Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (M Harfi)-Osmanlıca Sözlük (M Harfi)İle İlgili Kelimeler...
RE: Osmanlıca Sözlük (M Harfi) MUCEB İcâb etmiş, lâzım gelmiş Bir söz veya emrin icâb ettiği şey, netice * Büyük bir memurun, kendisine sunulan evrakı tasdik için ettiği işaret
MU'CEM İ'câm edilmiş, noktalanmış, noktalı * Hadis şeyhlerinin herbirisi * Harf-ı heca sırasına konularak, her birisinin tarikından müellife kadar gelen rivayetleri toplayan kitaba denir
MUCER (Ecr den) Kiraya verilmiş olan şey
MUCEZ (İcaz dan) İcaz yoluyla Muhtasar ve mücmel bir tarzda Kısaca
MUCÎ (Vecâ dan) Acıtan, ağrıtan
MUCİ' (Vecâ' dan) Elem ve acı veren
MU'CİB (Aceb den) Taaccübe, hayrete düşüren Şaşkınlık veren
MUCİB (Mucibe) İcâb eden, lâzım gelen * Bir şeyin peydâ olmasına vesile ve sebep olan Gereken Gerektiren, lâzım gelen
MUCİB-İ BİZZAT İster istemez kendisi işi yapmaya mecbur olan Serbest ve istediği gibi hareket edemeyen (Meselâ: Güneş ışığının, güneşin kendi zâtının zaruri neticesi olması gibi )
MUCİB-İ İSTİKRAH Nefrete, sevmemeye sebeb olan
MUCİB-İ TEYAKKUZ Teyakkuzu, yâni uyanıklığı icâb ettiren
MUCİBE-İ KÜLLİYE Man: Müsbet ve umumi (şumüllü) olan kaziye
MUCÎB (Cevab dan) İcabet eden, uyan Kendisinden istenilen iş ve suali cevaplandıran
MUCİBAT (Mucib C ) Sebepler
MU'CİBE Taaccüb edilecek, şaşılacak şey
MUCİD Yeni bir şey icad eden, meydana getiren, bulan * Yaratan Yoktan var eden (Ve keza, bu fâni dünyadan da çıkacaksın Öyle ise, aziz olarak çıkmaya çalış Vücudunu Mucidine fedâ et Mukabilinde büyük bir fiat alacaksın! M N )
MUCİD-İ HAKİKÎ İcad etme iktidarının yegâne sahibi mânasında olarak (Allah) hakkında kullanılır
MUCİR (Ecir den) İcar eden, kiraya veren (Bak: Mücir)
MU'CİR Bir çeşit kadın başörtüsü Eşarp
MUCİZ Kısa Muhtasar Özlü Az sözün çok mânâ ifâde edeni
MUCÎZ İcâzet veren, izin veren
MU'CİZ İnsanı âciz bırakan iş Aynısını yapmakta başkalarını acze düşüren, kudretsiz kılan, kimsenin yapamıyacağı yolda olan
MU'CİZ-ÜL BEYAN Beyanı herkesi âciz bırakan
MU'CİZAT Mu'cizeler Allah tarafından verilip, yalnız peygamberlerin gösterebilecekleri büyük harika işler
MU'CİZAT-I AHMEDİYE (A S M ) Hz Muhammed'in (A S M ) mu'cizeleri (Bak: Mu'cize)
MU'CİZAT-I SEB'A Yedi meşhur mu'cize, yedi külli i'caz esasları
MU'CİZBEYAN f Anlatış tavrı herkese benzemeyen Tarz-ı beyanı mu'cize olan Kur'an-ı Kerim
MU'CİZE İnsanların, yapmasında âciz kaldıkları ve ancak Allah tarafından peygamberlere nasib olan hârika Kerametten yüksek, fevkalâde hâdise * Mu'cize, Halik-ı Kâinat tarafından peygamberlerin hakkaniyetine ait bir tasdiktir Sahih hadislerle mu'cizeler haber verilmiş ve tesbit edilmiştir (  Mu'cize davâ-yı nübüvvetin isbatı için münkirleri ikna etmek içindir İcbâr için değildir Öyle ise davâ-yı Nübüvveti işitenler için ikna edecek bir derecede mu'cize göstermek lâzımdır  S )
MU'CİZ-EDA f Mu'cize gösteren Başkalarının yapamıyacağı kadar mu'cize derecesinde iş ortaya koyan Edası mu'ciz olan
MU'CİZEGU(Y) f Mu'cize gibi söz söyleyen
MU'CİZEKÂR f Mu'cizeli, mu'cize hâlinde, başkalarını âciz bırakan
MU'CİZNÜMA f Mu'cize gösteren
MUÇİNE f Cımbız
MUDA' Fık: Emâneten kendine bir şey bırakılan kimse * Serkeş ve oynak olmayıp, mazlum ve sâkin olan at
MU'DAL (Mu'dıl) Güç, içinden çıkılmaz, girift
MUDAREBAT (Mudarabe C ) Mudarebeler, döğüşmeler, vuruşmalar
MUDAREBE (Darb dan) Döğüşme, vuruşma * Bir taraftan sermaye diğer taraftan emek ile kurulan ticaret şirketi (O L )
MUDARİB (Darb dan) Döğüşen Birbirlerine vuran
MUDCER (Ducret den) Sıkıntılı olan Sıkılmış
MUDCİR (Ducret den) Sıkıntı veren, sıkan, gamlandıran
MU'DEM Bir şeyi yitiren, kaybeden
MUDGA Et parçası, bir çiğnem et
MUDHAK Kendisine gülünen Soytarı Gülünç hâle düşen
MUDHİK Güldürücü, güldüren, maskaralık ederek halkı güldüren
MUDHİKÂT (Mudhike C ) (Dıhk den) Gülünecek şeyler Mudhikeler
MUDHİKE Gülünç şey, gülünecek hâl Komedya
MUDİ' Fık: Malının muhâfazasını başkasına emânet ve havâle eden
MUDÎ Işık verici, parlak ve ruşen olan
MU'DÎ Sirâyet edici, bulaşıcı, sâri
MUDÎK (Bak: Muzîk)
MU'DİL(E) (C : Mu'dilât) Zor, güç ve çetin
MU'DİLAT (Mu'dal C ) Büyük, ağır, çetin ve zor işler
MUDİLL İdlâl edici, yoldan çıkaran, eğri yola teşvik edici
MUDİLLE (Dalâlet den) Baştan çıkaran, azdıran, doğru yoldan saptıran
MU'DİM Öldüren, idam eden
MUDİYYEN Giderek, geçerek
MUFAD (Bak: Müfad)
MUFADALA (Bak: Mufâzala)
MUFADDEL Faziletlendirilmiş, diğerlerinden ayrıca fazilet itibarıyla temayüz etmiş, yükselmiş
MUFADDIL Faziletlendiren, iyilik eden ve nimet veren
MUFADDILÎN Faziletliler Yüksek ve büyük zatlar
MUFAHHAM Büyüklük kazanmış, kerem sahibi, itibarlı, azim, büyük
MUFAHHAM (Fahm dan) Kömürleşmiş, kömür halini almış
MUFARAKAT Ayrılık, ayrılmak
MUFARRİT (Fart dan) Kusur yapan, eksik işleyen Aşırı giden
MUFASALA Ayrılma
MUFASSAL Tafsilli, tafsilâtlı, izahlı Geniş mâlumatlı, kısımlara ayrılıp anlatılmış
MUFASSALAN Geniş, izahlı olarak Tafsilâtlıca Kısımlara ayrılıp anlatılmış olan
MUFASSIL Kısımlara ayrılan, fasıl fasıl ayıran, adalet eden
MUFAVVAZ Yapılması ısmarlanmış
MUFAVVİZ Bir kimseye bir vazifeyi veren Yapmasını ısmarlıyan
MUFAZ Çok, bol Bereketli, feyizli
MUFAZALA Fazilet ve meziyetle birbiri ile yarışma
MUFAZZAL (Fazl dan) Başkalarına üstün tutulmuş Tafdil edilmiş
MUFAZZAZ Gümüş kaplamalı, gümüşlü
MUFAZZİH Rezil eden
MUFÎ İfa eden, ödeyen, yerine getiren
MUFSİH Fesâhetle ve düzgün olarak konuşan
MUFTIR (Fıtr dan) Oruç açan, iftar eden
MUG (C : Mugan) Mecusi Ateşperest Ateşe tapan Zerdüşt dininde olan
MUGABBER Tozlu nesne
MUGABENE (Gabn dan) İki taraf birbirini aldatma
MUGABESE Karıştırmak
MUGADDÎ (Mugazzi) Gıdalı, besleyici, gıdası çok, faydalı
MUGADERE (Mugaderet) Bırakmak, salıvermek
MUGAFAZA Ansızdan tutmak
MUGALAKA Diğerleri karışmayarak iki kişinin atlarıyla yarışması
MUGALATA (Galat dan) Karşısındakini yanıltmak için söz söylemek Doğruya benzer yanlış sözler Safsata Hatalı ve yanlış söz Demagoji * Man: Vehimlerden terekküb eden kıyastır
MUGALATAT (Mugalata C ) Safsatalar Demagojiler Mugalâtalar
MUGALAZA Düşmanlık, husumet, adâvet
MUGALEBE Üstün olmağa, galib gelmeyeğe çalışmak Birisine galib gelmek
MUGALGAL Haber
MUGALLAT(A) (Galat dan) Yanlış telâffuz edilmiş
MUGALLEB Defâlarca mağlup olan kişi
MUGALLÎ (Galeyân dan) İyice kaynatılmış * Ihlamur, papatya gibi çiçeklerin kaynatılmış suyu
|