Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (M Harfi)-Osmanlıca Sözlük (M Harfi)İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #44
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (M Harfi)-Osmanlıca Sözlük (M Harfi)İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (M Harfi) MİNZAR Ayna Bakma âleti Gözlük
MİR Amir Bey Baş Kumandan Vâli
MİR-İ KELÂM Güzel ve zarif konuşan
MİRA' (Riya dan) Riya etme, riyakârlık yapma * Başkasının sözüne itiraz edip mücâdele etme * İçindekinin aksini söyleme
MİR-AB f Bir kentin su işlerine bakan kişi
Mİ'RAC Merdiven, süllem * Yükselecek yer * En yüksek makam * Huzur-u İlâhî Peygamberimiz Hz Muhammed (ASM) Efendimizin, Receb ayının 27 gecesinde Cenab-ı Hakk'ın huzuruna ruhen, cismen, hâlen çıkması mu'cizesi ki; en büyük mu'cizelerinden birisidir(Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, nasılki Arz ahâlisine inşikak-ı Kamer mu'cizesini göstermiş; öyle de: Semâvat ahâlisine, Mi'rac mu'cize-i ekberini göstermiştir İşte Mi'rac denilen şu mu'cize-i âzamı, Otuzbirinci Söz olan Mi'rac Risalesi'ne havale ederiz Çünki o risale, o mu'cize-i kübrâyı, ne kadar nurani ve âli ve doğru olduğunu kat'i bürhanlarla, hattâ mülhidlere karşı da isbat etmiştir Yalnız, mu'cize-i Mi'racın mukaddimesi olan Beyt-ül-Makdis seyahatı ve sabahleyin Kureyş kavmi, Ondan Beyt-ül Makdis'in târifatını istemesi üzerine hâsıl olan bir mu'cizeyi bahsedeceğiz Şöyle ki:Mi'rac gecesinin sabahında, Mi'râcını Kureyş'e haber verdi Kureyş tekzib etti Dediler: "Eğer Beyt-ül Makdis'e gitmiş isen, Beyt-ül Makdis'in kapılarını ve duvarlarını ve ahvâlini bize târif et" Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman ediyor ki: $Yâni: "Onların tekziblerinden ve suâllerinden pek çok sıkıldım Hattâ öyle bir sıkıntı hiç çekmemiştim Birden Cenab-ı Hak, Beyt-ül-Makdis'i bana gösterdi; ben de Beyt-ül-Makdis'e bakıyorum, birer birer herşey'i târif ediyordum" İşte o vakit Kureyş baktılar ki: Beyt-ül-Makdis'ten doğru ve tam haber veriyorHem Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Kureyş'e demiş ki: "Yolda giderken sizin bir kafilenizi gördüm kâfileniz yarın filân vakitte gelecek Sonra o vakit kâfileye muntazır kaldılar Kâfile bir saat teehhür etmiş Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın ihbarı doğru çıkmak için, ehl-i tahkikın tasdikıyla, Güneş bir saat tevakkuf etmiş Yâni Arz, O'nun sözünü doğru çıkarmak için; vazifesini, seyahatını bir saat tâtil etmiştir ve o tâtili, Güneş'in sükunetiyle göstermiştir İşte Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'ın birtek sözünün tasdikı için, koca Arz vazifesini terkeder; koca Güneş şâhid olur Böyle bir Zâtı tasdik etmeyen ve emrini tutmayanın, ne derece bedbaht olduğunu ve O'nu tasdik edip emrine $ diyenlerin ne kadar bahtiyar olduklarını anla M)
Mİ'RAC-UN NEBİ Hazret-i Peygamber'in (ASM) huzur-u İlâhîde yükselmesi(Mi'râc-un Nebi : Zât-ı Ahmediyye (ASM) Efendimizin seyr-i sülukundan ibârettir Zât-ı Muhammediye'nin bütün kâinatın fevkine çıkıp, bütün mevcudattan geçip, bütün mahlukatın Hâlikı ile umumî, küllî, ulvî bir sohbetidir)(Mi'rac meselesi erkân-ı imaniyyenin usulünden sonra terettüb eden bir neticedir Ve erkân-ı imaniyyenin nurlarından medet alan bir nurdur Erkân-ı imaniyyeyi kabul etmeyen dinsiz mülhidlere karşı elbette bizzat isbat edilmez Çünkü Allah'ı bilmeyen, peygamberi tanımayan ve melâikeyi kabul etmeyen veya semâvatın vücudunu inkâr eden adamlara Mi'rac'dan bahsedilmez Evvelâ o erkânı isbat etmek lâzım geliyor S) (Bak: Bast-ı zaman)
Mİ'RAC GECESİ Leyle-i Mi'rac da denir Arabî aylardan Receb-i şeri'fin yirmiyedinci gecesidir
Mİ'RACİYYE Mi'raca âid Mi'rac hakkında Peygamberimiz Hz Muhammed'in (ASM) Mi'rac mu'cizesi hakkında yazılmış manzume veya bu hususta yazılan eser
MİRADE Mancınık taşı
MİRADES (C: Merâdis) Kuyu içinde su var mıdır diye bilmek için bıraktıkları taş * El değirmeni
MİRAH Sürur, neşat, sevinç
MİR-AHUR f Sarayda at işlerine bakan memurun ünvanıdır
MİRALAY Alay kumandanı Albay
MİRAN (Mir C) Beyler
MİRAN (C: Mârin) Vahşi canavar yatağı
MİRAN AŞİRETİ Cizre havalisinde Bühti ismi ile de anılan bir aşiret adı
MİRAR Kerreler Def'alar
MİRAREN Defalarca, birçok kere
MİRAS Ölen kimseden akrabalarına ve yakınlarına kalmış olan mal, mülk( $ olan hükm-ü Kur'anî, mahz-ı adâlet olduğu gibi, ayn-ı merhamettir Evet adâlettir Çünki; ekseriyet-i mutlaka itibariyle bir erkek, bir kadın alır, nafakasını taahhüt eder Bir kadın ise, bir kocaya gider, nafakasını ona yükler; irsiyetteki noksanını telâfi eder Hem merhamettir, çünki: O zaife kız, pederinden şefkate ve kardeşinden merhamete çok muhtaçtır Hükm-ü Kur'ana göre o kız, pederinden endişesiz bir şefkat görür Pederi ona, "Benim servetimin yarısını, ellerin ve yabanilerin ellerine geçmesine sebeb olacak zararlı bir çocuk" nazariyle endişe edip bakmaz O şefkate, endişe ve hiddet karışmaz Hem kardeşinden rekabetsiz, hasedsiz bir merhamet ve himayet görür Kardeşi ona, "hânedanımızın yarısını bozacak ve malımızın mühim bir kısmını ellerin eline verecek bir rakib" nazariyle bakmaz; o merhamete ve himayete bir kin, bir iğbirar katmaz Şu halde o fıtraten nazik, nâzenin ve hilkaten zaife ve nahife kız, sûreten, az bir şey kaybeder; fakat ona bedel akaribin şefkatinden, merhametinden, tükenmez bir servet kazanır Yoksa rahmet-i Hak'tan ziyade ona merhamet edeceğiz diye hakkından fazla ona hak vermek, ona merhamet değil, şedit bir zulümdür Belki zaman-ı câhiliyette gayret-i vahşiyaneye binaen kızlarını sağ olarak defnetmek gibi gaddarâne bir zulmü andıracak şu zamanın hırs-ı vahşiyanesi, merhametsiz bir şenâate yol açmak ihtimali vardır M)
MİRASHAR f Mirasyedi Kendine kalan mirası yiyen Mirashor
MİR'AŞ (MER'AŞ) Çok yüksekten uçan güvercin
MİR'AT Ayine Ayna * Meşhur bir cins lâle
MİR'AT-ÜL AYN Bir şeyin dış görünüşü
Mİ'RAZ (C: Meâriz) Zıpkın adı verilen yeleksiz uzun ok * Bir sözün gizli mânâsı Ta'riz
Mİ'RAZ Süs için giyilen güzel elbiseler
MİRAZZA Harmanı sürecek döven
MİRBA Ganimet malının dörtte biri
MİRBA (MİRBÂE) Gözcülerin üstüne çıkıp baktıkları yüksek yer
MİRBAA Asâ, değnek, sopa
MİRBAT Davar bağlanacak bağ
MİRBED (C: Merâbid) Ev içinde olan küçük hücre (içine esvap koyarlar) * Davar ahırı * Davar duracak yer * Hurma kuruttukları yer
MİRCEL (C: Merâcil) Kazan
MİRDA Gemicilerin kullandıkları uzun ağaç
MİRDİYAN (Mirdiyane) Mersin ağacı
Mİ'RE (C: Miâr) Kin, adâvet, düşmanlık
MİREMME Sığır ve deve gibi tırnaklı hayvanların dudağı
MİRFA(T) İttifak etmek, bir olmak, birleşmek
MİRFAK Dirsek * Mutfak Kiler * Semânın şimal tarafında bir yıldız ismi
MİRFAKA Dirsek yastığı
MİRFED Büyük kâse
MİRFEŞE Kürek
MİRGAH Kaymak alacak âlet
MİRHA İrhâ denilen yelmekle yelip seğirten at
MİRHA(T) (C: Merâhâ) Yürüyücü at
MİRHA(T) Salıverilmiş, bırakılmış perde
MİRHAZ (MİRHÂZA) Gasilhâne, abdesthâne, kenif * Çamaşır tokmağı
MİR'IZZA (MİR'IZÂ) Keçi kılının altında olan tiftik
MİRÎ Devlete âid Devlet hazinesine mensub
MİRİLU Uzayan harblerde ve askerin kifayetsizliği zamanlarında aylıkla toplanan askerler Bunlar talimsiz, intizamsız oldukları için "Nefer-i âm: Bütün halkın cenge sürülmesi" hükmünde kalıyor, bir istifade te'min olunamıyordu Yeniçeri Ocağı'nın ilgasıyla muntazam askerî teşkilât yapılınca bu türlü asker istihdamından vaz geçilmiştir * Hükümete ait gelir menbaları yerinde de mirilu tabiri kullanılırdı
MİRKAK Oklava
MİRKAM (C: Merâkım) Kalem
MİRKAT Merdiven Basamak Derece
MİRKEN (C: Merâkin) Don yıkayacak kap * Küçük leğen
MİRLİVA Tugay kumandanı Tuğgeneral
MİRMA(T) (C: Merâmâ) Nişan oku
MİRRE Kuvvet * Öd * Akıl * Kat * Sağlamlık
MİRRİD Müfsid, kötü ve şerir kimse
MİRRİH Şâd, neşeli ve mesrur kimse
MİRRİH Uzun ok ("Pertev oku" derler) * Yeleği olmayan ok * Bir yıldız adı
MİRSAD Gözetleme yeri Rasad yeri * Gözetleme âleti * Suçluları gözleyip duran * Pusu * Suçlular için hazır bekleyen
MİRSAD-I İBRET İbretle seyretme yeri
MİRSAD-I TEFEKKÜR Tefekküre sebep olan
MİRSAD (C: Merâsıd) Geniş yol
MİRSAL (C: Merâsil) Tenbel yürüyüşlü davar * Küçük ok
MİRSAT Gemi demiri Lenger
MİRŞAH (Mirşaha) Süzgeç
MİRŞAHA Eyer altına konulan keçeyi davardan almak
MİRŞEKA (C: Merâşik) Terzi yüksüğü
MİRŞEM Ekmek tozunu silecek tüy süpürge
MİRT (C: Mürât) Yünden veya haz denilen kumaştan elbise * Kadınların, esvapları üstüne giydikleri elbise
MİRTAC Kapı kilidi * Dar yol
MİRTAC Yarış atlarının beşincisi
MİRTAL (MİRTALE) Bulaşmak
MİRTAZ Dinin yasaklarından sakınan kimse
MİRVAHA (C: Merâvih) (Rih den) Yelpaze
MİRVAHA CÜNBÂN f Yelpaze sallıyan
MİRVED (C: Merâvid) Milve makara ortasındaki demir, mihver
MİRYE Şek, şüphe * Münazara Cedel (Bak: Temâri)
MİRZA Reis Bey * Büyük kimselerin çocuğu Beyzâde * Bazı İslâm topluluğunda iyi sülâleden olanlara, şehzâdelere, seyyidlere verilen ünvân olmakla beraber, bugün bir isim olarak çokca kullanılmaktadır
MİRZAB (C: Merâzib) Ululuk * Uzun ve büyük gemi
MİRZAH (C: Merâzıh) Çekirdek ve ona benzer şeyleri dövüp ezdikleri taş
MİRZAH Üzüm çubuğunu yerden kaldırıp bağlayıp sardıkları ağaç
MİRZAZ Havan eli

Alıntı Yaparak Cevapla