Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (P Harfi)-Osmanlıca Sözlük (P Harfi)İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (P Harfi)-Osmanlıca Sözlük (P Harfi)İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (P Harfi) PENÇE f El ayası ile beş parmağın tamamı * Hayvanların ön ayaklarının parmaklarıyla tırnakları * Eskiden Şark hükümdarlarının imza yerine ellerini kırmızı boyaya sürüp, kâğıdın üstüne basmalarıyla olan şekil, tuğra * Mc: Kuvvet Savlet, satvet
PENÇE-İ KAHR Kahir pençesi Mahveden el
PENÇEZEN f Pençe vuran, düşman
PEND f Nasihat, vaaz, öğüt
PENDİMİ GUŞ ETTİ Nasihatımı dinledi
PENDKÂR (C: Pendkârân) f Nasihat eden, nâsih Öğüt veren
PENDNÂME f Öğüt kitabı
PENDUZ f Çuvaldız
PENİR f Peynir
PER f Kanat
PERAKENDE f Dağınık Dağıtma * Azar azar yayılan veya satılan
PERAKENDEGÛ f Saçma sapan konuşan Saçmalayan
PERANDAH f Sepilenmiş deri sahtiyan
PER-AVER f Kanat açan, kanat açıcı Keskin uçan
PERÇEM f Kâkül * Tepede bırakılan saç * Mızrak ve bayrak gibi şeylerin başlarına konulan püskülümsü şeyler
PERD f Kıvrım, büklüm, kat
PERDA f Yarın
PERDAHT f Cilâ Parlaklık, parlama * Düzleme, temizleme
PERDAHTE f Cilâlanmış, parlatılmış * Temizlenmiş, düzenlenmiş, tertib edilmiş
PERDAR f (Bak: Berdâr)
PERDAZ f Tertib eden, düzenleyen, düzeltici
PERDE f Kapı, pencere gibi yerlere asılan veya iki yeri birbirinden ayıran, görünmeğe mâni olan şey * Mc: Irz, namus, iffet* Bir müzik parçasını meydana getiren seslerden herbirinin kalınlık veya incelik derecesi * Bir sahne eserinin büyük bölümlerinden her biri * Ekran, sinema perdesi * Tıb: Aksu * Mc: Gaflet Basiretsizlik (Bak: Esbabperest)
PERDE-İ CÜMUD Donmuş, katı perde * Mc: Alem, tabiat * Akıl ve hissiyatı kendisi ile meşgul edip, dini ve ulvi hakikatlardan ayıran, gaflet veren perde
PERDE-İ NİLGÜN Gökyüzü, sema
PERDE-İ TÜRABİYE Toprak perdesi, yer yüzü
PERDEBERDAR f Perde kaldırıcı Perde açıcı
PERDEBER-ENDAZ f Perdeyi kaldırıp atan * Utanmayı bırakan, sıkılmayan, utanmayan, hayâsız
PERDEBİRUN f Utanmaz, açıksaçık konuşan
PERDEBİRUNÂNE f Sıkılmadan, utanmazcasına Perdeyi kaldırırcasına Edebsizce
PERDEDÂR f Perdeci, kapıcı, odacı Bir şeyin görünmesine ve bilinmesine mâni ve perde olan
PERDEDÂR-I FELEK Ay, kamer
PERDEDER f Perde yırtan Utanmaz, hayâsız
PERDEGÎ (C: Perdegiyân) f İyi örtünmüş ve namuslu kadın
PERDEKÂR f Perdeli Perde ile örtülü yer
PERDEKEŞ f Perde çekici, örtücü Engel, mâni
PERDENİŞİN f Perde arkasında oturan * Mc: Namuslu, temiz
PERDEPUŞ f Örten, örtücü
PERDESERÂ f Şarkı söyleyen, şarkıcı * Saz çalan, çalgıcı * Küçük çadır
PERDESERÂY f Küçük çadır * Şarkı söyleyen, şarkıcı, hânende Çalgıcı, saz çalan
PERDEŞİNÂS f Şarkı söyleyen, şarkıcı
PERDE YIRTILMAK Hayasızlık etmek, utanmazlık
PERE f Uç, kenar
PERE-İ BİNÎ Burun ucu
PERE-İ KÛH Dağ eteği
PEREND-AVER f Çok keskin kılınç, pala veya hançer
PERENDE f Uçan, uçucu * Av kuşu * Çark gibi dönerek atılan takla
PERENDEBÂZ f Takla atan kimse Cambaz
PERENDEK f Küçük tepe
PERENDİN f İpek elbise, ipek kumaş veya ipek mendil
PERENDUN f Evvelki gece
PERENDUŞ f Dün gece
PERENDUŞİNE f Dün geceki şey
PERENDVAR f Evvelki gece
PERENG f Suyu iyi verilmiş kılınç
PEREST (C: Perestân) f Tapan, tapınan, taparcasına seven
PERESTAN (Perest C) f Tapanlar, tapınanlar, taparcasına sevenler
PERESTAN f Ocak, fırın
PERESTAR (C: Perestarân) f Hizmetçi * Kul * Tapan, tapıcı * Dalkavuk
PERESTAR-I HAYÂL Şâir, ozan
PERESTARÂN (Perestar C) f Kullar, köleler * Hizmetçiler * Dalkavuklar, yaltakçılık yapanlar * Tapanlar, tapıcılar
PERESTARÎ f Hizmetçilik * Kulluk * Tapıcılık * Dalkavukluk
PERESTİDE f Sevgili, mahbub, sevilen
PERESTİŞ f Pek çok sevmek Bendelik etmek İbâdet etmek
PERESTİŞKÂR İbâdet edercesine seven, çok ileri sevgi ve hürmet besleyen
PERGÂL f Pergel
PERGÂLE f Kaba iplikten yapılan bir cins dokuma * Parça
PERGÂR f Pergel Dâire çizmeğe mahsus âlet
PERGÂRVÂR f Pergel gibi
PERGAZE f Kuş kanadının vücuda yapışık olan kısmı
PERGÂM f Döl yatağı Rahim
PERGEM f İşsiz güçsüz, boşta dolaşan adam
PERGUL f Bulgur * Bulgur pilavı * Un helvası
PERGUNE f Yakışıksız, çirkin
PER-GÜŞA f Kanat açıcı, uçucu * Keskin uçucu
PERH f Hisse, pay * Değersiz mal
PERHAŞ f Savaş, harb, muharebe, cidâl, ceng Kavga
PERHAŞCU(Y) f Muharib, savaşçı Kavgacı
PERHİDE f İşaret olunmuş

Alıntı Yaparak Cevapla