Yalnız Mesajı Göster

Kurtuluş Savaşında Türk Kadınları-Türk Kadınının Kurtuluş Savaşına Katkıları Nelerdir

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kurtuluş Savaşında Türk Kadınları-Türk Kadınının Kurtuluş Savaşına Katkıları Nelerdir



Kurtuluş Savaşında Türk Kadınları-Türk Kadınının Kurtuluş Savaşına Katkıları Ne Olmuş
Kurtuluş Savaşında Türk Kadınları-Türk Kadınının Kurtuluş Savaşına Katkıları Nelerdir

Türk Kadınının Kurtuluş Savaşına Katkıları Ne Olmuştur
Kurtuluş Savaşının Kahraman Kadınları,
kurtuluş savaşında türk kadınının önemi
kurtuluş savaşında türk kadınının rolü

TÜRK KADINI CEPHEYE MERMİ TAŞIDILAR

-Tarih boyunca Türk kadını, hayatın her safhasında erkeğin yanında yer alarak sorumlulukları paylaşmıştır

-Kurtuluş Savaşında vermiş olduğu büyük mücadelede erkeği ile omuz omuza cephedeki yerini almış, düşmana karşı silâhı ile savaşarak, cepheye mermi taşıyarak, yaralı askerleri tedavi ederek, silâh ve giyecek imal ederek, vatanın kurtuluşunda ve bu günlere ulaşmamızda hak sahibi olmuştur

-İşte o Türk kadını kapanan köyünün yolunu açmaya gelen ekipleri doyurdu, sıcak ekmeğini paylaştı

Çanakkale'de keskin nişancı Türk kadınlarının kahramanlıkları Avustralya arşivlerinden çıktı

-Kahramanlık destanının yazıldığı Çanakkale Savaşları'nda Türk kadın savaşçılar Gelibolu Yarımadası'nın her karış toprağında yatan Mehmetçiklerin yanında göğüs göğüse çarpıştı

-Kahramanlık destanının yazıldığı Çanakkale Savaşları'nda Türk kadın savaşçılar Gelibolu Yarımadası'nın her karış toprağında yatan Mehmetçiklerin yanında göğüs göğüse çarpıştı

-Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Öğretim Üyesi ProfDr A Mete Tunçoku, yaptığı açıklamada, daha önce inceleme fırsatı bulduğu Avustralya ve Yeni Zelanda arşivlerinde bu konuyla ilgili pek çok belgeyle karşılaştığını söyledi

-Özellikle o dönemde askerlerin ''Keskin nişancı Türk kadınları'', ''Türk kadın savaşçıları'' konularını anlatan mektup ve günlükleriyle karşılaştığını anlatan Tunçoku, Avustralya Piyade Er JC Davies'in annesine yazdığı şu mektupta kahraman Türk kadın savaşçılarından bahsedildiğini anlattı:

''Benim de vurulduğum 18 Mayıs 1915 günü keskin nişancı bir Türk kızı, pusuda çarpışıyordu Gizlendiği yerden gün boyunca ateş etti ve çok sayıda adamımızı vurdu Ancak gün batmadan bir Avustralyalı tarafından vurulmasına gene de üzüldüm Güzel, yapılı ve tahminen 19-21 yaşlarında bir genç kızdı Ölü ele geçirdiğimizde, yanında başka bir Türk'ün ölüsünü de bulduk Genç kızın bedeninde tam 52 kurşun yarası vardı''

Prof Dr Tunçoku, Mısır'da yayınlanan ''The Egyptian Gazette'' adlı gazetede yer alan ve bir askerin İskenderiye'den ailesine yazdığı mektubunda, Türk kadın savaşçılardan şöyle bahsedildiğini söyledi:

''15 Ağustos 1915 pazar günü savaşa katıldık ve büyük bir tepeyi ele geçirme görevi aldık Bu arada çok can kaybı verdik Şarapnel parçaları, makineli tüfek mermileri yanı sıra, pusuda ateş eden keskin nişancı Türk kadın savaşçıların ateşi altında adeta cehennemde ilerlemek gibi bir şeydi bizimkisi Burada çarpışanların çoğu kadın ve kız Kendilerini yeşile boyayıp, ağaç ve bodur bitkilerle uyum sağlamış''

Yeni Zelanda'dan savaşmak için gelen Otago Birliği'ne mensup bir askerin de savaştan sonra ülkesine döndüğünde, kendisiyle yapılan ses kayıtlı görüşme sırasında, ''Bir keskin nişancı Türk savaşçısını yakalamak için operasyon düzenlediklerini, bu nişancıyı ele geçirdiklerinde şaşırıp, kadın olduğunu gördüğünü'' söylediğini ifade eden Tunçoku, tüm bu örneklerin

Çanakkale Savaşları'nda bazı kadın savaşçıların da rol aldığını, bunun bireysel bir kaç olaydan çok örgütlü bir eylem olduğu kanısına varıldığını kaydetti

NENE HATUN
1857-1955

Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı Çeperler Köyü’nde dünyaya geldiHenüz 20 yaşında bir gelinken 1877-1878 yılları arasında yapılan Türk-Rus Savaşı’nda (93 Harbi) Aziziye Tabyası’nı sopayla,taşla, kazma, kürekle savunanlara katılarak cesurca savaştıDaha sonra oğlunu Çanakkale Savaşı’nda şehit verdi Kurtuluş Savaşı başladığında yaşı ilerlediği için cepheye gidip eskisi gibi savaşamadı Atatürk’ü çok sever ve takdir ederdi 1954 yılında 3 Ordu Müfettişi Orgeneral Nurettin Baransel Paşa’nın gayretleriyle kendisine “3 Ordunun Nenesi” ünvanı verildi Cüzi de bir maaş bağlandı1955 yılında anneler gününde “Yılın Annesi” seçildi Erzurum manevraları sırasında Amerikan Generali Ridgway bu yüce insanın elini öptü Nene Hatun bir kahramanlık ve analık sembolü olarak 98 yaşına kadar yaşadı 22 Mayıs 1955’te zatürre hastalığından vefat ettiKabri, uğruna savaştığı topraklarda, Aziziye Şehitliği’ndedir

HALİDE ONBAŞI (EDİP ADIVAR)
(1884-1964)

İşgallerin ardından İstanbul'da yaptığı konuşmalarla halkı işgallere karşı uyandırmaya çalıştı1919'da Sultanahmet Meydanı'ndaki mitingde yaptığı etkin konuşma sonrası hakkında tevkif kararı çıkınca, eşi ile birlikte Anadolu'ya kaçarak Kurtuluş Savaşına katıldı İstanbul Hükümeti tarafından Mustafa Kemal ile birlikte hakkında ölüm kararı verilen altı kişiden biriydi Mustafa Kemal onu Garp Cephesine tayin etti Kendisine önce “onbaşı” , sonra da “üstçavuş” rütbesi verildi Savaşı izleyen yıllarda Cumhuriyet Halk Fırkası ve Atatürk ile siyasal görüş ayrılığına düştü 1917'de evlenmiş olduğu ikinci kocası Adnan Adıvar ile birlikte Türkiye'den ayrıldı 1939'a kadar dış ülkelerde yaşadı 1939'da İstanbul'a dönen Adıvar 1940'ta İstanbul Üniversitesi'nde İngiliz Filolojisi Kürsüsü Başkanı oldu, 1950'de Demokrat Parti listesinden bağımsız milletvekili seçildi 1954'te istifa ederek evine çekilmiş ve 1964'te ölmüştür Değerli yazarımız Kurtuluş Savaşını ve Türk kadınlarının mücadelesini anlatan ve Türk klasikleri arasına giren pek çok esere imza atmıştır

NEZAHAT ONBAŞI

Eşini yitiren 70 Alay Komutanı Hâfız Hâlid Bey, 8 yaşındaki kızı Nezahat'ı kimseye emanet edemeyip, yanına almıştı Küçük Nezahat Çanakkale cephesinde muharebe havasına alışmış, Alay İzmit'e nakledildiğinde talimlere katılarak mükemmel at binmesini, silah kullanmasını öğrenmiş ve 12 yaşında "onbaşı" rütbesini almıştı Babasının yanında cepheden cepheye koşmuş, çarpışmalara girmiş ve 100'den fazla düşman askeri öldürmüştü
Nezahat Onbaşı 30 Ocak 1921 yılında TC’nin İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmesi önerilen ilk vatandaşıdır Bursa Milletvekili Operatör Emin (Erkul) Bey'in bununla ilgili önergesi şöyledir:
"Büyük Millet Meclisi Riyâsetine,
Muhtelif cephelerde, bilhassa son Gördes ve İnönü muhârebelerinde bilfiil çarpışmalara katılan ve her an askerleri teşcî eden 70 Alay Kumandanı Hâfız Hâlid Bey'in kerîmesi 12 yaşlarındaki Nezahat Hanım'a ilk İstiklâl Madalyası'nın verilmesini teklif ve bu teklifin hey'et-i umumiyenin tasdikine arz edilmesini ricâ ederim"
Bu öneri TBMM’ de hararetle kabul edilmiş, ancak Kurtuluş Savaşı’nın hengamesi içinde işleme konulamamış, daha sonra da kararın yerine getirilmesi unutulmuştu Kendisi de hiçbir zaman ne "Madalyamı verin!" talebinde bulundu, ne de TBMM Başkanlığınca alınmış kararın yerine getirilmesi için müracaat ettiNihayet karardan 65 yıl sonra 78 yaşında bir nine iken TBMM’nin “Şükran Belgesi’ne” kavuşmuştu ve bu duygulu anda gözyaşlarını tutamamıştı

ŞERİFE BACI

1921 yılı Kasım ayında İnebolu'ya önemli miktarda savaş malzemesi gelmiştir Malzemenin bir an önce Kastamonu'ya iletilmesi gerekir Cepheye gidemeyip de köylerinde kalan yaşlılar sakatlar, kadınlar, Menzil komutanlığının malzeme taşınması haberi üzerine kağnılarla yola çıkarlar İnebolu'dan kağnılara yüklenen cephaneler Kastamonu'ya doğru yol alır Bu cephane kollarında hep kadınlar vardır Bunlardan biri de Şerife Bacıdır Şerife Bacı top mermileri ıslanmasın diye kazağını mermilerin üzerine örtmüş, yavrusu ölmesin diye üzerine abanmış ve soğuktan ölmüştür, ama ölene kadar vücut sıcaklığını yavrusuna vermiştir
Bugün Kastamonu'da şanına layık güzel bir anıtı vardır

FATMA SEHER ERDEN
(ERZURUMLU KARA FATMA)

1888’de Erzurum’da doğdu Subay Suat Derviş Bey ile evlenip Balkan Savaşı’na katıldıI Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’ne gitti1919'daki Kongre günlerinde, Mustafa Kemal'le bizzat görüşebilmek için Sivas'a gittiBu görüşmenin ardından, Milis Müfreze Komutanı olarak Batı Cephesinde görevlendirildi 300 kişiyi aşkın birliği ile Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde Mehmetçikle birlikte destanlar yazdı Büyük Taarruzun ilk günlerinde General Trikupis‘in birliğine esir düşmüşse de, kaçarak yeniden Müfrezesinin başına geçmişti Kahraman kadın Kurtuluş Savaşı’ndan sonra “üstteğmen” rütbesi ile emekli oldu Emekli maaşını Kızılay’a bağışladı 1954 yılında TBMM kendisine yeni aylık tespit etti

HALİME ÇAVUŞ (KOCABIYIK)

Kastamonu’da doğan, anne-babasının “kızım gitme” şeklinde yalvarışlarını dinlemeden mücadeleye katılan Halime Çavuş, uzun yıllar Halim Çavuş zannedildi Kurtuluş Savaşı’na giderken erkek kılığına girdi, erkek gibi traş oldu, saçını kazıttı ve kimseye kadın olduğunu söylemeden Türk askerinin arasına karıştıMühimmat taşımada birçok görev yaptı Bir Düşmanın açtığı ateş sonucu bir ayağı sakat kaldıBir keresinde İnebolu’dan cepheye cephane taşırken Mustafa Kemal Paşa’ya rastladı Ancak rastladığı kişinin O olduğunu bilmiyordu Mustafa Kemal Paşa “Sen üşüyor musun böyle?” diye sordu “Bey, 100 bin kişi kurtulacak Ben öleceğim de ne olacak?” dedi Paşa kafa kağıdını istedi Verdi “Sen kız mısın?” “Evet
Gün geldi savaş bitti, ancak o ne asker üniformasını çıkardı ne de her sabah traş olmaktan vazgeçti Savaş sonrası Mustafa Kemal tarafından Ankara’ya çağrıldı Ailesi önce korktu, Paşa Halime’yi neden çağırıyordu ki? “Gitme” dediler,o yine dinlemedi Kapıda yavere “Paşa hangisi bilmiyorum” dedi Yaverin “soldaki ” demesiyle koşup elini öptü O’nun “ Seni yollamıyorum, bizim kızımız ol” önerisine “Annem babam beni bekler” şeklinde cevap veren Halime Çavuş, “Ben ana-babaya itiatli evlada saygı duyarım” diyen Mustafa Kemal Paşa tarafından çeşitli hediyeler verilerek tekrar evine yollandı ve kendisine maaş da bağlandı75 yaşında hayata gözlerini yumdu

HAFIZ SELMAN İZBELİ

Kastamonu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Kadınlar Kolu kurucularından ve Kastamonu’da ilk kadın meclisi üyesi, sıkı bir Atatürk hayranı ve kendi deyimiyle bir “Cumhuriyet kadını”idi…
Kurtuluş Savaşı sırasında Kastamonu’ daki kadınları toplamış, asker için çorap, kazak, fanila ördürüp cepheye göndermiştiVarlıklı bir aileden geliyordu Asker Kastamonu’ya geldiğinde hepsini yolda karşılayıp doyurmuştu Hep “Ben Cumhuriyetçiyim” dermiş Savaştan sonra yeni baştan herkes gibi Türkçe harflerle okuma yazmayı öğrenmiştiHafız Selman Hanım’a milletvekilliği de önerilmişti “Hafız olduğum için başımı açamam Başımı açamayacağım için de milletvekili olamam” diyerek kabul etmemişti Mustafa Kemal’in Kastamonu’ya geldiği sırada İzbeli Konağı’nı ziyaret ettiği ve karşılıklı kahve içtikleri söylenmektedir

GÖRDESLİ MAKBULE HANIM

1921’de eşi Ustrumcalı Ali Efe ile birlikte Milli Mücadelede çete savaşlarına katılmıştır 17 Mart 1922’de Akhisar Sungurlu hududu üzerinde bulunan Koca Yayla’da elinde silah düşmanla en ön safta savaşırken başından vurularak şehit edilmiştir

ÇETE EMİR AYŞE

Yunan askeri Aydın’a doğru geldiğinde iki arkadaşı ile birlikte Menderes’in diğer tarafına geçmeye çalışan Emir Ayşe, arkadaşlarının kayıktan düşüp boğulması sonucunda geri dönmüş ve Çanakkale’de ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek almış, dağa çıkmış, Yörük Ali Efe’ye katılmıştı Aydın’ın kurtuluşu olan 7 Eylül tarihine kadar Yunanlılarla savaşmıştıÇete savaşları yapmıştı Aydın kurtulduktan sonra silahını Ali Efe’ye teslim edip memleketi İmamköy’e dönmüştü Savaş sonrası Atatürk İstasyon Meydanı’nda Çete Emir Ayşe’nin de aralarında bulunduğu kahramanlara İstiklal Madalyası takmıştı “Savaştım Yunana karşı, elimde kalan en değerli şey Atatürk’ün göğsüme taktığı İstiklal Madalyasıdır” demişti

TAYYAR RAHMİYE

Osmaniye’nin Kaziyeler Köyü’nden olan Rahmiye Hanım 9Tümenin 1920 yılında Fransızlar ile yaptığı muharebeye müfrezesiyle katılmıştı Başlıca görevi, keşif ve cephe gerisinde kundakçılık yapmaktı Osmaniye yakınındaki demiryolu tünelini o patlatmıştı ve bölgedeki düşmanın cephane ikmalini büyük sekteye uğratmıştı 1920’de Fransızlara karşı harekete geçildiği sırada askerlerde bir duraksama olunca “Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?” demiş ve aynı muharebede ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için ileriye atıldığında şehit olmuştu

TARSUSLU KARA FATMA (ADİLE ONBAŞI)

Asıl adı Adile olan, Adile hala, Adile Onbaşı diye bilinen kahraman silah arkadaşları arasında “Kara Fatma” olarak anılırdı 8-10 kişilik milis kuvvetiyle Afyon Savaşına katılmış, Tarsus’un kurtarılmasında da büyük yararlılıklar göstermiştir

KILAVUZ HATİCE

Adana’da Fransızlar’a karşı verilen mücadelede yer alan ve milis kuvvetlerine katılan Kılavuz Hatice, 8 Mayıs 1920’de milli kuvvetler Pozantı’da taarruza başladığında, kritik bir duruma düşen Fransızları kandırarak kılavuzluk eder Hatice, kılavuzluk yaptığı Fransızlar’a yanlış yol göstererek Karboğazı’na sokar Boğazda sıkışan Fransızlar, Türk askerine esir düşer

SAİME HANIM

Milli Mücadele döneminde 15 Mayıs 1919’da Kadıköy’de düzenlenen mitinge katılmış mitingden sonra tutuklandıysa da kaçarak mücadeleye katılmış, yaralanmış ve İstiklal Madalyası almıştı Savaştan sonra İstanbul Lisesinde edebiyat öğretmenliği yapmıştır

YİRİK FATMA

Gaziantep’te Fransızlara karşı verilen savaşta (1 Nisan 1920-8 Şubat 1921) çete teşkilatına katılmak isteyen Yirik Fatma gelmesini istemeyenlere karşı «Benim kanım, sizinkinden daha mı şirindir?» cevabını vermiş ve çetecilerle birlikte yola çıkmıştı

NACİYE HANIM

20 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul Üsküdar’da düzenlenen mitinge katılan ve söz alan kahramanımız bu mücadelede kadınların da erkeklere yardım edeceği konusunda teminat vermişti

FAİKA HAKKI

Erzurum’da toplanan “Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”nin (Temmuz- Ağustos, 1919) de etkisiyle kadınlar da protesto hareketine giriştiler 1919’un Kasım ayında Erzurum Kız Lisesi Müdiresi Faika Hakkı, Muradiye Camii’nde toplanan kadınlara hitaben yaptığı konuşmada, onları etkin protestolarda bulunmaya çağırmıştı Onun teklifi ile İstanbul’u işgal etmiş olan İtilaf kuvvetleri temsilcilerine ve ABD Senatörlerine tepki telgrafları çekilmişti

SULTAN HANIM

Adana bölgesinde çarpışan partizan müfrezesi geçici olarak Toros Dağlarından geri çekilirken, Sultan Hanım da inekleriyle beraber onlara katılmış, çete dağda kaldıkça ineklerinin sütüyle onları beslemişti Müfrezedekiler onu sevgiyle “anne” diye çağırmıştı

SÜREYYA SÜLÜN HANIM

Van doğumlu Süreyya Hanım, Erek kasabasında 500 kişilik bir çeteye katılmış, 1,5 aylık bir çatışmadan sonra yaralanınca Erzurum’a dönmüştü

NAZİFE KADIN

9 Mart 1922’de Çanakkale Bigadiç civarını kuşatan Yunan ordusu Komutanı Nazife Kadın’dan bilgi istemiş, ancak o bilmediğini, bilse bile asla söylemeyeceğini ifade etmiş, bunun üzerine Yunanlılarca fırına atılarak şehit edilmiştir

DOMANİÇLİ HABİBE

Kurtuluş Savaşı sırasında cahil evladının düşmana yol gösterdiğini duyunca İnegöl’e inmiş, bir kurşunla oğlunu yere serip ardına bakmadan geldiği dağlara geri dönmüştür

SATI ÇIRPAN

Millet mekteplerinde okuma yazmayı öğrenen Satı Hanım, Kurtuluş Savaşında cepheye sırtında mermi taşımıştı 1934 yılında Atatürk’ün kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermesiyle meclise giren ilk 18 kadın milletvekilinden biri olmuştu

BİTLİS DEFTERDARININ HANIMI

Kahramanmaraş’ta düşmana karşı verilen mücadelede en fazla yararlılık gösterenlerin arasında bulunmaktaydı Kayabaşı Mahallesi’nde 8 düşmanı öldürmüş daha sonra erkek elbisesi giyerek milis kuvvetlerine katılmıştı
(Alıntıdır)

Alıntı Yaparak Cevapla