Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (N Harfi)-Osmanlıca Sözlük (N Harfi)İle İilgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (N Harfi)-Osmanlıca Sözlük (N Harfi)İle İilgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (N Harfi) NAME-İ HÜMAYUN Tar: Osmanlı Padişahları tarafından İslâm ve Hristiyan Hükümdarlarla Osmanlı Devletine tâbi imtiyazlı olar Mekke Şerifine, Kırım Hanına, Eflâk ve Boğdan Voyvodalarına, Erdel Kralına, Gürcü ve Dağıstan Hanlarına gönderilen mektublara verilen addır
NAME-İ NUR Nurun mektubu Saadet verici mânâlar yazılı kâğıt
NA'ME Derinin nazik olması * Hoş dirlikli olmak
NAMEAVER (Name-âver) f Mektup götüren
NAMEBER f Mektup götüren, nameâver
NA-MEFHUM f Anlamsız, mânasız, anlaşılmaz
NA-ME'MUL f Umulmadık, beklenmedik anda
NA-MERBUT f Rabıtasız, mânâsız, anlamsız, saçma sapan
NA-MERD f Korkak * İnsaniyetsiz, sözünde durmayan Alçak, insanlık hislerinden habersiz
NÂ-MERDÂNE f Namerdcesine, alçakçasına
NÂ-MERDÎ f Namerdlik, alçaklık, zillet * Korkaklık
NAME-RES f Mektup ulaştıran, mektup eriştiren
NA-MERGUB f Beğenilmeyen, rağbet olunmayan
NA-MER'Î f Görülmez Mer'î olmayan
NA-MESBUK f Benzeri hiç olmamış, geçmemiş
NA-MESMU' f İşitilmeğe değmez * İşitilmemiş, duyulmamış
NA-MESTUR f Açık, meydanda, âşikâr * Örtülmemiş
NA-MES'UD f Mes'ud ve mübârek olmayan Uğursuz
NA-MEŞHUD f Gözle görülmemiş, şâhit olunmamış
NA-MEŞRU f Meşru olmayan, şeriat harici * Kanunsuz, uygunsuz * Günah olan şeyler
NA-MEVZUN f Ahenksiz, ölçüsüz, vezinsiz, orantısız * Edb: Vezni bozuk veya hiç olmayan manzume
NA-MEYSUR f Ele geçirememiş Elde edememiş * İşi kolaylaştırılmış
NAMIK Kâtib, yazıcı
NAMIK KEMAL (Mi: 1840 - 1888) Tekirdağ'lı olup İslâm mücahidlerindendir Yeni Osmanlılık hareketine vatan mefhumunu sokmuş, "Firâki, hapsi, nefyi kadr-i nâmusumla gördüm hep" diye haklı olduğunu dâima müdâfaa etmiştir Ehl-i kemâl bir zat olduğu, davasının istikameti ve samimiyetinden anlaşılırHayatının sonlarına doğru Osmanlı İmparatorluğunun ve İslâm dünyasının kurtuluşunu "ittihad-ı İslâm" da görmüş ve bu uğurda gayret göstermiştir Bu emelini, yazdığı " Celâleddin-i Harzemşah, Salahaddin-i Eyyubi, Yavuz Sultan Selim ve Fâtih Sultan Mehmed" isimli eserlerinde ortaya koymuştur Mezarı Bolayır'dadır
NAMİ(YE) Büyüyen, artan, ürmee kuvveti olan Nebat ve hayvandaki büyüyüp gelişme kuvveti * Farsçada: Namlı, şöhretli, ünlü
NA-MİHR-BAN f Vefasız, sevgisiz, muhabbetsiz
NA-MİHR-BANÎ f Vefasızlık, sevgisizlik, muhabbetsizlik
NAMİSA (C: Namisât) Kadınları süsleyip yüzlerinin kılını yolan kadın
NAMİYE (Bak: Nami)
NAMİYEBER f Hayat verici
NA-MİZAC f Keyifsiz, rahatsız, hasta
NA-MİZACÎ f Keyifsizlik, rahatsızlık, hastalık
NA-MURAD f Mahrum kalan, muradına eremeyen
NAMUS Irz, iffet, edeb, hayâ * Şeriat * Melâike * İrade-i İlâhiyenin tecellisi * Nizam * Emniyet ve istikamet gibi faziletlerin muhassalası olan pek kıymetli haslet * Bir kimsenin mahrem, gizli esrarı olup işleri ve hallerinin iç yüzüne vakıf ve muttali kimseye denir * Hayırlara ait gizli hâllerin hâmil ve vâkıfı olan Bu mânada Cebrâil Aleyhisselâm'a ıtlak olunur Sair melâikenin vâkıf olmadıkları vahyin sırlarına vakıf ve mahrem olması cihetiyle ona namus-u ekber denilmiştir * Hâzık * Mahir * Av ve tuzak * Nemmam mânâsiyle fitneci ve koğucu * Birisinin hilesine siper ettiği şeye ve arslan yatağına da bu mâna verilmiştir * Temizlik, doğruluk ( Bak: Desâtir)
NAMUS-U MÜCESSEM Çok namuslu olan
NAMUSİYYE Yatan kimselerin başkaları tarafından görülmemeleri için, yatağın etrafına çekilen perde
NAMUSKÂR f Namuslu * Doğru adam
NAMUSPERVER f Namuslu
NA-MUTASAVVER f Hatır ve hayale gelmez
NA-MUVAFIK f Muvafık gelmeyen, uygun olmayan
NA-MÜBAREK f Uğursuz, meymenetsiz
NA-MÜHEZZEB f Terbiye görmemiş, ıslah edilmemiş
NA-MÜLAYİM f Uygun olmayan * Çetin, sert
NA-MÜNASİB f Münâsebetsiz, yakışıksız, uygunsuz, uygun olmayan
NA-MÜSAİD f Elverişsiz Müsaid olmayan
NA-MÜSTAİD f Müstaid olmayan Olgunlaşma kabiliyeti olmayan İstidatsız
NA-MÜTENAHİ f Sonsuz, ucu bucağı olmayan Nihâyetsiz
NA-MÜVECCEH f Yöneltilmemiş, tevcih edilmemiş
NA-MÜYESSER f Elden gelmeyen, müyesser olmayan
NAMVER (C: Namverân) Namlı, adlı, meşhur, ünlü
NAMZED (Nâm-zed) f İsteyen veya istenilen kimse * Sözlü Nişanlı * Bir vazifeye tayin edilmesini isteyen veya istenilen kişi Aday
NAN f Ekmek
NA'NA (C: Neâni-Ne'nâ') Nâne * Uzun boylu adam
NA'NAA Irak etmek, uzaklaştırmak * Hızlı konuşmak, tez tez söylemek * Katı deprenmek * Yemeğe nane koymak
NANCU (Nâncuy) f Ekmek arayan Dilenci
NANE MOLLA Mc: Beceriksiz, işe yaramaz, ağır hareketli mânalarında kullanılan bir tâbirdir
NANHAH Ekmek isteyen Dilenci
NANHOR f Dilenci
NANKÖR f Gördüğü iyiliği unutan, nimeti inkâr eden Nimetin şükrünü eda etmeyen, gafil
NANPARE f Ekmek parçası Bir lokma ekmek * Geçime yarayan iş
NANPÜZ f Ekmekçi, ekmek pişiren
NANÜ f Ninni
NA-PÂK f Temiz olmayan, pis, kirli
NA-PÂKÂN (Nâpâk C) Murdarlar, pisler
NÂ-PÂKÎ f Pislik, murdarlık
NA-PAYDAR f Süreksiz, geçici Sebatsız, kararsız, durmaz

Alıntı Yaparak Cevapla