Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (N Harfi)-Osmanlıca Sözlük (N Harfi)İle İilgili Kelimeler...
RE: Osmanlıca Sözlük (N Harfi) NEMED f Keçe
NEMEDÎN f Keçeden yapılma
NEMED-PÂRE f Keçe parçası
NEMED-PUŞ f Keçe giyen Derviş
NEMED-ZÎN f At eğeri altına konulan keçe
NEMEK f Tuz Milh * Lezzet, tat * Bağlılık, hak
NEMEK-ÇEŞ f Tadına bakma, tatma
NEMEK-DÂN f Tuzluk, tuz kabı
NEMEK-EFŞAN f Tat veren Lezzetlendiren * Tuz serpen
NEMEK-HARAM f Tuz haini * Mc: Nankör
NEMEK-HELÂL f Tuz hakkı tanıyan Bağlı, sâdık kimse
NEMEKÎN f Tuzlu, lezzetli, tadı yerinde * Tuzlu gözyaşı
NEMEK-PERVER f Sâdık ve bağlı kimse
NEMEK-SUD f Tuzlanmış, tuza bastırılmış, tuzlu şey * Pastırma
NEMEK-ŞİNÂS f Tuz tanıyan * Mc: İyilik bilen
NEMEŞ Dağınık, parçalanmış şeyleri toplamak * Nakış hatları * Yüzde olan siyah ve beyaz noktalar
NEMF Küçük kurt (böcek)
NEMGA Çocukların beyni deprendiği yer * Dağ üstü
NEMİDANEM Bilmiyorum
NEMİDİDEM Görmüyorum
NEMİKA (C : Nemâik) Mektub Name
NEMİME Söz götürme Lâf taşıma Bir kimse aleyhindeki sözleri ifsad maksadıyla kendisine eriştirme
NEMİMEKÂR f Koğucu, fitneci, dedikoducu, münafık
NEMİN Fısıltı * Koğucu
NEMİR Tatlı su
NEMİR (C : Nümur) Kaplan
NEMİRE Dişi kaplan * Yün kaftan
NEMİS Bittikten sonra yine biten ot
NEMK Yazmak * Düzeltmek
NEMKEŞİDE f Islak, nemli, yaş, rutubetli
NEML Karınca
NEML SURESİ Kur'an-ı Kerim'de 27 Sure olup Süleyman Suresi de denir Mekkîdir
NEMLE Bir tek karınca * Vücutta olan karıncalanma
NEMM Birinin sözünü başkasına götürüp ikisinin arasını bozma Koğuculuk
NEMMAL Koğucu, dedikoducu, münafık
NEMMAM (Nemmas) : Koğuculuk ve nemimecilik eden Dedikoducu
NEMNAK f Nemli, yaş, ıslak
NEMNAKÎ f Nemlilik, ıslaklık, yaşlık, rutubet
NEMREKA (C : Nemârık) Yastık
NEMRUD Zâlim ve gaddar olarak tanınmış ve Allaha karşı kibir ve isyan ile büyüklük taslamış bir kralın ismidir Milâddan evvel 2640 yılında yaşadığı sanılmaktadır Peygamber İbrahim Aleyhisselâm zamanında yaşamış ve onu ateşe atarak yakmak istemiş, mu'cize ile İbrahim Aleyhisselâm ateşten kurtulmuştur Bâbil'in müessisi ve hükümdarı olup, en evvel hükümranlık ve tecebbür eden bu olduğu mervidir (Bak: Enaniyet)
NEMS Süt ve yağın ekşimesi * Ekşimek ve kokmak * Sırrı ketmetmek, gizlemek
NEMŞ f Hile, oyun, dalavere, desise
NEMY Kaldırmak * Yetiştirmek
NE'NEE Zayıflık
NE'NEHAVA Anason, kimyon
NENG f Ayıp, utanma, hayâ etme * Ün, şöhret, nam
NER f Erkek, er
NERBDAN f Merdiven (Neverdi bâm'dan alınmıştır Neverd; kıvrım, büküm; neverdiden; tayyetmek, dürmek; bam, ban; tavan mânalarına gelirler Üst kata merdivenle çıkıldığından, neverdibâm yerine hafifletilmişi olan nerdbân denilmiştir )
NERE f Dalga * Erkek
NERE-İ ÂB Su dalgası
NERGİS (Nerges - Nercis) İri papatya biçiminde ortası yeşil veya sarı, yaprakları gri ve sarı bir çiçek Suyu, uyuşturucudur Mahmur bakışı andırır
NERGİS-DÂN f Nergis saksısı
NERGİSÎ f Nergis biçiminde kesilip yapılan bir çeşit hamur işi
NERİMAN f Pehlivan, yiğit, kahraman
NERİMANÎ f Nerimanlık, kahramanlık, yiğitlik
NERM (Nermi - Nermin) f Yumuşak
NERM-ÂHEN f Gevşek şey
NERMDİL f Yüreği yumuşak Merhametli
NERMGÛ f Yumuşak sözlü
NERMÎ f Gevşeklik, yumuşaklık
NERMİN f Yumuşak
NERMİYET Yumuşaklık, gevşeklik
NERMLİGAM (Nerm-ligâm) f İtaatli, muti, söz dinler * Başı sert olmayan at
NERM NERM f Yavaş yavaş, âheste âheste
NERMSAZ f Yumuşak adam
NERRE-ŞİR f Erkek arslan
NESA (C : Ensâ) Uyluk başından tırnağa kadar varan bir damar * Te'hir etmek, sonraya bırakmak
NESAİ (Bak: Kütüb-ü sitte-i hadisiyye)
NESAİC (Nesice C ) Dokumalar Dokunmuş kumaşlar Ette ve deride olan nescler, dokular (Bak: Nesc)
NESAİH (Nesâyih) (Nasihat C ) Nasihatler, öğütler
NESAİK (Nesike C ) Kesilen kurbanlar
NESAİM (Nesim C ) Hafif ve lâtif rüzgârlar
NESAİS (Nesise C ) Fesatlık için yapılan fısıltılar
NESAK Tarz, usul, yol, şekil, üslub
NESAK-I VÂHİD Tek şekilde, tek tarzda, tek biçimde
NESAKSÂZ f Tertib eden, düzenliyen, tanzim eden, düzen veren
NESAR (C : Nüsür - Ensür) Bir kuş adı Gerges de denir
NESC (Nesic) Dokunuş, dokuma * Canlı mahluklardaki hücrelerin, Allah'ın (C C ) kudretiyle ve kanunu dâiresinde yanyana gelip birleşerek uzuvların yapılışı (Meselâ: Hayvanlarda deri, kemik, et vesâir kısımların yapılışı gibi)
NESCÎ Nesc ile alâkalı
NESCOLMAK Dokunmak, örülmek, örülü hâle gelmek Kumaş dokunması, bez dokunması (Canlıların vücudundaki nescolunmak gibi)
NES'E Veresiye alma Vade ile alma * Tehir etmek
NESEB Sülâle, hısımlık, karabet, soy Baba soyu, atalar zinciri * Vuslat
NESEBEN Soyca, sülâlece, soy bakımından
NESEBÎ Neseb ve soya âit Sülâle ile alâkalı
NESEL Davar sağıldıktan sonra meme başlarında arta kalan sütü * İki tarafı saf saf ağaçlar olan yol
NESEM Soluk ruh, nefes Rahatı mucib hâlet * Rüzgârın lâtif, hoş esmesi
NESEME (Nesme) : (C: Nüsüm) Nefs İnsanın ve her nesnenin başlangıcı
NESEVÎ (Neseviye) Kadına mensub, kadınla alâkalı, kadınlık
NESEVİYYET Kadınlık
NESF Bir yapıyı temelinden yıkma
NESFE Dökülmüş ve saçılmış un
NESG Gitmek * Almak * Ağaç kesildiğinde çıkan su * Vurmak * Dürtmek
NESH Ist: Şer'i bir hükmü yine şer'i bir emirle kaldırmaktır (İtikada ait olan ve zamanla değişmeyen hükümlerde nesih olmaz, bunlar sabit birer hakikattırlar ) * Bir şeyin aynını kopya etmek, aynını çoğaltmak * İbtal etmek, hükümsüz bırakmak, değiştirmek * Nakletmek, kaldırmak, bir şeyi zâil kılmak (Güneşin, gölgeyi giderdiği gibi )
NESHÎ Nesihle alâkalı, neshe ait * Bir cins yazı
|