Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler  
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler 
Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HA Osmanlı alfabesinde sekizinci harftir ve ebced sayısı ile de sekizi ifade eder şeklinde okunursa: Haram şey, haşarı yüzsüz kadın mânâlarına gelir
HA harfinin ismidir Ebcede göre beş sayısına delâlet eden ( ) harfi, mehmusedendir Bazan başka harfe yâni "yâ" veya "hemze" veya "elif"e kalbolur Bir kelimenin evveline ve âhirine ilâve edilebilir Arabçada beş vecih üzere müstameldir:1- Zamir olarak, nasb ve cerr yerlerinde kullanılır 2- Gaib harfi olur Mücerret gaib mânasına gelir: ( Ebûhu: Onun babası) kelimesinde olduğu gibi 3- Sekte "Hâ"sıdır Kelimenin sonunda olan harekeyi veya harfi beyan için diğerine eklenir ( Mâ-hiye) ve ( Hâ-hünâ) da olduğu gibi 4- Soru hemzesinden değişmiş olan "hâ" dır 5- Müennes işareti olan "hâ" dır
HA f "İşte!" mânasınadır * Cemi edatıdır Kelimelerle birleşerek onları çoğul yapar Meselâ: Ayine-hâ : Aynalar Der-hâ : Kapılar Esb-hâ : Atlar Zülüf-hâ : Zülüfler
HA(Y) f Çiğneyen mânasına gelir ve birleşik kelimeler yapılır Meselâ: Şeker-hâ : Şeker çiğneyen * Mc: Tatlı sözlü, güzel ve dokunmaz sözler söyleyen
HA Kelime-i tenbihtir İşaret ismi olan Zâ ve Zi kelimeleri ile Hâzâ Hâzihi Hâzâke gibi Bundan başka "hâ" tenbih edatı olarak kelimeye dâhil edilir (Hâzâ ) da olduğu gibi yakını ifade eder İşaret ismi veya nida olur (Eyyühâ ) daki gibi
HAB' Gizli, saklı, hafi * Gizlemek, örtmek, setretmek
HAB f Uyku Rü'yâ
HÂB-I ADEM Ölüm uykusu
HÂB-I CÂVİD Ebedî uyku, ölüm
HÂB-I GAFLET Gaflet uykusu
HÂB-I GİRAN Ağır uyku
HÂB-I HARGUŞ Tavşan uykusu Şüpheli ve hafif uyku * Yalan, hile
HÂB-I NUŞİN Tatlı uyku
HÂB-I RAHAT İstirahat için uyku
HAB (HÂBE) Günah Suç
HABAB (Habâbe) Son derece muhabbet * Su üzerindeki hava kabarcığı
HABAİB (Habibe C ) Habibeler, sevgili kadınlar
HABAİK (Habike C ) Kehkeşanlar, samanyolları * Çizgiler
HABAİL (Hibale C ) Ağ, tuzak, bağ, kement
HABAİL-İ MEVT Ölümün sebepleri
HABAİL-ÜŞ ŞEYTAN Şeytanın tuzakları * Kadınlar
HABAİS (Habise C ) Kötülükler Murdar ve pis şeyler
HABAK f Mandıra, ağıl * Dört yanı bir duvar veya set ile çevrilmiş yer, avlu
HABAL Bozulma, düzensizlik Karma karışıklık * Sıkıntı, hüzün, keder, üzüntü
HABALA (Hublâ C ) Gebeler
HABALEYAT (Habâlâ C ) Hâmileler, gebeler
HAB-ALUD Uykulu Uyku karışık
HABAR (C : Habârât) İmzâ Mühür, damga
HABARAT (Habâr C ) İmzâlar * Damgalar
HABARÎR (Hıbrîr C ) Dağçiçekleri Dağda yetişen çiçekler
HABASET (Hubs) Murdarlık, pislik, kötülük
HABAT Vücuttaki bir yara iyileştikten veya vücuda bir sopa ile vurulduktan sonra bedende kalan iz * Davarın çok yemekten dolayı karnının şişmesi
HABAYA Gizli işler, gizli şeyler * Defineler
HABAZ Hareket * Bâtıl olmak * Eksilmek
HABB Tane, çekirdek * Yuvarlak olarak hazırlanmış ilâç * Buğday tanesi veya buna benzer tohum
HABB Aldatıcı, kurnaz, hileci, hilekâr * Denizin kabarması, denizde dalga olması
HABBAL (Habl dan) Urgan ve ip satan kimse
HABBAR Terzi * Mürekkepçi
HABBAS Zindancı, gardiyan, hapseden
HABBAT (Habbe C ) Habbeler, tohumlar, tâneler * Haplar
HABBAZ (Hubz dan) Ekmekçi Ekmek yapan veya satan kimse
HABBAZÎ Ekmekçilikle ilgili
HABBE Tane Tohum * İhtiyaç * Parça * Dirhemin 1/48 kadarı
HABBET-ÜL KALB (Bak: Süveydâ)
HABBET-ÜS SEVDA Çörek otu
HABBE (HUBBE) Yol, tarik
HABBE Gammazlık yapan kadın (Müz: Habb)
HABBEYİ KUBBE YAPMAK Değeri olmayan bir şeye çok fazla ehemmiyet vermek Zihinde büyütmek
HABBEZA "Ne güzel, ne sevimli, ne hoş" mânâsında bir takdir edatıdır
HABBÜL BÜLUĞ (Habb-ül büluğ) Erginlik çağındaki erkek ve kız çocukların yüzlerinde ve alınlarında çıkan sivilceler
HABC Vurmak, darbetmek
HABC Devenin ot yemekten dolayı karnının şişmesi * Vurmak
HABCAME f Gecelik ve pijama gibi gece uyurken giyilen elbise
HAB-DİDE f "Rüya görmüş " Büluğa ermiş genç
HABE f Sıkılma, bunalma, darlanma, boğulma
HABE Zarara ziyana uğradı (mânâsına fiil)
HABEB Aldatma, kandırma Hile, kurnazlık
HABEK f Üzülme, sıkıntı yapma * Sıkılma, bunalma
HABEL Ana rahmindeki çocuk, cenin * Gebelik, gebe olma zamanı * Fls: Musallat fikir
HABELE Üzüm çubuğu
HABELLAK Küçük olup büyümeyen koyun
HABEN Siroz denilen ve karında su toplanmasından ileri gelen bir hastalık
HABEN Kısaltma, azaltma, kasma * Edb: Aruzda "fâilâtün" den "ât" hecesini atarak, nazmı "fâilün" veznine sokma
HABENDAT Şişman kadın
HABENNEKA (Bak: Hebenneka)
HABENTA' Kısa boylu, tıknaz kişi
HABER Hâriçten insanın fikrine intikal eden ilim * Yeni havadis Ağızdan ağıza nakledilen söz * Peyam Peygam Nebe' İlim ve malumat Bilgi * Hadis, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm'ın sözü * Edb: Hâdiseyi bildiren fiil veya cümle * Gr: Müsned Mübtedanın mukabili Bir isme yakıştırılan sıfat Allah büyüktür cümlesinde: Allah, mübteda; büyüktür, onun haberidir Bu, mübteda ise beraber tam bir cümle teşkil eden; merfu' bir isim, fiil veya cümle olabilir (Bak: Müsned)
HABER-İ KÂZİB Yalan haber
HABER-İ MEŞHUR Bidayette râvisi mahdut iken sonraki devirlerde, yalan üzere ittifakları muhal olan bir cemaat tarafından nakledilegelen makbul hadistir (Ist Fık K )
HABER-İ MÜTEVATİR Birçok kimselerin çokları vasıtası ile rivâyet ettikleri hadis
HABER-İ SÂDIK Doğru haber Hz Peygamber'in (A S M ) sözü Hadis
HABER-İ VÂHİD Bir sahabeden, bir kişiden veya bir koldan gelen sahih hadis (Bak: Mütevatir)
HABER Berelenme, yaralanma Çürüme
HABERDAR Haberli, vâkıf, bir mes'eleden haberi olan
HABERÎ (Haberiyye) Haberle ilgili Haberden ibaret olan * Gr: Yüklemle ilgili
HABERKAS Küçük deve * Küçük adam
HABERPİJUH f Haber almaya çalışan Haber araştıran, haber toplayan
HABES(E) (Habis C ) Kötüler Alçaklar Pisler * Necaset denilen ve maddeten pis şeyler (Necis veya necaset-i hakikiye de denir )
HABEŞ Afrika'nın Kızıldeniz sâhili güneyinde müstakil bir memleket Bu memleket ahalisinden olan * Beyaz ve siyah arasında koyu esmer adam
HABEŞÎ Habeş memleketi ahalisinden olan Habeş'e mensub ve müteallik olan * Koyu esmer renkli adam * Hat, tezhib, minyatür gibi güzel san'atlarda kullanılan bir cins kâğıt
HABETIKTIK Atın tırnağı taşa dokunduğunda çıkan ses
HABEVKERA Belâ, mihnet
|