|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (L Harfi)-Osmanlıca Sözlük (L Harfi)İle İlgili Kelimeler....
RE: Osmanlıca Sözlük (L Harfi) LESAK Yaşlık, ıslaklık
LESAS Hırsızlık yapma Sirkat
LESASET Hırsızlık
LESB Vurmak * Yalamak * Yapışmak Cem'etmek, toplamak
LESD Yalamak Emmek
LESEN Fesâhat Düzgün, güzel ve akıcı konuşma
LESİN Ülfet, alışkanlık
LESK Yapışmak
LESLESE Men'etmek, engel olmak
LESM İlzam etmek, susturmak
LESM Ağzını örtmek * Öpmek * Kırmak
LESME Yüzörtüsü, peçe
LESS Dâim olan Devamlı olan
LESS Yemek * Yalamak
LEST f Güzel, hoş, iyi Kuvvetli, kavi
LESU' (Akrep veya yılan gibi hayvanlar) sokmuş
LESUS (Lesusiyet) Hırsızlık, sirkat Hırsızlık yapmak
LEŞKER f Asker
LEŞKER-İ ARAMREM Çok asker
LEŞKERGÂH f Ordu yeri
LEŞKERÎ f Askere ait Askerle alâkalı
LEŞKERİYAN (Leşker C ) f Askerler, leşkerler
LEŞKERKEŞ f Asker çeken Askerleri idare eden Kumandan
LEŞKERŞİKÂF f Düşman askerini kıran
LEŞKERŞİKEN f Düşman askerini kıran
LEŞKERŞÜKÛF f Düşman askerini kıran
LET f Dayak, kötek * Dövme, vurma * şiddetle çarpma
LET' Atmak * Doğurmak * Cima etmek
LETAC Vahşi sığır, yabani sığır
LETAFET Hoşluk, lâtiflik * Cisimden alâkayı kesip bir nevi nurâniyet kesbetmek * Güzellik, nezaket, yumuşaklık, hafiflik
LETAİF Lâtif duygular (İman yalnız ilim ile değil, imanda çok letaifin hisseleri var Nasıl ki; bir yemek muhtelif âsâba, muhtelif bir surette inkisam edip tevzi olunuyor İlim ile gelen mesâil-i imâniye dahi akıl midesine girdikten sonra, derecâta göre ruh, kalb, sır, nefis ve hakeza letaif kendine göre birer hisse alır, masseder Eğer onların hissesi olmazsa, noksandır M )
LETAİF-İ AŞERE On lâtif duygu On adet lâtifeler (Letaif-i aşere; İmam-ı Rabbani, kalb, ruh, sır, hafi, ahfa, insanda anasır-ı erbaanın herbir unsurdan o unsura münasib bir lâtife-i insaniye tabir ederek, seyr ü sülukta her mertebede bir lâtifenin terakkiyatı ve ahvalinden icmalen bahsetmiş Ben kendimce görüyorum ki, insanın mahiyet-i camlasında ve istidad-ı hayatiyesinde çok letaif var Onlardan on tanesi iştihar etmiş Hatta hükema ve ulema-i zahiri dahi o letaif-i aşerenin pencereleri veyahut nümuneleri olan havass-ı hamse-i zahire, havass-ı hamse-i batına diye o letaif-i aşereyi başka bir surette hikmetlerine esas tutmuşlar Hatta avam ve havas beyninde taarüf etmiş olan insanın letâif-i aşeresi, ehl-i tarikin letaif-i aşeresi ile münasebettardır Meselâ vicdan, a'sab, his, akıl, heva, kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye gibi letaifi kalb, ruh ve sırra ilâve edilse letaif-i aşereyi başka bir surette gösterir Daha bu letaifden başka saika, şaika ve hiss-i kabl-el vuku gibi çok letaif var R N )
LETB Gitmek * Devretmek * Bir şeyden ayrılmayıp, ona bağlanmak
LETEYYA Büyük emir
LETF Sık olmak * Bahçede ağaçların sık bitmesi * Yaraşıklı olmak
LETHAN Karnı aç olan kişi
LETHURDE f Dayak yemiş, dövülmüş, kötek yemiş
LETM Davarın boğazlanacak yerine bıçak çalmak
LETRE f Parça parça Paramparça * Eski, yırtık
LETT Bağlama * Karıştırma * Vurma, dövme, dayak atma * Yanaşma, yaklaşma
LETTA Büyük emir
LEUS Çok yeyici kişi, obur
LEÜM (LEİM) (C : Liâm) Aslı alçak yaramaz kişi
LEV Gr: (Şart edâtı) Dahâ ziyade, olsa bile (manâsına gelir ) "İnne" gibi mâzi mânâsını muzariye çevirmeyip aksine muzâriyi de mâziye çevirir Temenni edâtı ve vasıl edâtı olur Meselâ : Lev-câe Aliyyun leraeytühu: Ali gelse idi, elbette görürdüm
LEV' Yanma * Yakma
LEV'-İ GARÂM Aşk ile, sevgi ile yanma
LEV'A (C : Leveât) Gönül acısı, kalb acısı Yürek yanıklığı
LEV'A-İ KALB İç yanıklığı, gönül acısı
LEVA Bulgar parası
LE'VA Şiddet * Maişet darlığı, geçim zorluğu
LEVAHIK (Lâhık Lâhıka C ) İlâveler, ekler Lâhıkalar
LEVAİC (Lâice C ) Kalbleri aşk ateşiyle yananlar
LEVAİH (Levâyih) (Lâyiha C ) Lâyihalar
LEVAİM (Lâime C ) Bir kimsenin yüzüne karşı çekiştirmeler, levmetmeler Zemmetmeler Başa kakmalar
LEVAMİ' (Lâmia C ) Parıldayan şeyler, nurlar, parıldamalar
LEVAZIM İhtiyaç maddeleri Lüzumlu madde * Ask: Silâhlı kuvvetlerin yiyecek ve giyecek maddelerini, silâh ve cephane dışında kalan çeşitli araç ve ihtiyaçlarını ifade etmek üzere kullanılan umumi tabirdir
LEVAZIMAT (Levazım C ) Lüzumlu maddeler
LEVBAN Siyah taşlı yer
LEVC Ağız içinde lokma veya başka bir şeyi döndürüp çevirme
LEVCA' Hâcet, ihtiyaç
LEVEAT (Lev'a C ) Sevgiden ve mecazî aşktan gelen iç yanıklıkları Yürekten gelen acılar
LEVEND (Levent) f Yeniçeri devrinde deniz erlerine verilen bir isim Asker * Mc: Boylu boslu, yakışıklı, çevik kimse
LEVENDÂN (Levend C ) f Leventler, askerler
LEVENDÂNE f Leventçesine, hızla, süratle
LEVG Ağızda bir cismi çiğneyip sonra dışarı tükürmek * Yalamak
LEVH Görünen ibretli manzara * Üzerinde yazı veya şekil çizilebilir düzlük * Seyredilen yerin çizili sureti * Ayet, hadis veya büyüklerin ders verici sözleri Yazılı şey * Şimşek çakmak * Susamak * Zâhir olmak * Çalıp almak
LEVH-İ HÂTIR Hâfıza
LEVH-İ KAZÂ VE KADER Kader ve kazanın levhası, yani: Olmuş ve olacak her bir şeyin ilm-i İlâhîdeki vücudları; yani, ilmen mevcudiyyetleri (Alem-i gaybdan sayılan geçmiş ve gelecek mevcudatın dahi mânen hayatdar bir vücud-u mânevileri ve ruhlu birer sübut-u ilmîleri vardır ki, levh-i kaza ve kader vasıtası ile o mânevi hayatın eseri, mukadderât nâmı ile görünür, tezahür eder L )
LEVH-İ MAHFUZ Her şeyin hayatının ind-i İlâhîde yazılması İlm-i İlâhînin bir ünvanı
LEVH-İ MAHV Mahvolma levhası, bir şeyin harab oluşu ve yıkılışını gösteren manzara
LEVH-İ MAHV VE İSBAT Bir tabirdir Levh: Görünen ve ibret verici bir vaziyeti ifade eder Mahv ise; o vaziyetin birden ortadan kalkması, mahvolmasını ifade eder Gökyüzü bulutlarla kaplı, şimşek çakar, yağmur yağar bir levha halinde iken birden hava açılır, hiç bir şey yokmuş gibi, eski manzarayı mahvolmuş hâlde görürüz Bu hale mahv diyoruz Kudret-i İlâhî ile tekrar aynı eski hale gelmesi, havanın yağmurlu, bulutlu, şimşekli manzarasına dönmesi keyfiyyetine de İsbât diyoruz Cenâb-ı Hakk'ın tekrar mahlukatı dirilteceğine bir işâret olarak bu vaziyete de İsbat deniyor, Cenab-ı Hak levhayı yazıyor, bozuyor (  Hem zihayatların yaşamasına en lüzumlu rızkı ve istifadece en kolayı ve nefesleri vermek ve nüfusları rahatlandırmak gibi çok vazifeler ile tavzif edilen rüzgârlar dahi; cevvi, âdetâ bir hikmete binâen "levh-i mahv ve isbat" ve yazar, ifâde eder, sonra bozar tahtası" suretine çevirmekle, Senin faaliyyet-i kudretine işâret ve Senin vücuduna şehadet ettiği gibi, Senin merhametinle bulutlardan sağıp zihayatlara gönderilen rahmet dahi; mevzun, muntazam katreleri, kelimeleriyle, Senin vüs'at-ı rahmetine ve geniş şefkatine şehadet eder!  Ş )
LEVHA Üzerinde yazı veya resim bulunan, duvara asılacak kâğıt * Bir sayfanın üzerindeki kalın yazı
LEVİD f Çok büyük tencere Kazan
LEVÎSE Çeşitli topluluklardan bir yere toplanmış olan kimseler
LEVİYYE Bir kimse için ayrılıp saklanan yiyecek
LEVK Çiğnemek
|