'ten, Mağrib'e, zaferden zafere koşar ve yedi deniz ötesine kadar adı korku saçar

Tanrı ona aynı zamanda doğa üstü güçler vermişti Öyle bir sesi vardı ki, savaş meydanında bir kükredi mi yetmiş iki bin kâfir darmadağın olurdu

Bir rivayete göre bir Rum Kalesi 'nin kumandanının kızı, Seyit Battal'a aşıktır Bu kalenin kuşatılması sırasında bir gün Battal kırda uyurken, kumandanın kızı kaleden bakar ve babasına imparator tarafından gönderilen yardımı görür Seyit Battal'ı uyandırmak üzere kâğıda birkaç satır yazar, bir taşa sarıp atar Bu küçücük taş, kahramanın tam kalbine rastlar ve onu hemen öldürür Bu kazada Allah'ın iradesi kendini göstermiştir Yoksa bu kadar olağanüstü güçleri olan bir kahramanın, hiçbir düşman tarafından yenilmesi mümkün değildir

Antik Çağ'da Nakoleia adıyla anılan Seyitgazi, o dönemde önemli bir kent durumundadır Ancak Hristiyanlık Çağı'nda, kent eski gücünü yitirir ve Synnada Metropollüğü'ne bağlanır 198 yılında ise tekrar "Metropollüğe" yükselir 9 yy/dan sonra artık Nepoleia adına rastlanmaz Bu arada Bizans eyaletlerine yayılan Selçuklular, 1074 yılında Frigya sınırına kadar gelirler Daha sonra arka arkaya gelen akınlar nedeniyle Napoleia önemini kaybeder Haçlıların 1079'da Napoliea üstünden, Anadolu'nun içlerine kadar girdikleri rivayet edilir
Köroğlu Destanı da olur:
Köroğlu Destanı, kahramanı Ruşen Ali'nin ve babası Koca(Seyis) Yusuf'un Bolu Beyi ile olan mücadelelerini ele alır Kahramanı 16yy da yaşamış halk ozanı Köroğlu'dur (Ruşen Ali)

Destan şöyle gelişir :
Bolu Beyi'nin haralarında baş seyis olan Koca Yusuf, Bolu Beyi'ne en iyi atları yetiştirmektedir Günlerden bir gün atlar deniz kenarında yayılırken Koca Yusuf denizden bir deniz aygırının çıktığını aygırın bir kısrağı döllediğini görür, takip eden iki gün daha aygır denizden çıkarak iki kısrağı daha döller

Kısraklar gebe kalınca Koca Yusuf Bolu Beyi'ne durumu anlatır Bolu Beyi'de kısrakları dönemin sultanına hediye etmek ister zira sultanla arası kötüye gitmektedir Gün gelir gebe kısraklar doğurur doğan taylardan birincisinin ayağı doğum esnasında taşa değer, ikincisinin ayağı ise kuma değer, son kısrak ise Koca Yusuf'un ellerine doğar İnanılışa göre doğum esnasında ayağı bir şeye değen at o şeyden korkar bir daha onun üzerinde hızlı koşamaz

Taylar doğmuştur fakat üçü de birbirinden cılızdır Tayların bu halini gören Bolu Beyi Koca Yusuf'un gözlerine mil çektirir ve sarayından kovar Taylarda haranın bir köşesine atılırlar Bu sırda Koca Yusuf'un oğlu Ruşen Ali'de tıpkı taylar gibi korkak bir çocuktur Zamanla Ruşen Ali büyür mertliğini kazanmaya başlar Babası ona haradaki tayları almasını söyler Ruşen Ali ancak bir tayı o da korkusuz tayı alabilir Babası Koca Yusuf tayı güneş görmeyen bir yerde uzun zaman yetiştirir Sonra oğlu Ruşen Ali ile Bolu Beyi'nden intikam almak için yollara düşer Yolda Bolu Beyi'nin baş fedaisi Arap'la yaptıkları kavgada ölür ve ölmeden önce oğluna Üç Anadolu Efsanesi maddesinde geçen nasihati eder

Bundan sonra Köroğlu Bolu Beyinden intikamını alır ve kardeşi ile evlenir

Alıntı Yaparak Cevapla