Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (R Harfi)-Osmanlıca Sözlük (R Harfi)İle İlgili Kelimeler...
RE: Osmanlıca Sözlük (R Harfi) RECEFE Zelzele * Ortalığı sarsacak kışkırtmalar yapmağa ircaf denir Yalan, yanlış haberlerle umumî efkârı şaşırtıcı neşriyatlara ise Eracif denmektedir (Bak: Mürcif)
RECEL Saçın ne sarkık ve ne de çok kıvırcık olması * İstedikçe emsin diye davarı yavrusuyla beraber otlağa salmak
RECEN Hapsetmek
RECEZ Vezni altı defa müstef'ilün'den ibaret olan bir nevi şiir veya bahire denir * Kaside tarzında yazılan manzume (Bak: Kaside, Ercüze)
RECF Şiddetle sarsmak veya sarsılmak
RECFE (C: Recefât) Zelzele, deprem
RECİ' Necis, pislik Terslemek
RECİF Şiddetli ıztırab
RECİL Çok yürüyen
RECİM (Recm den) Taşlanmış, taşa tutulmuş * Lânetlenmiş, mel'un
RECİN Devecilerin ini
RECLA' Katı, sağlam, sert * Bir ayağı beyaz olan dişi koyun (Müz: Ercel)
RECLAN (C : Raclâ-Rıccâl) Yayan kimse
RECM Taşlamak, taşa tutmak, taş ile insan öldürmek * Atılan taş * Kabre taştan nişan dikmek * Şeytan üzerine atılan nücum * Tardetmek, kovmak, sövmek Terketmek * Zan ve kıyas etmek (L R )
RECMETMEK Taşlamak, taşlamak suretiyle öldürmek * Mc: Aleyhte konuşmak
RECRACE Asker kalabalığı * Ses çokluğu
RECRECE Sarsılma, titreme, sallanma
RECS (Recse) şiddetli gök gürültüsü * şiddetli ses
RECSAN Gök gürlemesi sesi
RECÜL Yetişkin erkek Bir işin ehli Er kişi Adam
RECÜLE Giyiniş ve hareketleriyle kendini erkeklere benzeten kadın
RECÜLET Erlik, erkeklik
RECÜLİYET Erkeklik, erkek olmak * Cesâretlilik, erişkenlik
RED' Geri verme, reddetme
RED'-İ CEYB Mc: İçinden sıkıntıyı atma
REDA' Önleme, men'etme, yasaklama
REDA' (Redaet) Süt emmek
REDAET Kötülük, fenalık, bayağılık
REDAH (C : Rudüh) Dolu büyük çanak * Etli ve şişman kadın
REDANE Tentelerin kenarlarında açılan ufak deliklerin yırtılmaması için o deliklere geçirilen mâdeni halka
REDD Geri döndürmek, kabul etmemek, çevirmek, def etmek * Bir şeyin karşılığını icra etmek * Sözü selâset ve talâkatla eda edemeyip harfleri geri çevirerek konuşmağa sebep olan dilin tutukluğuna denir * Cerhetmek * Kötü ve fena şey
REDD-İ CEVAB Suâlin cevabını vermek
REDD-İ HÂKİM Taraf tutan hâkimi kabul etmeyip reddetmek
REDD-İ KELÂM Söze itiraz etme, karşılık verme
REDD-İ SELÂM Selâm verenin selâmını almak
REDDET Güzellikler arasında nazara çarpan çirkinlik * Bir defa reddediş
REDDİYE Bir mes'ele hakkında zıt karşılık Cevap Beğenilmeyen bir şeye cevap vermek
REDE Sıra Bir duvardaki tuğla veya taş sırası
REDEN Hazz denilen kumaş * Silâhların biribirine dokunmasından çıkan ses * İplik eğirmek
REDİ (Rediye) Fenâ, kötü, bayağı
REDİF Arkadan gelen, birisinin ardından giden * Birbiri ardınca zuhur etmek * Terhis olup ihtiyata geçen asker * Edb: Beytin sonunda kafiyeden sonra tekrarlanan kelime
REDİG Yere vurulmuş * Nâdan, ahmak
REDİM Eski, köhne kaftan
REDM (C : Rüdum) Bir şeyin önüne sed yapma * Bir şey dâimi olmak ve akmak * Pencere, kapı ve delik gibi yerleri tıkama Tamâmen kapama * Zülkarneyn seddinin ismi
REDM-İ AZİM Zülkarneyn Seddi'nin ismi
REDS Taş atmak
REDYAN Davar yelmek
REE (Bak: Rie)
REEL Fr Gerçek, hakiki, sahici
REF' Kaldırma, yüceltme, yukarı kaldırma * Lağvetme, hükümsüz bırakma * Gr: Arapça bir kelimenin sonunu merfu' (ötreli) okumak
REF'-İ CİDAL Kavga ve çekişmeye son verme
REF'-İ İMTİYAZ İmtiyazın, sınıflamanın kalkması Aynı hakka sahip herkese aynı muâmele yapılması
REFAGAT Bolluk içinde geçinme
REFAH(ET) Bolluk, rahatlık
REFAKAT Arkadaşlık, beraberlik
REFD Atâ etmek, hediye vermek * Yardım etmek * Büyük kadeh
RE'FE Esirgemek, korumak Acımak Şefkat etmek
REFENN Kuyruğu uzun olan at
REFES (Rüfâs) Kinayesi icab eden şeyi açık söylemek * Kinâye olarak * Cimâ, nikâh * Fuhşiyyât
RE'FET Merhamet, acımak * Yüce
RE'FETLÜ Eskiden kumandanlara, serdarlara mahsus resmi ünvan
RE'FETMEÂB f Çok merhametli
REFEZ Bölük bölük olan cemaat (C: Erfaz) Kap dibinde kalmış azıcık su
REFF Elbise koymak için duvara çıkıntı yapmak veya duvara tahta çakmak Raf
REFH Yağlanmak
REFHAN (Refâh dan) Varlık içinde yaşıyan
REFİ' Yüksek, bülend, âli, yüce
REFİ'-ÜD DERECÂT Derece ve itibarı yüksek olan
REFİ'-ÜL KADR Şanı, kadri, değeri yüce olan
REFİF (Ateş) Parlamak
REFİG Bolluk ve rahat içinde geçinen adam
REFİH Rahatlık ve huzur içinde geçinen Refah ve rahat ile yaşıyan
REFİK(A) Ortak, arkadaş, eş, yardımcı, yoldaş (Ne mutlu o kocaya ki, kadınının diyanetine bakıp taklid eder, refikasını, hayat-ı ebediyede kaybetmemek için mütedeyyin olur Bahtiyardır o kadın ki, kocasının diyânetine bakıp, " Ebedi arkadaşımı kaybetmiyeyim" diye takvaya girer Veyl o erkeğe ki: Saliha kadınını ebedî kaybettirecek olan sefahete girer L )
REFİK-İ A'LÂ En iyi, en yüksek refik Cenab-ı Hak (C C )
REFİK-İ RÂH Yol arkadaşı
REFİL Kaftanını yukarı kaldırıp sallana sallana yürüyen * Ahmak kimse * Kuyruğu uzun at
REFİŞ Ağaç kürek * Dövmek
REFİZ (Rafz dan) Atılmış, bırakılmış, terkedilmiş Metruk
REFL Kaftanını uzun diktirip yürürken eteklerini çekip sallamak
REFORM Fr Düzeltme, tanzim Asıl şeklini verme Islah etme Avrupa'da başlayan dinde reform hareketini, İslâm dinine tatbik etmenin yeri yoktur Çünkü İslâm dini, bütün zaman ve mekânların insanlarına her cihetle cevap verecek câmiiyette olduğundan ve ilmi esaslara dayanmış olarak asliyetini muhafaza ettiğinden, İslâm dininde reform olamaz Ancak dinde yeni izah ve isbat şekli vardır (Bak: Müceddid, Ehl-i bid'a)
|