Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HADR Evmek, acele etmek * Vücutta bir organın şişip yumrulaşması * Men etmek, engel olmak * Saçak bükmek
HADRA (Müennestir) Yeşillik * Sebze En yeşil Pek yeşil
HADRAVAT (Hadrevât) (Hadrâ C) Yeşillikler, yeşillik
HADRE Yüz yüze olmak
HADREBAN Feryadı şiddetli olan, çok fazla bağıran
HADRECE Bükmek * Sağlam yapmak, sağlamlaştırmak
HADS Uzun düşünce ve delile ihtiyaç kalmadan hâsıl olan ilim Sür'at-i intikal Ani ve doğru idrâk Delilden neticeye çabuk varmak(Akıl tâtil-i eşgal etse de, nazarını ihmal etse, vicdan Sânii unutamaz Kendi nefsini inkâr etse de onu görür Onu düşünür Ona müteveccihtir Hads ki, şimşek gibi sür'at-i intikaldir, dâima onu tahrik eder Hadsin muzâafı olan ilham, onu dâima tenvir eder Meyelânın muzâafı olan arzu ve onun muzâafı olan iştiyak ve onun muzâafı olan aşk-ı İlâhi, onu dâima mârifet-i Zülcelâle sevkeder Şu fıtrattaki incizab ve cezbe, bir hakikat-ı câzibedarın cezbiyledir MN)( Hem hiç mümkün müdür ki: O hads-i kat'î, o yakîn-i şuhudî hadsiz emarelerden ve o emareler, hadsiz müşahedat vak'ıalarından ve o müşahedat vakı'aları, şeksiz ve şüphesiz mebâdi-i zaruriyeye istinad etmesin Öyle ise, şu ehl-i edyandaki bu itikadât-ı umumiyenin sebebi ve senedi, tevatür-ü mânevi kuvvetini ifade eden pek çok kerrat ile melâike müşahedelerinden ve ruhanilerin rü'yetlerinden hâsıl olan mebâdi-i zaruriyedir, esasat-ı kat'iyyedir S)
HADS-İ SÂDIK Tam, doğru ve şüphesiz idrâk etme ve bilme
HADSEN Sezmekle Sür'atle intikal ve idrâk etmekle
HADSÎ Hadsle Hadse dâir ve müteallik
HADSİYYAT Mümkün olan şeyler Olması ihtimali olan nesneler Mümkinat
HADSİZ Hesapsız, sayısız Belirli olmayan, çok
HADŞ Kaşımak * Tırmalamak
HADŞE (C: Hadeşât) Vesvese, kuruntu, merak, ye's, üzüntü, hüzün
HADŞE-İ DERUN İç sıkıntısı, gönül üzüntüsü
HADŞE-AVER f Rahatsızlık veren, insanı sıkıntıya koyan
HADŞE-NİSAR f Merak veren, vesvese
HADUN Memesinden biri diğerinden uzun olan koyun
HADUR Yemen diyarında bir şehrin adı
HADUR İniş * Alçak yer
HADUŞ Pire Sinek
HADV Sürmek
HADY Evmek, acele etmek * Rüzgârın esmesi
HAFA Gizlilik Gizli olmak Saklılık
HAFA Berdi denilen otun beyaz ve yaş olan kökü
HAFA' Yalın ayak yürümek
HAFA (HAFÂYE) Çok yürümekten adamın ayağının ve davarın tırnağının aşınması
HAFAFÎŞ (Huffâş C) Yarasa kuşları
HAFAGÂH f Gizlenilecek yer, gizlenme yeri, siper
HAFAİR (Hafîr C) Oyuklar, delikler, çukurlar
HAFAK (HAFAKAN) Muzdarib olmak, acı çekmek * Deprenmek
HAFAKAN Sıkıntı Kalb çarpıntısı Iztırab
HAFAT (Hâfe C) Sahiller, deniz kenarları, kıyılar
HAFAVE Bir kimseyi mübâlâga ile sormak * Şefaat etmek * İkramda ve iltifatta mübâlağa etmek
HAFAYA (Hafi C) Gizli şeyler Sırlar
HAFAYA-YI UMÛR İşlerin gizli tarafı
HAFAZA (Hâfız C) Muhafızlar Muhafız melekler
HAFC Titremek * Ayağını eğri basan
HAFCAG Tatar beyi (Aslı: Kıpçak)
HAFD Evmek, sür'at
HÂFE (C: Hâfât) Sâhil, kıyı, deniz kenarı * İki veya daha fazla sathın, bir açı teşkil ederek birleşmesinden meydana gelen uzunlamasına keskinlik
HÂFE-İ NEHR Nehir kenarı
HÂFE-İ TARÎK Yol kenarı
HAFE İçine bal konulan sahtiyan tuluk
HAFEDE (Hafid C) Yardımcılar, hâdimler
HAFEF Fakirlik Darlık * Şiddet
HAFELLEH Ayaklarının uç kısmı birbirine yakın olup, ökçeleri uzak olan
HAFENDER Malını güzel tedbirlerle çoğaltan mal sahibi
HAFER Çukurdan çıkartılan toprak * Dişin çürümüş kısmı veya kiri
HAFER Çok fazla utanmak
HAFEŞ (C: Ahfâş) İğne ve iplik koyacak kap * Sel
HAFEŞ Gözün küçük olması ve görme kuvvetinin zayıf olması (Öyle kişiye "ahfeş" derler)
HAFET Islıklı yılan
HAFF Bir şeyin etrâfını dolanan Bir nesnenin çevresini dolanan
HAFF Tavaf etmek * Süslemek * Hizmet etmek * Kesmek
HAFF Alaca renkli at
HAFFAF Ayakkabı, terlik vb gibi şeyler yapan ve satan Kavaf
HAFFANE (C: Haffân) Deve kuşu yavrusu * Hizmet * Maiyyet
HAFFAR Çukur kazan, kuyu kazan
HAFFE (C: Hıff) Çulhaların bez sardıkları ağaç
HAFHAFA (C: Hafâhıf) Köpeğin, yemek yerken ses çıkarması * Sırtlan sesi
HAFIK Ufkun nihayeti Şark veya garb tarafı * Vuran, çarpan, çırpınan
HAFIKAN (Hâfıkeyn) Mağrib ile maşrık Şark ile garb Doğu ile batı
HÂFIZ Kur'ân-ı Kerim'i tamamen ezbere okuyan * Kur'an-ı Kerim'in mânası ile beraber her şeyini yaşamaya ve muhafazaya çalışan * Muhafaza eden Koruyan Hıfzeden (Hadis ilmi ile meşgul ve mütehassıs olup yüzbin hadis-i şerifi senetleri ile beraber ezberden okuyanlara da Hâfız-ül hadis denirdi) (Ist Fık K)
HÂFIZ-I HAKİKÎ Hakiki ve tam muhafaza eden (Allah)
HÂFIZ-I KÜTÜB Kitabları hıfzeden, saklayan Kütüphane me'muru, kütüphaneci
HÂFIZ-I ŞİRAZÎ (Bak: Sa'd-ı Şirazî)
HÂFIZ Alçaltıcı * İnsana haddini bildiren * Rahatta olan
HÂFIZA Muhafaza eden Ezberleme kuvvesi Kuvve-i hâfıza
HÂFIZA-PİRÂ f Hafızayı süsleyen * Uğur sayılarak ezberlenen şey
HAFİ Yalın ayak yürüyen veya koşan * Çok ikram eden insan İnsanı güler yüzle karşılayan
HAFÎ Gizli Açıkta olmayan Saklı * Fık: Sigasından dolayı değil, bir ârızadan dolayı mânası kapalı kalan lafız
HAFÎD Evlâd Oğul Torun
HAFÎDE Kız torun
HAFİF Ağır olmayan Hafif Yeğni
HAFİF-ÜL MİZAC Kararsız, hoppa, temkinsiz
HAFİF-ÜR RUH Ruhu hafif olan, hoşsohbet
HAFÎF Kuş uçarken, at koşarken veya rüzgâr eserken meydana gelen hışırtı, hışlama
HAFİF-İ KEBUTER Güvercinin uçarken çıkardığı ses
HÂFİL Dolu, mümteli
HÂFİR Kazan, kazıcı, hafriyat yapan Yerde çukur açan(Esâsen kazıcı mânasına sıfat olmakla beraber, atın tırnağına isim olmuştur Ve o münasebetle tırnağının kazdığı çukura, yani izine ve o suretle açılan çığıra dahi merdiyye mânasına râdiye ıtlak olunur ET)
HÂFİR-İ Bİ'R Kuyu kazan

Alıntı Yaparak Cevapla