Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #29
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HAZN Sağlam yer * Kabile ismi * Arap beldeleri
HAZNE Hazine * Depo
HAZR Bir şeyi takdir ve tahmin etmek, nazar ile tahmin etmek * Çehresini ekşitip çirkin olmak
HAZRA' Küçük ve dar gözlü kadın (Müz: Ahzer)
HAZREC Sert rüzgâr * Güney rüzgârı
HAZREKA Darlık
HAZRET (Huzur dan) Ön Kurb Pişgâh * Hürmet maksadı ile büyüklere verilen ünvan; "Hazret-i Kur'an, Hazret-i Peygamber, Hazret-i Üstad, Paşa Hazretleri" gibi
HAZRET-İ RİSALET Peygamberimiz Hz Muhammed'in (ASM) bir ismi
HAZREVAT (Hadravat, Hadrâ) Yeşillik * Gökyüzü, felek Asuman
HAZUF Sür'atle yürüdüğünden ayağı altından taşlar atılan eşek
HAZUL Kimsesiz Yardımsız olarak her şeyden mahrum sürünmek
HAZUME Sığır, bakar
HAZUN Yaramaz huylu kimse
HAZUR (Hazer den) Çok dikkatli, çok çekingen
HAZV Sarkık olmak
HAZV Kat'etmek, kesmek * Takdir etmek
HAZVA' Sarkık kulaklı eşek
HAZVE (C: Hazavât-Hızâ) Küçük ok
HAZY Kat'etmek, kesmek
HAZY Birbiri üzerine yığılıp toplanmak
HAZZ Sevinç duyma Hoşlanma Zevklenme Saadet Tali' Nasib Nimet ve süruru mucib şey
HAZZ Kesme Kısaltma * Kazmak * Yırtmak * Silmek
HAZZ Hafif gövdeli * Bir cins ot
HAZZ (C: Huzuz) Deniz koyunu (denizde olur) * "Vurmak" mânâsına masdar * Duvar üstüne direk koymak
HAZZ Kandırmak
HAZZ Yün
HAZZA' Nâlin yapıcı, nalcı
HAZZAF Çanak çömlek yapan veya satan
HAZZAL Ehline ve ailesine sarfedecek birşey bulamayan fakir
HAZZETMEK Hoşlanmak, zevk ve lezzet almak
HEB (Vehb den) Bağışla, lutfet (mânasına emir, duâ)
HEBA İnce toz * Boş Beyhude Nâfile Faydasız İsraf Ziyan * Aklı az olan
HEBAEN MENSURA Boşuna olarak Faydasız yere dağılmış
HEBAL Avcı, sayyad
HEBB Uykudan uyanmak * Gâib olmak
HEBBAR Çok fazla kılı olan sırtlan veya maymun
HEBBE Vak'a * Zamandan bir asır
HEBBİHÎ Sallana sallana yürüyen kişi
HEBBUR Ufak inci
HEBC Vurmak * Ağırlık
HEBEC Devenin memesinde olan verem
HEBENKA Ayak parmaklarını dikip ökçesi üzerine oturmak
HEBENNEKA Ahmaklığı darb-ı mesel olmuş bir kimsedir * Mc: Zeki ve becerikli olmadığı halde kendini öyle sanan
HEBETA Çukur yer
HEBH Sallanmak
HEBHAB Serap
HEBHEBE Dâvet
HEBHEBÎ Çoban * Hizmete koşan yiğit
HEBÎB Rüzgâr, yel
HEBİD Hanzal otu tohumu
HEBİHA Yürürken sallanan kadın
HEBİR Çukur yer
HEBİT Zayıf, ince deve
HEBİT Korkak kimse
HEBL Ölüm, mevt * Taaccüb makamında kullanılır
HEB-LENÂ Bize lutfet Bize ihsan et, bağışla
HEBR (C: Hübur) Çukur yer * Kesmek * İki dağ arasında olan düz yer * Etli, semiz olmak
HEBRA Şişman kadın
HEBRAKÎ Demirci * Yabani öküz
HEBRE (C: Heberât) Et parçası
HEBREME Obur Yemeğe düşkün * Geveze
HEBS Şâdlık, sürür, neşe, neşat * Döşemek
HEBS Hareket
HEBŞ Cem'etmek, toplamak * Kazanmak, kesbetmek
HEBT (Hübut) İniş Aşağı inme * Aşağı indirme Bir yere inip konmak * Nüzul, illet, maraz * Zayıflama * Bir memlekete birisini dâhil ettirmek * Eksiltmek * Kötü bir hale uğratmak
HEBT Birbiri ardınca vurmak
HEBUL Yavrusu kalmayan deve
HEBUT İniş yer
HEBV Ateşin sönmesi
HEBVE Toz * Tozlu yol
HEBY (HEBYE) Küçük câriye
HEBZ Sür'at yapmak, hız yapmak
HECA (Hece) Dilin ve ağzın bir hareketi ile çıkan bir veya birkaç harf Harflerin sesi Harflerin seslendirilmesi * Elif-bâ sırasına göre dizili harfler Bir sözü harfleri ile söylemek * Şekil Kıyâfet * Yemek * Sükut etmek, susmak
HECACE (C: Hecâcât) Kurbağa
HECAGÛ f Nazım veya nesir yoluyla birinin aleyhinde bulunan Birini zemmeden, bir kimseyi hicveden
HECCAV Çok hicveden Hiciv söyleyen (Bak: Hicv)
HECE (Hecâ) Bir defada söylenebilen, bir veya birkaç harfden meydana gelen sözcük * Harfleri birer birer söyleyerek okuma
HECEF Yaşlı devekuşu * Ağır ve boş kimse
HECEMAT Hamleler, taarruzlar, hücumlar
HECENNA' Uzun ve şişman gövdeli kimse * Başı dazlak, yaşlı kimse * Başı dazlak olan devekuşu
HECES Gönüle düşen hatıralar
HECE VEZNİ Türklerin eskiden kullandıkları nazım âhengi ölçüsüdür ki, buna "parmak hesabı" da denir Parmak hesabı, Türk edebiyatının başlangıcından XI yy a, yani Türklerin aruz veznini öğrenmelerine kadar Türk nazmının yegâne âhengi idi Aruz vezni kabul edilmekle beraber, hece vezni terkedilmeyerek yine halk edebiyatında kullanılagelmiştir Hece vezninin 3 den 16 ya kadar muhtelif heceli ölçüleri vardır En çok kullanılanları 7, 8, 11 ve 14 lü hecelerdir
HECHECE Çağırmak
HECİ' Yer yarığı * Derin dere
HECİL İki dağ arasındaki çukurca kısım Vâdi
HECİME Tulukta biriktirilip ekşitildikten sonra içilen ve köremez denilen süt * Yoğurt
HECİN Pek hızlı yürüyen bir cins deve * Arap atı ile diğer cins attan doğmuş melez at
HECİR Yaz mevsiminde öğle vaktindeki sıcaklık * Otun kuruması * Büyük havuz
HECL İki dağ arasındaki çukur ve düz yer * Atmak
HECM Hamle etmek Saldırmak * Büyük kadeh
HECME şiddet, sertlik
HECMET-ÜŞ-ŞİTÂ Kışın şiddeti Soğuğun sertliği
HECMEC Koç
HECR Ayrılık, firak * Tıb: Sayıklamak Hezeyan (Bak: Hicr) * Çok sıcak günlerde öğle vakti
HECR-İ CEMİL Kalben ve fikren onlardan uzak durup fiillerinde onlara uymamakla beraber, kötülüklerine karşılık vermeğe kalkışmayıp müsamaha, idare ve güzel ahlâk ile hüsn-i muhalefet etmek (ET)
HECS Gönüle düşen hâtıralar
HECV (Hicv) Medh ü senânın zıddı Kötüleme Birisi hakkında kötülemek için söylenen söz veya manzume (Bak: Heccâv)
HEDA Sakin olmak
HEDAD Yemen'de bir kabile
HEDAHÎD (Hüdhüd C) Hüdhüdler, çavuş kuşları, ibibikler
HEDAYA (Hediye C) Hediyeler Lütuf ve ihsanlar Bağışlar
HEDB Meyve toplamak * Davar sağmak
HEDBE Ufak tesbih böceği
HEDCAN Yavaş yürüyüş
HEDD Binayı gürültüyle yıkıp göçürmek Çok ihtiyarlayıp düşkün hâle gelmek * Zayıf ve korkak
HEDDAM Çok keskin kılıç
HEDDE Duvarın yıkılmasından çıkan gürültü
HEDEB Ensiz, uzun ve ince yaprak * Servi yaprağı
HEDEF Nişan noktası * Emel Varılmak istenen gaye * Yüksek, bülend * İri vücudlu adam * Bir işe yaramayan, tembel ve uykucu olan (LR)
HEDEF-İ ÂMÂL Gaye-i hayâl Ulaşmak istenilen hedef
HEDEL Devenin dudağının sarkık olması * Bir şeyi aşağı indirmek
HEDEM Binadan yıkılan taş ve kerpiç
HEDER Boşa gitme Yok yere faydasız giden * Ölüme giden
HEDHED Suâl etmek, sormak * Ötmek * Çocuk sallamak
HEDHEDE Bağırma, ötme * Devenin bağırması, kuşun ötmesi
HEDÎ (C: Hevâdî) Mürşid * Boyun
HEDÎL Erkek güvercin Güvercin sesi
HEDÎR Güvercin kuşlarının ötmesi * Aygırın kişnemesi
HEDİYE Parasız verilen, bağışlanan şey Armağan
HEDİYE-İ DENDÂN Diş kirası
HEDİYETEN Armağan olarak, hediye olarak
HEDİYY (Hediye C) Atiyyeler, hediyeler
HEDK Kırmak
HEDLAK Dudakları sarkık olan
HEDM Yıkmak, harab etmek Parçalamak, mahvetmek * Birisine vurup belini kırmak (Râgibâ, düşmanın aldanma tevazularınaSeyl, divârın ayağın öperek hedmeyler)(Râgıp Paşa)
HEDM (HİDM) (C: Ehdâm) Eski elbiseler
HEDMELE (C: Hedmelât) Ağacı çok olan kumlu yer
HEDN Vakar, ciddiyet
HEDNE Sükun, sessizlik, durgunluk

Alıntı Yaparak Cevapla