Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (S Harfi)-Osmanlıca Sözlük (S Harfi)İle İlgili Kelimeler....

Eski 09-10-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (S Harfi)-Osmanlıca Sözlük (S Harfi)İle İlgili Kelimeler....



RE: Osmanlıca Sözlük (S Harfi) SAHİLSARAY Deniz kenarındaki kâşâne, büyük yalı
SAHİME Zayıf dişi deve
SAHİMET Kin, çekememezlik * Hased
SAHİN(E) (Suhunet den) Sıcak, kızgın, ısınmış
SAHİN(E) (Sihan dan) Sık * Kalın, sıkı * Katı, pek
SAHİR (Seher den) Uykusuz kalan Uyuyamayan
SAHİR Maskaralık eden, maskara eden
SAHİR Büyücü, büyü yapan, sihir yapan
SAHİRÂNE f Büyülercesine olan Büyüleyici gibi
SAHİRE Yer yüzü, arz * Kıyamet günü, Cenab-ı Hakk'ın haşir meydanı için tecrid edeceği Arz-ı Beyza * Aslâ insan ve hayvan ayak basmadık yer yüzü Çöl * Cehennem
SAHİRE Büyücü kadın
SAHİRE İçine kızmış taş koyup kaynatılan ve üstüne yağ döküp içilen süt
SAHİR-PİŞE f Sihirbazlığı meslek edinmiş olan
SAHK Döğüp yumuşatma Döğme, döğülme * Kırma, kırılma * Sürtme
SAHK Dövmek * Ezmek * Eski kaftan, eski elbise
SAHL Ses kısıklığı Ses bozukluğu * Boğazını boğup şiddetle çağırmak
SAHL Az az vermek
SAHLE (C: Sühul-sihâl) Koyun kuzusuna ve keçi oğlağına derler (Doğduğu vakitten dört aylık olana kadar)
SAHMEM (SAHMİM) Hâlis (hayırda ve şerde kullanılır) *Yaramaz huylu deve
SAHN Kırma Kesr
SAHN Sıcaklık, harâret
SAHN Evin ortasındaki açıklık, avlu, oyuk * Boşluk Boş yer Orta, meydan, aralık * Sahne * Cami ve medreselerdeki umumun toplanmasına âit üstü kubbeli ve örtülü yer * Büyük kâse Sahan * Zil
SAHN-İ DURENG Dünya
SAHN-İ GÜLŞEN Gül bahçesinin ortası
SAHN-İ LÂLE-ZÂR Lâle bahçesinin ortası
SAHNAN Çifte zil
SAHNE Manzara * Tiyatro oynandığı yer Oyun yeri
SAHNE Cerahat, yara
SAHR (Sahar - Saharat - Suhur) Kaya Büyük taş * Maden kütlesi * Hazret-i Süleyman (AS)'in mühürünü çalan ifrit
SAHR Masharaya almak
SAHR Örtmek
SAHRA (C: Sahârâ-Sahravât) Kır, ova, çöl * Yazı * Kızıl dişi eşek (Müz-Eshar)
SAHRA-YI KEBİR Büyük çöl Cezayir, Tunus ve Libya'nın güneyinden Çat Çölü hizasına kadar uzanan Afrika'nın en büyük çölü
SAHRA-NEVERD f Çölde dolaşan Göçebe
SAHRA-NİŞİN f Çölde oturan Sahrada hayat geçiren
SAHRAVAT (Sahra C) Sahralar, çöller Ovalar Kırlar
SAHRE(T) Büyük ve sert taş
SAHRETULLAH Kudüs'te, Beyt-i Mukaddes'te çok eski ve tarihî bir kaya Hazret-i Peygamber (ASM), Mir'ac gecesinde bu kayadan uruc ettiği hakkında rivayet vardır Bu kayaya "Hacer-i Muallak" da denir(Felsefenin ruhsuz kanunları pek karanlık ve vahşetli gösterdikleri hilkat-i arziye ve vaziyet-i fıtriyesini bu meyve ile nurlu, ünsiyetli bir tarzda, "Sevr ve Hut" namlarındaki iki meleğin omuzlarında, yani nezaretlerinde ve Cennet'ten getirilen ve fâni Küre-i Arz'ın bâki bir temel taşı olmak, yani ileride baki Cennet'e bir kısmını devr etmeğe bir işaret için Sahret nâmında uhrevî bir madde, bir hakikat gönderilip "Sevr ve Hut" meleklerine bir nokta-i istinad edilmiş, diye Benî-İsrail'in eski peygamberlerinden rivayet var ve İbn-i Abbas'tan dahi mervidir Maatteessüf bu kudsi mânâ, mürur-u zamanla bu teşbih, avamın nazarında hakikat telâkki edilmekle aklın hâricinde bir suret almış Madem melekler havada gezdikleri gibi, toprakta ve taşta ve yerin merkezinde de gezerler, elbette onların ve Küre-i Arz'ın, üstünde duracak cismanî taş ve balığa ve öküze ihiyaçları yoktur Ş)
SAHRINÇ Yağmur sularını biriktirmek için bina altında ve toprak içinde yapılan etrafı duvarlı veya çimento sıvalı su mahzeni
SAHSAH (C: Sahâsıh) Düz yer
SAHSAH Yağmurun sert ve katı yağması
SAHSAH Geniş, düz yer
SAHSAH(A) Döndürmek * Evin ortası
SAHSALİK Katı, şiddetli, şedid * Yaşlanmış, ihtiyar kadın * Şiddetli ses
SAHT Zor güç, * Sert, katı, çetin * Güçlü, kuvvetli, sağlam
SAHTDİL f Katı yürekli
SAHT Boğazlamak
SAHT (SUHT) Hışım, hiddet, kızgınlık, gadap
SAHTE f Düzme, yapmacık, yalandan, taklit * Kalp, karışık
SAHTEGÎ f Sahtelik, yalan, düzme
SAHTEKÂR f Sahte iş yapan, hilekâr Kalpazan
SAHTEKÂRÎ f Hilekârlık, sahtekârlık
SAHTEVEKAR f Yapmacık tavırlar takınan, kendini satmaya çalışan
SAHTGİR f Bir şeyi sıkıca tutan
SAHTİ f Sertlik, katılık * Güçlük * Sıkıntı
SAHTİYAN f Boyanmış, cilâlanmış deri Tabaklanmış deri
SAHT-LİGAM f Gem almaz, sert başlı at
SAHTRU f Suratı asık, dargın, kırgın
SAHUN Gafiller Allah'ın (C C) emrinden gaflet edenler
SAHUN Adım tutan eşek
SAHUR Temcid yemeği Ramazan'da şafaktan önce yenen yemekr
SAHUR Gece uyanıklığı, uykusuzluk * Ayın etrafındaki hâle * Yer yüzünün gölgesi
SAHV(E) Ayılma, ayıklık, aklı başında olmak * Hastanın iyileşmesi * Tas: Kendinden geçme hâlinin sona ermesi, his âlemine tekrar dönmek * Uyanıklık
SAHV Ateş ve ocaktan kül çıkarmak
SAHVA' (C: Sehâvât) Yumuşak, geniş, bol yer
SAHVE En yüksek dağ * Atın sırtı, eğer konulan yeri * Su menbaı
SAHY Nemli olmak * Islaklık, rutubet
SAİ Çalışan * Devletçe posta idaresinin kurulmasından evvel mektup ve emanet götürüp getiren kimseler * Bir yere vâli olan * Cemaat başı * Yan yan giden * Hızlı yürüyen * Koğuculuk yapan
SAİB Bir yerle veya bir şeyle ilişiği ve alâkası olmayan
SAİB (Savab dan) Maksada uygun * Hedefe doğru ulaşan * Doğru Yanlışsız Yanlışlık yapmayan
SAİB Yağmur getiren bora
SAİB Ak saçlı, beyaz saçlı
SAİBE Başı boş bırakılmış hayvan Sâime
SAİD (Sa'd dan) Saadetli Allah (CC) kendisini sevmiş O'nun rızasına ermiş olan Ahireti için çalışan kimse Mes'ud Mübarek Bahtiyar
SAİD (Suud dan fâil) Yukarı çıkan, yükselen, kalkan
SAİD Kolun, bilek ile dirseği arasındaki kısmı Mirfak
SAİD Yukarıdaki temiz toprak, pislikten uzak pâk toprak Yeryüzü * Yol, tarik * Mezar, kabir * Yüksek * Yukarı çıkan
SAİDAN Kol ve bacak
SAİD BİN ZEYD (RA) Hz Ömer'in (RA) amcasının oğluydu Aşere-i Mübeşşere'den ve Ashabın ileri gelenlerindendi Vazifeli olarak Habeşistan'a hicret edenlerdendi Şam'ın fethine ve bir çok mühim muharebelere iştirak etti Hicri 51 yılında vefat etti

Alıntı Yaparak Cevapla