Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (R Harfi)-Osmanlıca Sözlük (R Harfi)İle İlgili Kelimeler...
RE: Osmanlıca Sözlük (R Harfi) REZİL Ü RÜSVA Kusur ve ayıpları meydana çıkarılmış, kepâze olmuş olan
REZİM Arslan kükremesi
REZİN Vakarlı, temkinli, ağır başlı, sağlam
REZİZ Elbise boyamada kullanılan bir ot cinsi
REZM Deve avazı * Gök gürlemesi * Cem'etmek, toplamak
REZM Akmak, seyelân
REZM f Cenk, muharebe, çarpışma, savaş
REZMGÂH f Savaş meydanı, muhârebe sahası
REZMÎ f Savaşla ilgili
REZMYUZ f Savaşçı, kavgacı, muhârib
REZN Bir şeyi kaldırıp ağır mı hafif mi diye görmek
REZN Koparmak
REZZ Bir şeyi yere batırmak * Çekirgenin, kuyruğunu yere batırıp yumurtasını dökmesi
REZZAK Bütün mahlukatın rızkını veren ve ihtiyaçları karşılayan (Allah)
REZZAKANE f Rızık verene, rezzaka yakışır surette
REZZAKİYET Her mahluka münasib rızkını verici olmak
REZZAZ Pirinç satan Pirinç satıcı
REZZE İçine kilit sokulan kapı razzesi
RI Kur'an alfabesinin onuncu harfi olup, ebcedî değeri 200'dür
RIAS Tâç
RIBH (Bak: Ribh)
RIBKA (C : Ribak) Davar bağlamada kullanılan ip
RID' Yardımcı, muavin * Gözleyici
RIDA' (Bak: Red'a)
RIDDİDÎ Reddetmek
RIDDİS (Mübalağa ile) Taş atan
RI'DE Titremek, hareket etmek
RIDFE (C : Ruzuf) Diş aşığı kemiği
RIDVAN Memnunluk, razılık, hoşnudluk * Cennet'in kapıcısı olan büyük melek
RIDVANULLAHİ ALEYH "Allah ondan razı olsun" meâlinde dua
RIFK Yumuşaklık, yavaşlık, tatlılık, nezaket (Zıddı: unf)
RIFKÎ (Rıfkıye) Yumuşaklıkla, tatlılıkla ilgili
RIHAL Büyük halı
RIHLET (Bak: Rihlet)
RIHTIM f Gemilerin yanaşmalarına müsait şekle getirilmiş kıyı
RIHV (RAHV) Yumuşak
RIHVET Gevşek ve sölpük olma Rahavet
RIK'A Kur'an-ı Kerim'in harfleri ile bir yazı çeşidi
RIKA Üzerine yazı yazılan deri veya kağıt parçaları * Kısa mektublar * Yamalar * İstidalar Müzekkereler Dilekçeler
RIKA Darbolunmuş dirhem
RIKAK Yer yarığı
RIKK (C : Erkâ) Kul, abd * Kulluk, esirlik, kölelik, ubudiyet * Yufka nesne
RIKKIYYET Kölelik, kulluk
RIŞK Atılan ok
RITANE Arap lisanından başka dille konuşmak
RITL (Bak: Ratl)
RI'VE Depretmek
RIYY Suya kanmak * Beni Amir vilâyetinde bir dağın adı
RIZA Memnunluk, hoşluk, razı olmak * İstek, arzu Kendi isteği
RIZA-YI BÂRİ Allah'ın rızası
RIZA-YI İLÂHÎ Allah'ın kulundan memnun olması Her hangi bir hareketinde mü'minin en yüksek derecesi (Rıza-yı İlâhî ve iltifat-ı Rahmanî ve kabul-ü Rabbanî öyle bir makamdır ki; insanların teveccühü ve istihsanı, ona nisbeten bir zerre hükmündedir Eğer teveccüh-ü rahmet varsa yeter İnsanların teveccühü, o teveccüh-ü rahmetin in'ikası ve gölgesi olmak cihetiyle makbuldür Yoksa arzu edilecek bir şey değildir Çünkü kabir kapısında söner, beş para etmez M )
RIZA-YI TARAFEYN İki tarafın isteği
RIZA-CU f Allah'ın rızasını arayan Razı etmeyi gaye edinen
RIZA-DÂDE f Razı olmuş, kabul etmiş
RIZAEN Razı olarak
RIZAEN-LİLLÂH Allah rızası için
RIZAM Büyük kaya parçası
RIZK Yiyip içecek şey Maddi mânevi ihtiyaca lâzım nimet Allah'ın herkese lütuf ve kısmet ettiği ve bekaya sebeb olan nimet (Rızk-ı helâl, iktidar ile alınmadığına, belki iftikara binaen verildiğine delil-i kat'i; iktidarsız yavruların hüsn-ü maişeti ve muktedir canavarların dik-ı mâişeti; hem, zekâvetsiz balıkların semizliği ve zekâvetli, hileli tilki ve maymunun derd-i maişetle vücutça zaifliğidir Demek rızık, iktidar ve ihtiyar ile mâkusen mütenasiptir Ne derece iktidar ve ihtiyarına güvense, o derece derd-i maişete mübtelâ olur S )(Rızk ise; hayattan sonra ni'metlerin en büyük bir hazinesi ve şükür ve hamdin en zengin bir menbaı ve ubudiyet ve dua ve ricaların en cem'iyetli bir mâdeni olmasından, suret-i zâhirede müphem ve tesadüfe bağlı gibi gösterilmiş Tâ her vakit Rezzak-ı Kerim'in dergâhına iltica ve rica ve yalvarmak ve hamd ve şükür şefaatiyle rızk istemek kapısı kapanmasın Yoksa muayyen olsa idi, mâhiyeti bütün bütün değişecekti Şâkirane, minnetdarane ricalar, dualar, belki mütezellilâne ubudiyet kapıları kapanırdı Ş )( $ sarahatiyle; ummadığı tarzda yaşayacak kadar rızkını bulacak Çünki şu âyet taahhüd ediyor Evet, rızk ikidir:Biri hakiki rızktır ki, onunla yaşıyacak Bu âyetin hükmü ile o rızk, taahhüd-ü Rabbanî altındadır Beşerin su-i ihtiyarı karışmazsa, o zarurî rızkı her halde bulabilir Ne dinini, ne namusunu, ne izzetini feda etmeğe mecbur olmaz İkincisi: Rızk-ı mecazîdir ki, su-i istimâlât ile hâcât-ı gayr-ı zaruriye hâcât-ı zaruriye hükmüne geçip, görenek belâsiyle tiryaki olup, terkedemiyor İşte bu rızk, taahhüd-ü Rabbanî altında olmadığı için, bu rızkı tahsil etmek, hususan bu zamanda çok pahalıdır R N )
|