Yalnız Mesajı Göster

Kutup Veya Çöl Alanlarında Yaşamayı Zorlaştıran Faktörler Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kutup Veya Çöl Alanlarında Yaşamayı Zorlaştıran Faktörler Nelerdir?



Kutup veya Çöl alanlarında yaşamayı zorlaştıran faktörler nelerdir?

MİSK ÖKÜZÜ

Misk öküzü, adını postundan yayılan misk geyiğininkine benzer keskin kokudan alır Misk öküzü (Ovibos moschatus) keçi, koyun ve sığır gibi geviş getiren memeliler grubunun bir üyesidir Kanada�nın kuzeyinde ve Grönland�da yaşar
Misk öküzlerinin boynuzları alışılmadık bir biçimde gelişmiştir Erkeklerin geniş tabanlı boynuzları başın orta çizgisinden yanlara doğru çıkar ve önce aşağı doğru yöneldikten sonra uçları yukarıya kıvrılır Boynuzlar dişilerde daha küçüktür Misk öküzü uzunluğu yaklaşık 30 santimetreyi bulan sarımsı kahverengi kaba kıllarla örtülüdür Bu kıllar hayvanın omuz bölgesinde bir hörgüç izlenimi yaratacak ölçüde sık ve kabarıktır Kaba kılların altında yazın dökülen, açık kahverengi ince ve yumuşak tüyler bulunur Erkeklerin omuz yüksekliği 1,5 metreye, ağırlığı 400 kilograma ulaşabilir Dişiler daha küçük yapılıdır
Misk öküzleri göz alabildiğine uzanan donmuş ve ağaçsız tundralarda, eskiden 20-80 bireyin oluşturduğu sürüler halinde dolaşıyordu Günümüzde hem sayıları oldukça azalmış, hem de oluşturdukları sürüler küçülmüştür Misk öküzleri yazın otları ve küçük sürgünleri, kışın ise yosun ve likenleri yerler Sürü saldırıya uğradığında, misk öküzleri yavrularını içerde bırakacak biçimde bir çember oluştururlar Kurt saldırılarına karşı son derece etkili olan bu savunma yöntemi ne yazık ki, ateşli silahlarla donanmış avcılar tarafından kolayca yok edilmelerine yol açmaktadır Et ve süt verimlerinin yüksek oluşunun yanı sıra yazın dökülen yün özelliğindeki tüyleri, sıcak tutan yumuşak giysilerin yapılmasına elverişlidir
Mors, foklara ve deniz aslanlarına akraba olan bir deniz memelisidir Birbirlerine az çok benzeyen bu hayvanlar arasında yalnız morsun (Odobenus rosmarus) üst köpekdişleri ağzından taşıp aşağı doğru uzadığından ayırt edilmesi çok kolaydır Erişkin erkeklerin üst köpekdişleri yaklaşık 1 metre uzunluğa ve ağırlıkları yaklaşık 5 kilograma ulaşabilir Erkek ve dişilerin ağızlarını üstten çevreleyen sert kıllardan oluşmuş �posbıyıkları� vardır
Morslar yalnız Kuzey Kutup Bölgesi�nde ve genellikle kıyıya yakın kesimlerde ya da buz kütleleri üstünde toplu halde yaşarlar Bir sürü içindeki sayıları 100�ü aşabilir Erkeklerin uzunluğu bazen 3,5 metreyi aşarken ağırlığı 1300 kilograma ulaşır Dişiler çok daha küçük yapılıdır Morsun kulakkepçesi yoktur Yuvarlak başı, iyice kalınlaşmış boynuna ve iri gövdesine göre çok küçüktür Yaşı ilerledikçe kıvrımlı derisi hemen hemen tüm kıllarını yitirir
Morsların ayakları yassılaşarak yüzmeye uyarlanmıştır Birbirinden ayrık olan arka yüzgeç ayakları karada ilerlemelerine yardımcı olur Karada zorlukla ve sürünerek hareket ederken, denize girdiklerinde ustaca ve çok güzel yüzerler
Morsun başlıca besin kaynağı kabuklular ve midye gibi yumuşakçalardır Bu hayvanları çamurlu diplerden ve tutundukları yerlerden uzun dişleriyle kazıyıp çıkarırlar Morslar nisan ve mayıs ayları arasında ürer ve 15 gün kadar yiyip içmeden karada kalırlar Dişi mors bir batında tek bir yavru doğurur ve yavrusuna iki yıl boyunca tek başına bakar
Eskimolar avladıkları morsların etini yemekte, yağını hem yakıt, hem de besin olarak kullanmaktadırlar Morsun derisi ve özellikle uzun köpekdişleri de değerlidir
Yüzyıllardır dişleri ve yağları için ticaret gemileri tarafından topluca kıyıma uğratılan Atlas morslarının sayıları çok azaldı Bugün bu hayvanların sayısı 10000 ile 50000 arasında Sayıları 200000′i aşan Pasifik morslarından (odobenus rosmarus divergens) çok daha azlar Neyse ki, ABD�nin 1972 tarihli Deniz Memelilerini Koruma Yasası sayesinde Atlas morslarının sayısı artıyor İnuitler�in mors avlamaları yasal ama her ailenin yılda yalnızca dört hayvan avlamasına izin veriliyor Mors, İnuit kültürünün ayrılmaz bir parçası; yalnızca bir besin kaynağı olmakla kalmıyor; kemiği ve derisinden giysi, barınak, alet ve silah yapılıyor
Ren Geyiği
Kuzey Kutup Bölgesi�nin en tanınmış iri yapılı hayvanlarından biridir Genellikle tek bir tür (Rangifer tarandus) altında toplanan bu çifttoynaklı memeliler günümüzde İskandinavya ve Kuzey Kutbu�na en yakın ada gruplarından biri olan Spitzberg�den (Svalbard) Doğu Sibirya�ya kadar uzanan bölgede, ayrıca Kuzey Amerika�nın kuzey kesimlerinde yaşar Ama tarihöncesi çağlarda bu hayvanların Avrupa�da yaygın biçimde bulunduğu, İskoçya�nın kuzeyinde 12 Yüzyıla kadar varlığını sürdürebildiği bilinmektedir Kuzey Amerika�dakiler dışında, rengeyikleri bazı yörelerde evcilleştirilmiştir
Geyikler arasında yalnız rengeyiklerinin hem erkeği, hem dişisinde gelişmiş boynuzlar vardır Boynuzlar yayvan ,kalın ve çok dallıdır Omuz yükseklikleri 0,7-1,4 metre arasında değişirken ağırlıkları 300 kilogramı bulabilir Rengeyiğinin kalın postunda iki kıl tipi ayırt edilir Bunlardan dış örtü tüyleri kaba ve uzun, ısı yalıtımı sağlayan iç örtü tüyleri ince, sık ve yünsüdür Dış örtü tüylerinin rengi yazın koyu kahverengi ya da koyu boz, kışın açık kahverengi ya da açık bozdur Ayrıca boynundan aşağıya doğru uzun ve beyazımsı kıllar sarkar Yayvan toynakları karda ya da bataklık yerlerde dolaşmasını kolaylaştırır Çok iyi yüzebilen bu hayvanların yazın ve kışın yaşadıkları yerler arasındaki göçleri ünlüdür
Rengeyikleri yaz boyunca iç kesimlerdeki otlaklarda büyük sürüler halinde otlar, içlerinden bazı sürüler sonbaharda kıyılara inerek deniz yosunlarıyla beslenir Kış geldiğinde yeniden geriye dönerek, karların vadilerdeki kadar derin olmadığı tepelik yerlere çıkar, buralarda toynaklarıyla karı temizleyerek ortaya çıkan likenleri yerler Kuzey Amerika�daki rengeyikleri yiyecek bulmak amacıyla genel olarak sonbaharda güneye, ilkbaharda kuzeye göç eder Erkeklerin boynuzları yılın son ayında, dişilerinki ise bahar aylarında düşer Üreme mevsimi sonbahara rastlar ve erkekler haremlerini korumak için kıyasıya dövüşürler
Rengeyiği evcilleştirilmiş tek geyik türüdür Norveç, İsveç ve Finlandiya�nın en kuzey bölgelerinde yaşayan Laponlar ile Sibirya�nın kuzeyinde yaşayan insanlar soğuğa atlardan ve sığırlardan çok daha dayanıklı olan bu geyikleri evcilleştirmişlerdir Sütünü sağıp etini yemenin ve derisinden çadır, koşum takımları, bot ve başka giyecekler yapmanın yanı sıra, boynuz ve kemiklerinden de çeşitli aletler yaparlar Ayrıca rengeyiklerinin kızakları çekecek ve yük taşıyacak biçimde eğitmişlerdir Kuzey Amerika�daki Eskimolar ise avladıkları rengeyiklerinin etinden ve derisinden yararlanırlar
1986�da yüksek dozda radyasyon aldığı için çok sayıda rengeyiği öldürüldü SSCB�nin Ukrayna bölgesindeki bir nükleer reaktörden yayılan radyoaktif maddelerle yüklü bulutlar rüzgârla Laponya�ya sürüklenmiş ve buralarda rengeyiklerinin beslendiği likenleri de etkilemişti
GLOBAL ISINMA ANTARKTİKA�YI PARÇALAMAYA BAŞLADI
Dünya atmosferinin ısınması yüzünden Antarktika�nın parçalanmaya başladığı bildirildi Yetkililer, Güney Kutbu�ndan, ABD�nin Connecticut eyaleti büyüklüğündeki bir buz kitlesinin son 10 yıl içinde koparak ayrıldığını açıkladılar Uzmanlara göre, Larsen buz tabakasından kopan parçaya, yaz aylarında Güney Kutbu ısısının normalden çok az yüksek olması yol açtı Yaklaşık 100 yıldır Güney Kutbu�ndan kopacak şekilde bünyesinde çatlaklar beliren buz kitlesinin kopma sürecinin 1995 yılından sonra hızlandığı saptandı Uydudan çekilen fotoğraflar ve tarihsel kayıtları inceleyen Colorado üniversitesi uzmanları, Antarktika bölgesinin başka bölümlerinin de aynı tehlikeyle karşı karşıya bulunduğunu belirlediler Güney Kutbu�ndaki buzların hızla erimesi bilim adamlarını ciddi biçimde endişelendiriyor Uzmanlar, bu erime sonucunda deniz seviyesinin yükseleceğini ve alçak kesimlerin sular altında kalacağını söylüyorlar Colorado üniversitesi bilim heyetine başkanlık eden Ted Scambos, �Antarktika�daki tüm buzların erimesinin yüzyıllar süreceğini, ancak sürecin tahmin edilenden çok daha önce başladığını� belirtti Uzmanlar, dünyanın atmosfer ısısının son 50 yıl içinde kayda değer biçimde artış gösterdiğini belirtiyorlar Buna paralel olarak Güney Kutbu�nda yaz aylarında ısının normalden 1-2 derece fazla olmasının, buzulların erimesini önemli çapta hızlandırdığı kaydediliyor Yetkililer, bu durumun, Antarktika�nın Güney Amerika�ya doğru uzanan kesiminde görüldüğünü belirtiyorlar

Alıntı Yaparak Cevapla