Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (N Harfi)-Osmanlıca Sözlük (N Harfi)İle İilgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (N Harfi)-Osmanlıca Sözlük (N Harfi)İle İilgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (N Harfi) NEFY Sürgün etmek Birisini kendi rızası olmadan, bir yerden başka bir yere nakletmek, sürmek * Gr: Bir şeyin olmadığını ifade eden (olumsuzluk) edatı Müsbetin zıddı, menfi olan Bir şeyin yokluğunu veya olmadığını iddia (Bak: İnkâr)(İşte küffarın ve ehl-i dalâletin bir hakikat-ı imaniyeyi inkâr ve nefyetmelerinde kuvvet yoktur Çünkü, nefiy sırrıyla ittifakları kuvvetsizdir Bin nefyediciler, bir tek hükmündedir Meselâ: Bütün İstanbul ahalisi, Ramazanın başında Ayı görmediğinden nefyetse, iki şâhidin isbâtiyle o cemm-i gafirin nefiy ve ittifakı sukut eder L)(Nefiy dahi iki kısımdırBirisi: "Has bir mevkide ve hususi bir cihette yoktur" der Bu kısım ise, isbat edilebilir Bu kısım da bahsimizden hariçtirİkinci kısım ise: Dünyaya ve kâinata ve âhirete ve asırlara bakan imani ve kudsi ve âmm ve muhit olan mes'eleleri nefiy ve inkâr etmektir Bu nefiy ise hiçbir cihetle isbat edilmez Belki kâinatı ihata edecek ve âhireti görecek ve hadsiz zamanın her tarafını temâşâ edecek bir nazar lâzımdır; tâ o gibi nefiyler isbat edilebilsin Ş)
NEFY-İ EBED Bir daha dönmemek üzere nefyedip sürme
NEFY-İ MÜLK Bir malın başkasına ait olduğunu söyleme
NEFY EDÂTI Arabçada "Lâ", Farsçada "Nâ" gibi olumsuzluk bildiren edât
NEFYAN Vurma ânında yara ve cerahatten akan kan
NEFZ Saçma, yayma Neşretme * Silkmek * Nazar etme, bakma
NEGATİF Fr Mat: Sıfırdan küçük, önünde eksi işareti bulunan sayı Menfi * Gerçekteki karanlık ve aydınlık kısımları tersine gösteren fotoğraf camı veya filmi ( Bak: Menfi)
NEGÜHİDE f Çirkin, kötü
NEHA Pek akıllı adam * İhtiyacı terkeylemek (Güya kendi nefsi cihetinden menedilmiş demektir)
NEHABİK Bildikleriyle amel etmeyip halka da öğretmeyen
NEHABİR (Nühbur C) Kum yığınları, kum tepeleri
NEHAFE Tıksırmak, aksırmak * Nefes verip almak
NEHAFE Zayıflık
NEHAK Eşek anırtısı
NEHAKE(T) Bahadırlık, kahramanlık, şecaat * Keskinlik
NEHAMÎ Demirci
NEHAR (C: Enhür) Fecrin doğuşundan güneşin batışına kadar olan aydınlık * Toy kuşunun yavrusu * Altın
NEHAR-I EBYAZ Gündüzün beyazlığı, gündüze benzeyen beyazlık Beyazlığın parlaklığı
NEHAR-I ÖRFÎ Güneşin tuluundan gurubuna - doğuşundan batışına - kadar olan zaman
NEHAR-I ŞER'Î Fecr-i sadıktan güneşin batışına kadar olan müddet
NEHAREN Gündüzün Gündüz vakti
NEHARÎ Gündüzlü, gündüz ile alâkalı * Yatılı olmayan mekteb veya talebe
NEHAVE (Et) çiğ olmak
NEHB Yağma, yağmacılık, çapul * At oynatmak, koşturmak * Kahr ile bir kişinin malını elinden almak
NEHBE Kapmak
NEHBER Helâk olacak yer
NEHC Yol, usul * Doğru yol
NEHD İri gövdeli ve karınlı at
NEHDA' İyi otlar yetişen kumlu arâzi
NEHDAN Dolu, dolmuş
NEHEC (C: Menâhic) Yol, tarik * İstikâmet
NEHEL Susuz olmak * İçmenin evveli * Yaşlı, ihtiyar * Semiz etli deve
NEHEM (Nehim - Menhum) Aç gözlü oluş şikemperver olmak Doymak bilmemek Bir şeye çok düşkün, şehvetli, haris
NEHENG (C: Nehengân) f Timsah
NEHENGÂN (Neheng C) f Timsahlar
NEHER Genişlik, bolluk * Nehir, ırmak
NEHHAB (Nehb den) Yağmacı, çapulcu
NEHHAC (Nehc den) Kılavuz, rehber, mürşid Doğru yolu gösterici
NEHHAL Toprak kazan, kazıcı
NEHHAM Yüksek ve gür sesli kimse * Arslan
NEHHAS Nehs'in mübalağası * Bir kişinin lakabı
NEHHAS Esirci
NEHHAT Yüce avazlı, gür sesli kişi
NEHHAT (NÜHHAT) Çalıştırılan sığır * İnce * Hımar, eşek * Sadaka toplamaya memur olan kişinin işini bitirdikten sonra ücretini alması
NEHİB (Nehb den) Korku, dehşet, ürküntü * Yağmacı, çapulcu
NEHİB İnlemekle ve ses ile olan ağıt
NEHİDE Kalın kaymak
NEHİF Zayıf
NEHİH Boğaz içinden gelen ses
NEHİK Bahâdır, kahraman * Arslan * Keskin kılıç * İyi huylu kimse
NEHİK Anırtı, eşek anırtısı
NEHİM Aç gözlü, doymaz * Yırtıcı * Arslan kükremesi
NEHİR Burun içinden çıkan ses, hırıltı
NEHİRE Çürümüş, ufalanmış, rüzgârla savrulur Delik deşik, göz göz olmuş * Rüzgâr estikçe ses verir kemik, çürümüş kemik (Nâhir de denir)
NEHİRE Ayın evveli
NEHİT İnlemek * Şiddetle teneffüs etmek, nefes alıp vermek
NEHİT Eşek anırtısı Hımar avazı
NEHİTE (C: Nehâyet) Tabiat
NEHİY Yasak etmek Menetmek * Gr: Emrin menfi şekli
NEHİZET Tabiat * At kulağına benzer dokunmuş nesne
NEHK Eşek bağırışı
NEHK Zayıf etmek, zayıflatmak * Eskitmek * Mübâlağa etmek
NEHME Hastaların ve çocukların yiyeceğe karşı olan hırsı, oburluğu
NEHMET Himmet, maksat, yüksek himmet Harislik şehvet
NEHNEHE Dar kaftan, dar elbise
NEHR Çay, ırmak * Vüs'at, bolluk Genişlik
NEHR-ÜS SEMA Samanyolu Kehkeşan
NEHR Boğazlamak, kesmek * Namazda sağ elini sol eli üzerine koymak * Sadr, göğüs
NEHREN Nehirden Nehir yoluyla
NEHREYN İki nehir
NEHRÎ (Nehriye) Nehirle ilgili, nehre ait
NEHS Çok yaramaz nesne
NEHS Kabzetmek, almak * Yılan sokması * Eti ön dişiyle almak
NEHSEK Yaban havucu
NEHŞ Yılan sokmak * Almak, kabzetmek * Ön dişiyle bir nesneyi ısırır gibi tutmak * Et almak
NEHŞEL Kurt, zi'b * Çakır * Erkek ismi
NEHT Yontmak Oymak
NEHT Çağırmak * Ses, avaz * Men'etmek, engel olmak
NEHUD f Nohut
NEHUR Burnuna vurmayınca veya burnuna parmak sokmayınca sütünü salıvermeyen deve
NEHUS (C: Nehâyıs) Gebe eşek
NEHUSET (Bak: Nühuset)
NEHVA Bir şey kasdetmek Bir şey söylemeği istemek * Bir şey yapmağa evvelden hazırlanmak
NEHY (Bak: Nehiy)
NEHYİ AN-İL MÜNKER Allah'ın haram kıldığı şeyleri işlemekten men'etmek, haram işleri yaptırmamak ve buna çalışmak
NEHZ Ayağa kalkmak, deprenip kalkmak, hareket
NEHZ Durmak, kıyam * Def'etmek, kovmak * Yakın olmak * Berkitmek için devenin memesine eliyle vurmak * Dolması için kovayı suya vurmak
NEHZ Süngü demirini inceltmek * Kemik üstündeki eti soyup gidermek * Çok et
NEHZ Vurmak Dövmek * Haykırmak
NEHZAT Hareket, davranma, kalkışma Yola çıkma

Alıntı Yaparak Cevapla