Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HADEB Kambur olma, kamburluk
HADEB Uzun boylu, akılsız kimse
HADEBE Kambur, yumru * Vücuttaki kamburluk
HADEBİYYET Yumruluk, kamburluk
HADED Engel, mâni, set
HADEKA Gözün siyahlığı, gözbebeği
HADEKA-İ AYN Göz güllesi, göz hadakası
HADEMAT Hademeler Hizmetçiler
HADEME Hizmetçiler, hâdimler * (C: Hıdâm) Halhal * Devenin ayağını bağladıkları kayış
HADENG (Hadenk) f Kayın ağacı * Kayın ağacından yapılmış ok
HADER Uyuşma
HADER-İ UMUMÎ Bütün vücudu kaplayan uyuşukluk
HADERNAK Örümcek
HADES Yeni olmak Eskiden olmayıp sonradan görülmek * Taze Yiğit Genç * Fık: Abdest almayı icabettiren hal Bazı ibadetlerin yapılmasına mâni olan ve necaset-i hükmiye sayılan hal * Pislik
HADES-İ ASGAR Fık: Taharet-i suğra ile, yani yalnız abdest ile giden taharetsizlik hali Bevletmek, kan gelmek sebebi ile hasıl olan hades gibi
HADES-İ EKBER Fık: Taharet-i kübra ile, yani gusül abdesti ile giderilen taharetsizlik halidir
HADES (Hads) Sür'atle idrak etmek Zan ve tahmin eylemek Fikrini, re'yini bildirmek Bir sözün mâna ve mefhumunda, bir hususun vaz' ve üslubunda başka tarz tasavvur eylemek (Bak: Hads)
HADESAN Şanssızlık, kısmetsizlik, talihsizlik * Kaza
HADESAT (Hades C) Hadesler Pislikler (Bak: Hades)
HADEYAN Yelmek
HADF Yürüme hızı
HADI' Alçaltıcı * Gönül alçaklığı ve huzu ile muttasıf
HADIL Yumuşak taze ot * Islanmış, nemlenmiş
HADIM AĞASI (Bak: Hâdim ağası)
HADINE Süt nine
HADIR Tembel, uyuşuk, uyumuş
HADIYD (Hazîz) Oturaklı, mütemekkin, yer * Dağ eteği Zir Alçak yer * Koz: Ayın veya başka bir seyyarenin mahreki üzerinde dünyaya en yakın bir mesafede bulunan nokta Dünya ile diğer seyyarelerin güneşin merkezinden en uzak oldukları bir nokta
HADÎ Birinci * Mazluma yardım eden * Deveyi şarkı söyleyerek süren
HADİ' Hileci, aldatıcı * Bozuk, fena
HÂDÎ Hidayete ermiş Mürşid Rehber, delil Hidayet yolunu gösteren Hidayete, doğruluğa eriştiren Önde giden
HÂDİY-ÜT TARİK Hidayet yoluna sevkeden, mürşid Doğru yolda giden
HADÎA (C: Hadâyi') Ustalıklı bir şekilde aldatma, oyun yapma
HADÎA Davarın karnından gelen ses
HADİÂNE f Hile ile, hile yaparak
HADÎ AŞER Onbirinci
HADÎB Kınalı, kına yapılmış * Boyalı, boyanmış
HADİC(E) Vaktinden evvel doğan erkek veya kız çocuğu
HADİD Demir, çelik Sert, kavi olan * Çabuk kavrayışlı, keskin, öfkeli, hiddetli, titiz * Hudut ve sınır komşusu
HADİD-ÜL BASAR Gözü keskin
HADİD-ÜL MİZÂC Öfkeli, çabuk kızan
HADİD-ÜN NAZAR Görüşü keskin olan
HADİD SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 57 suresi
HADÎD Dağ eteği * İçinde yağmur suyu biriken alçak çukur * Arz, yer, dünya
HÂDİFE Halktan bir kısım
HADÎKA Etrafı duvarla çevrilmiş bahçe Sulu, ağaçlı bahçe
HADÎKA-YI FERAHFEZA İç açan bahçe Gönüle ferahlık veren bahçe
HÂDİL (Hadl den) Aşağıya sarkıtılmış * Gözlerinde ve ağzında çıban olan deve yavrusu
HADÎLE Çayır, çimen
HÂDİM (Hidmet den) (C: Huddâm) Hademe, hizmetçi, hizmet eden, işe yarayan * İmân ve İslâmiye'te ve millete faydalı olmağa çalışan * Erkekliği yok edilmiş olanlar Bunlardan saraylarla büyük kişilerin konaklarında çalışanlara Hadim ağası denilirdi Osmanlı İmparatorluğunda bunlardan, büyük mevkilere yükselenler olmuştur Hattâ sadrazam olanlar bile vardır
HÂDİM-ÜL FUKARA Fakirlere hizmet eden
HÂDİM-ÜL HAREMEYN-İŞ ŞERİFEYN Hilâfeti haiz olmaları hasebiyle Osmanlı Padişahlarına verilen ünvandır Haremeyn; Mekke ile Medine'ye denilir İslâm âleminin bu iki şehre hürmet-i mahsusaları sebebiyle ve daha fazla tâzim kasdiyle şerif sıfatını da ilâve ederek "Haremeyn-iş şerifeyn" denilmiştir Haremeyn'in Hâdimi mânasına gelen bu tâbir ise ilk evvel Yavuz Sultan Selim hakkında kullanılmış, daha sonra bütün padişahlar hakkında istimal olunmuştur Yavuz Sultan Selim Han Halep'i fethettiği haftanın ilk cum'a namazını Melik Zâhir camiinde eda ederken, hatib hutbede "Malik-ül Haremeyn-iş Şerifeyn" şeklinde adını anar anmaz, Yavuz Selim derhal yerinden kalkarak: "Haremeyn'in maliki olmak ne haddimdir Ben Haremeyn'in hizmetkârı olmakla iftihar ederim" demek suretiyle tevazu göstermiş ve bu tabir ondan sonra, hutbelerde o suretle söylenmiştir
HÂDİM Yıkıcı olan, yıkan, tahrib eden
HÂDİM-ÜL LEZZAT Lezzetleri mahveden, yıkan (Ölüm)
HADİM AĞASI Erkekliği yok edilmiş olan Böyle kimselere "Tavaşi" de denilirdi Bu gibiler, yabancı erkekler için mahrem sayılan harem dairesine girip çıktıkları ve muhafaza ile beraber harem hizmetini de gördükleri için kendilerine "Hâdim Ağası" adı verilirdi (OTDS)
HADİME (Hâdim den) Kadın hizmetçi
HADÎME Su içinde eriyince pişmiş olan buğday
HADÎN (C: Hudenâ) Sâdık dost, vefadar arkadaş
HADÎN-İ KADÎM Eski dost
HADİN Bir kuş cinsidir (Hiç doymak bilmez, yediğini hemen hazmedip yine yemek ister, yüksek yerleri sever, değme yer üstüne konmaz, ağaç başlarına konup bütün yemişini yer, yemişleri kalmazsa başka yerlere gider)
HADİR Öten güvercin Kişneyen at * Üstü koyu, altı sulu olan yoğurt
HADİR (C: Hadere) Şişen aza, yumrulanan organ
HADİR Gevşek, tembel, uyuşuk
HADÎRE Kalabalık olmayan topluluk * Yaranın içinde toplanan kan ve irin
HADÎRE Hurması gök iken dökülen hurma ağacı
HÂDİS Yeni Sonradan olan şey Değişen Hudus eden
HÂDİS-ÜS SİNN Yaşı taze Genç delikanlı
HADÎS Her söylenişinde yeni haber gibi dinlenmeğe lâyık Peygamberimizin (ASM) sözü, emri ve hareketi Sünnet-i Nebeviyye Hadisten bahseden ilim (Bak: Tevâtür)
HADÎS-İ Bİ-L MA'NA Kelâm itibarı ile değil de mânaca doğru olan hadis
HADÎS-İ KUDSÎ Mânası Peygamberimiz'e (ASM) vahy veya ilham edilen, kelimesi kendisinden sudur eden kudsî kelâm
HADÎS-İ MEŞHUR (Bak: Meşhur)
HADÎS-İ MEVZU' Başkası tarafından söylendiği hâlde Peygamberimize (ASM) isnad edilen hadis Muan'an veya senedlerle tesbit edilmemiş hadistir Manası yanlış demek değildir
HADÎS-İ MUALLAK Senedinin yalnız ibtidasından bir veya birkaç ravisi hazf edilmiş olan hadistir Meselâ: Bir zat kendi şeyhini ve şeyhinin şeyhini zikr etmeksizin onların fevkindeki râvilerden itibaren senedi zikr etse ta'likte bulunmuş olur (Ist FıkK)
HADÎS-İ MÜRSEL Peygamberimiz'den (ASM) işitildiği bildirilen hadis-i şerif
HADÎS-İ MÜTEVATİR Kizb üzerine ittifakları aklen tecviz olunmayan cemaatlerin birbirinden ve ilk cemaatin de bizzat Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmdan rivâyet ettiği Hadis-i şeriftir (İlm-i yakîni ifade eder "Bu hadis-i şerif Peygamber'den (ASM) sâdır olmuş mu?" demeğe imkân kalmaz)
HADÎS-İ SAHÎH Hakkında şüphe edilemiyen ve doğru senetlere ve râvilere isnad edilerek müsbet olarak kat'i bilinen hadis-i nebevidir
HADÎS-İ ŞEYHEYN En muteber ve büyük hadis âlimlerinden İmam-ı Buharî ve İmam-ı Müslim'den rivayet edilen hadis-i şerif
HÂDİSAT (Hâdise C) Yeni olan şeyler Hâdiseler
HÂDİSE (C: Hâdisat, Havadis) Vâkıa, olay Yeni bir şey, ilk defa olan Haber
HÂDİŞE Derisi parçalandığı halde kan çıkmayan yara
HÂDİYE Değnek, asâ, sopa * Su içinden sivrilerek yükselen kaya
HADL Meyletmek, yönelmek
HADLEKA şiddetle bakmak
HADM Birşeyi ağzına koyup, bir lokmada çiğneyip yemek
HADMA' Beyaz koyun
HADME Ateş gürültüsü

Alıntı Yaparak Cevapla