Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #33
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HEYD Depretmek * Zahmetli olmak
HEYD f Ekinci yabası
HEYDEB Yere yakın olan bulut
HEYDEBÎ Atın bir çeşit yürümesi
HEYECAN Birden bire şiddetle hislenme Ürperme * Coşkunluk Coşmak
HEYEF İnce belli olmak
HEYELAN Toprak kayması
HEYEMAN (Heym) Şaşkınlık Tutkun olmak, âşıklık
HEY'ET Şekil Suret Görünüş * Birlik teşkil eden şahısların mecmuu * Gök ve yıldız ilmi Astronomi * Duruş, vaziyet, keyfiyet Tabiat ve cibilliyet Bir şeyin cibilli vaziyeti
HEY'ET-İ ASLİYE Aslındaki şekil ve suret
HEY'ET-İ A'YÂN Senato * Mertebesi yüksek ve itibar edilenlerin heyeti
HEY'ET-İ HÂKİME Hâkimler hey'eti
HEY'ET-İ İÇTİMAİYE İçtimaî heyet Topluluğa âit heyet Toplantı heyeti
HEY'ET-İ MECMUA Bir şeyin teferruatına ve cüz'lerine bakılmaksızın bütününün gösterdiği hal ve manzara
HEY'ET-İ TEMSİLİYE Temsil hey'eti * Tar: Erzurum Kongresinde Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ismini alan cemiyetin nizamnamesi iktizasınca seçilen şahıslardan teşekkül etmiş olan hey'et (6 Ağustos 1919)
HEY'ET-İ UMUMİYE Umumi hey'et Bir şeyin teferruatları nazara alınmadan olan umumi durumu
HEY'ET-İ VEKİLE Vekiller hey'eti, icra vekileri hey'eti Bakanlar Kurulu Başbakanın riyaset ettiği heyet
HEY'ETŞİNAS f Astronomi bilgini Sema ve ecramın ahvâline vâkıf olan
HEYF Sıcak rüzgâr
HEYG Çoğaltmak
HEYHA Deveyi yulafa çağırmak
HEYHAT Teneffür ve tehassür ifâde eder; "sakın, savul, yazıklar olsun, uzak ol" mânalarına geldiği gibi, daha ziyade; Eyvah, yazık, ne yazık, ne kadar uzak gibi mânalar için söylenir
HEYÎ f Varlık, madde
HEYKEL Taş, tunç, kil ve alçı gibi maddelerden yontularak, kalıba dökülerek veya yoğurulup, pişirilerek yapılan insan, hayvan vs şekli * Büyük bina, anıt, büyük ve yüksek yapı, âbide * Mc: Soğuk ve duygusuz kimse * Güzel ve yakışıklı kişi
HEYKELTRAŞ Heykel yapan kimse
HEYL Dökmek * Bir şeyi ölçüsüz def'etmek
HEYLELE "Lâ ilâhe illâllah" demek
HEYLEMAN Çok, kesir
HEYLULET (Bak: Haylulet)
HEYM (Heyemân) Şaşkınlık * Âşık olma, tutkun olma * Yüzü yere koymak
HEYMERE Koca avret İhtiyar kadın
HEYN (Heyyin) Kolay Rahat * Vakar Sükunet
HEYNE Tıb: Kolera hastalığı
HEYNEME (C: Heynem) Gizli ses
HEYR Rüzgâr adı * Sağlam ve sert taş
HEYRA' Korkak, ahmak kimse
HEYREA Çoban düdüğü * Meyyitin kabrine toprak dökmek
HEYRUN Bir nevi hurma
HEYS Atâ etmek, vermek, bağışlamak * Hareket
HEYS Yürümek
HEYSAM Arslan * Kısa boylu kişi
HEYSAR Arslan
HEYSEM Toy kuşunun yavrusu * Tavşancıl yavrusu * Akbaba yavrusu * Kurt eniği
HEYŞ Hareket * Davar sağmak * Fitne * Iztırab, acı
HEYŞE (C: Heyşât) Husumet, hasımlık * Çekişmek, nizâ etmek
HEYŞER Ot * Ağaç
HEYŞUR Ot * Ağaç
HEYTAL Tilki
HEYTALE (C: Heyâtıl) Helva kazanı
HEYTELEK "Gel" mânasınadır
HEY'UA Kusmak, kay * Yavaşlık
HEYUB Azametli, heybetli, gösterişli
HEYULA Zihinde tasarlanan korkunç hayal * Gösteriş ve iriliği olduğu halde hiçbir te'siri ve değeri olmayan şey * Eski felsefede: Eşyanın aslı ve gerçek olan kısmı Madde (Bak: Esir)
HEYULÂNİYYUN Maddeciler
HEY'URUR Meşakkat, zahmet
HEYYİN Kolay, sühuletli
HEYZ Kırık kemik sarılıp ovulduktan sonra tekrar kırmak
HEYZA Fazlaca kusma, istifra etme * Tıb: Kolera hastalığı
HEYZALE İnsan sesleri * Cemaat, topluluk * Çok asker * Büyük deve * Belinden aşağısı şişman olan kadın
HEYZAM Bahâdır, kahraman
HEYZÜM f Kuru odun
HEYZÜM-PÂRE f Odun parçası
HEZ Eğlence Ciddi olmayan söz
HEZ' Kırmak
HEZABİR (Hizebr C) Arslanlar, esedler * Yiğitler, kahramanlar
HEZAR f Bin (1000) * Pek çok * Bülbül
HEZARAN f Binler Binlerce Pek çok * Bülbüller
HEZARDASTEN (Hezârdestân) f Bülbül
HEZAREN Sıcak memleketlerde yetişen; ve baston, sandalye gibi şeyler yapmakta kullanılan bir cins kamış
HEZARFENN f Çok bilen, bir çok san'atı birden çok yüksek derecede yapabilen * Minâre ustası
HEZARMÎH f Bin yerinden yamalı derviş hırkası * Çok süslü * Gök yüzlü
HEZARPA f Çok ayaklı, bin ayaklı * Kırkayak
HEZARPARE f Bin parça, çok ufak
HEZARTABE f Güneş, şems
HEZARYAR f Bin defa Bin kerre
HEZAZÎK Süratle kat'etmek, çok çabuk kesmek
HEZB (C: Hizâb-Ehazıb) Yağmur damlası birbiri ardınca damlamak
HEZBE (C: Hüzub-Hizâb Hizabât) İri katreli yağmur * Otu az olan yüksek tepe
HEZEC Gök gürültüsü * Güzel sesle şarkı söylemek
HEZECAT (Hezec C) Yağmur çisiltisi Yağmur sesi
HEZELİYAT (Hezl C) Ciddi olmayan sözler Saçma sapan konuşmalar Deli saçması
HEZEYAN Kötü sözler Soğuk şakalar * Sayıklama Saçma sapan konuşma
HEZEYANAT (Hezeyan C) Sayıklamalar * Saçma sapan ve mânâsız konuşmalar
HEZF Yaşlı devekuşu
HEZHAZ Keskin kılıç
HEZHAZ Aygırları boyunlarından sıkıp zebun eden yavuz aygır
HEZHEZE Cisimlerin, hava yahut başka bir şey dokunmasiyle titremesi
HEZÎ Ahmak * Vakit, saat
HEZÎC Ahmak kimse * Süratle yürüyen kimse
HEZÎL Zayıf, arık Bitkin
HEZÎM Sağanaklı yağmur * Gök gürültüsü * Koşarken kişneyen at
HEZÎMET Bozgunluk, mağlubiyet
HEZÎZ Deprenmek
HEZK şiddetli gök gürültüsü * Uçurmak * Yuvarlamak
HEZL Ciddi olmayan söz Saçma, uydurma, yalan konuşmak * Edb: Meşhur bir manzumeye lâtife tarzından nazım yapmak Bu tarzda yapılan nazım
HEZLÂMİZ Şaka ile karışık söz Mizahlı kelâm
HEZL-GÛ Şakacı Lâtifeci, mizahlı söz söyleyen
HEZLİYÂT (Hezl C) Mizah ve şakayla ilgili söz veya şiirler
HEZM Çok çabuk kesmek * Sür'atle yemek
HEZM Bozma, mağlub etme, hezimete uğratma * Sıkıştırma, sıkma, bir şeyi sıkıp ezme
HEZM Seğirtmek * Taze olmak * Kırmak
HEZME Elle basıldığında veya sıkıldığında oluşan çukur
HEZMELE Bir cins yürüyüş
HEZR Saçmasapan, boş ve mânâsız söz
HEZRA (C: Hezrât) Vurmak
HEZREME Sür'atle okumak Sür'atli kelâm
HEZZ Hızlı okumak * Süratli kesmek
HEZZ Hareket ettirmek Depretmek Tahrik
HEZZ Vurmak, dövmek * Isırmak
HEZZA İnsan topluluğu, hayvan sürüsü
HEZZAM Keskin
HEZZAR Devamlı saçmalayan adam
HEZZUZ Keskin
HI Arabça alfabede dokuzuncu harftir Ebced hesabına göre 600 sayısına işaret eder
HIBA' Atâ, bahşiş, hediye
HIBA Yağmurdan korunmak için kurulan çadır Tente
HIBAB Sevişmek, muhabbet
HIBAB (C: Havâbibe) Hısımlık, yakınlık, akrabalık, karâbet
HIBALE Kement
HIBAT Yüzde olan dağ ve nişân * Davarın ayağında ve uyluğunda yapılan işâret
HIBAZET Ekmek yapma mesleği, ekmekçilik
HIBB Muhabbet * Habib Yoldaş
HIBB Bahadırlık, kahramanlık * Gammazlık
HIBBE Hımhım otunun tohumu
HIBHER Galiz, kaba
HIBIK Uzun, tavil * Hızlı yürüyüşlü at
HIBK Yellenmek
HIBNE (C: Hıben) Büyük çıban
HIBRAK Yellenme
HIBRE Tecrübe etmek, denemek, sınamak
HIBRE (HABRE) (C: Hıber-Hıberât) Yemeni, alaca renkli bez
HIBSE Yaramaz, habis nesne
HIBTE Azıcık süt * Bir içim su
HIBVE (HUBVE) (C: Hubâ) Gökyüzüne yayılmış büyük bulut * Dizlerini büküp, mak'adı üzerine oturup, elleri dizleri altından bağlamak * Bele takılan şey
HICCE (C: Hıcec) Bir kere haccetmek * Sünnet
HIÇKIRIK t Fazla yemekten ve asabi sebeplerden diyaframın kasılması ve akciğerlerdeki havanın şiddetli ve gürültülü bir şekilde dışarı atılması * Boğaz tıkanacak surette ve derinden iç çekerek ağlama
HIDA' Hile
HIDAC Eksik, noksan
HIDANE (Bak: Hızane)
HIDARE Oturma, ikamet
HIDEB şişman gövdeli kimse
HIDEMAT (Bak: Hidemat)
HIDEMM Bahşişi çok olan kimse
HIDÎV f Vezir, âsaf * Kral nâibi * Osmanlı Padişahı Abdülaziz zamanında (1861 - 1876) Mısır valilerine verilen ünvan Sultan Abdülaziz, hıdîv ünvanını Büyük Fuad Paşa'nın arzusu üzerine ilk olarak Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın torunu olan İsmail Paşa'ya verdi (8/6/1867) İsmail Paşadan sonra oğlu Tevfik Paşa, daha sonra da Abbas Hilmi Paşa, Mısır Hıdîvi oldular Mısır hıdîvleri protokol bakımından şeyhülislâm ve sadrazam ile aynı derecede idiler
HIDÎVÂNE f Bir vezire veya Mısır hıdîvine yakışır şekil ve surette
HIDK Kesmek * İhâta etmek, kaplamak, içine almak
HIDN Koltuk altından yan başına varana kadar, kucak * Nahiye * Canip, taraf
HIDR Mâni, engel * Perde, hâil
HIDRELLEZ (Hıdırellez) Rumi Nisan ayının 23 gününe verilen addır Bu tarih 6 Mayıs'a tekabül eder Doğrusu Hızır ve İlyas'tır
HIFA' Her şeyin örtüsü ve perdesi * Kırba örtüsü
HIFAF Yeyni, hafif
HIFAZ Gayret * Vefalılık
HIFAZ Gelin düğünü
HIFF Hafif, zayıf nesne
HIFFE YeynilikHafiflik, zayıflık
HIFRÎ Bir otun adı
HIFŞ Küçük ev
HIFY(E) Yalın ayak yürümek
HIFZ Saklama Koruma Siyanet Muhafaza * Ezber etmek Hatırda tutmak Kur'an'ı ezberde tutmak
HIFZ-I BİLAD U İBAD Şehirlerin ve şehir ahalisinin korunması
HIFZ-I EMANET Canı muhafaza etme * Bırakılan emaneti koruma
HIFZ-I HUKUK Hak ve hukukları muhafaza etme
HIFZ-I KUR'AN Kur'an-ı Kerim'i tamamıyla ezberleme
HIFZ-ÜL LİSAN Dili, günah ve lüzumsuz olan sözlerden korumak Kötü ve fena sözlerden dilini muhafaza etmek (İhtiyaçtan fazla söz söylememek mendubdur)
HIFZE (C: Hafâyiz) Gadap etmek, hiddetlenmek, kızmak * Gayret etmek
HIFZISSIHHA (Hıfz-üs sıhha) Sağlıklı yaşamak için doğrudan doğruya kişi ve içinde bulunan çevrenin sağlıkla alâkalı şartlarını tetkik edip inceleyen, gerekli tedbirleri olan ve bu çeşit çalışmalardan bahseden hekimlik kolu veya sağlık bilgisi * Sıhhatini korumak Sağlığını muhafaza etmek
HIKAB Arap kadınlarına mahsus bir nevi kumaştır, onu bellerine kuşanıp süslerini ve zinetlerini ona takarlar
HIKB (C: Ahkâb) Uzun zaman, dehr
HIKBE (C: Hıkeb) Yıl, sene * Seksen yıl
HIKD Kin, buğz, adâvet * İntikam almak için fırsat beklemek
HIKF Kumun bir yere toplanıp yığılarak tepe gibi olması
HIKK(A) (C: Hukuk - Hıkâk) Üç yaşını tamamlayıp dördüne girmiş deve
HIKMIK ETMEK t Bir işten veyahut bir suale cevap vermekten kaçınmak için esassız bahaneler ileri sürmeye çalışmak Tereddütlü davranmak
HILA' Göze çekilen sürme
HILAB Yırtıcı hayvan veya yırtıcı kuş pençesi

Alıntı Yaparak Cevapla